Rüya nedir? ve neden insanlar rüya görür?

Eksikliklerimizi tamamlarız. Bazen en korktuklarımizi yaşarız ki buna rağmen ne kadar güçlü olduğumuzu anlarız. Yada korkularimizin o kadar da kötü olmadığını anlarız. Rahatlariz ögreniriz kendimize geliriz rüyalarda ...

Metabolizma için kesinlikle gerekli bir şey.. Hayvanların bazıları dahi rüya görüyor.. İlgili videoları herkes izlemiştir herhalde..

Fakat rüyalara metafizik anlamlar da yükleyenler oluyor.. Acaba ne kadar gerçekçi bir tespittir bu diye insan düşünmeden edemiyor..

Evet bazen başka insanların sıkıntıları bize malum oluyor. Onla ilgili rüya görüyoruz ve doğru çıkıyor. Bu kuantumdaki dolaşık lık olabilir mi. Hani 2 atom yeterince etkileşince uzaklaştırıyorlar ve sonra birisine bir etki verdiklerinde diğerinde de aynı etki çıkıyor

Mümkün.. Hiç etkileşim yoktur denilemez..

Ben rüyamı tokatlamaktayım
Rüyaların korkulu rüyası şahsen benim :)))))

mesela sadece rüya olarak değilde uykunuzdayken bilinç nerelerde geziyor. Başkası için bünyemiz bu evrende fakat siz neredesiniz. Sonuçta uykunun derin olduğu zamanda dünya ile yani bu alem ile bir bağlantımız yok. Bağlantı kurulduğu anda zaten uyanıyoruz. Tüm canlılar bir şekilde uyuyor ve bu alemden bir süreliğine kopuyor. Nereye gidiyoruz. Her gün rutin olarak yaptığımız bu ritüelde kaçırdığımız bir şeyler var gibi geliyor bana:)

Bence hiç bir yere gitmiyoruz.. Aksine olabildiğince içimize çöküyoruz..

Ruh var mı bilinç nedir. Bunların cevabı yok .

Bilinci açıklamak mümkün olabilir.. Fakat ruh konusu ciddi bir muamma.. Belki şöyle bir bileşik teori kurulabilir;

Ruh kâinatı oluşturan ortak bilincin küçük ve kişisel bir parçasıdır

rüyalar belkide bilinçaltımıza ve anılarımıza, erişime uzak bilgilerimize rastgele ya da güncel olaylarla tetiklenen bir ulaşma aracıdır, mantıktan uzak yaşanması rüya boyutunda limitlerin olmaması olabilir

Zeka genis bi kavram bu durumda

Sikintilar, uzuntuler, umutlar, pişmanlıklar in tecrube ve bilgilerle bir sekilde limitsiz bir ortamda işlenmesi diyebilirim kanimca

Zekadan ziyade zihine girilen veri miktari bence daha onemli

Zeka hayal gucu kisminda yani verilerin harmanlamasinda rol oynamasida dediginiz gibi muhtemel

Şöyle düşündüm;

Zeka kişinin problem çözme yeteneği ise eğer ve görülen rüyalar da bilinçte birikmiş tortuları temizlemek ise, bu durumda rüya yolu ile zeki kişiler bunu daha başarılı bir şekilde gerçekleştirebilir

Belki de ama zeka tek tip degil ki, mesela benim gibi muhendis biri sosyal bilimci birinden daha becerikli diyemeyiz bence bu konuda, cok fazla degisken var

Ben zekâyı genel bir çerçeveye oturtuyorum.. Problemlere yaklaşma metodu, problemi çözme becerisi, yüksek empati kabiliyeti..

Mühendis beyinli biri, bilgisi olmayan konuları da çabucak kavrayabilir..

Evet ama ruya boyutunda kimlerin muhendis olacagi mechul bence

Bu arada bu bir ruyamidir halen daha din girmedi isin icine ?

Bazende üstü açık yattigimizda rüyalar görürüz Hayra yormamak gerekir.

Belkide ruyalari cozdugumuzde insan bir uste evrimlesecek

Kıçı açık yatmak diye de bir şey var hakikatten.. Henüz tezimde bunu bir yere oturtamadım..

Çözülecek bir durumu var mı ki acaba?

Yani bildiğin saçmalama halinde de olabiliriz..

