Merhaba arkadaşlar benim babam lösemi ve dünyada sadece 1 kişinin iliği uyuyor. Bu kişide Türk ve kim olduğu Kızılay'da gizli ve bu kişi ilik vermeyi kabul etmiyor ben bu kişiyi nasıl bulurum ??
Almanya'da donörün bu işlemler esnasında kullanılan malzemelerin bir şekilde hastane ortamında ciddiyetten uzak kontaminasyonu sonucunda hepatit olma olasılığınızla Türkiye'dekini kıyasladığınızda sonucu doğrusu merak ediyorum. Ben şahsen bundan korkarım. Çünkü uyuşma olduğunda bütün kanınız vücudunuzun dışına alınıyor (makineler yardımıyla) ve kök hücreler bu özel makineler eşliğinde süzülerek size geri veriliyor. Hele kontaminasyon sonucu hepatit-C kaparsanız ömür boyu sürünmek var ve kansere dönüşme durumu var. Bence insanlara bu açılardan da güven verilmesine ihtiyaç var. Felâket tellallığı gibi algılanmasın ama bu oldukça beni düşündüren bir durumdur.
Türkiye'de yapılan hiç bir nakilde donör / vericide bir yan etki ya da komplikasyon görülmemiştir. Endişelerinizi nakil merkezleriyle paylaşıp bilgi isteyebilirsiniz. Zaten yeterince yanlış bilinen konu var ve bunları aşmaya çalısıyoruz. Lütfen hiç gerek yokken yeni şüpheler yaratmayınız!!!
Ben bunları (özel birkaç hastaneyi) biliyorum. Sağlık içinde uzun yıllar çalışmış biri olarak yazıyorum. Duymamış olmanız istatistiklerin ne söylediğinin karşılığı olmaz. Dış hekimlerinin bu açıdan (hepatitin yayılması açısından) oldukça yüksek orana sahip olduğunu internetten bulabilirsiniz. Fakat yazılan konuda bilmiyorum. Ki diyaliz hastalarında da bu risk var. Ayrıca hepatit işlem anında kapıyorsun ama oldukça sonra ortaya çıkıyor ve süründürüyor. Yanlış bilgi yok yazdıklarımda. Sadece endişesini yaşadığım konuda insanların güvende olmasına oldukça ihtiyaç var ve bu benim için kesinlikle böyle.
Yaklasik 3 aydır yerli yabancı birçok makale ve haber okudum. İlk defa duyuyorum sizin dedikleriniz istatistikleri ve bilgileri İlik vermediğiniz korktugunuz için teşekkürler. Fakat korkunuza bir kulp bulmanın yolunun bu olduğuna inanmıyorum
Ben bir istatistik açıklamadım; sorguluyorum diğer kanla ilgili örneklerini de verdiğim üzere. Önce burada olası bir gerçekliği yazmış olmam sizin yoksaymanızla olmuyor/olmaz. Korkaklığa gelirse ben 1 ünite kan verebilirim ama bahsettiğim yöntemde yazılanlar anlaşılıyorsa ve burada konuya gerçekten hakim biri varsa yazarsa bilimsel verilerle benim için anlamlı olur. Yoksa sizin korkak demeniz ne sorun-sorunlara çözüm olur ne de KORKAKLIĞIMA.
Nasip olursa babam için ayın 20-21 i gibi ilik vereceğim açıklayın bana örnek gösterin makale gösterin bişey gösterin ki bende size haklısınız diyeyim. özellikle örnek istiyorum.
Ben yukarıda ne yazmışım ki bana istatistik soruyorsunuz? Lütfen anlamak için biraz uğraş! Bende veri olsa zaten burada yazarım-yazardım, sormanıza gerek kalmazdı. İyi geceler.
Lütfen köşede kendi kendinize sorgulayın milletin kafasını karıştırmayınız . Konu Almanya ile Türkiye'yi kiyasmak ise lütfen propaganda için Başka bir yer seçiniz zira bu konu sizin propaganda yapabileceğiniz kadar basit bir konu değil .
