İnsan neden yalan söyler?

Doğru söylemenin verdiği gönül rahatlığı varken insanlar neden yalan söyleyerek bu kadar yorar kendini? Yalanlarla yaşamanın kolay bir yanı da Yok bildiğim kadarıyla yazık değil mi hem kendine hemde inandırmaya çalıştıklarına ?

com-anwngikcrrufye2thauk.jpg
A
0 kişi takip ediyor.
Misafir olarak yayınla
42
42 CEVAP

Herkes yalan söyler. Kimse kendine yalan söylemesin bu konuda.
Önemli olan söylemiş olduğun yalanın karşındakini büyük zararlara uğratmaması. Eğer ki ölçüyü bu derece kaçırmışsan işte o zaman mutlaka kendini cezalandırmalısın. Gönül ister ki hiçbir şekilde yalana gerek kalmasın. Fakat çoğu zaman anlatmak istemediğin gerçekler üzerine karşındaki ısrarcı olur. Konu değiştirirsin, fakat yine ısrarcı olur. İllâ gerçeği duymak ister. Bilsen ki gerçek onu mutlu edecek eyw. Fakat amaç gerçek ile bazı durumları kabullenmek değil. Yeni polemikler üretmek. O yüzden kimi zaman "bilmiyorum" gibi bir yalana başvurmak zorunda kalıyor, insan.
İletişimde olduğun insanın anlayışı senin dürüstlüğünün ölçütüdür.

Bu yalanların en çirkini ve hiçbir şekilde affedilmemesi gereken umut tüccarlığıdır. Ve günümüzün en acınası olayıdır. İşte yalanları ile zarar verenlerde bunlardır.

Tabi kendi fikrim kimse katılmak zorunda değil.

A

Evet belki söylenilen doğrular insanı mutlu etmeyecektir fakat söylenilen yalanlar ortaya çıktığı zaman ne olacak hiç bunu düşündünüz mü? Daha büyük bir yıkım olmuş olmayacak mı ?

Arzu şensoy 6 yıl

Tabi ki olacak. Benim anlatmak istediğim durum biraz farklı. Zaten yukarda da yazmışım aslında. Eğer ki söylemiş olduğum yalan karşımdaki insana hangi anlamda olursa olsun bir buğday tanesi kadar zarar verecek ise ondan sakınırım. Fakat söylemiş olduğum yalanın sonucu sadece bana zarar veriyorsa veya sadece beni bağlıyor ise söylerim. Kendim ile ilgili gerçekleri anlatmak zorunda değilimdir, herkese. Sadece ve sadece benimle hayatını birleştiren insan ile her şeyimi paylaşırım. Kaldı ki özellikle bu çağda hiçbir insana güven olmuyor. %100 güvendiğim kimsem yok. %90 güveniyorsam %10 her zaman şüphe payı bırakırım. İnsanlık tarihi 70 bin yıla dayanıyor. Bu 70 bin yıllık süreçte milyarlarca insan yaşadı ve yaşıyor. Şuna emin olun ki o milyarlarca insan yalan söylemiştir. Kimisi zorunda kalmıştır, kimisi ise alışkanlık hâline getirmiştir. Bugün uğradığınız mağazalardaki tüm satıcılar birer yalancıdır. Çevrenizdeki arkadaşlarınızın, akrabalarınızın çoğu günlük hayatlarında emin olun ki yalana başvururlar. Politikacıların tümü uzman yalancılardır. Tv'de gördüğünüz sanat adına bir şeyler yaptığını iddia edenlerin ezici çoğunluğu yalancıdır. Eğer ki yalanı gerçekten yok edebilirseniz ya da herkes dürüst olursa kâinat cennette döner. Şu anda cehennem gibi olduğundan bence herkes yalan söylüyor. Hatta söylenen yalanların boyutu o kadar büyük ki kıyametlere neden oluyor. Ben bu değerlendirmem ile yalanı meşru göstermiyorum. Sadece şunu dile getirmek istiyorum. İnsanların tümü hayatlarında az veya çok mutlaka yalana başvurur veya zorunda kalır. Çünkü bir nevi savunma mekanizmasıdır. Yukarda da dedim ya hani gönül ister ki yalansız bir dünya olsun. Ama olmuyor. Ben dürüst olduğumu sanmıyorum ve hiçbir zamanda dürüst olacağıma inanmıyorum. Belki toplumdan soyut yaşarsam olabilir fakat toplum ile iç içe yaşayan hiç kimse dürüst değildir. Hatta bu dürüstlük gibi kavramlar bana göre ütopyadır.

