Aranızda astral seyahate çıkan var mı internetten baya araştırdım çok ciddi anlatıyorlar cidden böyle birşey var mı? Bu yolla İnterraili bedavaya getiririm diye düşünüyorum olabilir mi lütfen olsun...
Kendimizi kandıralım insanoğlu!!! Astraliymiş, gerçeğiymiş, otostopuymuş, macerasıymış, interrailiymiş... Hatta safarisiymiş... Bir de doğal, içten olsun daha spontane olsun 'ille de içtenlik' diye diye bir sürü şey yapalım. Yapalım da yapalım. Ama düşünceler bizimle gelsin, hafızamız, anılarımız, hüzünler ve mutluluklar... Onların da bizimle gelemeyeceği bir yer olsun da gidelim. Hadi sıkıyorsa öyle bir yer bulun, değil interrail, değil schengen vize, ne olursa olsun ben giderim. Neye mal olursa olsun giderim. İşte o zaman 'yola çık, yol açık' mı görürüz. Tabi varsa öyle bir yer. Şimdi edebiyata bağlayıp 'ana kucağı, sevdiğinin omzu...' goy goyları yapmayalım. Sizce var mı dünya da öyle bir yer? Ayyy 'sil baştan' filmi gibi olsun bir süre hayat...
'Düşünmediğinde' sözcüğü hangi anda mümkün? LSD aldığında bile düşünüyor insan. Anestezide de düşünüyor mu ki? O zaman ne zaman oluyor tam olarak? Tam koordinat alayım
Leyla ile Mecnun dizisinden alıntı olcak ama hayat acısıyla tatlısıyla var eskiden meyhaneler vardı efkarlı insanlar gider acısını yaşardı bu normaldi hala normal ama insanlar uyuşturucu madde ile mutlu anılar satın alıyor bu da acıları yok ediyor gibi gözükse de zamanla daha büyük yıkımlara sebep oluyor, acıyı da yaşamak gerek gece gündüz gibi elbet rutin bi şekilde bi bakmışsın gündüz olmuş.
Offfff çok rutin oldu yahu ben de kaybedenler kulübünden çalayım o zaman, rutin olan her şey zaten değerini kaybeder, o yüzden komşunun bahçesindeki çim daha değerlidir. Ama rutin olmadan da hiçbir şey hayatımızda iz bırakamaz ki? Al sana replik... Çık işin içinden çıkabilirsen. Rutin gece gündüz meselesi mi şımdi acı çekmek ve mutlu olmak.
Bak şimdi dmt kullanirsan insan farklılaşır kendi deneyimimden söylüyorum bide senin için söylemiyorum ama kabullenmekle kabullendigini sanmak iki farklı algı dünyası
Hüseyin Trpn çok sağol anladım dediğini. Aştım o kısmı ben, kabullendim yani, kabullendiğimi sandığımı da anladım. Sonra kabullen kızım dedim kabullendim. Çok acıyo, cidden çok pis bi durum ama oluyor. İsteyince oluyor yani.
İyi de o an dediğimiz olayda bizim elimizde olmayan zaman kavramı daha doğrusu ona gizlenmiş olaylar bütünü yatıyor. O zaman bu durum kontrolümüzden çıkıyor. Şimdi o an a o üzücü ya da mutlu olayı koymayı ben seçmiyorum ki... Ne yapcaz o zaman
Bir kimyacı olarak bu tür şeylere çok güvenmiyorum. Denemeyi de düşünmüyorum. Minnacık molekülün yaptığını ben düşüncelerimle yapabilirim. Sonuçta aklıyla şizofreniyi bile kontrol edebildi insanoğlu. O kadar aciz ama bir o kadar da güçlü... Kısaca bence düşünerek hallolur bu iş Azıcık da yaşayarak. Ne yapalım yani ölelim mi ya da acı çekiyoruz veya mutluyuz diye bişi yapmamız mı gerekiyor. Öylece otursak olmaz mı oturuyom işte ben
Tabiki de insan aklı ona muktedir dir fakat zihin çoğu zaman koreltilmis bir yapı içeriyor ben kendi deneyimim sonucu söylüyorum benim uyandiricim olduğu için söyledim ben yoksa herkes böyle yapacak diye bir kaide yok ...