Kuantum durumu soz konusu, bakmazsan sacma kalacak bakarsan belkide evrimin ust basamağı, her iki durumuda ayni anda iceriyor bence

Hazırlamakta olduğunuz tezle ilgili daha önce birileri bazı analizlerde bulunmuş ve beste haline bile getirmişler Yararlanacaginizi umarım "Essegi saldım çayıra otlaya karnı doyura, Gördüğü düşü hayıra yoraninda avradını " Yapılan analizden bir cümle

Ow kuantum en sevdiğim..

Kedi ölü mü yaşıyor mu?

Cevap bize ne?

Kuantum geleneksel fizik kurallarini alt ust etti, daha ilwri gidilemeyecegi ne malum? İnsanoglu daha nelere ulasacak kimbilir, mavi hap mi kirmizi hap mi ?

Peki kuantum ile ilgili şu bakış açısı nasıl dururdu acaba?

Ne demişti Hawking?

Elektronu takip edelim.. Net yerini söyleyemeyiz.. Aynı anda iki yerde de olabilir.. Bir görünür bir kaybolur..

Peki ya kaybolduğu anda diğer aleme veya başka bir evrene dalıp çıkıyorsa?

Belki de diğer alem veya paralel evren sandığımızdan daha yakındır

Belkide biz araftayiz? Bizim boyutta cok fazla sinirlandirici kural var

İsik hizina yaklasmadan bir cok soruyu cozemeyecegiz bence

Galiba öyle.. Veya kestirme yollar keşfedecegiz, Warm Hole gibi..

Belkide ruyalar worm hole larin anahtaridir

Paralel evrenlere yada boyutlara ge is yapiyoruzdur ama zaman ve diger değişkenler farkli isledigi icin beynimiz kendine gore savynma mekanizmasi icinde mantiksiz yorumlar yapıyord ur ve algimizi degistiriyordur, en basiti jet lag ?

Dine bir referans oldu bu..

Miraç meselesinde olduğu gibi

Bence rüya bir içe çöküş.. Eğer Warm Hole oluşturulacaksa bu yine bilimsel alet edavat ile mümkün olacak

Evet tabiki oyle olacak, kanimca kiyamet denen sey ister dini ister bilimsel bakilsin, insanlik acisindan evrende aciklanamayacak hic bir fenomen kalmayacak o zaman hem dini hem pratik olarak zaten sonumuzu kendimiz getirmis olacagiz, genlerimiz müsait

Ow ben öyle bakmıyorum.. Çetin Altan Usta'nın dediği gibi;

İnsanlık kötüye gitmez

Bakis acilarina saygi duyarım

Kimse bise yazmiyor yalniz hissettim kendimi araya biraz din mi serpistirsem inanan olarak, miractan falan girsem de miraca inanmıyorum ben uydurma ozenti benzetme:)

Neyse Alpay falan gelir simdi oyle bisey yapmayayim

Ruyalar hakkinda beklentim olup olumlu verilerine ulasamadigim sey ise biz bir sekilde-bence zaman ile- bir network icindeyiz canlilar olarak, ancak ruyalarimiz arasinda boyle bir network baglantisi goremiyorum bu konuda ne düşünülebilir ?

Önce bir zamanı anlamak gerekir;

Bence "Zaman" kâinatta ki tüm hareketlerin, tüm ontoloji üzerinde ki kaçınılmaz etkisi..

Dünyanın dönmesinden başlayarak, sistemin ve galaksinin, ve tüm evrenin hareketlerinin bir ürünü olsa gerek zaman.. Dolayısı ile bir etkileşim kaçınılmaz.. Bu uyku halinde de geçerli.. Uyurken de zaman ilerliyor.. Sadece uyanık iken bunun farkındayız..

Belki de uyku hali zaman yıpratıcılığına karşı canlılığın oluşturduğu bir direnç.. Bir "Break out"

Şöyle de destekleyebilirim;

Kâinatın toplam hareketi bir zaman etkisi olarak bizi yaşlandırıyor.. Çünkü uyanık iken biz de hareket ederek toplam harekete bir katkıda bulunuyoruz.. Fakat bunu yavaşlatmakta gerekiyor.. Bu da uyku hâlidir

13. kat diye bir film var. 1999 yapımı. Matrix ile aynı yıla denk gelen fakat gölgesinde kalan. En az matrix kadar kaliteli bir filmdir. O filmde de bilinç aktarımı ve rüya arasında bir ilişki söz konusu. Yani benim merak ettiğim başlıca konulardan biri her gün rutin olarak yaptığımız uyku halindeyken bilincin farklı bir aleme geçmesi gibi bir durum var mı. Yani aslında gözümüzün önünde elimizin altında bir olayla karşı karşıya mıyız. Uyuduğumuzda farklı bir evrende uyanıyor olabilir miyiz. Aslında uykudayız ölünce mi uyanacağız. Yoksa uyuduğumuzda mı uyanıyoruz. Ya da birinde uyuduğumuzda diğerinde uyanıyor muyuz. Uykularımız bir çeşit portal mı.

