Tefsirlerde ve küntum emvâten (halbuki siz ölü varlıklar halinde idiniz) ifâdesine, hepsi de insanın bu dünya hayâtına gelmeden önceki tavırlarından olan, çeşitli manalar verilmiştir[21]. Buna göre bu âyetteki emvât tabirine, hiç bir şey değildiniz[22], Adem ve zürriyyetinden misâk alındıktan sonraki ölü halinizdeydiniz, toprak idiniz[23], babalarınızın sulbunde nutfe halinde idiniz[24], ana rahmine nutfe olarak intikâl anında ölü varlıklar idiniz[25], zikredilmeyen kendisinden bahsedilmeyen varlıklar idiniz[26] gibi manâlar verilmiştir ki, bu manâlar insanın dünyaya gelmeden önceki hallerine delâlet ediyor. Dolayısıyla âyette, bu devrelerden biri veya bir kaçının kastolunması mümkündür. Emvâten "ölüler, ölü varlıklar"'ın çoğul olarak gelmesi de, buna işâret sayılabilir. Nitekim bazı müfessirler bu devrelerden bir kaçını birden zikrederek âyete manâ vermişlerdir[27]. Razî, ulemânın bu ifâdenin beyanı hakkında "toprak ve nutfe idiniz" şeklinde ittifak ettiklerini[28] söylemiştir.
Tefsirlerde ve küntum emvâten (halbuki siz ölü varlıklar halinde idiniz) ifâdesine, hepsi de insanın bu dünya hayâtına gelmeden önceki tavırlarından olan, çeşitli manalar verilmiştir[21]. Buna göre bu âyetteki emvât tabirine, hiç bir şey değildiniz[22], Adem ve zürriyyetinden misâk alındıktan sonraki ölü halinizdeydiniz, toprak idiniz[23], babalarınızın sulbunde nutfe halinde idiniz[24], ana rahmine nutfe olarak intikâl anında ölü varlıklar idiniz[25], zikredilmeyen kendisinden bahsedilmeyen varlıklar idiniz[26] gibi manâlar verilmiştir ki, bu manâlar insanın dünyaya gelmeden önceki hallerine delâlet ediyor. Dolayısıyla âyette, bu devrelerden biri veya bir kaçının kastolunması mümkündür. Emvâten "ölüler, ölü varlıklar"'ın çoğul olarak gelmesi de, buna işâret sayılabilir. Nitekim bazı müfessirler bu devrelerden bir kaçını birden zikrederek âyete manâ vermişlerdir[27]. Razî, ulemânın bu ifâdenin beyanı hakkında "toprak ve nutfe idiniz" şeklinde ittifak ettiklerini[28] söylemiştir.