ASLINDA bence ben dahil hepimizin bu sorunun sadece diğer insanlarda olduğunu, böyle bir sorunun bizde olmadığını düşünmekten geçiyor diye düşünüyorum ...
Dünya bir tekamül etme okulu, zıtlıklar ise bizim derslerimiz. Anlaşamadığımız kişiler de öğretmenler'miz. Onlar bize şuuraltımızda gizlenmiş dengeleyemediğimiz tarafları davranışlarıyla farkettirmeye çalışırlar. Yani aslında AYNA NÖRONLAR iişbaşındadır. Bunu niye yaptıklarını onlarda bilmezer. Taaki EVRENSEL YASA'yı bilene kadar.
Karsimizdaki insanin mutlulugu icin birsey yapmanin bizi az seye sahip olma riskiyle karsi karsiya birakmasi olasiligini icgudusel olarak icimizde tasiyoruz. Bencillik kisacasi.
aslında sevmeyi bilmiyoruz da ondan. Herkesi üstünlüğü ile. Zayıflığı ile hatta, hiç olması ile sevebilsek, her şeye rağmen kabullenebilsek güzel olacak.
Anlaşabilmek için karşılıklı dinlemek gerekiyor... Kimse kimseyi dinlemiyor ki bu toplumda, herkes lafını baştan hazırlamış durumda.. En sonunda da kavga ve çatışma...
Kötü kime ve neye göre kötüdür. Görecelidir ve bu nedenle insanlara olabildiğince hoşgörülü davranmak gerekiyor bana kalırsa. Karşınızdaki anlamıyorsa o durumda yapılacak tek şey uzak durmak sanırım.
Tepeden bakmıyoruz.. Karşılıklı oturan 2 kişi önünde tek bir fincan var kulübü nerde diye sorarsan biri sağ biri sol diyecek hocası da tepeden baktığında her ikisinede. Haklisin der... Nasrettin Hoca misali dünya döner durur
Sayginin hoşgörünün oluşabilmesi için Kişinin belli bir kültüre VE bir MEDENİYETE Ait olmasi gerekir Belli bir Medeniyete ait olan kişinin standat bir bilgi seviyesi vardir Bu bilgi seviyesi Onu hoş görülü Belli ölçülerde Ahlakli yapar.
Anlaşmayı bilmediğimiz için.. Bilsek bile kabul etmediğimiz için... Kabul etsek bile dile getiremediğimiz için.. Dile getirsek bile karşı tarafın anlamadığı içindir..
Benlikten dolayı. Benlik var olma çabasında her daim. Bazen üstünlük kurarak bazen kabul ederek bazen yargılayarak varlığını onaylamak ister. Tüm seçimler ve ayrışmalar benlikten kaynaklı. İşin özüne bakıldığında bütün renkler bir bütün hayvanlar kendi doğasında güzel. Herşey yerli yerinde. Bunu fark etmeye başlayan insan boğulur denizde ki bir damla gibi. Bu egonun benliğin sonu dur. Bu durumdan çıkmak için ayrı görüşler üretmek zorunda. Sorunlar bulmalı vs. Bu yüzden. İletişimde çevreye bakışımızda herşeyde ayrılık yaşıyor anlaşamıyoruz ve sorunlar yaşıyoruz.
geçenlerde bu konuyla ilgili bir post açmıştım belkide okumayanlar vardır tekrar paylaşıyorum insanlar anlaşamaz çünkü yerleşik ekonomideki düzensizliğin yansımaları insanları öyle bir noktaya getirmiş ki artık her şeyin merkezinde, yaşamın merkezinde para var, menfaat var, çıkar var, paraya ulaşma, paraya kavuşma, parayı elde etme düşüncesi var, insanlar bu psikolojinin içine, bu haleti ruhiye içerisine hapsolmuş durumda. Bunun yanısıra insanların alma güdüsünü sürekli kamçılayan reklam sektörlerinin kışkırtıcı boyutu çok yüksek, dolayısıyla insanların satın alma güdüsünü, elde etme güdüsünü psikolojik olarak sürekli kamçılıyor teşfik ediyor, yaşam standartları düşük, ekonomik zorluklar yaşayan insanlarda reklamlarda gördüklerine ulaşamayınca, bazı şeyleri elde edemeyince şiddet konusunda hiç bir engel tanımıyor. Ve gözü hiç bir şeyi görmemeye başlıyor, vuruyor kırıyor, yaralıyor, cinnet getiriyor, bütün değer yargılarını yerle bir ediyor, kendi yerel kültüründen, kendi örf ve adetlerinden uzaklaşmaya ve kendine karşı bile yabancılaşmaya başlıyor, dolayısıyla böyle hastalıklı bir toplumsal yapı içerisinde, bu toplumu oluşturan, bireyler, bu hastalıktan nasibini almıştır, bir kanser virüsü gibi sosyal bünyeyi, toplumsal bünyeyi ele geçirmiş en kılcal damarlarına kadar bütün hücrelerine kadar sarmış ve nufus etmiştir, böyle bir toplumda bireyler bir birlerine yabancılaştığı için, birbirlerinden uzaklaştı için birbirlerini anlayamadığı için ( en başta kendisini anlayamadığı için) bir güven sorunu yaşanmaktadır, bir güven bunalımı yaşanmaktadır, dolayısıyla böylesine çarpık, böylesine hastalıklı bir toplumsal yapı içerisinde kimse kimseye açılamıyor, kimse kimseye güvenemiyor ve kimse kimseyle anlaşamıyor nedeni bu sevgili ömer
Bencillikten daima kendi aklımızı beğenmekten.
