Engin Turruncolu hayatın tesadüfen olamayacağını olasılıklarla kanıtlamaya çalışanlar siz tanrı inancına sahip olanlar değil misiniz? Yok efendim proteinin kendiliğinden oluşma ihtimali on üzeri bilmem kaç yüz de bir miş. He tabi.
Mustafa Aktepe Birincisi soru objektif olduğu kadar subjektif "sebebiNİZ" diyor. Dolayısı ile subjektif cevap verebilirim. İkincisi evrim ağacında protein ile ilgili hesabın başlığını araştırır ve okursan bu hesapların neden yanlış olduğu en ince detaylarına kadar sayfalarca anlatılıyor.
Neden soru tanrıya geliyor ki. Olasılık ve Tanrı bağımsız iki konu değil mi? Birisi din(dogmatik) birisi de bilim. Din ve bilimin bence karşılaştırılması her zaman sorun çıkartır.
Pardon ya ben benim başlığa yorum yapınca.. ) Ama bir teist de tanrının yaratma ihtimali üzerinde durabilir. Yani en basitinden yaratmayada bilirdi mustafa
Ona bakarsak bilimde felsefeden doğdu. Tüm bilimler sonradan alanlara ayrılarak sivrildi ve bir bilim dalı oldu. Tüm bilimlerin kaynağı zaten felsefedir. Felsefenin kaynağı da zaten düşüncedir.
Felsefe akıl yürütmek zaten. Bilimle nerede ayrıldığını bilmek önemli. Örneğin akıl yürütüp bir önerme yapabilirsin bu yanlışlanabilir bir hipotez olursa bilimseldir, değilse bilimsel değildir. Kural yanlışlanabilir olmasıdır. Tanrı vardır dersen bilimsel değildir yanlışlanamaz ama tüm kuğular beyazdır dersen bu yanlışlanabilir, eskiden tüm kuğular beyaz sanılırdı ama sonradan siyah kuğuların da olduğu öğrenildi
Carl Hopper'in tezi doğrudur evet. Tüm siyah kuğulardan sonra 1 tane beyaz kuğu tüm sistematiği alt üst eder. Ama Carl Hoper din felsefesinin kuramcısı değil, bilim felsefesinin kuramcısı.
bu nedenle felsefeyi akıl yürütme şeklinde tanımladım. Bilimsel önermeler ve bilimsel olmayan önermeler var, önemli nokta burası. Toplumunda debelenmesi de hangisi bilimsel hangisi değil bilmediği için. Felsefeyi bilim bilimi felsefe sanıyorlar. Ayrımını yapamıyorlar. Ayrım ise bilimsel fikirlerin, önermelerin, yanlışlanabilir olmasıdır. Şu da önemlidir, bir şeyin yok olduğunu ispatlamak felsefede aklın apaçıklık ilkesine aykırıdır
Felsefe düşüncedir. Bilim ise bu düşüncenin kalıba girmesidir. Ama bir takım farklılıkları vardır tabi. Felsefe öznel bilim nesnel vs.. Gibi. Felsefe kanıtlanamaz, bilim kanıtlanabilir vs gibi. Felsefe bilim değildir. Bilime katkı sağlayan "öz" ü oluşturur. Bilimin kaynağı ve yardımcısıdır sadece, kendisi değil. Bir yandan da eleştirisini yapar ek olarak.
Evet Tanrı fikri de felsefedir. Din bir inanç konusudur. Dogmatiktir. Sorgulanamaz. İnanç zaten düşünceyle eş değerdir. Dolayısıyla din de bir inanç, düşüncedir.
Neden sorgulanamasın sorgulanabilir. İnanan insanlar dinin altında bir mantığa inanıyorlar çünkü dinin böyle bir iddiası vardır. Din bazı şeyleri çözümlemek için bir önermedir aynı zamanda. Fakat felsefe yaparsın. Bu tartışma bilimsel olmaz.
