Böyle bir çevrede büyüdüm desem. Yazdıklarım, benim hayatım ve gözlemlerimle oluştu. Bizim orada kimse kadını adam yerine koymazdi. Hâlâ da aynı zihniyet nisbeten devam ediyor.
Ben bir felsefeci olarak söylenilen herhangi bir cümlenin kolay kolay söylenemeyeceğini düşünüyorum: "Adam yerine konmazdık" ne demek? "Kadınlar olarak Biz kendimizi adam yerine koyardık, erkekler bizi adam yerine koymazdı" böyle diyorsunuz. Peki "adam" kelimesinin altını Nasıl dolduruyorsunuz? Benim bu kadar uzatmamdaki asıl sebep:) o adam "beni adam yerine koymuyor" şeklindeki eleştirinizi hak edecek o davranışı yaparken "adam" kelimesinin altını sizin gibi mi dolduruyordu? Asıl mesele bu: Kadınlar, erkeklerin kendine zulmettiğini düşünürken erkekler buna ne diyor, hakkaniyetli erkekler kadınlarla aynı mı düşünüyor?
Adam kelimesinin cümle içinde kullanımı ya da benim Kullandığım manası "insan olmak, insan yerine konmak" tır. Başka bir anlam yuklemedim. Kadını " adam " yerine koymayan erkeklerin argümanı genelde dine dayanıyor. Aslında benim gördüğüm kadarıyla örfi davranışların bir süre sonra sanki dinin bir gereği gibi, dinin bir parçası imiş gibi görülmesi. Kadın gerçekten insan yerine konmuyor bazı yerlerde ve genelde. En basit örnek vereyim. Kız çocuğu doğuran kadın kusurlu kadın, doğurduğu kız ise bir parçası eksik doğmuş muamelesi görür. Erkeklere tanınan eğitim hakkı kıza verilmez. Çünkü o evde okuyan erkeğe hizmet etmelidir. Gözü acilmamali baskı ve boyunduruk altında bir erkeğin malı olduğu bilincinden uzaklasmamalidir. Ne zaman evlenir bir başka erkeğin mülkiyetine geçer. Ve babanın söz hakkı kocası yaşadığı sürece bitmiştir. Hakkaniyet ile davranan erkeklere gelince evet. Bizzat aynı ortamda yetişmiş, kadına insan muamelesi yapan erkekler biliyorum. Oturup konuştuğumuzda aynı şeylerden şikayet Edip aynı şeyleri savunduğu muzu görebiliyorum...
Hayır, "hakkaniyetli erkek" derken onu kastetmedim ama önemli değil neyse, diyorsunuz ki "kadını insan yerine koymayan erkeklerin sabundukları argüman dine dayanıyor" "kız doğuran analar kusurludur" şimdi Bi sorun kendinize, "çocuk rızkıyla gelir" anlayışının hakim olduğu Şafi mezhebi coğrafyası kadını ne kadar kusurlu görebilir? Bu birinci sorum İkinci sorum: Kızı gelince ayağa kalkarak ona yer veren bir erkek Peygamber'in dinine yaslanan birisi Nasıl dini argümanlarla kadına saldırıyor?
Bütün bunlar söylem siz o coğrafyaya gidin de uygulamada nasıl oluyor yerinde görün. Dine dayananlarin çoğunluğu, dinin işine geldiği kısmıyla ilgileniyor. Valla ben gördüğüm kadarıyla yaşadım ve yazdım. Dinle bir derdim yok ama uygulayanların dini algılayış biçimi o bahsettiğiniz peygamber davranışı ile çelişiyor.
