RESIME BIR DE BÜYÜTEREK BAKİN
* Meksikalı ressam Octavio Ocamp eserlerinde, küçük parçaları ince bir ustalıkla birleştirir ve daha büyük farklı bir imgeye dönüştürür.
* Uzaktan bakınca büyük resim, yakından bakınca küçük resimler göze gelir.
* Hayat da böyle değil mi? Parçaya da bütüne de ayrı ayrı bakmak gerekmez mi?
* Siz hayatın büyük ilahi tablosunu görebiliyor musunuz? Ayrıntıda mi takiliyorsunuz?
Murat Vuslat
M
Murat hocam küçük parçalar aslında benim hayatımın net olan yönü. Algilayabildigim... Aslinda ilahi hayata çağrışım yapan. Tablonun tamamı ise buğulu. Hep çözmeye, netlestirmeye çalıştığım. Simdi çok zayıfim bu konuda. Ama soruyorum ve sorguladigim sürece, o resme yaklastigimi düşünüyorum. İnseallah bir gün tamamlanacağim...
Belki de sizin tekamül noktanız budur. Büyük tablonun olduğunu bilmek küçük ayrıntılarla oyalanmak ..
tablonun tamamı buğulu derken; duygusal-deneyimsel bir buğu mu bu? Yoksa zihinsel mi? . yani felsefi bazı sorularınız mı var cevapsız? Yoksa yaşadığınız bazı olaylar, başınıza gelenler mi hayatı flu yaptı; netliğini kaybettirdi?
bir de tamamlanma adına neler yapıyorsunuz? Beklemedesiniz ve ne olup bitecek onu mu seyrediyorsunuz? Yoksa "tamamlanmak" adına yaptığınız bişeyler var mı?
Zordan sordunuz hocam bu sohbet siz değerli hocalarimla güzel ve verimli olacak inseallah. Ama şimdi dışarda yım. Musait olunca mutlaka döneceğim. İnseallah
Ll
Murat hocam sizce büyük tablonun var olduğunu bilmek fakat küçük ayrıntılarla oyalanmak. Ne kadar doğru?
Ahmet hocam duygusal ve zihinsel. Kendime dışardan baktığımda, duygularımı çok net görüyorum. Ama eksik birşeyler değil aslında, çok şey var
Şeytan ayrıntıda gizlidir Gizem Kuruoğlu . Bir puzzle olarak düşünün bu büyük tabloyu. Ayrintilari da parcalar olarak.. Bir tek parçası eksik olunca puzzle tamamlanamaz. Her ayrinti bu açıdan önemlidir. Ama bir tek parçaya odaklanirsaniz asla büyük puzzle resmi tamamlayamazsiniz. Yani birbirinden çok ayri değil aslında.. Ve birbirini tamamliyorsa ayrintilar bir anlamı olur büyük tabloyu görmek adına. Ornek karanlık olmasa ışığın kıymetini bilemezdik değilmi? Neden bu tabloda karanlık var diye uğraşirak isigi bulamayiz
Olmam gereken yeri biliyorum, görüyorum onum açık. Ama nasıl. Cok bocaliyorum. Olamiyorum bir türlü. Ve esas kötü olan mahrum olduğun şeyden neden mahrumsun. Veya dozu ne
Yaptığım bazı şeyler var tamamlanmak adına. Suan okuyorum bazılarını hayata geçirdim. Ama yapamadıklarını çoğunlukta Maaleseff
Olmanız gereken yer sizce neresi?
Aşkı bulduğum yer. Ama bazan o aşkı kalbimde hissedememek beni karamsarlığa itiyor. O zamanlarda daha çok sorguluyorum. Acaba ben yeteri kadar aşık değil miyim? Sevgili benden hoşnut değil mi? Ya değilse "ki eksiklerim çok. Farkindayim. Peki neden ben eksiklerimi tamamlayamiyorum?
Bu arada bazen derken arada aşk olarak kendimi eksik hissetmekte bahsettim
Deli sorular hocam
Sizin o aşkı bulmak istemeniz aslında Maşukun sizi sevmiş olmasından, sizin tarafinizdan bulunmak istemenizden kaynaklanır. Ahmet hocamın diliyle sizdeki kendini gizem sanan kişiden kurtulmaniz gerek öncelikle. O zaman yanlış yapan biri olmayacak zaten . Buldum diyen yanılır. Ama bulmak için çabalamak uyanmak için uykuda olduğunu bilmek lazım. Çok saygı duyduğum bir arkadaşım kimisinin dünyadaki misyonu cabalamaktir der. Çok severim bu sözü.
postu takip etmişsin iz hocam
Etmeyecegimi mi düşündünüz?
"bu benlikten geçip hakka gidelim...
Hiç yorum yapmadınız ama hocam
Nasıl yapmadım. Yazdıklarım size gelmiyor mu?