İnanırsın biter. İnanç ve düşünceler kişiye özeldirde ondan. Bireyseldir. Bireysel algı, kabul ediş ve tercih meselesidir. İnsanlar tercihlerinden ötürü sorgulanmamlıdır.
peki burada müslümanken ateist olan yada ateistken müslüman olan hiç kimse yok mu diyorsun yani? Tek bir kişi bile olmamışmıdır şimdiye dek? İkimizde tek bir örnek bile olsa bu o hipotezi çürütür dememişmiydik
sende felsefe ve bilim ayırımı yapamıyorsun bence. Felsefi açıdan her şey sorgulanabilir. "inanç ve deneyimler" kişiye özeldir demek, bu durum bilimsel değildir demektir. Yani sen ben tanrıyı gördüm diyebilirsin ama bilimsel olabilmesi için başkalarının da deneyimlemesi deneylerinin yapılması bilimsel bir kabul görmesi gerekir. Ama ben senin tanrıyı gördüm demeni sorgulayabilirim, eleştire bilirim, bunu senle tartışa bilirim. Mesela ispat et derim.
Şöyle düşün, islam putperestliği sorgulamadı mı? Dinler birbirlerini sorgulamıyorlar mı? Hırisiyanlar müslümanları, müslümanlar hıristiyanları, Her ikisi musevileri, museviler diğer dinleri? Ateistler hepsini?
Tanrının varlığının sorgulanması konusu bilimin değil inançların felsefenin konusudur. Din fesefecileri içinde teistler olduğu kadar ateistler, agnostistler, panteist filozoflar da vardır. Tanrının var olup olmadığı konusunda kendi görüşleri içerisinde ayrılırlar. Ama her görüşü kabul eden filozof vardır. Ama bunu bilimle değil görüşle, felsefeyle açıklamıştır. Merak ediyorsan ben teistim. Sen ateistsen o da senin görüşün, felsefen demektir. Ama felsefe deyince sırf ateist düşüncenin akla gelmesi mantıksızdır. Teist olan ve Tanrının varlığını kendi görüşüne göre kanıtlayan birçok da filozof vardır.
var olabilme ihtimalimin gerçekleşmesi
Olasılıklar üzerine kurulmuş bir dünyada mantıklı:)
Engin Turruncolu hayatın tesadüfen olamayacağını olasılıklarla kanıtlamaya çalışanlar siz tanrı inancına sahip olanlar değil misiniz? Yok efendim proteinin kendiliğinden oluşma ihtimali on üzeri bilmem kaç yüz de bir miş. He tabi.
Mustafa Aktepe Birincisi soru objektif olduğu kadar subjektif "sebebiNİZ" diyor. Dolayısı ile subjektif cevap verebilirim. İkincisi evrim ağacında protein ile ilgili hesabın başlığını araştırır ve okursan bu hesapların neden yanlış olduğu en ince detaylarına kadar sayfalarca anlatılıyor.
Levent Böcük usta yanlış anladın biz aynı taraftayız
Neden soru tanrıya geliyor ki. Olasılık ve Tanrı bağımsız iki konu değil mi? Birisi din(dogmatik) birisi de bilim. Din ve bilimin bence karşılaştırılması her zaman sorun çıkartır.
Pardon ya ben benim başlığa yorum yapınca.. ) Ama bir teist de tanrının yaratma ihtimali üzerinde durabilir. Yani en basitinden yaratmayada bilirdi mustafa
Bence bağımsız iki konu değil engin. Buda gerçekleşen bir ihtimal sadece.
Felsefik açıdan bağımsız iki konu. Tamamen birbirine zıttır bu iki konu. Birisi inançla ilgili diğeri kanıtlanabilirlikle
ama ben ihtimalden bahsediyorum. Bu matemetik de istatistik konusu değil mi
Matematik bir bilim değil mi?
bilim dili ama felsefede de kullanabilirsin.
Ona bakarsak bilimde felsefeden doğdu. Tüm bilimler sonradan alanlara ayrılarak sivrildi ve bir bilim dalı oldu. Tüm bilimlerin kaynağı zaten felsefedir. Felsefenin kaynağı da zaten düşüncedir.
O zaman bilimin ve felsefenin kaynağı da düşüncedir mantığını kurabiliriz.