Aslında genel olarak baktığımızda endişenin mantıklı bir yanı var. Genel olarak baktığımız zaman, ilik nakli özelinde konuşursak sadece hastanın durumunu ele alarak konuşuyoruz. Peki ya donör? Nelerden geçecek, riskler nedir, işlem esnasında komplikasyon riskleri nelerdir, eğer kanında yeterli hücre toplanamazsa veya damar çatlaması olursa neler olur, detaylı bilgi hiçbir yerde yok. Hastalık konusuna gelince de, temiz tutulmamış olan her cihazdan, her iğneden hastalık kapma olasılığı vardır. KKKA'dan kaybettiğimiz doktorları ve hemşireleri hatırlayın.
Eğer zahmet Edip bir Kızılay kan merkezine gitseydiniz detaylı bilgiyi alırdınız. Boş konuşup asabimi bozmayin sorgulamak PC başında yorum ile olmuyor hanım efendiler. Burda belkidesensin ekibi ve Kızılay uğraşıyor ki bu organizasyonlar öyle he deyince olacak organizasyonlar değil Türkiye ile De degil dünya destekli organizasyonlar . Boşuna Türkiye'yi kötülemek veya boş muhabbet için burda konuşmayın. En yakın Kızılay kan merkezine gidin ve bilgi alın .
Daha ilik hakkında 1 haber 1 makale bile okumamış kişiler gelmişler burda bize ahkam kesiyorlar. Yeterli bilgiye sahip değilseniz fikirlerinize dikkat ediniz .
Veya en son ne zaman beyaz kan verilen birinin yanında durup işlemi izlediniz. Ne kadar titiz davranildigini gördünüz mu? Sizce beyaz kan için bu kadar titizken ilik için gelişi güzel mı davranacaklar .
Burak Rahimov ek olarak, cihaz içinde kullanılan setler tek kullanımlık olduğundan bulaş riski sıfır. Yani iğnesinden santrifüj çanağına kadar hersey tek kullanımlık. Bir diğeri de tarama testleri yapılıyor. Örnek için verdiğiniz 3 tüpün sadece biri kök hücre taramak için diğer ikisi hastalıklarla ilgili. Bu konuda çekinceleri olan varsa daha detaylı bi biçimde arastırdığında mutlaka görecektir yersiz olduğunu. Suan 200 küsür nakil gerçekleşmiş durumda Türkiye'de. Ayrıca donörün bir yıl boyunca rutin takiplerini sağlık bakanlığı üstleniyor. Sb görevlileri tarafından nakil öncesi ve sonrasındaki durumu takip ediliyor. Ve ayrıca tıpkı kan vermek gibi kemik iliği bu hücreleri üretime devam edip 3 ayın sonunda eksiği tamamlıyor bir yılın sonunda ise Yen'i nakile hazır duruma getiriyor. İliği aldık iş bitti durumu yok.
Otobüste hiv, muayene olunan doktordan mantar, sinemada menenjit bulaşabilir semra hanım. Bence otobüse binmemeli, hasta olursanız doktora gitmemeli ve sinemada film izlememelisiniz. Hergün onbinlerce insan kan ve trombosit veriyor, binlerce insan tahlil için kan veriyor, yüzlerce insan fotoferez alıyor, binlerce insan diyalize giriyor ve nedense hiç sizin söylediğiniz gibi vakayla karşılaşılmıyor. Trombosit ve kök hücre süzme gibi işlemlerde her bağışçıya özel setler kullanılır, ve işlem sonunda çöpe atılır ve bir kişideki hastalığın başkasına bulaşma ihtimali yoktur. Konuya hakim birinin fikrini almak istediğinize göre siz konu hakkında hiçbir bilginiz olmadığı halde insanların zaten zor ikna edildiği bir mevzuda kulaktan dolma bilgilerle gereksiz yorum yapıyorsunuz. Ben ilik bağışçısı olanların bir daha çocuğunun olmayacağını söyleyenleri bile duydum, maalesef halk olarak ilim sahibi olmadan fikir sahibi oluyoruz. Ölümle pençeleşen, tek çaresi ilik nakli olan insanları çaresizliğe itiyorsunuz. Amacınızı anlamak mümkün değil. Bence pek dikkate alınacak bir yorumunuz yok ama insanların yanlış yönlendirilmesini önlemek amacıyla cevap verdim.
