Sen bilinç sahibi bir kişi değilsin. Kendini şu an için kişi olarak deneyimleyen bir bilinçsin.
.
Okyanus ve dalga diye bir ayrım gerçekte yok. Her şey okyanus ve her şey dalga.
.
Sen okyanusta bir damla değilsin. Içinde damlalar barındırdığını varsayıp o varsayimsal damlanin gözüyle kendine bakan okyanussun.
.
Okyanus dediğimiz şey de varsayım ya neyse. Şu an oraya varmadı mecaz ufkumuz.
.
Soru: Mecaz-misal-sembol nedir? Bir yerden sonra her şey mecaz hükmüne düşmez mi?
Ahmet Önsesveren
A
Arayışın sonu hiçlik. Bulan da gerçekten buldu ise hakikati, buldum diyebilecek bir şey kalmaz ortada. Ne aradığı kalır, ne bulduğu, nede arayan. Buda hiçlik halidir sanırım. Ve hiçlik tarif edilmez, konuşulmaz. Hiçlik hali mecaz ile anlatılabilir belki. Çünkü kişiye bilmediği, yaşamadığı birşey, bir duygu ancak bildiklerinden yola çıkarak, benzetmelerle işaret edilebilir. Tıpkı Büyük Kitap gibi. İdrakin, anlayışın derecesinde açılımlar oluşur zihinde.
Hiçlik mi yoksa heplik mi?
Heplik hiçliğin karşıtı gibi dursa da, sanırım hiçlik hepliği de kapsıyor
Bilemedim şimdi
Subhanallah yolunun sonu hiclik . Elhamdülillah yolunun sonu heplik. . Bu ikisini kapsayan ama daha ötesi olan bir durum var: Allahu ekber
Hz Musa bilinci ile gidilirse hep tenzih gerekir. Yani Allah gördüğün her seyden otedir. . Hz Isa bilinci ile gidilirse teşbih ve hamd gerekir. Çünkü gördüğün her şey de Allaha bakmaktasin. . Hem tenzihi hem teşbihi ayni anda yapan bilinç. Bilinci de aşan bilinç. Muhammedi bilinctir sav. . Denilir.
Sıbhanallah; gördüğüm herşey onun güçünü gösterir. Benim aklım yetmez onu bilmeye. Elhamdülillah; herşey sensin. Allahuekber; senden gayrı yok. Bu anlama mı geliyorlar.
Hayır
Tasavvufta hiçlik fenafillahtır. Çoğu son makam sanır. Ama ondan sonra bekabillah vardır.
Çok zor anlamak Hele işin içine terimler girince daha da zorlaşıyor. Sevmiyorum terimleri. Anlatamadığımız durumlara, hallere bir isim vermişiz. O kadar çok terim varki, daha karmaşık duruyor işler, anlaşılmayanı daha da kalabalıklaştırıyor, zorlaştırıyor.
Allah gördüğüm herşeyin üzerindedir. Baktığım hiçbir şeyde onun varlığını görebilmem mümkün değil. Diğer taraftan gördüğüm herşey, onun varlığıyla var olmakta. Işık gibi, ışık yoksa hiçbirşey görülmez, var olmaz. Herşey onun yansımasıyla açığa çıkar. Gibi mi? Ama Muhammedi bilinç nasıl olacak. Nasıl bir bilinç hali. Hiçbirşey, hiçbirşeyin sonucu, yansıması, varlık sebebi, ötesi berisi, içi dışı, görünen, görünmeyeni diye ayrılmaz yada işaret edilmez, sebep olarak gösterilmez. Sebepte, sonuçta aynı. Olmuyor bir tarafa kayıyor ya hep, ya hiç. Sanırım bizim zaman algımız ile alakalı bir durum. Zamandan münezzeh olanı, zaman kavramını katarak düşünmeye, anlamaya çalışmamız.