03.11.2016 10:10 Bağışıklık sistemini güçlendirmek için 8 öneri! Her sene bu mevsimde grip vakalarının arttığına ilişkin haberleri duyarız. Biz eskiden grip aşısı olmamıza rağmen her yıl birkaç kez grip olurduk. Oysa üç yılı aşkın süredir grip aşısı olmamamıza rağmen hiç grip olmadık.
Her sene bu mevsimde grip vakalarının arttığına ilişkin haberleri duyarız. Biz eskiden grip aşısı olmamıza rağmen her yıl birkaç kez grip olurduk. Oysa üç yılı aşkın süredir grip aşısı olmamamıza rağmen hiç grip olmadık. Bazen grip olacak gibi oluyoruz. Yani vücudumuz o ana kadar tanışmadığı bir virüsle ilk kez tanıştığı zaman bir gün boyunca burnumuz akıyor akıyor akıyor. Ertesi günü bir şey olmamış gibi yaşamımıza devam ediyoruz.
Mikrop almamak elimizde değil ama bağışıklık sistemini güçlendirmek elimizde.
Hepimiz her gün pek çok mikroba maruz kalıyoruz. Ancak her seferinde hastalanmıyoruz, bağışıklık sistemimiz güçlüyse hastalıklardan korunuyoruz. Bağışıklık sistemimiz güçlüyse aldığımız mikrobu vücudumuz çok kısa sürede yenebiliyor. Böylece o mikroba karşı da bağışıklık kazanmış oluyoruz. Mikrop almamak elimizde değil ancak bağışıklık sistemimizi güçlendirmek elimizde. Bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendireceğimiz konusunda Sağlıklı Yaşıyoruz editörü Beste Ünsal Pınar'ın yazdığı yazıdan bir bölüm paylaşmak istiyoruz. Yazının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
Bu önlemlerin ne kadarını uygulayabilirseniz kardır.
Aşağıdaki önlemlerin hepsini, bir anda uygulamak elbette mümkün değildir. Bu bir yaşam şeklidir ve zamanla oturur. Şartlarımıza göre, hepsini yapabilmek de mümkün olmayabilir. Ancak bir kısmını dahi yapmak büyük fark yaratacaktır.
1) SAĞLIKLI BESLENMEK
Öncelikle sağlıklı beslenmek gerekir. Bu konuyu Sağlıklı Yaşıyoruz Facebook ve Instagram sayfalarında sık sık vurguladığımızdan detaylara burada yer vermiyoruz. Kısaca beslenmemizde düşük glisemik indeksli ve doğal besinlere yer vermeli, özellikle şeker, trans yağ, tahıllar (ekmeğin her çeşidi dahil) ve işlenmiş gıdalardan uzak durmalıyız.
2) KİMYASALLARDAN UZAK DURMAK
Çamaşır suyu gibi agresif ve koku yayan tüm kimyasal deterjanlardan uzak durmalıyız. Şampuanlar, diş macunları, çamaşır yumuşatıcıları, parfüm, saç boyası, makyaj malzemesi dâhil kozmetikler bu kimyasallara dâhildir. Bunların yerine karbonat, sirke, arap sabunu, beyaz/zeytinyağlı sabun rahatlıkla kullanılabilir. Saç boyası için de doğal kına tercih edilebilir.
3) ELEKTROMANYETİK ALANLARDAN UZAK DURMAK
Elektromanyetik kirlilik yaratan tüm cihazlardan ve ortamlardan uzak durmalıyız. Cep telefonları, Wi-Fi internet bağlantıları, saç kurutma makinaları bunlara dâhildir. En azından gece yatak odamıza bunları sokmamalıyız.
4) DÜZENLİ UYKU UYUMAK
Düzenli uyku uyumalıyız. Uyumadan önce odalarımız havalandırılmalı ve yatağımız sıcak olmalıdır. Canan Karatay, yatağımıza gerçek yün battaniye serip üzerine pamuklu çarşaf sermemizi önermektedir.
Uykularımız esnasında odamız zifiri karanlık olmalıdır. Gerekirse göz bandı kullanılmalıdır. Bunun sebebi, kansere karşı koruyucu olan melatonin hormonunun zifiri karanlıkta salgılanıyor olmasıdır. Çocuklarımızı karanlıkta uyumaya alıştırmalı, karanlıktan korkan çocukların uyuyana kadar ışıkta, uyuduktan sonra karanlıkta uyumasını sağlamalıyız. Prizlerde gece boyunca yanan, ufak şirin ışıkları kullanmamamız, yine bu sebeple önemlidir.
5) BOL OKSİJEN TEMİZ HAVA ALMAK
Evimizi sık sık havalandırmalı, evin badanasının, mobilyasının, mutfaktaki ocağın ürettiği kirli havanın dışarı çıkmasını sağlamalıyız. Unutulmamalı ki, evimizin havası, dışarının havasından çoğu zaman daha kirlidir. Varsa, alerjik öksürük, rinit, astım gibi hastalıklara sebep olan ve karaciğerimiz için zehirli badana küflerinden kesinlikle kurtulmalıyız.
