Türkiye'de sebep-netice münasebetleri sürekli karıştırılıyor.Cumhuriyetin ilk yıllarında, kadına siyasi haklar vermekle medeni bir ülke olacağımızı refah seviyemizin yükseleceğini zannettik. Oysa kadının siyasi haklar kazanması başta İngiltere olmak üzere Avrupa'da sanayi devrimi sonucu kadının günlük hayata, iş hayatına daha çok katılmasıyla elde edildi. Yani bu bir sonuçtu. Benzer bir yanılgıyı ekonomi refah seviyesini elde edince her şeyin düzeleceğini zannederek yapıyoruz. Bütün Cumhuriyet hükümetlerinde de bu yanılgıyı görebiliriz. Oysa bir ülkenin kalkınmasının olmazsa olmaz yolu eğitimdir. Eğitim kalitesini artırırsanız insan kalitesi artar. Hem manevi yönüyle hem de bilgi birikim yönüyle kaliteli insan inşası eğitimden geçer. Zaten bu seviyeye geldiğimizde ekonomik kalkınma ve refah kendiliğinden gelir. Çünkü bu ekonomik kalkınma planlarını uygulayacak kadrolar elinizde olur. Her işin başına o işi bilenler gelir. Maneviyat eğitimini sevgi eğitimini verince de kimse çalmaz çırpmaz. Emeğe saygı olur, hakka hukuka riayet edilir. Netice olarak devletin ve hükümetlerin temel iddiası eğitimi geliştirmek üzerine olmalıdır. Ekonomik gelişmişlik üzerine verilen vaatler ikinci sırada olmalıdır.
Eğitimin içeriği kalitesi öğrenmenin hayatla bire bir pratiğe dökülmesi ezbere dayalı olmaması not korkusu olmadan küçük yaşta onları hayata kazandırılmasıv. S.... Eğer eğitim kalitesi düşükse 10 saat 24 saat olsada bir verim alamazsın....
Bizim öğrencilerin cebinden para çıkması lazım bedava olunca istemiyorlar toplum olarak böyleyiz. 2. si ise bizim bos vaktimiz olunca bir şeyler öğrenmek yerine gezip eğlenme yatıp kalmaya zaman ayıran bir yapımız var 3. sü ise ekonomik durum hiçbir zaman her yerde herkes için eşit değil.
Beyaz zambaklar ülkesinde kitabi okursaniz detayli bilgi alabilirsiniz hocam o kitapta finlandiye egitim sistemini anlatiyor. Hatta Atatürk bu kitaplarin okunmasini ve butun okul mufredatlarina zorunlu olarak konulmasini istemistir sizi aydinlatacaktir
Neden Finlandiya gibi olamıyoruz demek yanlış. Finlandiya modeli bizde olmaz, tutmaz. Onların kültürü yaşayışı gelenek göreneği ayrı, bizimki ayrı. Biz Kore gibi, Finlandiya gibi, Kanada gibi kendi kültürümüze göre eğitim modelini kendimiz geliştirmeliyiz.Kendimize özgü eğitim sistemimiz olmalı.
Hocam şuanki sistemimiz Amerikan modelini devam ettireceğimize, diğer ülkelerin sistemlerini denemek daha mantıklı. Biz sistem-mistem üretemeyiz. Atatürkçülük-Atatürksüzlük noktasında tıkanır kalırız. Değil sistem oluşturmak, müfredat bile yazamayız bu kafayla.
La fillandiya dediğin ülke Ümraniye bin nüfusu kadar nüfusu olan, adam akıllı ne düşmanı ne teknolojisi olan, boşanma oranlarının ve depresyon intiharlarinin en yoğun olduğu bir ülke ve öyle salladigin gibi de yok sınav yok yok bilmem ne yok da değil adam gibi araştırın, her duydugunuza inanmayın
Ne zaman õğrétménlik yapmış biri bakan olursa değişim için ilk adım atılmış olur. En az 5 yıl õğrétménlik yapmalı hemde köy okulunda, 3-5 yıl idarecilik yapmalı ki; neyin nasıl olduğunu görüp ona göre teşhis koymalı. Yoksa yapılan planlar ve programlar Ankara merkez okullarında uygulanır kalır.