Begüm Haysev işlem sırasında, basit tansiyon düşmesi gibi reaksiyonlar, işlem sonrasında gün içinde oluşabilecek bir halsizlik. Ve eğer aspirasyon yöntemiyle alınmışsa bir miktar ağrı. Bu bahsettiklerim en fazla 3 4 gün sürebilecek şeyler. Sağlıkta hiç bir zaman sağlıklı bir bireyin sağlığını tehdit oluşturarak hasta bir birey tedavi edilmez. Yani elbette ki normal kan bağışında olduğu gibi bir miktar basit reaksiyon (tansiyon düşmesine bağlı baş dönmesi mide bulantısı vs ) riski var. Fakat dediğim gibi işleme başlanmadan önce siz zaten tekrar kontrolden geçiyorsunuz. Uyum olduğunda sizden tekrar numune alınıyor. İşlem öncesi sb görevlilieri size refakat ederek tüm işlemler yapılıyor. Kan bağışı için geçerli olan risklerin tümü ilik içinde geçerli. Sizden kayıp oluşturacak birşey değil. Vücut üretime devam ediyor.
Bir yerde denk gelmiştim, yazıyı bulamadım, bulsam link atacaktım; bazen damar çatlamaları olabildiğinden boyun atardamarından kan alımına geçilebiliyormuş, üç ayda bir testler için kan verdiğim ve kan alan her hemşirenin "Damarlarınız çok ince" şeklinde yakınmasından dolayı açıkçası biraz korkuyorum böyle bir durumu yaşamaktan.
Örnek: Babam için aytiyetten trobosit çekiyordum sürekli evet birinin damarı patladı fakat nasıl oldu. Arkadaş trombosit verdikten sonra eve dönüp hanımı ile kavga Edip duvarları yumrukluyor. Sonucu da 2 gün kolu sis gezdi sonra indi doktora gittik bunun için mı geldiniz dedi
Begüm Haysev öncelikle net bir biçimde söylüyorum içinizde en ufak korku olduğunda örnek vermeyiniz kendinizden emin olmadan verdiğinizde uyum gerçekleştiğinde vazgeçildiğinde İnanın moralinin yüksek olması gereken hastayı demoralize ediyosunuz ve daha bir sürü şey. İkincisi uyum gerçekleşti diyelim diğer örnekler de verildi hiç sorun yok size iki seçenek sunulur. Damar yoluyla mı yoksa leğen kemiğinden aspirasyon yöntemiyle mi vermek istersiniz diye. Seçeneğiniz diyelim ki damar yoluyla. Öncelikle söylemek isterim ki hastanede zor bulunup 50 kez denensede girilemeyen damarlara bizler rahatlıkla giriyoruz. Ben kendi iğnemin yarısı kadar damara tek seferde girip misler gibi kan aldığımı biliyorum. Sizin damar kontrolünüz vs yapılır. Diyelim ki uygun değil ikinci yöntemi tercih edebilirsiniz ki samimiyetle söylüyorum flebotomi uzmanıyım leğen kemiği aspirasyonunu tercih ederim. Nedenini de şöyle acıklayayım benim iğne korkum var bu bir. İkincisi 4 saat sürecek bir işlem ben 10 dakika süren kan verme işleminde bile reaksiyon riskimi yüzde 90lara çıkarıyorum kötü oluyorum. Ben 4 saat duramam. Zaten öncesinde 4 gün aşı olmak gerekiyor. Bu ekstra bi iğne demek benim için. Ve okuduğunuz makaleye gelirsek evet doğru. Damar bazen işlemi kaldıramazsa sorunlu bir damar yapısı akış hızı sorunu varsa boyundan yada daha iyi herhangi bir damardan işleme devam edilebiliyor. Ancak öncesinde de dediğim gibi sağlığınızı riske atacak herhangi bir hamlede kesinlikle kimse bulunamaz. Bu konuda şüpheniz olmasın. Ama korkularınızı gidermeden de lütfen sisteme dahil olmayın merak ettiğiniz herşeyi yanıtlayabilirim. Bu cok hassas bi konu kazanacağımız bir kişi bir hayat olma ihtimali demek.
Teşekkür ederim feyza hanım Zaten sağlık durumumdan da emin olmadan asla örnek vermem, uyum sağlanırsa ve veremezsem işlemden çok daha fazla ağır gelir bana bu.
Begüm Haysev yaşadığınız şehirde Kızılay'a gidip herhangi bi doktorla görüşüp süphelerinizden iyice arınabilirsiniz sonrası işte sağlık durumunuza bakmanız vs. Umarım bi gün sizin nakil verdiğinizi duyarız. Ve umarım bi kardeş daha edinirsiniz. Sorup sorgulamanız dahi ne kadar istekli olduğunuzu gösteriyor
Kök hücre test tüpü alım işlemini şehir merkezine yakın bir noktadaki bir Kızılay merkezi alıyor, orası da bana biraz uzak. Ay sonuna doğru tekrar kontrol için gidecektim, oradan Kızılay merkezine geçmeyi düşünüyorum zaten.