Yani çok misyon yüklenebilir veya açıklama getirilebilir.. Fakat bir de göze görünen gerçek var. Kişi uyuduğunda hiç bir yere filan gitmez.. Bunu derin bir dinlenme hâli diye yorumlamak en sağlıklısı

gitmeyen bedenimiz. Ama o sırada bu alemde olmadığımız da kesin.

Hangi alemdeyiz peki?

soru da o zaten.

Ben cevaplayayım bari;

Uyduruk şeyler bunlar.. İnsan uyurken dinlenir, algılarını kapatır, uyku birikmiş olan biyolojik yorgunluk, zihinsel faaliyetlere ait
karmaşa, kalp ritminin minimum seviyeye çekilmesi sayesinde oluşan dinginliktir

bunlar fiziksel olaylar. Ben zihinsel olaylardan bahsediyorum. Onları zaten sabah kalktığımızda anlıyoruz. Ağrıyan yerlerimiz biraz daha iyileşmiş oluyor.

Zihin hayal gücü ile her yere gidebilir.. Bu uyanıkken daha başarılı yaptığımız bir şey zaten..

Uykuda olan "rüya" görmek işi bunun bilinçsiz ve amaçsızca yapılması da olabilir veya zihnin çeşitli mantıklı kurgular ile birikmiş duygusal artıkları ortaya çıkararak kurtulması da olabilir.. Ben ikincisinin daha doğru olduğunu ancak bunu herkesin aynı kalitede başaramadığını düsünüyorum

bunların yanında işte bende diyorum ki daha fazlası varmış gibi geliyor bana. Sadece sabah dinç kalkmak için yorgunluk atmak için yapmıyoruz ya da sadece onun için yaratılmadık veya evrilmedik artık hangisini seçersen.

Sanırım dini şartlanma sebebi ile öyle düşünüyorsun.. Başka alemler varsa bile oraya uyku ile gidebileceğimizi zannetmiyorum

beynin bazı noktalarına gönderilen bazı kimyasallar veya eski çağlarda bazı otlar ile transa geçerek farklı deneyimlerden söz ediliyor. Yani beyin zaten hala keşfe açık bir organımız.

Madde ile halisünasyon görme hâli kimyasal bir işlem.. Bir anlam yüklenemez

bunun din ile ilgisi yok. Bugün kuantum fiziği de bunu araştırmıyor mu. Holografik evren teorileri

gerçek nedir soruları

madde nedir soruları

Kuantum fiziği rüya araştırması yapmıyor..

rüyadan bahsetmiyorum ben en başından beri

uyku ile rüya her zaman doğru orantılı değil. Rüya görmeme diye bir durum söz konusu mu değil mi.

yani aslında her zaman rüya görürüz ama hatırlamayız teorisi de başka bir mesele

Aslında hep rüya görülür fakat hatırlanmayan rüyalar olur diye okumuştum bir yerde

en uzun rüya 8 sn de deniyordu.

sonuçta elde somut bir veri yok.

Elbette tam olarak olup biteni bilemiyoruz.. Ben de zaten bir tez öne sürdüm bu yüzden.. Belki anlamamızı kolaylaştırır veya hiç değilse soru üretmeye yardımcı olur belki dedim

bende onu yaptım. Maksat bilim kurgu

ünlü teorik fizikçi albert einstein diyorlar mesela. Teorik fizik tamamen kurguya dayalı teoriler üretme üzerine. Yani aklına ne kadar teori geliyorsa sallıyorsun ve dünyanın en meşhur fizikçisi oluyorsunD:

yarın birgün birileri harbi fizikçiler yani bu teorileri matematiğin ve fiziğin temel kanunlarını kullanarak kanıtladığında bak bunu einstein söylemişti diyorlar. Tüm övgüyü kafadan sallayan adam alıyor kanıtlayan değil: P

Ortada hiç bir şey yokken teoriyi düşünmek, kimsenin görmediği açıdan görmek asıl önemli olan kısım.. İspat meselesi işin hammaliye kısmı

cern deki hadron çarpıştırıcısı hammaliye kısmı mı oluyor

O hadron çarpıstırıcısı bir teoriden sonra yapıldı değil mi?

bende onu diyorum. Yapıldı.

