Ülke olarak "hiç iyi olmadığımız işler" gibi bir liste yapsak hangi konu şüphesiz ilk sıralarda yer alırdı. Açılış benden olsun ilk sıraya restorasyonu koydum
Güzel yapılan restorasyonlarda ayrımı sadece uzmanlar yapabiliyor. Basamaklar gri ve krem tonlarını taşıyan mermer ve bulmak o kadar zor değil. Beyazla geçiştirilmesi tarihe saygısızlık. Aslına uygun olmalıydı.
Bence eski ile yeni aynı matariyalle aslına uygun bir şekilde yapılmasında ne gibi bir yanlışlık olabilir ki? Zaten bir kaç sene sonra yeniyle eskiyi ayırd etmek zaten zor olmayacak mı?
Bakın aslına uyulmayanlardan biri... Sivas’taki Gök Medrese ve Kale Camii’nin restorasyon sürecinde standartların dışına çıkıldı, dinlendirilmiş kireç yerine çimento kullanıldı. Van depremi sonrasında restore edilen kısmı yıkılan Hüsrev Paşa Camii de durumun vahametini ortaya koyuyor. Bazı eserlerin restorasyonu sırasında adeta zamanla yarışılması da yanlış sonuçlar doğurabiliyor.
Bakın bir tane daha... Süleymaniye’nin ses sistemindeki birtakım arızalar kulaktan kulağa yayılarak restorasyon sırasında akustiğin bozulduğu iddialarını gündeme getirdi. Akustiğin bozulması için caminin doğal mimarisinin değişmesi gerek.
İşte sorunun kaynaklarından biri Türkiye’de uzun yıllar tarihî eserlere el atılmadı. Son 10 yıl, restorasyona farklı bir anlayış getirdi, yeni bir iş alanı doğdu. Hal böyle olunca da herkes pastadan payını almak istiyor.
Bakın nasıl işler kitabına uyduruluyor. Kaya Üçer (Kalemişi ustası, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi): Tarihî eserlerin restorasyon ihalesinde en düşük fiyatı verenin işi alması çok yanlış. Çünkü bu bir hastane ya da okul yapmaya benzemez. Bazen restorasyon sırasında zaman uzayabilir, maliyet artar. Firmalarda çalışanların diplomasından iş tecrübesine kadar kriterlerin olması gerek. Ben, yönetmenlikte bir şantiyede çalışması gereken şefi birden fazla şantiyede görüyorum. Yani bazı firmalar maliyeti düşürmek için kitabına uyduruyor. Vakıflar, eskiden kendi restoresini yapıyor, kendi elemanlarını yetiştiriyordu. Bunun için özel bir kanun vardı. Tabii müteahhitler siyasiler üzerinde baskı kurdu ve bu kurum kapatıldı. Bazı işleri sıradan müteahhitler yapıyor. Sağdan soldan adam bularak şantiye kuruyor. İhaleyi en düşük fiyata verdiğinizde işin kalitesini, üretim sürecini, çalışanların vasıflı olup olmamasını da belirlemiş oluyorsunuz. Bu işlerde çalışacak, üniversitelerin ilgili bölümlerini bitirmiş, restorasyonun teknik kısımlarını bilen diplomalı eleman yetiştirmek gerek. Firmalar üniversitelerle uyum içinde çalışmalı. Tarihî eserleri farklı bir anlayışla restore etmek gerek çünkü müteahhitler sonuçta bir tüccar, para kazanmaya çalışıyor.
Mutfağınızı yaptırdığınızda L şeklinde tezgahınız bir tarafı gri ve krem renklerde mermer ile diğer tarafta beyaz mermer tercih etmezsiniz eminim. Üstelik bu restorasyon ve çok ciddiye alınması gereken bir çalışma. Tarih mutfağınızdan daha mı değersiz olmalı?
