Eski uygarlıklar da neden heykel yapıp ona tapılıyordu? Ya da o heykeller aracılığı ile tanrıya ulaşılmaya çalışılıyordu? Bu heykellerin, putların insana benzemesinin sebebi nedir? Birbirinden farklı toplumlar birbirine benzeyen putlar yapmışlar. Sizce sebebi nedir?
Mehmet Saltürk
M
Türkler puta tapmamıştır
Bana istisnalarla gelmeyin de tamam tapmamış. Ben genelden bahsediyorum.
Gırgır karışıktı
Yok bende sert çıkmıyorum internet üzeri olduğu için yanlış anlaşılıyor
Bu yuvarlak suratlardan eklemeyince öyle oluyor, ben bazen bilerek eklemiyorum ortalık kasılıyor komik oluyor
hahaha
Sanırım imgelenenin bir zaman sonra imge olması.
J. Baurdrillar bir şey demiştide unuttum, bu herifle aynı kafayım ama anlamıyorum yav
puhahah açar mısın onu?
Dur bir kitaba bakıp geleyim
Jean Baurdrillard - Şeytana satılan ruh ya da kötülüğün egemenliği
Bunu putlarla bağdaştırmaya çalıştırdim ama ayıkamadım
imageÖzetle putlar imge olarak ortaya sürüldü, sonra Tanrının yerini aldı.
Bu yer almadan sonra Tanrı ortadan kalkınca imge de ortadan kalkı ve putlar Tanrı oldu.
Aslında mevcut dinlerin ve sosyolojinin durumu da aynı.
Tanrı metalaştı(imgeleşti), sonra gerçek Tanrı ortadan kalkınca meta Tanrı(imge) Tanrı oldu.
tanrı savaşları vardı. Kabileler birbirine savaş açtığında yendikleri halkın putunu kendi kabesine getiriyor, halkı kendi memleketlerinde bir nevi hac yapmaya zorluyorlardı, konu para.
360 put o dönemdeki kureyş kabilelerinin gücünün, yaptıkları savaşların, savaş kazanan kutsal saydıkları büyüklerin sembolleriydi. Çadır ve deve dışındaki herşey ortaktı, toprak, ateş ve putların sahibi yoktu, koruyucuları vardı.
bedevileri hadarilerden ayıran en önemli özelliklerden biri bu putlardı. Yerleşik olmaları göçebelere nazaran onlara nitelik kazandırıyordu
Karmati Silistre Aslında konu sadece Mekke veya pagan Araplar değil. Birbirinden yüzlerce km uzakta ya da habersiz bir şekilde bunu yapmaya iten şey neydi? O dürtüler neydi?
Kendi putlarını kıran kavimler de vardı, uzun süren kabile savaşlarında Tanrıların kimseye yardım etmediğini görüp kırmışlar. Baya büyüktü putlar hatırladıığım kadarıyla. belgesel miydi makale mi unuttum. Sanırım amerika kıtasındaki kabileler.
put kırmak bir sembol... Türklerde değişik biçimde ortaya çıkmış: “babasını öldürmek”
Sembol değil, yüz yıl filan savaşmışlar. Sonra bakmışlar ortada Tanrı yok putları parçalamışlar. Bu nemrut gibi bir şeylerdi galiba. Tam hatırlayamıyorum.
turgay yahu fiziksel olarak kırıyorlar elbette... Ama bunu yapmalarının ardındaki şey bir sembol onu diyorum. örneğin daha önce bir takım hükümler kanunlar ortaya koymuş bir yöneticinin putunu (uzza putu mesela/azizler demek) ya da onun kabileye kazandırdığı putu yıkarsan yok edersen artık o adamın kanunlarını tanımıyorsun demek, kendi kanununu bu şekilde ortaya koyuyorsun.
İmge filan düşünüyordum kafam karıştı
Turgay Kodaş türklerin destanlarında da “babasını öldürmek” deyimi vardır. Eski kanunları ortadan kaldırmak için yapılır
Bugüne bak.
Kimlerin heykelleri dikilir.
Kimlerin heykellerinin önünde saygıyla durulur.
Neden bu heykeller insandır?
"Rab" ne demekti? Lord, Kıral, Reis.
Geçmişe gidelim.
Adamların heykelleri var ve onlara rab diyorlar. Yani Tanrı.
Sen de diyorsunki neden insana benziyorlar.
Ee. Yani rabler insandı da ondan heykeller (Putlar) insana benziyorlardı. Neye benzeyeceklerdi.
Ne sert çıkıyosun anlamadım?
Pardon gülen yüz koymayı unutmuşum.
estağfurullah
Mısır'dakiler, insan ve hayvan karışımı.. Herhalde Mısırlıların hayal gücü daha gelişmişti
İnsanlar tarif edemedikleri şeylere insani motifler ve düşünceler yüklüyorlar istemsizce. Bu durumu sadece putlar üstünden düşünmekte yanlış olur bütün dinleri incelemek gerek. Dinler de ki tanrılara baktığımızda hep insanlara benzer düşünce yapıları var. Cezalandırmak, vaat etmek, öfke ... Vs. İnsan elinden çıktığı bariz şeyler. Bu duruma başka bir bakış açısıyla bakarsak ufolar hep insan bedenine benzer motiftedir. Bir uzaylının insana benzeme şansı milyonda birden daha az olmasına rağmen insan beyni böyle düşünüyor
Jacques Ellul, "Sözün Düşüşü" isimli çalışmasında "Kitab-ı Mukaddes"ten alıntı yapmış ve "sözün yani kelamın düşüşünü" gerçeklik ile hakikatın ayrımına bağlar. Buna göre söz ile imaj yani gerçeklik ile hakikat karıştırılmaktadır. Onun deyimiyle söz hakikat, imaj ise (bunu somut öğelere tapınma/put gibi de düşünebiliz) gerçeklikle ilgilidir. Ve gözün zaferi yani imaj baskın gelmiştir çoğunlukla.
putlar şefaat vermez mi Mehmet Saltürk?
Araplar da mı?
hayır genel anlamda soruyorum. Putlar şefaat verir mi vermez mi?
Bir bilgim yok
Bunu konuyu, Auguste Comte; "Üç Hâl Yasası" olarak şöyle açıklar: 1-) İnsanlık önce teolojik durum içindeydi. Evrennin, insan iradesinin tıpkısı iradeler tarafından yönetildiğini sanıyordu. 2-) Metafizik durum. Bu durum, soyutlama durumuydu. Artık evreni yöneten, insan benzeri bir iradeye sahip olmayıp, soyut bir iradeydi. 3-) Bu iki evreden geçen insanlık; sonunda pozitif bir anlayışa ulaştı. Bu evre, Orta Çağın kapanması ve Aydınlanma Çağının açılmasıyla başlamıştır.