çıkarlarımıza ters düşüyorsa anlaşamıyoruz
Kavgayı seviyoruz
Birbirimizi anlamak için değil cevap vermek için dinliyoruz da ondan
Birimiz hava birimiz su dediğimiz için, havadan sudan sebepler yüzünden anlaşamıyoruz
Hoşgörüsüz olup dinlemeyi bilmediğimizden!
Tarih okuma yoksunu
Kültür yozlaşması
Özentili bir toplumdan başk ne beklenir
ASLINDA bence ben dahil hepimizin bu sorunun sadece diğer insanlarda olduğunu, böyle bir sorunun bizde olmadığını düşünmekten geçiyor diye düşünüyorum ...
Neden anlaşmalıyız?
Hiç.. Canımız sıkılmasın diye:))
anlamadığımızda anlaşalım o yeter
Çünkü anlamiyorsun
Anlamamanın sebebi...?
Anlamiyorsun
Tahammülsüzlükten
Basit bit cevap: Anlasmak istemiyoruz... Çünkü isimize gelmiyor
Dünya bir tekamül etme okulu, zıtlıklar ise bizim derslerimiz. Anlaşamadığımız kişiler de öğretmenler'miz. Onlar bize şuuraltımızda gizlenmiş dengeleyemediğimiz tarafları davranışlarıyla farkettirmeye çalışırlar. Yani aslında AYNA NÖRONLAR iişbaşındadır. Bunu niye yaptıklarını onlarda bilmezer. Taaki EVRENSEL YASA'yı bilene kadar.
Birbirimize söz sözü konuda anlaşılmaz ki
Sesini çıkarma sadece söylediklerimi onayla, ben yaparım ederim sakın beni eleştirme...
Karsimizdaki insanin mutlulugu icin birsey yapmanin bizi az seye sahip olma riskiyle karsi karsiya birakmasi olasiligini icgudusel olarak icimizde tasiyoruz.
Bencillik kisacasi.
Basitlikten
Çünkü empati kurmuyoruz ve kendi çıkarlarımız herşeyin önünde geliyor.
Aynen..!
Çünkü herkes kendi doğrusuna inanıyor.
Öyle..!
Hep bana hep bana diyenler yüzünden.
Benciller yüzünden anlaşamıyoruz.
anlaşma mak iyidir herşey ziddiyla bütünleşir yoksa yaşamın anlamı olmazdı zıt olacak tek renk olmaz
Anlaşmak zorunda değiliz
Anlayıp haddimizi bilsek yeter
Bence; taraf tutma, ait olma hissiyatı yüzünden. Bu gibi zorunluluklardan sıyrılabilirsek anlayışlı ve anlaşılır oluruz diye düşünüyorum..
Mantıklı..!
İnsanin tek dostu kendisi, digerleri kendine gore anlar ve yorumlar.
Evet.. Öyle!
Kelime dağarcığı düşük anlama ve anlaşma durumu haliyle zor oluyor
zor bir soru neden anlasiyoruz?
Neden anlaşmak zorunda mıyız birbirimizi olduğu gibi kabul etmek çokmu zor ki.
ĎÜN YARIN OLSAYDI.. FATURALARIMI ZAMANINDA YATIRIRDIM!
Empati kuramiyoruz.
Kendimizden gayrısını zor seviyoruz!
İnsan neslinden geldiğimiz için
İnsan nesli...!
ÇIKARLAR VE HIRSLAR-EGO, üstün olma ezici -aşağılayarak başkasının üzerinden kendini var-etme sancısı..
Doğru..!
Anlasirsak kimin derdi olurdu derdi olmayan mutlulugu nerden bilecektik herseyin bi nedeni vardir
dinlemesini bilmiyoruz
çekememezlikten, sevgisizlikten, hasetten, en büyük olma arzusundan...
cok basit..
cunku iletisime kapaliyiz..
iletisim kurmanin kavramsal tanimini aramizda bu bolumu okuyan arkadaslar yapsin lutfen..
bir bakalim bizim hareketlerimizle tavirlarimizla izledigimiz metodlarla uyusuyormu...