Türkiye de restorasyon nasıl yapılıyor bilmiyorum ama benim bildiğim ilk önce böyle eski binaların rölevesi çıkartılır ve arkasından deneyimli bir bilir kişi onarım veya restorasyonun nasıl yapılması gerektigini anlatan bir rapor hazırlar ve bu raporun ışığında ihale açılır veya bu hususta uzman şirketlere ihale dosyası yollanır onlarda bu bilir kişinin hazırladığı rapor doğrultusunda restorasyonu gerçekleştirirler! Eğer lüzum görülüyorsa bu bilir kişi restorasyonun ön görüldüğü gibi yapılıp yapılmadığını kontrol için de görevlendirilebilinir! Ama restorasyon bilirkişinin hazırladığı ve ihale edildiği gibi gerçeklendirilir! Restorasyonda material genelde aynı malzemeden seçilir ya tıpatıp yapılır ya da restorasyon olduğunu, yeni olduğunu gelecek nesillere göstermek içinde biraz malzeme abstrakt tutularak yapılanları da gördüm fakat benim şahsi düşüncem: aynı malzemeden tıpatıp fakat orjinalinden yenilik olarak biraz ayrı olması fakat ilerde aynına benzemesi aynı patinayı alması bence en doğrusu! Öteki halde ise yama yapılmış gibi her gelen kendi kafasına göre yapmış oluyor! Benim resimde gördüğüm kadarı ile yapılan restorasyon doğru olduğunu düşünüyorum!
Ama maalesef olan burada da düzgün yürütülmediği ve eleman yetiştiren ve restorasyon yapan kurumların kapatıldığı uzman olmayan kişiler tarafından yapıldığından da burada bahsediliyor. http://www.erhanuludag.com/tr/sifir-hatali-bir-restorasyon-nasil-olmali/
Bakın burada Aspendos restorasyonunda kullanılan mutfak mermeri diyor. Burada restorasyon çalışması ancak yakından bakılınca ayırd edilmeli diyor. http://www.34volt.com/kitchen-marble-used-in-historical-aspendos-restoration-news-242907/
Bakın burada da restorasyon felaketi diye geçiyor haber. Aspendos UNESCO Dünya Mirası olmaya aday gösterilirken yapılan işi beğeniyor musunuz? https://archaeologynewsnetwork.blogspot.com.tr/2015/09/aspendos-theatre-restoration-criticised.html#cMmx5J22Wpxtw8JH.97
sayfa bulunamadı bilgisi geliyor bana! Bu binada bundan 2000 yıl önce hangi Taş ocaklarının kullanıldığını bilen varsa o zaman sorun yok zaten bilir kişi de onu belirtir diye düşünüyorum!
Ben tek tek bütün linkleri kontrol ettim mesajınızdan sonra hepsi açılıyor tekrar deneyin isterseniz ya da hangisini göremediyseniz tekrar link atayım.
Semih bey; Burada ihmal olduğu bir gerçek. Bugün o görüntüde mermerler bulmak mümkün. Üstelik uzman görüşlerini de paylaştım. Başka amfi tiyatro restorasyonlarına da baktım.
Ben de kendimce cevabımı yazdım. Uzman olmayan kişinin yakından bakmadıkça bariz belli olmamalıydı. Sanırım sizin söylememizi beklediğiniz bir cevap var. Siz söyleyin o zaman...
Ben söyliyeceğimi bu hususta söyledim!! Beyefendinin statik hakkında söylediğine dikkat etmek lazım böyle eski binalar %100 kullanılmaz ve kullanılmamalı da! Sonu felaketle bitebilir! Ama bunu herhalde organizatörler biliyorlardır!
Estağfurullah! Ben size öyle imada bulunmadım! Türkiye deki genel durumun böyle olduğunu söyledim! Her yerde (sözüm meclisten dışarı!) artık para hırsıyla iş yapmak isteyen cahil, yobaz, ukala insanla dolu!!!
Peki bu restorasyon sizce nasil yapilmaliydi?
İşin uzmani değilim ama sanki uygun yöreden direk doğadan alınan taşlarla renk bütünlüğü korunabilirdi su durumda en cok sırıtan bu konu gibi..
Güzel yapılan restorasyonlarda ayrımı sadece uzmanlar yapabiliyor. Basamaklar gri ve krem tonlarını taşıyan mermer ve bulmak o kadar zor değil. Beyazla geçiştirilmesi tarihe saygısızlık. Aslına uygun olmalıydı.
Bence eski ile yeni aynı matariyalle aslına uygun bir şekilde yapılmasında ne gibi bir yanlışlık olabilir ki? Zaten bir kaç sene sonra yeniyle eskiyi ayırd etmek zaten zor olmayacak mı?
O mermerler var olduğu sürece aynı tür olmadığı belli olacak. Çünkü aynı mlz. Değil.
Semih bey sizinle ayni fikirde değilim..
