Bazen bir konuda çok erkenci davranırız.
.
Zihnimiz cevaplara hemen ulaşmak ister.
.
Oysa, aradığımız cevap “farkındalık” gerektirmektedir.
.
Farkındalık ise, belli bir süreç ister. Bir müddet beslenmek ister.
.
Mesela “varlığın birliği”, “madde yoksa bu koca evren de neyin nesi?”, “ben ben değilsem veya ben sandığım gibi değilsem, ben neyim veya kimim?”, “ölüm, uyanış, tanrısızlık bilinci”
.
Tüm bunlar “farkındalık” isteyen şeylerdir.
.
Eğer bilgi istiyor olsalardı, iş çok kolaylaşırdı. Biri çıkar bunlara dair cevapları bir kitaba yazardı. Biz de alır okurduk. Bilgiyi alıp işi çözerdik.
.
İşin bir diğer yönü de saplanıp kalmadır.
.
Bir konuya saplanıp kalırız bazen. Ha bire onu düşünürüz. Her şeyi onunla ilişkilendiririz.
.
Düşündükçe olayı çözemez bu sefer daha fazla düşünmeye çalışırız. Olmadıkça daha çok daha derin daha fazla düşünmeye çalışırız.
.
Oysa farkındalık isteyen birçok konu, “yeterince düşünmemekten” ötürü değil; “düşünmeyi bırakamamaktan” ötürü çözümlenemezler.
.
Tekrar ediyorum: Yeterince düşünememekten değil. Düşünmeyi bırakamadığımız için çözemeyiz bazı problemleri.
.
Zihnimi yeterince çalıştırırsam değil. Zihnini susturmayı başarırsan açılır bazı hakikatler bize.
.
Peki ne yapmalı?
.
(cevabı yorumlar şeklinde aşağıya alınmıştır. İlk yorumdan itibaren takip edebilirsiniz)
Sorunlarımızı nasıl çözebiliriz?
Ahmet Önsesveren
A
0 kişi takip ediyor.
Paylaş:
Sahi niye geldik?
Neden geldik?
Temel amaç neydi?
Bende merak ediyorum bu sorunun cevabını.
dünya da bir süreç olmasın? Eğer bir süreç ise, hangi "farkındalığın" süreci acaba?
''İyiliği kendime farz kıldım.'' İyilikle kötülüğün hep birbiriyle didiştiğini görüyoruz. En sonunda siyahla beyazı birbirinden ayırmak için mi buradayız?
güzel bir yaklaşım oldu....
var mı arttıran? Başka fikir üreten?
Eğer bir süreç varsa bu sürecin bir yöneticisi de olmalı Peki bu süreci başlatan neydi benim asıl merak ettiğim bu.
Bizim algı kapasitemiz vücudumuzla sınırlandırılmış. Aslında iyi dediğimiz kötü kötü dediğimiz iyi olabilir(tüm varlık için). Kısıtlı aklımızla neden var olduğumuzu anlamaya çalışıyoruz. Belki çokta yanılgılarımız var. Ancak arayışı da yaratanO. Bununla biryerlere varılacak. Varlık bizim iyi ve kötü dediklerimizle varolmak zorunda. Burda hep aklıma gelen entropi oluyor. Buradaki evre başka bir evreyi doğuracak. Ve böylece varlık hep devamlılık sağlayacak gibi bir düşünce de oluşuyor aklımda.
Zuhal hanım bize öğretilen hep herşeyin bir başlangıcı olmak zorunda olduğudur. Ama belki de öyle değildir. Belki herşeyin bir başlangıcı olması gibi bir zorunluluk yoktur gerçekte.