Feyza Zorlutuna nakil sayısı yazımda hata olmuş, 2000 küsur yazacaktın galiba ama şu an yılda 3000'den fazla kök hücre nakli gerçekleşiyor Türkiye'de Sadece bizim çocuğun hastanesinde yılda 50-100 çocuğa nakil yapılıyor.
Seyfi Gurlek hayır 258 civarı falan olması lazım. Daha dün çünkü bu konuyla ilgili bi çalışmam vardı. Ben türkök kapsamında bahsediyorum. Elimdeki sayısal veriler ona ait.
Feyza Zorlutuna Sadece Türkkök kapsamındaysa doğrudur, pardon. Ama hala toplama göre çok düşük bir rakam Türkiye için, malum yurtiçi kaynaklı ilik nakillerinde nakil sonrası uyum daha kolay sağlanıyor, sayı arttırılabilse çok iyi olacak.
Feyza Zorlutuna aynen öyle, kendi ırkından olması çok önemli, hem uygun ilik bulma olasılığı artacak hemde nakil sonrası uyum şansı daha yüksek. Maalesef gün geçtikçe ilik ihtiyacı arttığı için ilik bankamızı güçlendirirsek kanserle daha iyi mücadele edebiliriz.
Almanya'da donörün bu işlemler esnasında kullanılan malzemelerin bir şekilde hastane ortamında ciddiyetten uzak kontaminasyonu sonucunda hepatit olma olasılığınızla Türkiye'dekini kıyasladığınızda sonucu doğrusu merak ediyorum. Ben şahsen bundan korkarım. Çünkü uyuşma olduğunda bütün kanınız vücudunuzun dışına alınıyor (makineler yardımıyla) ve kök hücreler bu özel makineler eşliğinde süzülerek size geri veriliyor. Hele kontaminasyon sonucu hepatit-C kaparsanız ömür boyu sürünmek var ve kansere dönüşme durumu var. Bence insanlara bu açılardan da güven verilmesine ihtiyaç var. Felâket tellallığı gibi algılanmasın ama bu oldukça beni düşündüren bir durumdur.
Merak etmeyin Türkiye'de önüne gelen her hastane yapmıyor bu işleri büyük ve bilinmiş hastaneler yapıyor sadece .
Hemde daha önce ılık verip kanser olanı hiç duymadım şahsen .
Türkiye'de yapılan hiç bir nakilde donör / vericide bir yan etki ya da komplikasyon görülmemiştir. Endişelerinizi nakil merkezleriyle paylaşıp bilgi isteyebilirsiniz. Zaten yeterince yanlış bilinen konu var ve bunları aşmaya çalısıyoruz. Lütfen hiç gerek yokken yeni şüpheler yaratmayınız!!!
Ben bunları (özel birkaç hastaneyi) biliyorum. Sağlık içinde uzun yıllar çalışmış biri olarak yazıyorum. Duymamış olmanız istatistiklerin ne söylediğinin karşılığı olmaz. Dış hekimlerinin bu açıdan (hepatitin yayılması açısından) oldukça yüksek orana sahip olduğunu internetten bulabilirsiniz. Fakat yazılan konuda bilmiyorum. Ki diyaliz hastalarında da bu risk var. Ayrıca hepatit işlem anında kapıyorsun ama oldukça sonra ortaya çıkıyor ve süründürüyor. Yanlış bilgi yok yazdıklarımda. Sadece endişesini yaşadığım konuda insanların güvende olmasına oldukça ihtiyaç var ve bu benim için kesinlikle böyle.