Evet hocam aynen öyle. ABD dahil bir çok ülke, kendi sistemlerini iyileştirmek için gidip Finlandiya sistemini inceliyor, raporlar yazıyor. Siz hiç ABD'ye sistem araştırmasına giden duydunuz, okudunuz mu?
"Nüfus farkı" diyen arkadaşlar, Finlandiya'dan daha az nüfuslu ülkeler var ama adı sanı, haritada yeri bilinmez. 127 milyonluk Japonya'nın, milyarlık Çin'in gerekçesini nasıl izah edeceksiniz? Finliler önce İsveç ve Rus işgalini defetti, sonra buzlar ve balçıklar ülkesi olan vatanlarının kaderini değiştirdi. Bunu küçümseyerek nasıl "nüfus" diyebiliyorsunuz? Eğitimi devletin tekeline, güvencesine en yüksek kaliteyle yerleştirdiler ve hep geliştirdiler. (mesela: Önümüzdeki sene ev ödevlerini tamamen kaldırıyorlar) Bizim beceriksizlerin yaptığı gibi eğitimi özelleştirmediler. Yakında bizimkiler bakanlığı satarsa hiç şaşırmam. Finlandiya'yı sırf nüfusundan dolayı küçümseyeceğimize, feyz almalıyız. Bir dünyanın en güzel konumlarından birine-Anadolu'ya sahip olan Türkiye'ye bakın, bir de kutup noktasındaki Finlandiya'ya.
Bence Kore, çünkü Türk milleti olarak demokratik sistemlere pek gelemiyor, cıvıyor, yılışıyoruz. Bize otoriter sistemler gerek. (her ne kadar gönlümde demokratik Finlandiya sistemi olsa da)
1- Öğrenci en en en önce ders araç gereciyle gelecek 2- derste dersi dinleyecek. 3- eve gitiğinde ailesi onunla bi sohbet edecek "çocuğum günün nasıl geçti, üzüldüğün sevindiğin ne oldu paylaş bakalım" diye. 4- çocuk o gün öğrendiklerini bi yeniden tekrar edecek. Örnekleri defteri kapatıp yeniden çözecek, anlatımlı konuyu içinden anlatıp karşılaştıracak 5- ödev varsa ödevlerini yapacak 6- o günkü konularla ilgili kaynaklardan örnek sorular bulup çözecek. 7- bir sonraki gün işlenecek konuya bi göz atacak. Zaten bi sonraki gün konu işlendiği zaman daha iyi oturacak. 8- veli bu süreçte çocuğu yalnız bırakmayacak. Ödevlerini yaparken dersini çalışırken tv müzik açıp veya eğlenceli ortam oluşturup çocuğun iç geçirmesine sebep olmayacak. 9- ayda en az 1 kere okula uğrayıp çocuğun durumunu soracak.
Bu döngü devam ettiği sürece başaramayan çocuk olmaz
Başarıdaki temel faktör: Nüfusun azlığı, bölgesel farkın olmaması ve bu faktörlerin tek tip eğitim yapmayı kolaylaştırması
Alternatif okullar yaygın orda aksine tek tip bizde yaygın
Aydınlatır mısınız?
Erhan bey yaw he he derken, siz eğitimci misiniz?
Egitim üzerinden hedef alınan bir ülke değil aynı zamanda.
Bizdede 7 saat gene sonuc yok..
