ATATÜRK ile STALİN GERGİNLİĞİ
*********(ALINTI )**********
Stalin’in Sovyetler Birliği’nin başında olduğu döneminde Sovyetlerin Ankara Büyükelçisi ünlü bir diplomat Karakan’dı. Sovyet Devrimi’nin yıl dönümlerinden birinin sabahında Stalin, son derece sivri, anlamsız ve onur kırıcı bir demeç veriyor. Bu demecinde aynen şunları söylüyordu: -“Herkes bilsin ki, Rus milleti; Boğazlarla, Ardahan’ı ele geçirmekten asla vazgeçmeyecektir. Çok yakın bir zamanda bu davalarımızı halletmiş olacağımızı şimdiden müjdeliyorum...” Aynı gece Ankara’da Sovyet Büyükelçiliği’nde de ihtilalin yıl dönümü kutlamaları yapılıyor. cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal, gece yarısına doğru Stalin’in bu densiz demecinden haberdar oluyor ve emrediyor: -“Arabaları hazırlayın gidiyorum.” -“Paşamız bu saatte nereye gidecekler?” -“Sovyet Elçiliği’ne.” Ekibin etekleri tutuşur. Çünkü olayı kavrarlar, içlerinden birisi Gazi’ye: -“Paşa Hazretleri nasıl olur? Protokolsüz mü? Siz devlet başkanısınız, protokolsüz nasıl gidersiniz?” -“Ben protokol falan dinlemiyorum çocuk. Stalin vatanımın topraklarına göz dikmiş, sen bana protokolden söz ediyorsun. Hazırlayın arabaları” diye cevap verir.
Büyük önderimiz ve arabalar hazırlanır. Gazi ve ekibi, Sovyet Elçiliğinin kapısına dayanır. Ulu önderimiz yüzü asık bir şekilde yukarı çıkar ve o sırada elçilikte büyük bir balo vardır. Gazi kendisini karşılayan Büyükelçi Karahan’ı görünce: -“Merhaba Karakan” der ve aynı sert ifadeyle devam eder: -“Rahatsız ettik ama sen benim şahsi dostumsun, kusurumuza bakmazsın. Bir hususu esasından anlamaya geldim.” -“Emredin Sayın Başkan” -“Ajanstan öğrendiğime göre, Başbakanınız Stalin, Ardahan ile Boğazlar’ı istemiş, kararı katıymış... Pek yakın bir gelecekte bu kararını uygulayacakmış. Tam böyle söyleyip söylemediğini bilemem ama buna benzer şeyler söylemiş. Tabii ki bu konuşmanın bir kopyası sende vardır. Getir bakalım şunu da işin aslını faslını iyi anlayalım. ” Stalin’in konuşması getirilir. Gazi metnin o kısmını yanındakilere kelime kelime tercüme ettirir. Konuşma ajanstan geçen metin ile aynıdır.
Gazi sorar: -“Karahan, elçiliğin telsizinden derhal Stalin’i bulduracaksın. Bu beyanatından vazgeçip geçmediğini sorduracaksın. Başbakanın tükürdüğünü yalayacak, yalamazsa ben yapacağımı bilirim. Bu cevap bu gece gelecek çünkü benim senin başbakanından daha önemli kararım var. İstediğim cevabı almadan elçiliğinizden dışarı adım atmam. Eğer cevap istemediğim şekilde gelirse bil ki buradan çıkıp doğru Rus sınırına gideceğim...” Karahan çaresizlik içinde telsizin başına koşar ve Gazi’nin söylediklerini aynen nakleder. Stalin’den gelen cevap büyük önderimizi tatmin eder çünkü cevapta aynen şöyle söylenmektedir: -“Stalin sürçü lisan eylemiştir. Boğazlar ile Ardahan’ı almak gibi bir arzusu kesinlikle yoktur...” Gazi cevabı okuduktan sonra Rus Büyükelçisi Karahan’a hitaben: -“Karahan seni geri çağırırlar ve yaşatmazlar. Uzun süredir tanışıyoruz, istersen bize iltica et.” Karahan bu teklife olumsuz cevap verir ve cevabı telgraftan hemen sonra bir telgrafla geri çağrıldığını açıklayarak: -“Teşekkür ederim. Sizi tanımış olmam bile yeterlidir. Ancak memleketinizdeki görevim sona ermiştir. Yarın hareket edeceğim.
Gazi fazla ısrar etmez ve Çankaya’ya döner. On gün sonra şöyle bir haber gelir. Sovyetler Birliği’nin eski Ankara Büyükelçisi Karahan fırında yakılmak suretiyle idam edilmiştir.
Kaynak1. ARIBURNU, Kemal, Atatürk’ten Anılar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1976,s. 205-208.