Yaklasik 3 aydır yerli yabancı birçok makale ve haber okudum. İlk defa duyuyorum sizin dedikleriniz istatistikleri ve bilgileri İlik vermediğiniz korktugunuz için teşekkürler. Fakat korkunuza bir kulp bulmanın yolunun bu olduğuna inanmıyorum
Ben bir istatistik açıklamadım; sorguluyorum diğer kanla ilgili örneklerini de verdiğim üzere. Önce burada olası bir gerçekliği yazmış olmam sizin yoksaymanızla olmuyor/olmaz. Korkaklığa gelirse ben 1 ünite kan verebilirim ama bahsettiğim yöntemde yazılanlar anlaşılıyorsa ve burada konuya gerçekten hakim biri varsa yazarsa bilimsel verilerle benim için anlamlı olur. Yoksa sizin korkak demeniz ne sorun-sorunlara çözüm olur ne de KORKAKLIĞIMA.
bana kanıtlar mısınız veya bir örnek verir mısınız ilik veripte kanser olan veya hepatit c olan? Boşu boşuna insanların aklını karıştırmayın.
Nasip olursa babam için ayın 20-21 i gibi ilik vereceğim açıklayın bana örnek gösterin makale gösterin bişey gösterin ki bende size haklısınız diyeyim. özellikle örnek istiyorum.
Ben yukarıda ne yazmışım ki bana istatistik soruyorsunuz? Lütfen anlamak için biraz uğraş! Bende veri olsa zaten burada yazarım-yazardım, sormanıza gerek kalmazdı. İyi geceler.
Zaten benim sorguladığıımı bana soruyorsunuz.
Lütfen köşede kendi kendinize sorgulayın milletin kafasını karıştırmayınız . Konu Almanya ile Türkiye'yi kiyasmak ise lütfen propaganda için Başka bir yer seçiniz zira bu konu sizin propaganda yapabileceğiniz kadar basit bir konu değil .
Devam edin. Ama anlamak için değil, demagoji yapmak için! Tam da bize özgü, sorgulamaksızın! DEVAM, DEVAM!
Aslında genel olarak baktığımızda endişenin mantıklı bir yanı var. Genel olarak baktığımız zaman, ilik nakli özelinde konuşursak sadece hastanın durumunu ele alarak konuşuyoruz. Peki ya donör? Nelerden geçecek, riskler nedir, işlem esnasında komplikasyon riskleri nelerdir, eğer kanında yeterli hücre toplanamazsa veya damar çatlaması olursa neler olur, detaylı bilgi hiçbir yerde yok. Hastalık konusuna gelince de, temiz tutulmamış olan her cihazdan, her iğneden hastalık kapma olasılığı vardır. KKKA'dan kaybettiğimiz doktorları ve hemşireleri hatırlayın.
Eğer zahmet Edip bir Kızılay kan merkezine gitseydiniz detaylı bilgiyi alırdınız. Boş konuşup asabimi bozmayin sorgulamak PC başında yorum ile olmuyor hanım efendiler. Burda belkidesensin ekibi ve Kızılay uğraşıyor ki bu organizasyonlar öyle he deyince olacak organizasyonlar değil Türkiye ile De degil dünya destekli organizasyonlar . Boşuna Türkiye'yi kötülemek veya boş muhabbet için burda konuşmayın. En yakın Kızılay kan merkezine gidin ve bilgi alın .
Daha ilik hakkında 1 haber 1 makale bile okumamış kişiler gelmişler burda bize ahkam kesiyorlar. Yeterli bilgiye sahip değilseniz fikirlerinize dikkat ediniz .
Sadece kendi açınızdan bakarsanız kurumun ve ülkenin kötülendiğini zannedersiniz. Durum öyle değil.
begüm hanım en son ne zaman kan verdiniz ?
Epey oldu, şu an sağlık nedeniyle kan veremiyorum.
Veya en son ne zaman beyaz kan verilen birinin yanında durup işlemi izlediniz. Ne kadar titiz davranildigini gördünüz mu? Sizce beyaz kan için bu kadar titizken ilik için gelişi güzel mı davranacaklar .
Burak Rahimov ek olarak, cihaz içinde kullanılan setler tek kullanımlık olduğundan bulaş riski sıfır. Yani iğnesinden santrifüj çanağına kadar hersey tek kullanımlık. Bir diğeri de tarama testleri yapılıyor. Örnek için verdiğiniz 3 tüpün sadece biri kök hücre taramak için diğer ikisi hastalıklarla ilgili. Bu konuda çekinceleri olan varsa daha detaylı bi biçimde arastırdığında mutlaka görecektir yersiz olduğunu. Suan 200 küsür nakil gerçekleşmiş durumda Türkiye'de. Ayrıca donörün bir yıl boyunca rutin takiplerini sağlık bakanlığı üstleniyor. Sb görevlileri tarafından nakil öncesi ve sonrasındaki durumu takip ediliyor. Ve ayrıca tıpkı kan vermek gibi kemik iliği bu hücreleri üretime devam edip 3 ayın sonunda eksiği tamamlıyor bir yılın sonunda ise Yen'i nakile hazır duruma getiriyor. İliği aldık iş bitti durumu yok.
feyza hanım boş muhabbete gelmişler uğraşmak istemiyorum gece gece zorla kendileriyle muattap ediyorlar sanırsın 1980 de yaşıyoruz.