Herkese ve her şeye karşı olduğum için anlaşamıyorum kendi adıma.... Yani onlar beni anlamıyor
tek yanlı-tek taraflı değildir, beni anlamıyorlar-ben onları anlıyor muyum?
Anlasam karşı olmam
Elif Yeken yada anladığım için karşıyım
O da bir olasılık tabi
beyinsiz olmadığımız için
Menfaat dünyasında kimseyle işim olmaz...!
Madem anlaşamıyoruz bu soruyu neden soruyorsun
Dağılın beyler
Anlaşamanın nedenlerini bulabilirsek çözümü kolay olabilir..!
Peki çözülecegine inanıyormusun
Çözülmeye yardımcı olabileceğine inanıyorum..
Insan hertür hayvanla anlaşır, biri hariç.
Şükrü bey şöyle desek insan her turlu canliyla anlaşır biri hariç
Birbirimizi dinlemediğimiz için.
aslında sevmeyi bilmiyoruz da ondan. Herkesi üstünlüğü ile. Zayıflığı ile hatta, hiç olması ile sevebilsek, her şeye rağmen kabullenebilsek güzel olacak.
anlaşmalı mıyız
Hakarete.. Kavgaya.. Ölüme devam mı edelim..?
Anlaşmalıyız huzur içinde yaşamamız için bu gerekli.
ben anlaşmayarak huzur içinde yaşıyorsam ?
Ortak paydada buluşmalıyız özellikle birarada olduğumuz kişilerle.
İnanmam anlaşmazlıklar insanın ruhunu yorar. Ben çocuğmla bile anlaşamadığmda hiçbir şeye odaklanamıyorum. Kafamı toparlayamıyorum.
Anlaşabilmek için karşılıklı dinlemek gerekiyor... Kimse kimseyi dinlemiyor ki bu toplumda, herkes lafını baştan hazırlamış durumda.. En sonunda da kavga ve çatışma...
anlaşmasak da olur. Saygı duymalıyız.
Saygı da anlaşmanın bir yolu değil mi
Düşünme yeteneğimizin ve tartışma kültürünün olmaması farklı fikirlerde olabiliriz ama birimizi saygılı olmak zorundayız
Bana göre: BİR KİŞİNİN KARŞIDAKİNİN ANLAYACAĞİ SEVİYEDE DERDİNİ ANLATMAMASIDIR.. VE ÖTEKİ KİŞİDE KARŞIDAKİNİN ANLATIKLARINI, ANLAMA ÇABASINA GİRMEMESİDİR!..
Nokta!
sorun yaratıcıda, yönetmende, senaristte, yada emeği geçen herkeste! Hepsinin canı cehenneme
Hepimiz kaybolmuşuz,
Ene (benlik) var edildikçe zihinlerde, anlaşmak neyimize!
Kotu insanlarla iyi gecinme cabasina siz medeniyyet diyorsunuz ben sahtekarlik diyorum o yuzden
Kötü kime ve neye göre kötüdür. Görecelidir ve bu nedenle insanlara olabildiğince hoşgörülü davranmak gerekiyor bana kalırsa. Karşınızdaki anlamıyorsa o durumda yapılacak tek şey uzak durmak sanırım.
Dinlemiyoruz bence
Birbirimizi dinlemeyi bilmiyoruz. Hep ve sadece benim düşüncelerim benim doğrularım "Ben" demeyi bırakamıyoruz.
Tepeden bakmıyoruz.. Karşılıklı oturan 2 kişi önünde tek bir fincan var kulübü nerde diye sorarsan biri sağ biri sol diyecek hocası da tepeden baktığında her ikisinede. Haklisin der... Nasrettin Hoca misali dünya döner durur
Sayginin hoşgörünün oluşabilmesi için
Kişinin belli bir kültüre
VE bir MEDENİYETE
Ait olmasi gerekir
Belli bir Medeniyete ait olan kişinin standat bir bilgi seviyesi vardir
Bu bilgi seviyesi
Onu hoş görülü
Belli ölçülerde Ahlakli yapar.
Herkese göre kendi haklı
iletisimi bilmiyoruz iletisim becerileri diye birsey var
Bütün anlaşmazlıkların en temel sebebi; 'bakış açısı farklılığıdır' !
Çıkar çatışması
fikir hedef amaç çıkar farklı
Anlaşmayı bilmediğimiz için.. Bilsek bile kabul etmediğimiz için... Kabul etsek bile dile getiremediğimiz için.. Dile getirsek bile karşı tarafın anlamadığı içindir..