Bakın aslına uyulmayanlardan biri... Sivas’taki Gök Medrese ve Kale Camii’nin restorasyon sürecinde standartların dışına çıkıldı, dinlendirilmiş kireç yerine çimento kullanıldı. Van depremi sonrasında restore edilen kısmı yıkılan Hüsrev Paşa Camii de durumun vahametini ortaya koyuyor. Bazı eserlerin restorasyonu sırasında adeta zamanla yarışılması da yanlış sonuçlar doğurabiliyor.
Bakın bir tane daha... Süleymaniye’nin ses sistemindeki birtakım arızalar kulaktan kulağa yayılarak restorasyon sırasında akustiğin bozulduğu iddialarını gündeme getirdi. Akustiğin bozulması için caminin doğal mimarisinin değişmesi gerek.
İşte sorunun kaynaklarından biri Türkiye’de uzun yıllar tarihî eserlere el atılmadı. Son 10 yıl, restorasyona farklı bir anlayış getirdi, yeni bir iş alanı doğdu. Hal böyle olunca da herkes pastadan payını almak istiyor.
Yani işi ehli olan değil kapan yapıyor olması.
Bakın nasıl işler kitabına uyduruluyor. Kaya Üçer (Kalemişi ustası, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi): Tarihî eserlerin restorasyon ihalesinde en düşük fiyatı verenin işi alması çok yanlış. Çünkü bu bir hastane ya da okul yapmaya benzemez. Bazen restorasyon sırasında zaman uzayabilir, maliyet artar. Firmalarda çalışanların diplomasından iş tecrübesine kadar kriterlerin olması gerek. Ben, yönetmenlikte bir şantiyede çalışması gereken şefi birden fazla şantiyede görüyorum. Yani bazı firmalar maliyeti düşürmek için kitabına uyduruyor. Vakıflar, eskiden kendi restoresini yapıyor, kendi elemanlarını yetiştiriyordu. Bunun için özel bir kanun vardı. Tabii müteahhitler siyasiler üzerinde baskı kurdu ve bu kurum kapatıldı. Bazı işleri sıradan müteahhitler yapıyor. Sağdan soldan adam bularak şantiye kuruyor. İhaleyi en düşük fiyata verdiğinizde işin kalitesini, üretim sürecini, çalışanların vasıflı olup olmamasını da belirlemiş oluyorsunuz. Bu işlerde çalışacak, üniversitelerin ilgili bölümlerini bitirmiş, restorasyonun teknik kısımlarını bilen diplomalı eleman yetiştirmek gerek. Firmalar üniversitelerle uyum içinde çalışmalı. Tarihî eserleri farklı bir anlayışla restore etmek gerek çünkü müteahhitler sonuçta bir tüccar, para kazanmaya çalışıyor.
Sizin düşüncenize tamamen katılıyorum! Bu işi bilen anlayan yapmalı ama materiyal aynı olduğunda biri eski diğeri yeni bunda yanlışlık nerede?
Tıpatıp benzetmek varken niye sırıtsın? İkisi de mermer olabilir ama bambaşka mermerler... Restorasyonun da anlamı bu zaten orjinaline bağlı kalınır.
Mutfağınızı yaptırdığınızda L şeklinde tezgahınız bir tarafı gri ve krem renklerde mermer ile diğer tarafta beyaz mermer tercih etmezsiniz eminim. Üstelik bu restorasyon ve çok ciddiye alınması gereken bir çalışma. Tarih mutfağınızdan daha mı değersiz olmalı?
Türkiye de restorasyon nasıl yapılıyor bilmiyorum ama benim bildiğim ilk önce böyle eski binaların rölevesi çıkartılır ve arkasından deneyimli bir bilir kişi onarım veya restorasyonun nasıl yapılması gerektigini anlatan bir rapor hazırlar ve bu raporun ışığında ihale açılır veya bu hususta uzman şirketlere ihale dosyası yollanır onlarda bu bilir kişinin hazırladığı rapor doğrultusunda restorasyonu gerçekleştirirler! Eğer lüzum görülüyorsa bu bilir kişi restorasyonun ön görüldüğü gibi yapılıp yapılmadığını kontrol için de görevlendirilebilinir! Ama restorasyon bilirkişinin hazırladığı ve ihale edildiği gibi gerçeklendirilir! Restorasyonda material genelde aynı malzemeden seçilir ya tıpatıp yapılır ya da restorasyon olduğunu, yeni olduğunu gelecek nesillere göstermek içinde biraz malzeme abstrakt tutularak yapılanları da gördüm fakat benim şahsi düşüncem: aynı malzemeden tıpatıp fakat orjinalinden yenilik olarak biraz ayrı olması fakat ilerde aynına benzemesi aynı patinayı alması bence en doğrusu! Öteki halde ise yama yapılmış gibi her gelen kendi kafasına göre yapmış oluyor! Benim resimde gördüğüm kadarı ile yapılan restorasyon doğru olduğunu düşünüyorum!