Evet işte o dediğin zihin köreltmesi benim mesleğim. Biz okulda bir grup öğrenciyi (neredeyse herşeyleri farklı öğrencileri) bir araya koyuyoruz. Sonra aynı yöntemle beynine bilgi akını yapıyoruz. Sonra bir de öğren diyoruz. O da yetmiyormuş gibi düşün diyoruz, yarış diyoruz. İstiyoruz. Bitmek bilmiyor bunlar. Sonra ne yaratıcılık kalıyor ne de başka hayatsal duygular... Düşünce ve duyguları bile kek gibi kalıba koymaya çalışıyoruz orda... Bir de bunu ben yapıyorum. Bir de biz bu kalıplardan geçip buraya geliyoruz. Kalıbın dışına çıkan bişi gösterdik mi ya 'iğrenç manyak' oluyoruz ya da 'vaaaww müthiş'...
Farklı pedagojik yöntemlerle insanlara yardımcı olabilirsin böyle bir imkânın var senin cektigin acilari başkaları cekmez nacizane bir öneri ben onu yapmamak için okulu bıraktım güzelde oldu ama şuan şunu fark ediyorum varolan yaşamımın sonucunda şuan i yaşıyor ve düşündüklerimi düşünüyorum o yüzden olması gereken oluyor
Şimdi şu en son cümleye pek katılmıyorum. Neden dersen, olması gerekenin ne olduğunu nereden biliyoruz? Belki de olmaması gereken oluyordur? Ama gerisi doğru. Geçen hafta gittiğim bir eğitimde, İsmi lazım değil bir üniversitenin eğitim danışmanı prof. Psikolog dedi ki, üstün zekalılar gelmişler ve demişler ki, bizi yıllarca denek gibi kullanıp izlediler, bırakın bizi, en azından 11 yaşına kadar bırakın. Siz bizim gibi biz sizin gibi düşünmüyoruz. Düşünemiyoruz. Bırakın bizi 11 yaşına kadar, ondan sonra zaten biz kendimizi kotaracak yol buluyoruz. Yani olay zeka değil, bırakın bi şu insanları, sokmayın kalıba. Şart değil okulu bırakmak. Okulda kalıba sokmayın yeter
İngilteredeydi heralde okulsuz okul projesi sonra rafa kaldırdılar tam adını hatırlamıyorum dengeleri sarsmış o yüzden devlet müdahale etmişti aslında bana sorarsan oyun gerçekçi olsun diye de işte bunu ifade edince deli diyorlar o yuzden artık ifade etmemeyi yegliyorum
Gayet de eğitim (her alanda olmasa da) çoğu alanda yaratıcılığı öldürüyor kardeşim. Törpülüyoruz yahu insan beynini. Zımpara atıyoruz resmen. Ama toplu yaşam için ve belki de kitleleri yönetmek veya yönlendirmek için bu gerekli sanırım. Sosyologlar buna bir sürü örnek verir herhalde. Ama eğitim öğretim şart. Okulda olması şart değil, biçime o kadar da takılmayalım. Eğitip öğretelim, ama törpüleyip zımpara yapmadan. Yok yok benim en kısa zamanda finlandiyaya gitmem şart.