Azad Akkoyuncu 6 yıl

Bundan yaklaşık 8 ay önce motor kazası yaptım. Bedenin bir çok kısmı hasar gördü. Tam 5 ay fiziksel olarak acı çektim. Sağolsun annem beni çok sever. Her anne çocuğunu sever. Fakat benim annem çocuklarına oldukça bağlıdır. Hatta diyebilirim ki gözünü kırpmadan çocukları için canını bile feda eder. Buna nazaran çok duygusal bir kadın. Aynı zamanda oldukça kaygılı biri. Hatta ondaki kaygı durumu bana göre bir hastalık. 5 ay boyunca yerimden kıpırdanamadım. Ayak parmaklarımı bile hareket ettiremiyordum. Fiziksel acı bir yana bir de sakat kalabilme ihtimali psikolojik acılara neden oldu bende.. Birilerinin benimle ilgilenmesi gerekiyordu. Ve o birileriden ziyade sadece biri benimle ilgilendi. O da tabiki annem. Bu fedakar kadın bıkmadan, usanmadan ve hiçbir zaman beni kırmadan benimle ilgilendi. Her gün sordu, bugün nasılsın, ağrın var mı? Sancın var mı? Üzgün müsün? Ağlıyor musun? Yaşıyor musun? Vsvs Her gün ağrım vardı. Her gün sancım vardı. Her gün üzgündüm ve her gün içten içe ağlardım ve her gün ölüyordum. Oysa ben hep yalan söyledim. Bugün çok iyiyim. Hiçbir ağrım yok. Hatta benim artık kalkmam lazım. Fizik tedaviye bile başlarım yakında. Üzgün değilim aksine çok mutluyum, hem dışardaki koşuşturmadan çok yoruldum, evde olup sıcak yatakta kitap okumak veya film izlemek çok daha keyif verici, iyileşir iyileşmez şöyle ideallerim var, şunları yapacağım vsvsv türünden yalanlar söylerdim.. Eğer ki gerçeği söylemiş olsaydım ; ben bir defa ölüyorsam o kadın bin defa ölecekti. Eğer ki ben üzülüyorsam, o kadın kahrolurdu. Eğer ki evet acı çekiyorum, şu anda bacaklarımı hissetmiyorum, hatta keşke kopsa da kurtulsam deseydim. Galiba kendi bacaklarını keserdi.. Sadece bana zararı olan veya sadece beni bağlayan yalanlar söylerim demiştim ya bunu somutlaştırmak için örnek vermek istedim. Dürüst olsaydım o zaman karşımdakine zarar verebilirdim. Sağlıcakla kal ..

Azad Akkoyuncu 6 yıl

bu çok farklı bir durum ve ben hiç bu açıdan düşünmemişim sanırım

Arzu şensoy 6 yıl

Azad Akkoyuncu bey bu gerçekten çok güçlü durma hali genelde hastalar çöküntü umutsuzluk yaşar bu durumda siz karşınızdakine Annenize ne güzel ince düşünce göstermiş siniz tek kelimeyle süpersiniz... Yataktan kalkamamak kadar zor bir durum yok ... Ruhsal olarak çöküntü yasiyorsunuz

Semiha Sür 6 yıl