Felsefe akıl yürütmek zaten. Bilimle nerede ayrıldığını bilmek önemli. Örneğin akıl yürütüp bir önerme yapabilirsin bu yanlışlanabilir bir hipotez olursa bilimseldir, değilse bilimsel değildir. Kural yanlışlanabilir olmasıdır. Tanrı vardır dersen bilimsel değildir yanlışlanamaz ama tüm kuğular beyazdır dersen bu yanlışlanabilir, eskiden tüm kuğular beyaz sanılırdı ama sonradan siyah kuğuların da olduğu öğrenildi
Carl Hopper'in tezi doğrudur evet. Tüm siyah kuğulardan sonra 1 tane beyaz kuğu tüm sistematiği alt üst eder. Ama Carl Hoper din felsefesinin kuramcısı değil, bilim felsefesinin kuramcısı.
bu nedenle felsefeyi akıl yürütme şeklinde tanımladım. Bilimsel önermeler ve bilimsel olmayan önermeler var, önemli nokta burası. Toplumunda debelenmesi de hangisi bilimsel hangisi değil bilmediği için. Felsefeyi bilim bilimi felsefe sanıyorlar. Ayrımını yapamıyorlar. Ayrım ise bilimsel fikirlerin, önermelerin, yanlışlanabilir olmasıdır. Şu da önemlidir, bir şeyin yok olduğunu ispatlamak felsefede aklın apaçıklık ilkesine aykırıdır
Felsefe düşüncedir. Bilim ise bu düşüncenin kalıba girmesidir. Ama bir takım farklılıkları vardır tabi. Felsefe öznel bilim nesnel vs.. Gibi. Felsefe kanıtlanamaz, bilim kanıtlanabilir vs gibi. Felsefe bilim değildir. Bilime katkı sağlayan "öz" ü oluşturur. Bilimin kaynağı ve yardımcısıdır sadece, kendisi değil. Bir yandan da eleştirisini yapar ek olarak.
dostum hatları belirtmelisin. Tanrı fikri de felsefidir.
Evet Tanrı fikri de felsefedir. Din bir inanç konusudur. Dogmatiktir. Sorgulanamaz. İnanç zaten düşünceyle eş değerdir. Dolayısıyla din de bir inanç, düşüncedir.
Neden sorgulanamasın sorgulanabilir. İnanan insanlar dinin altında bir mantığa inanıyorlar çünkü dinin böyle bir iddiası vardır. Din bazı şeyleri çözümlemek için bir önermedir aynı zamanda. Fakat felsefe yaparsın. Bu tartışma bilimsel olmaz.
İnanırsın biter. İnanç ve düşünceler kişiye özeldirde ondan. Bireyseldir. Bireysel algı, kabul ediş ve tercih meselesidir. İnsanlar tercihlerinden ötürü sorgulanmamlıdır.
peki burada müslümanken ateist olan yada ateistken müslüman olan hiç kimse yok mu diyorsun yani? Tek bir kişi bile olmamışmıdır şimdiye dek? İkimizde tek bir örnek bile olsa bu o hipotezi çürütür dememişmiydik
Dediğin örnek de bir tercih ve kabul ediştir.
sende felsefe ve bilim ayırımı yapamıyorsun bence. Felsefi açıdan her şey sorgulanabilir. "inanç ve deneyimler" kişiye özeldir demek, bu durum bilimsel değildir demektir. Yani sen ben tanrıyı gördüm diyebilirsin ama bilimsel olabilmesi için başkalarının da deneyimlemesi deneylerinin yapılması bilimsel bir kabul görmesi gerekir. Ama ben senin tanrıyı gördüm demeni sorgulayabilirim, eleştire bilirim, bunu senle tartışa bilirim. Mesela ispat et derim.
Şöyle düşün, islam putperestliği sorgulamadı mı? Dinler birbirlerini sorgulamıyorlar mı? Hırisiyanlar müslümanları, müslümanlar hıristiyanları, Her ikisi musevileri, museviler diğer dinleri? Ateistler hepsini?
Tanrının varlığının sorgulanması konusu bilimin değil inançların felsefenin konusudur. Din fesefecileri içinde teistler olduğu kadar ateistler, agnostistler, panteist filozoflar da vardır. Tanrının var olup olmadığı konusunda kendi görüşleri içerisinde ayrılırlar. Ama her görüşü kabul eden filozof vardır. Ama bunu bilimle değil görüşle, felsefeyle açıklamıştır. Merak ediyorsan ben teistim. Sen ateistsen o da senin görüşün, felsefen demektir. Ama felsefe deyince sırf ateist düşüncenin akla gelmesi mantıksızdır. Teist olan ve Tanrının varlığını kendi görüşüne göre kanıtlayan birçok da filozof vardır.