Otobüste hiv, muayene olunan doktordan mantar, sinemada menenjit bulaşabilir semra hanım. Bence otobüse binmemeli, hasta olursanız doktora gitmemeli ve sinemada film izlememelisiniz. Hergün onbinlerce insan kan ve trombosit veriyor, binlerce insan tahlil için kan veriyor, yüzlerce insan fotoferez alıyor, binlerce insan diyalize giriyor ve nedense hiç sizin söylediğiniz gibi vakayla karşılaşılmıyor. Trombosit ve kök hücre süzme gibi işlemlerde her bağışçıya özel setler kullanılır, ve işlem sonunda çöpe atılır ve bir kişideki hastalığın başkasına bulaşma ihtimali yoktur. Konuya hakim birinin fikrini almak istediğinize göre siz konu hakkında hiçbir bilginiz olmadığı halde insanların zaten zor ikna edildiği bir mevzuda kulaktan dolma bilgilerle gereksiz yorum yapıyorsunuz. Ben ilik bağışçısı olanların bir daha çocuğunun olmayacağını söyleyenleri bile duydum, maalesef halk olarak ilim sahibi olmadan fikir sahibi oluyoruz. Ölümle pençeleşen, tek çaresi ilik nakli olan insanları çaresizliğe itiyorsunuz. Amacınızı anlamak mümkün değil. Bence pek dikkate alınacak bir yorumunuz yok ama insanların yanlış yönlendirilmesini önlemek amacıyla cevap verdim.
Donör için riskler ne peki? Detaylı bilgi bulamadığım konulardan biri bu.
Begüm Haysev işlem sırasında, basit tansiyon düşmesi gibi reaksiyonlar, işlem sonrasında gün içinde oluşabilecek bir halsizlik. Ve eğer aspirasyon yöntemiyle alınmışsa bir miktar ağrı. Bu bahsettiklerim en fazla 3 4 gün sürebilecek şeyler. Sağlıkta hiç bir zaman sağlıklı bir bireyin sağlığını tehdit oluşturarak hasta bir birey tedavi edilmez. Yani elbette ki normal kan bağışında olduğu gibi bir miktar basit reaksiyon (tansiyon düşmesine bağlı baş dönmesi mide bulantısı vs ) riski var. Fakat dediğim gibi işleme başlanmadan önce siz zaten tekrar kontrolden geçiyorsunuz. Uyum olduğunda sizden tekrar numune alınıyor. İşlem öncesi sb görevlilieri size refakat ederek tüm işlemler yapılıyor. Kan bağışı için geçerli olan risklerin tümü ilik içinde geçerli. Sizden kayıp oluşturacak birşey değil. Vücut üretime devam ediyor.
Bir yerde denk gelmiştim, yazıyı bulamadım, bulsam link atacaktım; bazen damar çatlamaları olabildiğinden boyun atardamarından kan alımına geçilebiliyormuş, üç ayda bir testler için kan verdiğim ve kan alan her hemşirenin "Damarlarınız çok ince" şeklinde yakınmasından dolayı açıkçası biraz korkuyorum böyle bir durumu yaşamaktan.
Örnek: Babam için aytiyetten trobosit çekiyordum sürekli evet birinin damarı patladı fakat nasıl oldu. Arkadaş trombosit verdikten sonra eve dönüp hanımı ile kavga Edip duvarları yumrukluyor. Sonucu da 2 gün kolu sis gezdi sonra indi doktora gittik bunun için mı geldiniz dedi
O tür bir durum değil benim bahsettiğim. İşlem esnasında yaşanabildiğinden bahsediyorum.