Türkiye'de sebep-netice münasebetleri sürekli karıştırılıyor.Cumhuriyetin ilk yıllarında, kadına siyasi haklar vermekle medeni bir ülke olacağımızı refah seviyemizin yükseleceğini zannettik. Oysa kadının siyasi haklar kazanması başta İngiltere olmak üzere Avrupa'da sanayi devrimi sonucu kadının günlük hayata, iş hayatına daha çok katılmasıyla elde edildi. Yani bu bir sonuçtu. Benzer bir yanılgıyı ekonomi refah seviyesini elde edince her şeyin düzeleceğini zannederek yapıyoruz. Bütün Cumhuriyet hükümetlerinde de bu yanılgıyı görebiliriz. Oysa bir ülkenin kalkınmasının olmazsa olmaz yolu eğitimdir. Eğitim kalitesini artırırsanız insan kalitesi artar. Hem manevi yönüyle hem de bilgi birikim yönüyle kaliteli insan inşası eğitimden geçer. Zaten bu seviyeye geldiğimizde ekonomik kalkınma ve refah kendiliğinden gelir. Çünkü bu ekonomik kalkınma planlarını uygulayacak kadrolar elinizde olur. Her işin başına o işi bilenler gelir. Maneviyat eğitimini sevgi eğitimini verince de kimse çalmaz çırpmaz. Emeğe saygı olur, hakka hukuka riayet edilir. Netice olarak devletin ve hükümetlerin temel iddiası eğitimi geliştirmek üzerine olmalıdır. Ekonomik gelişmişlik üzerine verilen vaatler ikinci sırada olmalıdır.
Biz de ise ; kendisi devlet okulunda öğretmen iken çocuğunu özel okulda okutan kısır döngülü bir sistem var.
Eğitimin içeriği kalitesi öğrenmenin hayatla bire bir pratiğe dökülmesi ezbere dayalı olmaması not korkusu olmadan küçük yaşta onları hayata kazandırılmasıv. S.... Eğer eğitim kalitesi düşükse 10 saat 24 saat olsada bir verim alamazsın....
Bizim öğrencilerin cebinden para çıkması lazım bedava olunca istemiyorlar toplum olarak böyleyiz. 2. si ise bizim bos vaktimiz olunca bir şeyler öğrenmek yerine gezip eğlenme yatıp kalmaya zaman ayıran bir yapımız var 3. sü ise ekonomik durum hiçbir zaman her yerde herkes için eşit değil.
''beyaz zambaklar ülkesinde''
Beyaz zambaklar ülkesinde kitabi okursaniz detayli bilgi alabilirsiniz hocam o kitapta finlandiye egitim sistemini anlatiyor. Hatta Atatürk bu kitaplarin okunmasini ve butun okul mufredatlarina zorunlu olarak konulmasini istemistir sizi aydinlatacaktir
Nufus az nufus
Sınav sistemi değişmeli ders sayısıyla alakası yok ona bakarsan kuzey Kore'de de sabah 7 akşam dokuz
Gerçekten eğitim yapıyorlar.... Bizdeki gibi "yapıyormuş"gibi yapmıyorlar....
Neden Finlandiya gibi olamıyoruz demek yanlış. Finlandiya modeli bizde olmaz, tutmaz. Onların kültürü yaşayışı gelenek göreneği ayrı, bizimki ayrı. Biz Kore gibi, Finlandiya gibi, Kanada gibi kendi kültürümüze göre eğitim modelini kendimiz geliştirmeliyiz.Kendimize özgü eğitim sistemimiz olmalı.
Hocam şuanki sistemimiz Amerikan modelini devam ettireceğimize, diğer ülkelerin sistemlerini denemek daha mantıklı. Biz sistem-mistem üretemeyiz. Atatürkçülük-Atatürksüzlük noktasında tıkanır kalırız. Değil sistem oluşturmak, müfredat bile yazamayız bu kafayla.
Bizde 9 saat elde var sıfır....
La fillandiya dediğin ülke Ümraniye bin nüfusu kadar nüfusu olan, adam akıllı ne düşmanı ne teknolojisi olan, boşanma oranlarının ve depresyon intiharlarinin en yoğun olduğu bir ülke ve öyle salladigin gibi de yok sınav yok yok bilmem ne yok da değil adam gibi araştırın, her duydugunuza inanmayın
en güzel eğitim orada liseye kadar sınavda yok
Ne zaman õğrétménlik yapmış biri bakan olursa değişim için ilk adım atılmış olur. En az 5 yıl õğrétménlik yapmalı hemde köy okulunda, 3-5 yıl idarecilik yapmalı ki; neyin nasıl olduğunu görüp ona göre teşhis koymalı. Yoksa yapılan planlar ve programlar Ankara merkez okullarında uygulanır kalır.
O zaman biri çıkıp aday olmalı içimizden birini yakmalı çok doğru bir tespi yapmışsınız hocam ...