6) AÇIK HAVADA YÜRÜYÜŞ YAPMAK
Her gün mutlaka en az 20 dakika normal tempomuzda ve açık havada yürümeliyiz.
7) STRESTEN UZAK DURMAK
Kendimizi stresten mümkün olabildiğince uzak tutmalıyız. Stres, bağışıklık sistemini çok çabuk düşüren önemli bir etkendir. Bu hayat koşullarında bazı stresleri engellemek mümkün olmasa da, stresle başa çıkma stratejileri geliştirebiliriz. Kendimize hobiler edinip, sevdiğimiz müzikleri dinleyerek mutlu olduğumuz anları çoğaltmalıyız.
8) BAZI KAN DEĞERLERİNİ İDEAL ÖLÇÜSÜNDE TUTMAK
Tüm bu önlemlerle birlikte, bağışıklık sistemini güçlü tutmak adına Prof. Dr. Canan Karatay'ın üzerinde önemle durduğu doğru vücut değerleri şöyledir:
- İnsülin (açlık): 5'in altında olmalı
- D Vitamini: 80 hatta 100 ng/ml'nin üstünde olmalı. Canan Hoca Kanser gibi ciddi hastalıkları olanların 150 ng/ml üstüne çıkması gerektiğini söyler.
- B12 Vitamini: 800-1000 pg/ml aralığında, hatta kanser gibi hastalıkları olanların 1000 pg/ml'nin de üzerinde olması gerektiğini belirtir.
- Omega3 / Omega 6 oranını da 1/1 ile ¼ aralığında tutabilmek için Omega 6 içeren besinlerden uzak durmak Omega 3 ağırlıklı beslenmek zorundayız.
Demir, magnezyum, potasyum, sodyum gibi vücudumuzun dengesi için önemli minerallerin de dengeli olmasıyla birlikte bağışıklık sistemimiz güçlü ve sağlıklı bir şekilde bizi hastalıklara karşı koruyacaktır.
Çevremizde hastalık yapıcı her etkene karşı durmak mümkün değildir. Ancak bağışıklık sistemimizi güçlü tuttuğumuz sürece, mümkün olduğunca hastalanmaz, hasta olsak dahi çok hafif atlatabiliriz.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için 8 öneri!
03.11.2016 10:10
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için 8 öneri!
Her sene bu mevsimde grip vakalarının arttığına ilişkin haberleri duyarız. Biz eskiden grip aşısı olmamıza rağmen her yıl birkaç kez grip olurduk. Oysa üç yılı aşkın süredir grip aşısı olmamamıza rağmen hiç grip olmadık.
Her sene bu mevsimde grip vakalarının arttığına ilişkin haberleri duyarız. Biz eskiden grip aşısı olmamıza rağmen her yıl birkaç kez grip olurduk. Oysa üç yılı aşkın süredir grip aşısı olmamamıza rağmen hiç grip olmadık. Bazen grip olacak gibi oluyoruz. Yani vücudumuz o ana kadar tanışmadığı bir virüsle ilk kez tanıştığı zaman bir gün boyunca burnumuz akıyor akıyor akıyor. Ertesi günü bir şey olmamış gibi yaşamımıza devam ediyoruz.
Mikrop almamak elimizde değil ama bağışıklık sistemini güçlendirmek elimizde.
Hepimiz her gün pek çok mikroba maruz kalıyoruz. Ancak her seferinde hastalanmıyoruz, bağışıklık sistemimiz güçlüyse hastalıklardan korunuyoruz. Bağışıklık sistemimiz güçlüyse aldığımız mikrobu vücudumuz çok kısa sürede yenebiliyor. Böylece o mikroba karşı da bağışıklık kazanmış oluyoruz. Mikrop almamak elimizde değil ancak bağışıklık sistemimizi güçlendirmek elimizde. Bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendireceğimiz konusunda Sağlıklı Yaşıyoruz editörü Beste Ünsal Pınar'ın yazdığı yazıdan bir bölüm paylaşmak istiyoruz. Yazının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
Bu önlemlerin ne kadarını uygulayabilirseniz kardır.
Aşağıdaki önlemlerin hepsini, bir anda uygulamak elbette mümkün değildir. Bu bir yaşam şeklidir ve zamanla oturur. Şartlarımıza göre, hepsini yapabilmek de mümkün olmayabilir. Ancak bir kısmını dahi yapmak büyük fark yaratacaktır.