İki yıl içinde karısının ve üç çocuğunun varlığına rağmen gidip iki tane daha kendi tabiriyle hanım satın alan " biri 13- diğeri 15 yaşında -adamda gördüm ve dayandığı nokta dinde 4 eşlilige verilen musaade
Bakın hocam, mesele en temelde mantıkta(yok "feministler böyle düşünür yok cinsiyetçisiniz" falan demiyorum) şudur olay: 1. Öncül, 2, öncül ve sonuç... Bir kıyasın yapısı budur. Sonra bu sonuç gelir bir başka kıyasın öncülü olur. Sonra bu sonuç da başka bir kıyasın öncülü olur. Böyle böyle bir zincir oluşur. Bunun pratik yansıması nedir peki? Şudur: Bir kavram üzerine saatlerce tartışır, anlaşamazsınız. Çünkü söylediğiniz bir kavram, karşıdakinin anladığı bir kavram değildir. Siz "din" derken anladığınız şey ile benim "din" derken anladığım şeyler o kadar farklı ki. Mesela siz "insan yerine konmak" derken kastettiğiniz şey ile benim "insan yerine konmak"tan anladığım şeyler çok farklı, dolayısıyla demem o ki: Siz burada din kaynaklı argümanlarla kadınlara eziyet edildiğini söyleyebilirsiniz, ya da ataerkil toplumlarda kadınlara yeterince tanınmadığını söyleyebilirsiniz ancak bu iddialarınızın bilimsel nitelik taşımasını istiyorsanız söylediğiniz her kelime ve kavramın referansını vermek zorundasınız.
Böyle bir derdim yok. Bilimsellik taşımak zorunda değil yazdıklarım ki burasıda bilimsel bir ortam değil ve bizler bilimsel paylaşımlar yapmıyoruz. Anlıyorum söylediğiniz şeyi, saygı duyuyorum evet. Ama kalkipta birşey yazarken mesela her yazdığım kelimenin altına o kelimenin bilimsel olarak ortak kabul görmüş anlamını yazmam gerekir veya buradaki herkesin de bu ortak kabulü benimsemiş olması gerekir. Makale değil ki bu
Şimdi de pek sayılmıyor zaten hocam. Zihniyet pek değişmedi.
Bu da çok aşağılık kompleksli bir yorum
Bence değil ama neden öyle algıladıniz.
Öyle hocam, nereden çıkardınız kadınların adam yerine konmadığını?
Böyle bir çevrede büyüdüm desem. Yazdıklarım, benim hayatım ve gözlemlerimle oluştu. Bizim orada kimse kadını adam yerine koymazdi. Hâlâ da aynı zihniyet nisbeten devam ediyor.
Ben bir felsefeci olarak söylenilen herhangi bir cümlenin kolay kolay söylenemeyeceğini düşünüyorum: "Adam yerine konmazdık" ne demek? "Kadınlar olarak Biz kendimizi adam yerine koyardık, erkekler bizi adam yerine koymazdı" böyle diyorsunuz. Peki "adam" kelimesinin altını Nasıl dolduruyorsunuz? Benim bu kadar uzatmamdaki asıl sebep:) o adam "beni adam yerine koymuyor" şeklindeki eleştirinizi hak edecek o davranışı yaparken "adam" kelimesinin altını sizin gibi mi dolduruyordu? Asıl mesele bu: Kadınlar, erkeklerin kendine zulmettiğini düşünürken erkekler buna ne diyor, hakkaniyetli erkekler kadınlarla aynı mı düşünüyor?
Ayrıca söyliyim, "kadın" ve "erkek" olarak mevzuya girdiniz mi sonuç zaten otomatikman ortaya "kadın-erkek eşitsizliği" diye çıkıyor
Adam kelimesinin cümle içinde kullanımı ya da benim Kullandığım manası "insan olmak, insan yerine konmak" tır. Başka bir anlam yuklemedim. Kadını " adam " yerine koymayan erkeklerin argümanı genelde dine dayanıyor. Aslında benim gördüğüm kadarıyla örfi davranışların bir süre sonra sanki dinin bir gereği gibi, dinin bir parçası imiş gibi görülmesi. Kadın gerçekten insan yerine konmuyor bazı yerlerde ve genelde. En basit örnek vereyim. Kız çocuğu doğuran kadın kusurlu kadın, doğurduğu kız ise bir parçası eksik doğmuş muamelesi görür. Erkeklere tanınan eğitim hakkı kıza verilmez. Çünkü o evde okuyan erkeğe hizmet etmelidir. Gözü acilmamali baskı ve boyunduruk altında bir erkeğin malı olduğu bilincinden uzaklasmamalidir. Ne zaman evlenir bir başka erkeğin mülkiyetine geçer. Ve babanın söz hakkı kocası yaşadığı sürece bitmiştir. Hakkaniyet ile davranan erkeklere gelince evet. Bizzat aynı ortamda yetişmiş, kadına insan muamelesi yapan erkekler biliyorum. Oturup konuştuğumuzda aynı şeylerden şikayet Edip aynı şeyleri savunduğu muzu görebiliyorum...