Kendimizi kandıralım insanoğlu!!! Astraliymiş, gerçeğiymiş, otostopuymuş, macerasıymış, interrailiymiş... Hatta safarisiymiş... Bir de doğal, içten olsun daha spontane olsun 'ille de içtenlik' diye diye bir sürü şey yapalım. Yapalım da yapalım. Ama düşünceler bizimle gelsin, hafızamız, anılarımız, hüzünler ve mutluluklar... Onların da bizimle gelemeyeceği bir yer olsun da gidelim. Hadi sıkıyorsa öyle bir yer bulun, değil interrail, değil schengen vize, ne olursa olsun ben giderim. Neye mal olursa olsun giderim. İşte o zaman 'yola çık, yol açık' mı görürüz. Tabi varsa öyle bir yer. Şimdi edebiyata bağlayıp 'ana kucağı, sevdiğinin omzu...' goy goyları yapmayalım. Sizce var mı dünya da öyle bir yer? Ayyy 'sil baştan' filmi gibi olsun bir süre hayat...
geçmişi de geleceği de düşünmediğinde o anda olduğunda mutlu olursun umarım öyle zamanlar yakındır
Aslinda var kabullenmek basit aslında bu kadar
'Düşünmediğinde' sözcüğü hangi anda mümkün? LSD aldığında bile düşünüyor insan. Anestezide de düşünüyor mu ki? O zaman ne zaman oluyor tam olarak? Tam koordinat alayım
Kabullendim ama hala acı çekiyorum. Eeee şimdi ne olcak? Kabul ettim yani sonuçta değiştiremiyorum
Leyla ile Mecnun dizisinden alıntı olcak ama hayat acısıyla tatlısıyla var eskiden meyhaneler vardı efkarlı insanlar gider acısını yaşardı bu normaldi hala normal ama insanlar uyuşturucu madde ile mutlu anılar satın alıyor bu da acıları yok ediyor gibi gözükse de zamanla daha büyük yıkımlara sebep oluyor, acıyı da yaşamak gerek gece gündüz gibi elbet rutin bi şekilde bi bakmışsın gündüz olmuş.
Offfff çok rutin oldu yahu ben de kaybedenler kulübünden çalayım o zaman, rutin olan her şey zaten değerini kaybeder, o yüzden komşunun bahçesindeki çim daha değerlidir. Ama rutin olmadan da hiçbir şey hayatımızda iz bırakamaz ki? Al sana replik... Çık işin içinden çıkabilirsen. Rutin gece gündüz meselesi mi şımdi acı çekmek ve mutlu olmak.
Bak şimdi dmt kullanirsan insan farklılaşır kendi deneyimimden söylüyorum bide senin için söylemiyorum ama kabullenmekle kabullendigini sanmak iki farklı algı dünyası
O rutinle ilgili söylediğin mevzudada ikisi de an 'a mahsus o yüzden an da kalmak önemli
Hüseyin Trpn çok sağol anladım dediğini. Aştım o kısmı ben, kabullendim yani, kabullendiğimi sandığımı da anladım. Sonra kabullen kızım dedim kabullendim. Çok acıyo, cidden çok pis bi durum ama oluyor. İsteyince oluyor yani.
İyi de o an dediğimiz olayda bizim elimizde olmayan zaman kavramı daha doğrusu ona gizlenmiş olaylar bütünü yatıyor. O zaman bu durum kontrolümüzden çıkıyor. Şimdi o an a o üzücü ya da mutlu olayı koymayı ben seçmiyorum ki... Ne yapcaz o zaman
Birşey yapmayacaksin kendi oyununu oynayacaksin ve bağlantıyı goreceksin bunları söylemek basit anlamak ve yaşamak o kadar zor ki anlatamam
Evet, aynen o durumdayım şu an. Neyse yalnız değilmişim. Ohh be rahatladım
Sana tavsiyem dmt bulursan dene artık deneyince bana dua mi küfür mu edersin bilmem
Bir kimyacı olarak bu tür şeylere çok güvenmiyorum. Denemeyi de düşünmüyorum. Minnacık molekülün yaptığını ben düşüncelerimle yapabilirim. Sonuçta aklıyla şizofreniyi bile kontrol edebildi insanoğlu. O kadar aciz ama bir o kadar da güçlü... Kısaca bence düşünerek hallolur bu iş Azıcık da yaşayarak. Ne yapalım yani ölelim mi ya da acı çekiyoruz veya mutluyuz diye bişi yapmamız mı gerekiyor. Öylece otursak olmaz mı oturuyom işte ben
Tabiki de insan aklı ona muktedir dir fakat zihin çoğu zaman koreltilmis bir yapı içeriyor ben kendi deneyimim sonucu söylüyorum benim uyandiricim olduğu için söyledim ben yoksa herkes böyle yapacak diye bir kaide yok ...
