Kıskanmak hastalık mıdır?

Kıskan mak hastalık mıdır..
Yoksa genetik bir bozukluk mu.?

H
0 kişi takip ediyor.
Misafir olarak yayınla
25
25 CEVAP

KISKANÇLIK, NEDENLERİ, ÇÖZÜMLERİ
Kıskançlık, ilişki sorunlarında başı çeken bir sorundur. Sağlıklı, sağlıksız hemen hemen her ilişkinin çeşitli dönemlerde ve çeşitli şiddet ölçeklerinde muzdarip olduğu, bazen eksikliğinden şikayetçi olunurken bazen de abartılmasında şikayetçi olunduğu kıskançlığı, başta hormonal, nörolojik, psikolojik ve sosyolojik olmak üzere değişik yönleriyle inceleyip tanımak gerekir. Kıskançlık, ilişkilerin üzerinde dolaşan kara bulutlar gibi sürekli bir tehdit halidir. Dozunda tutulduğu zaman ilişkiyi canlı tutması ve tarafların kendilerine çeki düzen vermesi gibi işlevsel bir role sahipken, doz aşımı halinde ilişkiyi ve taraflarını günden güne kemiren bir kurda dönüşüp bazen hem ilişkiyi hem taraflarını hasta ederken maalesef bazen de hem ilişkiyi hem de taraflarını öldürebilmektedir.
Günümüzün en temel ilişki sorunlarının başından gelmektedir. Güncel durumuyla birlikte, gerek eski metinlerden ve gerekse eski anlatılardan anlıyoruz ki günümüz kadar, tarihsel bir kökeni de olan sorunlardandır. Sebep olduğu aile içi şiddet, kavga, cinayet ve boşanma gibi bir çok yönüyle başta suç ve aile sosyolojisi olmak üzere sosyolojik boyutları olan bir olgudur.
Gerek taraflarda çöküntü yaratması ve gerekse saplantılı ve takıntılı düşünce ve davranışlara sebep olması dikkate alındığında ise en başta obsesif, kompulsif davranış bozukluğu ve deprasyon gibi bir çok psikolojik boyutu da olan bir duygu bozukluğudur.
Kıskançlık, duygu, düşünce ve davranışta çeşitli bozukluklara neden olur. Acı, kızgınlık, kin, üzüntü, haset, keder, aşağılanma duygusal durumdaki olumsuzluklara örnek olurken, İçerleme, suçlama, kendini rakiple kıyaslama, imajın sarsılmasından korkma, kendine acıma, düşünce yapısındaki bozukluğa, Kendini bitkin hissetmek, titremek ve terlemek, sürekli soru sormak ve karşındakinden sürekli güvence istemek, saldırgan davranışlar, hatta şiddet ise davranışlardaki bozukluğa örnek gösterilebilir. Erkek daha çok davranış boyutundaki bozuklukları gösterirken; kadın ise duygusal boyutundaki bozuklukları daha sık göstermektedir. Erkekte kıskançlığın asıl kökeni, soyunun devamını garantiye alma içgüdüsü yatmaktadır. Kadında ise çocuklarının babasını ve sahip olduğu olanakları başkasına kaptırmamaktır. Kıskançlığın bir başka önemli nedeni de psikanalitik nedenler ile ilgilidir. Patolojik düzeyde kıskananların bir kısmı, çocukluklarında anne ya da babalarının aldatmalarına şahitlik etmiş olabilirler. Aşırı kıskananlarda kompleks ve özgüven yetersizliği oldukça fazladır.
Kıskançlıkta nöropsikolojik sebeplerin başında prefrontal korteks gelir. Çünkü burası adeta kıskançlığın karargahıdır. Duygu dünyamızı buradan kontrol eder. Buranın sorun yaşaması kıskançlığın patolojik boyutlarını doğurur. Bir diğer neden ise Amigdala’da sevgiliyi kaybetme korkusunun yüksekliğidir. Bu korkunun hormonal etkileri vardır. Amigdala’ya yeterince serotonin hormonunun gitmemesi kaybetme korkusu ve dolayısıyla kıskançlığı tetiklemektedir.
Çeşitli nedenleri ve etkisine değindiğimiz bu patolojik durumun nöroterapik ve psikoterapik destek yöntemleri vardır. Nöroterapik yöntem olarak, TMS denilen cihazla prefrontal korteks manyetik simülasyonla düzenlenerek tedavi edilebilir. Hormonal sistem düzenlenebilmesi için tedavi görülebilir. Psikoterapik olarak da destek alınarak bilişsel ve davranışsal anlamda iyileşme görülebilir. Bunların dışında neler yapılabilir:
• Kıskanıyorsanız, öncelikle kıskançlığın düzeyini tespit edip, kıskançlığın ilişkiye ve taraflarına zarar verip vermediğine bakın.
• Kıskanıyorsanız, kıskançlık nedeninin gerçekçi olup olmadığına bakın.
• Kıskanıyorsanız, kendi kendinizi telkin edin. Partnerinizin sizi sevip saydığını ve size bağlı olduğunu düşünün. Kendinizi sevilmeye layık olduğunu düşünün.
• Kıskanıyorsanız, kıskanmaya neden olan tehdidi partnerinizle açık ve net konuşun. Bu konudaki duygu ve düşüncelerinizi aktarın ve karşınızdakini dinleyerek, doğruluğuna güvenin.
• Kıskanılıyorsanız, karşı savunmaya geçmektense durumu anlamaya çalışın ve sevildiğinizi hissedin.
• Kıskanılıyorsanız, kıskanılan davranışı düşünüp, onu değiştirmeye çalışarak partnerinizi rahatlatabilirsiniz.
• Yapamayacağınız şeyler için söz vermeyiniz ve verdiğiniz sözleri tutunuz.
• Güvensizliğe neden olacak davranışlardan kaçınırken, güven veren davranışlarınızı çoğaltın.
• Ona önemli olduğunu hissettiren sürprizlerde bulunun.
• Ortak gelecek için hayaller kurun ve bunu partnerinizle paylaşın.
• En önemlisi her fırsatta iltifat edin, onu ne kadar sevdiğinizi ve neden sevdiğinizi içtenlik ve samimiyetle belirtiniz

Murat CAYMAZ
Uzm. Klinik Psikolog&Aile ve İlişki Terapisti

M