Kaynak 2: Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, ahmet Gürel, Mayıs 2009
Başka kaynak var mı
Biraz kuru sıkı gibi kokuyor
Safir Yıldırımlar nacizane bukadarina erisebildim.
Sizinde değerli fikirlerinizi daha güzel bir üslub ile dinlemek isteriz.
Estağfurullah kırmak istemedim sadece emin olmak istedim, topu bana atmanızıda ayrıca ilginç buluyorum; eleştirilmekten hoşlanmıyorsanız forumda paylaşım yapmamak elinizde
Safir Yıldırımlar tabiki paylaşım yapmak benim elimde.
Eleştiriniz beni kırmadi sadece üslub olarak biraz hoş olmayan bir tepki verdiğinizi düşünüyorum.
Ayrıca topu size atmadim sadece sizinde fikirlerinizi almak istedim.
Elestirilerinizden ziyade fikirlerinizde bizim için değerli, sayenizde bilmediğimiz bir şey öğrenebiliriz.
Afedersiniz, hikaye çok güzel ancak gerçekliği hakkında bir kitaptan ziyade devlet arşiv kaydı daha sağlıklı olur, çünkü asılsız hikayeler Atatürk gibi büyük kişilerin imajı hakkında olumsuz etki bırakır, zihinlerdeki doğru hikayelerin etkisini azaltır
Bu kadarına erisebiliyorum.
Stalin'in devlet yönetimi ve siyasi yaşamı ile ilgili bir çok farklı görüş olmakla birlikte, döneminin yönetim anlayışı genel olarak sosyalistler tarafındanda eleştirilmekte. Ülkesindeki aydınlara uyguladığı baskı, politik yandaşlarının aşırı sevgi abartıları İlya Ehrenburg ve Nazım hikmet gibi büyük yazar ve şairler tarafından da ifade edilmektedir. Uluslar arası politik anlayışı da gel gitlerle doludur. Hitlerle yaptığı saldırmazlık anlaşması gibi. Aynı durum Türkiye ile de yaşanma ihtimali olmakla birlikte üslup Atatürk'ün dış politika üslubuna uygun görünmemektedir.
Bilgi yanlıştır demiyorum. Üslup, tarz ve anlayış beni sorgulatıyor. Saygılar.
Üslubun biraz abartılı olabileceği konusunda hemfikiriz, lakin okuduğum gibi sizinle paylaştım dogrulugu konusunda yukarıda yazan kaynaklardan Başka bulamadim.
Paylaşımınız ve ilginiz için teşekkürler. Selamlar.
Yer yüzüneM. Kemal gibi bir lider henüz gelmemiştir.
(Anlatılan olay doğru ise)
Anlatılan olay doğru olmasada yeryüzüne MUSTAFA KEMAL ATATÜRK gibi bir lider gelmemiştir. !
Bu iddia ABD'nin algı yaratma çabalarına yönelik kurguladığı yalanlardan biridir. Bu yalanın etkisiyle Türkiye'nin Amerika ve Nato'nun kucağına itilmesi sağlanmıştır.
Bu iddaa'nizi nasil dogrulayabiliriz.
Bu iddiayı ortaya atanlar hiç bir kanıt gösterememişlerdir. Toprak talebi resmi notayla olur. Rus arşivlerinde böyle bir iddiayı doğrulayacak hiç bir belge bulunamamıştır.
Yok kaynak belirtilmiş ve bahsi geçen eserde belirtilen hiçbir şahıs bu iddiaya karşı çıkmamış. Bu bile yeterlidir diye düşünüyorum. Ancak siz ortaya attığınız tezinizi nasıl destekleyeceksiniz onu merak ediyoruz.
İşte benim liderin, işte benim ATA'm.
Dünyanın kabul ettiği 20. Yüzyılın tek lideri.
Bu iddia doğrulanmasa da, Rusların arşivlerinde olmasa da, böyle bir olayın yaşandığını düşünelim, stalin gibi bir diktatör bu belgeyi devlet arşivlerine koydururmu?
Bizim arşivimizde yokmu
Boşverin o ara toprak alıyoduk şimdi ki gibi şerefsizce satmıyoduk..
Aynen katılıyorum sefa kardeşim.
kendi uydurdukları kahramanlık masalına inanmak nasıl bir duyguysa.
Pek çok ülkeye ait kaynaklara bakabilirsiniz. Dünyada adından bu kadar çok söz edilen bir kahraman daha Bulamayacaksınız.
BİNLERCE YILDAN BERİ ARAPLARIN UYDURDUKLARINA KÖRÜ KÖRÜNE İNANMAKTAN DAHA GÜZEL BİR DUYGU BU VE TARİHİ belgeLERİ VAR