Bu arada onu soyliyeyim LSD gibi birşey değil arastirmani tavsiye ederim en azından
Evet işte o dediğin zihin köreltmesi benim mesleğim. Biz okulda bir grup öğrenciyi (neredeyse herşeyleri farklı öğrencileri) bir araya koyuyoruz. Sonra aynı yöntemle beynine bilgi akını yapıyoruz. Sonra bir de öğren diyoruz. O da yetmiyormuş gibi düşün diyoruz, yarış diyoruz. İstiyoruz. Bitmek bilmiyor bunlar. Sonra ne yaratıcılık kalıyor ne de başka hayatsal duygular... Düşünce ve duyguları bile kek gibi kalıba koymaya çalışıyoruz orda... Bir de bunu ben yapıyorum. Bir de biz bu kalıplardan geçip buraya geliyoruz. Kalıbın dışına çıkan bişi gösterdik mi ya 'iğrenç manyak' oluyoruz ya da 'vaaaww müthiş'...
Farklı pedagojik yöntemlerle insanlara yardımcı olabilirsin böyle bir imkânın var senin cektigin acilari başkaları cekmez nacizane bir öneri ben onu yapmamak için okulu bıraktım güzelde oldu ama şuan şunu fark ediyorum varolan yaşamımın sonucunda şuan i yaşıyor ve düşündüklerimi düşünüyorum o yüzden olması gereken oluyor
Şimdi şu en son cümleye pek katılmıyorum. Neden dersen, olması gerekenin ne olduğunu nereden biliyoruz? Belki de olmaması gereken oluyordur? Ama gerisi doğru. Geçen hafta gittiğim bir eğitimde, İsmi lazım değil bir üniversitenin eğitim danışmanı prof. Psikolog dedi ki, üstün zekalılar gelmişler ve demişler ki, bizi yıllarca denek gibi kullanıp izlediler, bırakın bizi, en azından 11 yaşına kadar bırakın. Siz bizim gibi biz sizin gibi düşünmüyoruz. Düşünemiyoruz. Bırakın bizi 11 yaşına kadar, ondan sonra zaten biz kendimizi kotaracak yol buluyoruz. Yani olay zeka değil, bırakın bi şu insanları, sokmayın kalıba. Şart değil okulu bırakmak. Okulda kalıba sokmayın yeter
İngilteredeydi heralde okulsuz okul projesi sonra rafa kaldırdılar tam adını hatırlamıyorum dengeleri sarsmış o yüzden devlet müdahale etmişti aslında bana sorarsan oyun gerçekçi olsun diye de işte bunu ifade edince deli diyorlar o yuzden artık ifade etmemeyi yegliyorum
Gayet de eğitim (her alanda olmasa da) çoğu alanda yaratıcılığı öldürüyor kardeşim. Törpülüyoruz yahu insan beynini. Zımpara atıyoruz resmen. Ama toplu yaşam için ve belki de kitleleri yönetmek veya yönlendirmek için bu gerekli sanırım. Sosyologlar buna bir sürü örnek verir herhalde. Ama eğitim öğretim şart. Okulda olması şart değil, biçime o kadar da takılmayalım. Eğitip öğretelim, ama törpüleyip zımpara yapmadan. Yok yok benim en kısa zamanda finlandiyaya gitmem şart.
Söyleyenler de deli değil. Söyleyen bir sürü eğitim bilimci var. İspatları da var