1) SAĞLIKLI BESLENMEK
Öncelikle sağlıklı beslenmek gerekir. Bu konuyu Sağlıklı Yaşıyoruz Facebook ve Instagram sayfalarında sık sık vurguladığımızdan detaylara burada yer vermiyoruz. Kısaca beslenmemizde düşük glisemik indeksli ve doğal besinlere yer vermeli, özellikle şeker, trans yağ, tahıllar (ekmeğin her çeşidi dahil) ve işlenmiş gıdalardan uzak durmalıyız.
2) KİMYASALLARDAN UZAK DURMAK
Çamaşır suyu gibi agresif ve koku yayan tüm kimyasal deterjanlardan uzak durmalıyız. Şampuanlar, diş macunları, çamaşır yumuşatıcıları, parfüm, saç boyası, makyaj malzemesi dâhil kozmetikler bu kimyasallara dâhildir. Bunların yerine karbonat, sirke, arap sabunu, beyaz/zeytinyağlı sabun rahatlıkla kullanılabilir. Saç boyası için de doğal kına tercih edilebilir.
3) ELEKTROMANYETİK ALANLARDAN UZAK DURMAK
Elektromanyetik kirlilik yaratan tüm cihazlardan ve ortamlardan uzak durmalıyız. Cep telefonları, Wi-Fi internet bağlantıları, saç kurutma makinaları bunlara dâhildir. En azından gece yatak odamıza bunları sokmamalıyız.
4) DÜZENLİ UYKU UYUMAK
Düzenli uyku uyumalıyız. Uyumadan önce odalarımız havalandırılmalı ve yatağımız sıcak olmalıdır. Canan Karatay, yatağımıza gerçek yün battaniye serip üzerine pamuklu çarşaf sermemizi önermektedir.
Uykularımız esnasında odamız zifiri karanlık olmalıdır. Gerekirse göz bandı kullanılmalıdır. Bunun sebebi, kansere karşı koruyucu olan melatonin hormonunun zifiri karanlıkta salgılanıyor olmasıdır. Çocuklarımızı karanlıkta uyumaya alıştırmalı, karanlıktan korkan çocukların uyuyana kadar ışıkta, uyuduktan sonra karanlıkta uyumasını sağlamalıyız. Prizlerde gece boyunca yanan, ufak şirin ışıkları kullanmamamız, yine bu sebeple önemlidir.
5) BOL OKSİJEN TEMİZ HAVA ALMAK
Evimizi sık sık havalandırmalı, evin badanasının, mobilyasının, mutfaktaki ocağın ürettiği kirli havanın dışarı çıkmasını sağlamalıyız. Unutulmamalı ki, evimizin havası, dışarının havasından çoğu zaman daha kirlidir. Varsa, alerjik öksürük, rinit, astım gibi hastalıklara sebep olan ve karaciğerimiz için zehirli badana küflerinden kesinlikle kurtulmalıyız.
6) AÇIK HAVADA YÜRÜYÜŞ YAPMAK
Her gün mutlaka en az 20 dakika normal tempomuzda ve açık havada yürümeliyiz.
7) STRESTEN UZAK DURMAK
Kendimizi stresten mümkün olabildiğince uzak tutmalıyız. Stres, bağışıklık sistemini çok çabuk düşüren önemli bir etkendir. Bu hayat koşullarında bazı stresleri engellemek mümkün olmasa da, stresle başa çıkma stratejileri geliştirebiliriz. Kendimize hobiler edinip, sevdiğimiz müzikleri dinleyerek mutlu olduğumuz anları çoğaltmalıyız.
8) BAZI KAN DEĞERLERİNİ İDEAL ÖLÇÜSÜNDE TUTMAK
Tüm bu önlemlerle birlikte, bağışıklık sistemini güçlü tutmak adına Prof. Dr. Canan Karatay'ın üzerinde önemle durduğu doğru vücut değerleri şöyledir:
- İnsülin (açlık): 5'in altında olmalı
- D Vitamini: 80 hatta 100 ng/ml'nin üstünde olmalı. Canan Hoca Kanser gibi ciddi hastalıkları olanların 150 ng/ml üstüne çıkması gerektiğini söyler.
- B12 Vitamini: 800-1000 pg/ml aralığında, hatta kanser gibi hastalıkları olanların 1000 pg/ml'nin de üzerinde olması gerektiğini belirtir.
- Omega3 / Omega 6 oranını da 1/1 ile ¼ aralığında tutabilmek için Omega 6 içeren besinlerden uzak durmak Omega 3 ağırlıklı beslenmek zorundayız.
Demir, magnezyum, potasyum, sodyum gibi vücudumuzun dengesi için önemli minerallerin de dengeli olmasıyla birlikte bağışıklık sistemimiz güçlü ve sağlıklı bir şekilde bizi hastalıklara karşı koruyacaktır.
Çevremizde hastalık yapıcı her etkene karşı durmak mümkün değildir. Ancak bağışıklık sistemimizi güçlü tuttuğumuz sürece, mümkün olduğunca hastalanmaz, hasta olsak dahi çok hafif atlatabiliriz.