En ilginç kitap Azrail'in öbür adı, Antep Canavarı Abdullah Palaz. Yazarı Turhan Timuçin. Ama yayınevi kapandığı için bulamazsınız. Bir cezaevi mahkumunun 49 resmi cinayeti ve sebepleri. Ama mahkumu övmek gibi bir gayesi yok. Anlamaya odaklı.
Güzel bir kitap aslında. Mesela Nazım hikmet anısı, kaçtığında bir astsubayla diyaloğu, dört kişiyle yirmi- yirmi beş mahkumu rehin almaları falan. Çok sürükleyici. İnternette vardır belki
Tam tersi de oluyor. Mesela Gazap Üzümlerinin filmini seyrettim. Pek beğenmedim fakat Erdem diye bir arkadaşın ısrarıyla kitabını okudum. Samimi söylüyorum tam bir başyapıt
Tez akşam oldu, daha yapacak çok iş var.... Abdullah Palaz O, Türkiye’nin gerçek “Tatar Ramazan”ıydı...‘Baba’ değil ‘Dayı’ydı... Kendini katil olarak değil, Allah’ın kılıcı olarak görür, cinayetlerini öyle işlerdi... O, Antep Canavarı Abdullah Dayı’ydı... İlk cinayetini 12 yaşındayken işledi. Dayısını öldüren iki kiralık katili baltayla parçaladı. İkisi baltayla, sekizi bıçak ve falçatayla, geri kalanları ise ateşli silahlarla olmak üzere 43 cinayet işledi. 250’nin üzerinde insanı yaraladı. Cezaevlerinde üç kez büyük koğuş baskını düzenledi. En büyük koğuş baskınında 59 yaralı, 1 ölü çıktı, kendisi sıyrık bile almadı. 4 kez idam yedi, 740 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Türkiye’nin 38 ayrı cezaevinde, 48 yıl net hapis yattı. Cezaevlerinde hem çok hasımı oldu, hem de büyük saygı gördü. Ona “Antep Canavarı” da diyen oldu, “Abdullah Dayı” diyen de... Ama Turhan Temuçin’in tabiriyle aslında O, “Azrail’in Öbür Adı” idi. Ölümünden yıllar sonra internette adına fan kulüpler kuruldu. Türkiye’nin ilk büyük katili Abdullah Palaz’ın inanılması güç yaşam öyküsü... Soluk soluğa okuyacaksınız.
En ilginç kitap Azrail'in öbür adı, Antep Canavarı Abdullah Palaz. Yazarı Turhan Timuçin. Ama yayınevi kapandığı için bulamazsınız. Bir cezaevi mahkumunun 49 resmi cinayeti ve sebepleri. Ama mahkumu övmek gibi bir gayesi yok. Anlamaya odaklı.
Güzel bir kitap aslında. Mesela Nazım hikmet anısı, kaçtığında bir astsubayla diyaloğu, dört kişiyle yirmi- yirmi beş mahkumu rehin almaları falan. Çok sürükleyici. İnternette vardır belki
Bir de cezaevi müdürünün infazı var ki yemin ediyorum Hollywood filmlerib. K yemiş dersin.
Okursan pişman olmazsın emin ol. Mesela ben Balzac'tan Goriot Baba'yı okudum ve pişman oldum
Tam tersi de oluyor. Mesela Gazap Üzümlerinin filmini seyrettim. Pek beğenmedim fakat Erdem diye bir arkadaşın ısrarıyla kitabını okudum. Samimi söylüyorum tam bir başyapıt
Giriş bölümünü bulabildim internetten.
Tez akşam oldu, daha yapacak çok iş var.... Abdullah Palaz O, Türkiye’nin gerçek “Tatar Ramazan”ıydı...‘Baba’ değil ‘Dayı’ydı... Kendini katil olarak değil, Allah’ın kılıcı olarak görür, cinayetlerini öyle işlerdi... O, Antep Canavarı Abdullah Dayı’ydı... İlk cinayetini 12 yaşındayken işledi. Dayısını öldüren iki kiralık katili baltayla parçaladı. İkisi baltayla, sekizi bıçak ve falçatayla, geri kalanları ise ateşli silahlarla olmak üzere 43 cinayet işledi. 250’nin üzerinde insanı yaraladı. Cezaevlerinde üç kez büyük koğuş baskını düzenledi. En büyük koğuş baskınında 59 yaralı, 1 ölü çıktı, kendisi sıyrık bile almadı. 4 kez idam yedi, 740 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Türkiye’nin 38 ayrı cezaevinde, 48 yıl net hapis yattı. Cezaevlerinde hem çok hasımı oldu, hem de büyük saygı gördü. Ona “Antep Canavarı” da diyen oldu, “Abdullah Dayı” diyen de... Ama Turhan Temuçin’in tabiriyle aslında O, “Azrail’in Öbür Adı” idi. Ölümünden yıllar sonra internette adına fan kulüpler kuruldu. Türkiye’nin ilk büyük katili Abdullah Palaz’ın inanılması güç yaşam öyküsü... Soluk soluğa okuyacaksınız.
Sende de nasıl bir azim varmış arkadaş:)))