Hep finladiya ne ulke be
Evet hocam aynen öyle. ABD dahil bir çok ülke, kendi sistemlerini iyileştirmek için gidip Finlandiya sistemini inceliyor, raporlar yazıyor. Siz hiç ABD'ye sistem araştırmasına giden duydunuz, okudunuz mu?
"Nüfus farkı" diyen arkadaşlar, Finlandiya'dan daha az nüfuslu ülkeler var ama adı sanı, haritada yeri bilinmez. 127 milyonluk Japonya'nın, milyarlık Çin'in gerekçesini nasıl izah edeceksiniz? Finliler önce İsveç ve Rus işgalini defetti, sonra buzlar ve balçıklar ülkesi olan vatanlarının kaderini değiştirdi. Bunu küçümseyerek nasıl "nüfus" diyebiliyorsunuz? Eğitimi devletin tekeline, güvencesine en yüksek kaliteyle yerleştirdiler ve hep geliştirdiler. (mesela: Önümüzdeki sene ev ödevlerini tamamen kaldırıyorlar) Bizim beceriksizlerin yaptığı gibi eğitimi özelleştirmediler. Yakında bizimkiler bakanlığı satarsa hiç şaşırmam. Finlandiya'yı sırf nüfusundan dolayı küçümseyeceğimize, feyz almalıyız. Bir dünyanın en güzel konumlarından birine-Anadolu'ya sahip olan Türkiye'ye bakın, bir de kutup noktasındaki Finlandiya'ya.
Kore'de 8 den akşam 6 ya kadar okul dünyanın en gelişmiş ülkesi şimdi hangisi olalım ?
Bence Kore, çünkü Türk milleti olarak demokratik sistemlere pek gelemiyor, cıvıyor, yılışıyoruz. Bize otoriter sistemler gerek. (her ne kadar gönlümde demokratik Finlandiya sistemi olsa da)
Biz biz olalım ama biz hep ya Amerikan tipi ya Fransız tipi eğitimle mücadele verdik
Kesinlikle katılıyorum uyarlama ile eğitim olmaz .
Bu nüfus az nüfus diyenler
Çin de ki eğitim sistemine baksınlar.
O kadar nüfusa rağmen yerler de sürünmuyor
Öğrencilerin sıkılmadan ders yapacakları, öğretime açık ortamlar hazırlanmalı. Sınav kaygısı olmadan kendi istekleri ile öğrenmeye açık olmalılar.
1- Öğrenci en en en önce ders araç gereciyle gelecek
2- derste dersi dinleyecek.
3- eve gitiğinde ailesi onunla bi sohbet edecek "çocuğum günün nasıl geçti, üzüldüğün sevindiğin ne oldu paylaş bakalım" diye.
4- çocuk o gün öğrendiklerini bi yeniden tekrar edecek. Örnekleri defteri kapatıp yeniden çözecek, anlatımlı konuyu içinden anlatıp karşılaştıracak
5- ödev varsa ödevlerini yapacak
6- o günkü konularla ilgili kaynaklardan örnek sorular bulup çözecek.
7- bir sonraki gün işlenecek konuya bi göz atacak. Zaten bi sonraki gün konu işlendiği zaman daha iyi oturacak.
8- veli bu süreçte çocuğu yalnız bırakmayacak. Ödevlerini yaparken dersini çalışırken tv müzik açıp veya eğlenceli ortam oluşturup çocuğun iç geçirmesine sebep olmayacak.
9- ayda en az 1 kere okula uğrayıp çocuğun durumunu soracak.
Bu döngü devam ettiği sürece başaramayan çocuk olmaz
Çok güzel anlattıniz hocam...
tesekkürler hocam. Dilim döndüğünce işte...
Fırsat eşitliği var Finlandiya'da. Bizde yok Doğu ile batıda eğitim aynı değil
En buyuk imam hatip baska buyuk yok.........
Finlandiya devri çoktan bitti Singapur u inceleyin 10 numara 5 yıldız eğitim
Türkiye'de de aynısı olsa keşke
Ne Finlandiyaymış be
Fotoğraftaki kilise mi çatısında haç var !!!