Özür dilerim hocam belki benim dikkatimden kaçmıştır. Yogun bir gündü benim için(beyin olarakta)
İşte hocam kilit nokta orası. Yine Ahmet hocam demistiki, uykudan uyanayim dersen uykun percinles uykun derinlesir(benim tabirimle)
O halde Ahmet Önsesveren cevap verecek size. Ben yetemem size
Estagfirullah hocam bal her çiçekten ayrı tatta bal alır. Ama sonuç olarak hepsi bir petekte harmanlanır. Bal şifadır hocam
Murat hocam. Sizin aşkı bulmak istemeniz aslinda masugun sizi seviyor olmasindan demeniz. Çok derin bir farkindaliga götürüyor insani. Ifadeniz süperdi.
Gizem Abdullah hocam. Olmanız gereken yer neresi sorusuna. Aşkı bulduğum yer diye cevap vermişsiniz. . Bu ortamda olmasa. Ve sizi hiç bilmiyor olsam. Ne klişe bir cevap derdim. Herkesin ağzına sakız olmuş şu aşk kelimesi.
Oysa sizin burada kastettiginiz birşeyler var. . Ve işte bu şey nedir? Ben bunu sormak isterim.
Ne olursa aşkı bulmuş olursunuz. Sanırım. Icten gelen coşkulu bir bağlılık duygusu Rabbinize karşı. Hatta belki de bir vecd hali.
Muhtemelen. Önceden bir dönem yasamissiniz bunu. Ama sonra bir daha bulamamissiniz.
Siz. Bir soruya cevap degil. Bir hâl pesindesiniz.
O hali nasıl yaşarım tekrar. Ve hatta bu sefer daha ötesini.
Hayat buğulu derken. . 1- O hali yaşayamıyorum çünkü odağımı dağıtıyor şu anki yaşamım . 2- O hali yaşadığım ortam veya kisilerden koptum. Ve belki de guvenim sarsıldı. Artik kendimi bir yere tam veremedigim icin. Icimdeki kuruntulari atamadigim icin. O harika hali tekrar nasıl yasayabilecegimi bilemiyorum. Hayat buğulu çünkü güvenim sarsılmış durumda.
Bu iki maddeden hangisi? Veya başka bir madde? . Veya en baştan olayı ıskaladım mı ben?
Hocam mecnun da bir arayış içerisindedir. Bir beşeri sevgi onu Mevla'ya götürmüştür. Leylanin sevgisi. O ilahi aşkı tattıktan sonra anlamıştır ki, aslında onu tamamlayan beşeri degil, ilahi aşk..
siz aşk derken o zaman; tasavvufi bir neşveyi değil de. İnsani aşkı kastediyorsunuz. Ve bu aşkı tekrar hissedip, sonra buradan yola çıkarak; ilahi olana varmalı diye düşünüyorsunuz.. gibi mi anlamalı?
(çok mu fazla deşeliyorum? ) (siz kendiniz tarif edin iyice bir... Hatta mahzuru yoksa, deneyimlerinizi anlatabilirsiniz.)
Tabiki bir beşer sevgisi çok yönlü etkiler. Bu artı. Ama benim bahsettiğim bu değil. Aslinda" Mecnun bir arayış içerisindedir. O beşeri sevgiyi buldu ama kavuşamadı. Ona olan özlemi sayesinde mevlanin sevgisini buldu. Beseri sevgide ilahi sevginin bir parçası değil midir? Ama esas kast ettiğim şey" Rabbinin aşkını bulduktan sonra aslında Leyla'nın kendi ile Rabbinin arasında bir aracı olduğunu, esas aradiginin ilahi aşk olduğunu anlamistir
Yani şu küçük resimlerin tamamı beşeri sevgiler ve imtihanlar degilmidir? Bizim büyük resmi görmemizi sağlayacak olan
İlahi aşkı tanımamızı sağlayacak olan
Ben yıllar önce namaz vakitlerini aşkla beklerdim. O huzur o manevi hazzı uç noktalarda yaşadım. Gecirdigim bir vakit, benim için uç noktalarda bir kayipti. Evet namaz kılarken rabbimle konuşuyordum. O haz kelimelerle anlatilmaz hocam. Beseri bir sevgiyle asla olculemez
Bir soruya cevap değilde his arıyorsunuz demissiniz. Evet ben o hazzı, o manevi doygunluğu arıyorum. Kaybettim. Aradigim şey "nedeni"sorguladigim şeyse bunun yol haritası nedir. Belliki ben kaybettim. O yaşlarda belkide ben o adrese farklı yol ile gitmiştim. Simdi nasıl gidebilirim? Onun için tasavvufu araştırıyorum. Ve eksik gördüğüm şeyleri tamamlamaya çalışıyorum. İnseallah bütün insanlar o hazzı duyar
Tabi bende.
Hani sizin"ben"likten vazgeçme tabiri varya. Acaba o zaman ben vazgecmismiydim. Vazgectiysem nasil bu hale geldim. Yoksa bir aldatmaca dan mi ibaretti orada yaşadıklarım...???????
Ne dersiniz hocam?