Begüm Haysev öncelikle net bir biçimde söylüyorum içinizde en ufak korku olduğunda örnek vermeyiniz kendinizden emin olmadan verdiğinizde uyum gerçekleştiğinde vazgeçildiğinde İnanın moralinin yüksek olması gereken hastayı demoralize ediyosunuz ve daha bir sürü şey. İkincisi uyum gerçekleşti diyelim diğer örnekler de verildi hiç sorun yok size iki seçenek sunulur. Damar yoluyla mı yoksa leğen kemiğinden aspirasyon yöntemiyle mi vermek istersiniz diye. Seçeneğiniz diyelim ki damar yoluyla. Öncelikle söylemek isterim ki hastanede zor bulunup 50 kez denensede girilemeyen damarlara bizler rahatlıkla giriyoruz. Ben kendi iğnemin yarısı kadar damara tek seferde girip misler gibi kan aldığımı biliyorum. Sizin damar kontrolünüz vs yapılır. Diyelim ki uygun değil ikinci yöntemi tercih edebilirsiniz ki samimiyetle söylüyorum flebotomi uzmanıyım leğen kemiği aspirasyonunu tercih ederim. Nedenini de şöyle acıklayayım benim iğne korkum var bu bir. İkincisi 4 saat sürecek bir işlem ben 10 dakika süren kan verme işleminde bile reaksiyon riskimi yüzde 90lara çıkarıyorum kötü oluyorum. Ben 4 saat duramam. Zaten öncesinde 4 gün aşı olmak gerekiyor. Bu ekstra bi iğne demek benim için. Ve okuduğunuz makaleye gelirsek evet doğru. Damar bazen işlemi kaldıramazsa sorunlu bir damar yapısı akış hızı sorunu varsa boyundan yada daha iyi herhangi bir damardan işleme devam edilebiliyor. Ancak öncesinde de dediğim gibi sağlığınızı riske atacak herhangi bir hamlede kesinlikle kimse bulunamaz. Bu konuda şüpheniz olmasın. Ama korkularınızı gidermeden de lütfen sisteme dahil olmayın merak ettiğiniz herşeyi yanıtlayabilirim. Bu cok hassas bi konu kazanacağımız bir kişi bir hayat olma ihtimali demek.
Teşekkür ederim feyza hanım Zaten sağlık durumumdan da emin olmadan asla örnek vermem, uyum sağlanırsa ve veremezsem işlemden çok daha fazla ağır gelir bana bu.
Begüm Haysev yaşadığınız şehirde Kızılay'a gidip herhangi bi doktorla görüşüp süphelerinizden iyice arınabilirsiniz sonrası işte sağlık durumunuza bakmanız vs. Umarım bi gün sizin nakil verdiğinizi duyarız. Ve umarım bi kardeş daha edinirsiniz. Sorup sorgulamanız dahi ne kadar istekli olduğunuzu gösteriyor
Kök hücre test tüpü alım işlemini şehir merkezine yakın bir noktadaki bir Kızılay merkezi alıyor, orası da bana biraz uzak. Ay sonuna doğru tekrar kontrol için gidecektim, oradan Kızılay merkezine geçmeyi düşünüyorum zaten.
Begüm Haysev orda cok daha iyi yardımcı olacaklardır.
Feyza Zorlutuna nakil sayısı yazımda hata olmuş, 2000 küsur yazacaktın galiba ama şu an yılda 3000'den fazla kök hücre nakli gerçekleşiyor Türkiye'de Sadece bizim çocuğun hastanesinde yılda 50-100 çocuğa nakil yapılıyor.
Seyfi Gurlek hayır 258 civarı falan olması lazım. Daha dün çünkü bu konuyla ilgili bi çalışmam vardı. Ben türkök kapsamında bahsediyorum. Elimdeki sayısal veriler ona ait.
Feyza Zorlutuna Sadece Türkkök kapsamındaysa doğrudur, pardon. Ama hala toplama göre çok düşük bir rakam Türkiye için, malum yurtiçi kaynaklı ilik nakillerinde nakil sonrası uyum daha kolay sağlanıyor, sayı arttırılabilse çok iyi olacak.
Seyfi Gurlek halkımızın gen yapısı birbirine cok benzediği için uyum oranıda yüksek olacaktır diye düşünüyorum
Feyza Zorlutuna aynen öyle, kendi ırkından olması çok önemli, hem uygun ilik bulma olasılığı artacak hemde nakil sonrası uyum şansı daha yüksek. Maalesef gün geçtikçe ilik ihtiyacı arttığı için ilik bankamızı güçlendirirsek kanserle daha iyi mücadele edebiliriz.