Yapılabilmesi için önce felsefi sorular ortaya atılmak zorunda.. İşin en zor kısmı tutarlı ve gerçekçi teorileri ortaya atabilmek..

herşey hayal etmekle başlarda, önemli olan o hayali gerçekleştirebilmek. Bunun için sıkı bir hammalık gerekiyor.

Lise de katıldığım bir münazara geldi aklıma

Başarı için zeka mı daha önemlidir, çalışmak mı?

ikiside

Daha önemlidir sorusunun cevabı bir tane olmak zorunda

niye. Ben ferrari araba hayal ettim. Düşündüm tasarlardım çizdim. Ee sonrası. Bunun mühendisliği işçiliği üretimi emeği olmadan sadece bir hayal olarak kalacak. Işık hızına çıkmaya çalışmak için mühendislik gerekir. Bu da çalışmayı gerektirir. Sadece ortaya ışık hızı diye bir teori atıp arkana yaslanırsan çöp olur o hayal.

sen çalışıp bir sonuca ulaştırmadıktan sonra ortaya attığın teorinin sana ve çevrene ne faydası olacak.

O münazara da ben de senin savundugun kısmı savunmak zorunda kalmıştım..

Cebimden bir tane odun parçası çıkarmıştım ve seyircilere hadi bunu zekanızla bir kurşun kaleme döndürün demiştim.. Alkış almıştım.. Fakat sonra diğer görüş savunma yaptı.. Örnekleri karınca kolonisi ve insan medeniyeti üzerine kuruluydu.. Hangisi daha çalışkandır diye sorulsa karıncalardır diye cevaplanır ama hangisi dünyaya hakim oldu diye sorulsa insan ırkıdır deriz dediler ve münazarayı kazandılar

insan ırkı sadece düşünerek mi dünyaya hakim olmuş yoksa, alet edevat yaparak kazarak üreterek mi hakim olmuş.

biri olmadan diğeri anlamsız kalır.

Alet edavatı tasarlayabilmek kabiliyeti asıl önemli olan

ben onu şöyle kıyasladım kendi çapımda. Mekanik mi daha önemli yoksa elektrik mi: D

İkisi de önemli ama hangisi daha önemli diye sorulursa zeka diye cevaplamak gerekir

bence daha az önemli değil düşündüğünü yapıp hayata geçirmek. Tabi herşey düşünmeyle başlayacak. Sonuca vardıramadıktan sonra düşünmüş olmanın bir anlamı kalmıyor sonuç olarak. Sen veya birileri onu yapmadıkça yok olur gider

Her teori değerli değildir.. Safsata teoriler de olacak elbette.. Ama değerli teori ortaya atmak için de bol bol teori üretmek gerekir.. Bu sayede kıyas ve soru üretilir..

şöyle soralım soruyu o zaman. Teori niçin üretilir. Bir şeyler üretmek yapmak için değil mi. Üretmek yapmak için çalışmakta gerekir. Işık hızına çıkmayı bir iş olarak sayarsak o işi yapmak için çalışmak gerekir. Çalışmazsan o iş olmaz. Olmazsa teorin anlam kazanmaz. Neyse bu sabaha kadar sürer böyle.

Işık hızına ulaşmak henüz bir teoridir denilemez.. Bir fikirdir.. Ama olası olup olmadığı bir muamma.. Ulaşılamaz diyen de var.. Ve onların ki de bir fikir.. Yani bu anlamda henüz elle tutulacak bir nasıl başaracağız teorisi yok

ışıkla ilgili laboratuvar çalışmaları var. Avustralyalı bir grup bilim adamı ışığı durdurabildiklerini iddia etmişlerdi sanırım.

Durdurmak başka o hıza çıkmak başka diyeyim o zaman

durdurmak hıza çıkmanın yolunu açabilir.

Olabilir.. Tabi bir kütlenin o hıza çıkabilmesi için ciddi mühendislik gerekiyor.. Her aşaması teorik olarak planlanmalı.. Umarım başarılır

biz göremeyiz de bana kalırsa 100 yıl içinde mini kütleleri ışık hızına çıkarabilirler. Sonrası insanlı ışık hızı denemeleri: D

Birde rüyada olduğunu farkedip yönetme durumu da var ki o daha ilginç.

Bana da oluyor hakikatten..

neo culuk oynuyorsun demek: D

Lucid dream mı diyorlardı?