Her birimiz 'bir' iz yan yana gelince 'bir' liğimizi korumaya çalışıyoruz. Oysa yeni bir şeyiz
Kürt sorunu var .
Kürt sorunumu sen türkiye de yaşamiyorsun galiba..
Benlikten dolayı. Benlik var olma çabasında her daim. Bazen üstünlük kurarak bazen kabul ederek bazen yargılayarak varlığını onaylamak ister. Tüm seçimler ve ayrışmalar benlikten kaynaklı. İşin özüne bakıldığında bütün renkler bir bütün hayvanlar kendi doğasında güzel. Herşey yerli yerinde. Bunu fark etmeye başlayan insan boğulur denizde ki bir damla gibi. Bu egonun benliğin sonu dur. Bu durumdan çıkmak için ayrı görüşler üretmek zorunda. Sorunlar bulmalı vs. Bu yüzden. İletişimde çevreye bakışımızda herşeyde ayrılık yaşıyor anlaşamıyoruz ve sorunlar yaşıyoruz.
Ben bilinci yerine sen bilinci oluşturmalıyız
Dünyanın bütün insanları anlaşmayın farklılığa tahammül edin kafi.
Anlasmak diye bi kavram yok miadi dolana kadar asgari musterek var....
İstemediğimizden...
Basit bir cevap: Niçin anlaşalim ?
Din, Dil, Irk ve Görüş Ayrılıklarını benimsediği için Toplumlar yozlaşıp Parçalanıyor ve Sonuç da Anlaşamıyor ..
Önce dinlemeyi ögrenmeliyiz..
Çünkü ahmağız eğo denen birşey var
Çünkü anlamıyoruz
geçenlerde bu konuyla ilgili bir post açmıştım belkide okumayanlar vardır tekrar paylaşıyorum insanlar anlaşamaz çünkü yerleşik ekonomideki düzensizliğin yansımaları insanları öyle bir noktaya getirmiş ki artık her şeyin merkezinde, yaşamın merkezinde para var, menfaat var, çıkar var, paraya ulaşma, paraya kavuşma, parayı elde etme düşüncesi var, insanlar bu psikolojinin içine, bu haleti ruhiye içerisine hapsolmuş durumda. Bunun yanısıra insanların alma güdüsünü sürekli kamçılayan reklam sektörlerinin kışkırtıcı boyutu çok yüksek, dolayısıyla insanların satın alma güdüsünü, elde etme güdüsünü psikolojik olarak sürekli kamçılıyor teşfik ediyor, yaşam standartları düşük, ekonomik zorluklar yaşayan insanlarda reklamlarda gördüklerine ulaşamayınca, bazı şeyleri elde edemeyince şiddet konusunda hiç bir engel tanımıyor. Ve gözü hiç bir şeyi görmemeye başlıyor, vuruyor kırıyor, yaralıyor, cinnet getiriyor, bütün değer yargılarını yerle bir ediyor, kendi yerel kültüründen, kendi örf ve adetlerinden uzaklaşmaya ve kendine karşı bile yabancılaşmaya başlıyor, dolayısıyla böyle hastalıklı bir toplumsal yapı içerisinde, bu toplumu oluşturan, bireyler, bu hastalıktan nasibini almıştır, bir kanser virüsü gibi sosyal bünyeyi, toplumsal bünyeyi ele geçirmiş en kılcal damarlarına kadar bütün hücrelerine kadar sarmış ve nufus etmiştir, böyle bir toplumda bireyler bir birlerine yabancılaştığı için, birbirlerinden uzaklaştı için birbirlerini anlayamadığı için ( en başta kendisini anlayamadığı için) bir güven sorunu yaşanmaktadır, bir güven bunalımı yaşanmaktadır, dolayısıyla böylesine çarpık, böylesine hastalıklı bir toplumsal yapı içerisinde kimse kimseye açılamıyor, kimse kimseye güvenemiyor ve kimse kimseyle anlaşamıyor nedeni bu sevgili ömer
Dinlemiyoruz! Dinlesek bile aynı fikirde degilsek düşman kabul ediyoruz...
verilenle istenen arasinda ucurumlar oldugundan
Ne gerek var?
inanca karşı inanç yaşadığımız için.
.... Kontrolsuz üreme
Egoizm, empati yoksunluğu, sevgisizlik
Çünkü insanlar sevimsiz
Aşırı üreme ve sonucunda gelen değersizleşme
anlaşamamamızı kabul edemediğimiz için
Farklı bakış açıları bence.
Jiddu Krishnamurti...
özde hepimiz benciliz.
Hepimiz unuttuk oysa, .
unuttuk en başta çocuk sevincimizi.
Hepimiz,
Fso Budit haraşşo
son yazdinizi anlamadim
Kurt ile kuzu bir olurdu, fikir ayni olsaydı....
Herkesin egosu tavan yapmış