Hayır, "hakkaniyetli erkek" derken onu kastetmedim ama önemli değil neyse, diyorsunuz ki "kadını insan yerine koymayan erkeklerin sabundukları argüman dine dayanıyor" "kız doğuran analar kusurludur" şimdi Bi sorun kendinize, "çocuk rızkıyla gelir" anlayışının hakim olduğu Şafi mezhebi coğrafyası kadını ne kadar kusurlu görebilir? Bu birinci sorum İkinci sorum: Kızı gelince ayağa kalkarak ona yer veren bir erkek Peygamber'in dinine yaslanan birisi Nasıl dini argümanlarla kadına saldırıyor?
Bütün bunlar söylem siz o coğrafyaya gidin de uygulamada nasıl oluyor yerinde görün. Dine dayananlarin çoğunluğu, dinin işine geldiği kısmıyla ilgileniyor. Valla ben gördüğüm kadarıyla yaşadım ve yazdım. Dinle bir derdim yok ama uygulayanların dini algılayış biçimi o bahsettiğiniz peygamber davranışı ile çelişiyor.
Ben kızı gelince ayağa kalkan bir adam görmedim hayatım boyunca ki 41 yaşındayım..
Sırf kız doğuruyor diye üstüne kuma getirilen kadınları da gördüm.
İki yıl içinde karısının ve üç çocuğunun varlığına rağmen gidip iki tane daha kendi tabiriyle hanım satın alan " biri 13- diğeri 15 yaşında -adamda gördüm ve dayandığı nokta dinde 4 eşlilige verilen musaade
Neyse boşverin yoruldum ben. Hayırlı geceler size...
Bakın hocam, mesele en temelde mantıkta(yok "feministler böyle düşünür yok cinsiyetçisiniz" falan demiyorum) şudur olay: 1. Öncül, 2, öncül ve sonuç... Bir kıyasın yapısı budur. Sonra bu sonuç gelir bir başka kıyasın öncülü olur. Sonra bu sonuç da başka bir kıyasın öncülü olur. Böyle böyle bir zincir oluşur. Bunun pratik yansıması nedir peki? Şudur: Bir kavram üzerine saatlerce tartışır, anlaşamazsınız. Çünkü söylediğiniz bir kavram, karşıdakinin anladığı bir kavram değildir. Siz "din" derken anladığınız şey ile benim "din" derken anladığım şeyler o kadar farklı ki. Mesela siz "insan yerine konmak" derken kastettiğiniz şey ile benim "insan yerine konmak"tan anladığım şeyler çok farklı, dolayısıyla demem o ki: Siz burada din kaynaklı argümanlarla kadınlara eziyet edildiğini söyleyebilirsiniz, ya da ataerkil toplumlarda kadınlara yeterince tanınmadığını söyleyebilirsiniz ancak bu iddialarınızın bilimsel nitelik taşımasını istiyorsanız söylediğiniz her kelime ve kavramın referansını vermek zorundasınız.
Siz de söylediniz: "dinin işine gelen kısmını kullanıyor" tamam işte, mesele çözüldü. Hayırlı geceler ...
Böyle bir derdim yok. Bilimsellik taşımak zorunda değil yazdıklarım ki burasıda bilimsel bir ortam değil ve bizler bilimsel paylaşımlar yapmıyoruz. Anlıyorum söylediğiniz şeyi, saygı duyuyorum evet. Ama kalkipta birşey yazarken mesela her yazdığım kelimenin altına o kelimenin bilimsel olarak ortak kabul görmüş anlamını yazmam gerekir veya buradaki herkesin de bu ortak kabulü benimsemiş olması gerekir. Makale değil ki bu