Arrival filmi izlemeye değer mi?

Arrival filmini izledim, yorumlayayım:

1) Abi sıkıldım, Fransız sanat filmi izler gibi hissettim kendimi. Filmi durdurmadan balkona sigara içmeye çıktım, arada gidip çay falan aldım, tuvalete gidip döndüm. Bu aralarda izlemediğim halde filmde hiçbir şeyi kaçırmadığımı farkettim.

2) Gelen uzaylılar klasik Hollywood filmlerinden aşina olduğumuz gibi yine gerzek. Gelirken arayıp sormak yok, iki mesaj gönderip ön bilgi vermek yok. Pat diye geldik, aha 12 taneyiz, hadi konuşun bizle. Neyse...

3) Yine Hollywood klasiği; işinde gücünde bir bilim insanı durduk yere uzman olarak ABD devleti tarafından göreve çağırılır ve tabii ki Dünya'yı kurtarır.

4) Gelen bilim insanının acıklı yahut duygusal bir öyküsü vardır hep. Aha bu filmde de aynısı vardı.

5) Film yarıda kesildi pat diye. Zaten bi halt anlamamıştım, bitince de ne olduğunu anlamadım. Dedim ya, Fransız sanat filmi gibi "derin" anlamların keşfini izleyiciye bırakmışlar.

6) Filmden sonra moda girmek için bi şişe şarap açtım, kadehimi doldurdum ve keşfetmem gereken derin anlamları düşündüm. Bişey bulacam derken baktım şişe bitmiş, kafam bi dünya olmuş. Yatıp uyudum mecbur.

7) Bu kadar söyleyeceklerim

com-urwof53bct1knzqyp0r4.jpg
Z
0 kişi takip ediyor.
Misafir olarak yayınla
34
34 CEVAP

Olay sadece ayakları üzerinde yürümesi değil, ayakları üzerinde neden yürüdüğü.;

İnsanın iki ayağı üzerine kalkmasının sebebi (antropologlara göre tabi ki) Afrika'nın doğusunda zamanla dağ sıralarının yükselmesi ve okyanusnun neminin kıtanın içlerine girmesine engel olması sonucu, bir tür ağaç maymunu olan atalarımızın azalan ve yok olan ağaçlarda yaşayamadıklarından dolayı yaşayacak başka yer bulmak zorunda kalmalarına dayanıyor.

Yaşayacak yer bulabilmek için Afrika steplerini geçmeleri gerekti fakat 1. 5 metre yükseklikte ki çalılıklarda saklanan vahşi kedileri ve çalıların ilerisinde ne ile karşılacaklarını görmeleri hayati önem taşıyorudu ve bu sebepten iki ayak üzerinde durmak zorundaydılar.

Ve tahmini 5 MİLYON yıl içinde şu ankine benzer iki ayak üzerinde rahatça durabilmemizi sağlayan insan bacağını geliştirdiler. Tabi eller iyice boşta kalınca parmak hareketleri neronlar arasında yeni sinapsalar oluşmasına sebep oldu.

Bu arada 2 ayak üzerinde yürüyebilmelerine rağmen hala daha çok güçsüz ve yavaştılar bu yüzden çok kolay av olacak durumdaydılar aynı zamanda avlanmaları da çok zordu.

Bunların üstesinden gelebilmek için de takım çalışmasını geliştirdiler ve zamanla bugünkü sosyallik dediğimiz iletişimin temelleri atıldı.

Bunlar da zekayı çok ciddi geliştirdi.

Tabi en son ateşin bulunup, et pişirilerek yenmeye başlamasıyla alınan proteyin miktarının çok fazla artmasından dolayı zeka gelişme ivmesi bir den bire arttı.

Kabaca bu şekilde biliyorum insanın gelişimini.

Şimdi bir mürekkep balığının deniz gibi bir ortamın içinde büyük ihtimalle her zaman saklanacak yeri vardır, o kadar çok kol ile kendini çok rahat savunabilir ve istediği gibi avlanabilir.

Yerçekimi etkisi su altında olmadığı için ayakta durmak gibi bir şeye de ihtiyacı yok. Yani zeka geliştirmeye ihtiyacı yok ve zeka doğa için çok masraflı bir şeydir, ölmcül derece de ihtiyaç yoksa evrilmez.

Tabi benim bu şekilde düşünmemin sebebi dünyada ki deniz şarlarını ve mürekkep balıklarını baz almamdır.

Başka bir gezegende ki su altı yada diğer şarlar nasıldır bilemem, o açıdan her zaman her şey için bir ihtimal vardır diye düşünüyorum

H