http://sonmimar.blogcu.com/restore-edilecek-yapilarin-resmi-prosedurleri/1597119
Ama maalesef olan burada da düzgün yürütülmediği ve eleman yetiştiren ve restorasyon yapan kurumların kapatıldığı uzman olmayan kişiler tarafından yapıldığından da burada bahsediliyor. http://www.erhanuludag.com/tr/sifir-hatali-bir-restorasyon-nasil-olmali/
Ben resimdeki restorasyondan bahsediyorum!
Bakın burada Aspendos restorasyonunda kullanılan mutfak mermeri diyor. Burada restorasyon çalışması ancak yakından bakılınca ayırd edilmeli diyor. http://www.34volt.com/kitchen-marble-used-in-historical-aspendos-restoration-news-242907/
Ben de resimdekinden bahsediyorum. Siz prosedür dediniz paylaştım. Fikirlerimizin uyuşmadığı herhangi bir mermerin kullanılması.
Bakın burada da restorasyon felaketi diye geçiyor haber. Aspendos UNESCO Dünya Mirası olmaya aday gösterilirken yapılan işi beğeniyor musunuz? https://archaeologynewsnetwork.blogspot.com.tr/2015/09/aspendos-theatre-restoration-criticised.html#cMmx5J22Wpxtw8JH.97
sayfa bulunamadı bilgisi geliyor bana! Bu binada bundan 2000 yıl önce hangi Taş ocaklarının kullanıldığını bilen varsa o zaman sorun yok zaten bilir kişi de onu belirtir diye düşünüyorum!
Ben tek tek bütün linkleri kontrol ettim mesajınızdan sonra hepsi açılıyor tekrar deneyin isterseniz ya da hangisini göremediyseniz tekrar link atayım.
Semih bey; Burada ihmal olduğu bir gerçek. Bugün o görüntüde mermerler bulmak mümkün. Üstelik uzman görüşlerini de paylaştım. Başka amfi tiyatro restorasyonlarına da baktım.
https://www.youtube.com/watch?v=vgMcbEFnWkg
Buyrun burada yakından ne kadar kötü göründüğünü görebilirsiniz. https://www.youtube.com/watch?v=WMHoY_CoBiQ
Detayda orjinaline sadık kalınarak restorasyonun yapılması gerekir ama gene benim baştaki sorum "Sizce bu restorasyon nasıl olmalıydı?"
Ben de kendimce cevabımı yazdım. Uzman olmayan kişinin yakından bakmadıkça bariz belli olmamalıydı. Sanırım sizin söylememizi beklediğiniz bir cevap var. Siz söyleyin o zaman...
Ben söyliyeceğimi bu hususta söyledim!! Beyefendinin statik hakkında söylediğine dikkat etmek lazım böyle eski binalar %100 kullanılmaz ve kullanılmamalı da! Sonu felaketle bitebilir! Ama bunu herhalde organizatörler biliyorlardır!
Bence bir şey bilmeyenler uğraşıyor bilenler de yapılan yanlışa engel olmaya çalışıyor ama dinleyen yok maalesef.
Bir şey bilmeyenle beni mi kast ediyorsunuz?
Yok hayır... Niye böyle bir şey yapayım? Ben kimseye hakaret etmem. Üstelik hiç öyle de düşünmedim. Medenice konuyu tartışıyoruz.
Ben işin başındakilerle, yapılan yanlışı eleştiren uzmanlardan bahsettim.
Bilgili ilgisiz, ilgili bilgisiz! Türkiye nin kadim hastalığıdır!
İlgili bilgisiz ben mi oluyorum? Eğer öyleyse bilgilendirin o zaman...
Estağfurullah! Ben size öyle imada bulunmadım! Türkiye deki genel durumun böyle olduğunu söyledim! Her yerde (sözüm meclisten dışarı!) artık para hırsıyla iş yapmak isteyen cahil, yobaz, ukala insanla dolu!!!
Maalesef... Bu konuda size katılıyorum. Sanırım her yerde torpil ve para güzel olan pek çok şeyi sömürüyor.