Olabilir ama insan sorma ihtiyaci duyuyor. Süreç nerde başladi Niçin başladi Zaman algısı nasıl oluştu? İnsan doğal olarak nerden geldim nereye gidiyorum diye merak ediyor tabi Fikret Yeşilırmak
Iyiligi kendime farz kıldım. Allah'tan varlık olduğumuzu kabul edersek daha cok kötü olduğuna inanmış oluruz. Insan iyiden cok kötü. Kendi varlığından olan kullarını acımasızca cehennemde yakacagini. Kendi kendini arayan seyreden cezalandiran Allah? Evrim, tabiat desek. Biz istemedik dünyaya gelmeyi. Acikmayi, düşünmeyi, uyumayi. Sınırlı irade ile yaşayıp gidiyoruz. Ölmeyi bile ciddi bozukluk olmadan istemiyoruz. Bu benim hayatım istersem son veririm diyemiyoruz. Emanet sanki bize yaşamımız, bedenimiz. Ara, bul, hisset, öğren diyor. Heralde. Çok yardımcı olmuyor ama.
Bende bunu düşündüğümde hep şu gelir aklıma karanlık tarafımla aydınlık tarafım savaşıyor. Ama ben iyiliği istiyorum.
Büyük planı görmeyi istiyor herkes sanırım.
Evet büyük plan.
Aslında her şeyin başlangıcı vardır düşüncesini, tüm varlığın tek varlıkta olduğu fikriyle birlikte yoğuracak olursak hiç bir şeyin başlangıcı olmadığı önermesi çıkmıyor mu ortaya. Her şey zaten O'nda mevcuttu. Sadece bize göründü. Bizde başlangıç zannettik.
Buna göre var olan şey asla yok olmayacak. Hep var olacak. Hiç bir şey yok olmaz şekil değiştirir. Varlık böyle devam edecek. Belki de tek tek tekamülün dışında hiç bir amaç yok varolduğumuz için varız.
Evvel ve Ahir olan. Zahir ve Batın olan O'dur. . Herşeyin ezeli ve ebedi vardır. . Allah ise ezel ve ebedi yaratandir. Evvel ve Ahirdir. . Yaklaşımlarınız çok güzel ve fikir açıcı Fikret hocam
Teşekkürederim
Zuhal hnm. Ve Fikret bey başlangıç demişken şuan okudugum kitapta şöyle bir ayet denk geldi; Her şeyin evvelini bilen, her şeyin evvelini yaratan, her şeyin ilkini yaratan Allahtır. Hadid. 3 paylaşmak istedim
Ahmet beyin son bahsettigi yorumundaki "batın"
Her şeyi görecek ve hissedebilecek kabiliyete sahip değiliz. Batın bilinmeyen demektir kelime anlamıyla. Bende az önce okudum. Bir kitapta su hükmünde yaratılan esir maddesinden bahsediyor. Ve bu maddenin atomlara ve dolayısıyla her şeye aktığını, nüfuz ettiğini söylüyordu. Işık, ısı, çekim gücü, elektrik gibi latif şeylerin esir maddesinden yaratıldığını söylüyor. İlginç geldi bana.
İki farklı kaynagımız var Sizin kaynagınızdaki anlamları bana göre ilk olmasına çok yakın.
Birimiz ilimsel, birimiz bilimsel yaklaşmışız konuya
Herşeyin evvelini Allah yarattığı gibi evvel kavramını da yaratan Allahtir. Aslında evvel bize göre evvel yoksa evvel ve ahir olan Allahtir
Güneş dünyayı çepeçevre saran bir şey olsaydı, güneşsizliğin, zifiri karanlığın ne olduğunu bilmeyecektik. Aydınlık ve karanlık bize kendini zıddıyla bildiriyor. Tıpkı varlıkla yokluk gibi. Sevgi ve nefret gibi. Allah'ın zıddı olmadığı için O'nu bulmak zorlaşıyor. O mutlak tek varlık. Zıddı olmadığı gibi benzeri veya misli de yok. İdrak etmek bu yüzden zor. Başlangıç ve bitiş birbirinin zıddı. Oysa Allah'ın varlığının başlangıcı da yok bitişi de.