İlkşey takıntılı olduğunu kabul etmek ve bundan gerçekten kurtulmak özlemi duymaktır.. Psikolojik hastalıkların tümü aslında tek nedene bağlıdır, zihinsel olarak tüm enerji bir noktaya çekilmiş güçlü bir kor halini almıştır. Bunun tek reçetesi genel anlamda meditatif bir derinlik kazanmaktır. Olabildiğince yalnız kalmak, tadını çıkarmak, mutluluk koşusu yapmak, nedensiz kahkahalar atmak, bol bol derin nefes çalışmaları yapmak, sessizliğin sesine aşina olmak, dans etmek, imgesel içerik içermeyen müzikler dinlemek..
Kalabalık ortamlarda kalırken hiç farkettinizmi bilmem kişi yorgun ve halsiz hisseder, bunun nedeni yaymakta oldukları negatif enerjidir. Kişi yalnızlığın tadına ulaşamadığından aptal kalabalık tarafından çekilir. Derin sezgiler ve anlamsal nitelikler sessizlik deryasından yükselir. Toplum içinden ve eğitim sisteminden çıkmış bir deha olmaması şaşırtıcı değildir.
Hugo galiba deniz işçileri eserinde okuduğum bir paragrafında şöyle der''saplantı bir burgu gibidir, her gün biraz daha derine iner onu zamanında çıkaramazsak bir gün çıkarmak istediğimizde onla beraber bütün kalbimizi kafamızı da sökmek zorunda kalırız. Zamanında müdahale edilmeyen her takıntı büyür ve önü alınamaz bir çığa döner kişinin yarattığı bu çığ bir gün onun celladı olur. Bu kaçınılmaz sondur. Büyük filozof ibn haldun ''insan alışkanlıklarının çocuğudur der alışkanlık takıntı veya saplantı bunlar kan emici bir sülük gibi yapıştığı her bünyenin yeteneklerini enerjisini karakterini emer ve felce uğratır. Kurtulma reçetesine gelince bir kuyu düşünün saplantının derecesi ölçüsünde derinlikleri olan bir kuyu saplantı vardır ki kişi bunu bir süre sonra hissetmiş ve bunun önünü kesme eğilimine girmiştir hastalık daha başlangıç aşamasındadır bu kuyu dan kişi tek başına çıkabilir, diğer bir kuyu, hastalık epey ilerledikten sonra kişi bunu anlamıştır birinden yardım almadan o kuyudan çıkamaz kişi, diğer taraflı, çok ilerlemiştir hastalık o zaman büyük destek gerekli bir çok ipe birden tutunması gerekli pskolog pskiyatri anti depresan klinik yatma süreçleri uzun tedaviler vs. Son kertede ise hastalık bütün bünyeyi istila ettikten iliklere varana dek işledikten sonra kişi zaten dipsiz bir kuyuda dır ona hiç bir el hiç bir tutamak hiç bir ip uzanamaz.
Çeşitli takıntılar var.. Bir terapiste gidin. Dini takıntılar varsa, düşüncelerle mücadele etmeyin. Bunun günah olmadığını, beynin bir oyunu olduğunu bilin. Bir şeyi dusunmemeye çalışmak imkansızdır. Kirmizi süt düşünme mesela. Ama düşündün işte.. Bırak düşünceler gelsinler.. Sen işine gücüne bak.. Zamanla yüz vermeyince giderler..
Güçlü bir iradeye, mantığa ve kontrole sahipseniz önce yüzleşin, sonra tartışın gerisinde sakinleşir ve bir sonuca varırsınız diye düşünüyorum. Bu yetilere sahip değilseniz danışman psikolog şart derim.
TAKINTI-ZORUNLU FİKİRDİR.... Farklı şekilde kişinin hayatını zehir eder.. Temizlik takıntısı kadınlarda en yaygın olanıdır- bilinç-altında ÖLÜM KORKUSU ile kaygı- kuşku -panik sarmalı..... Psikologlarda bu takıntıyla başa çıkmak için başka psikolog terapisiyle çözmeye çalışıyor..... Kurtuluş, takıntının üzerine gitmek.. Başaracağına inanmak. Yüzleşmek...
tuğba hanım umarım ilaçları uzun süredir kullanmıyorsunuzdur, eğer kullanıyorsanınzda yavaş yavaş bırakmaya çalışın, kimse farkında değil ama sözde tedavi amaçlı verilen ilaçlar gerçekte o hastalığı dahada çok artırıyor, size fark ettirmeden o ilaçlara bağımlı hale getiriyorlar, çünkü ilaç sektöründe çok büyük paralar dönüyor, örneğin sizde takıntı varsa size verilen ilaçlar sizi dahada çok takıntılı hale getiriyor, konuyu daha fazla boyutlandırmayı burada sağlıklı bulmuyorum, kısacası eğer takıntılarınız sosyal çevrenizle kuramadığınız sağlıklı ilişkilerden kaynaklıysa bunun nedeni çevrenizdeki insanlara çok fazla nitelik yüklüyorsunuzdur demektir size tavsiyem kendinizi çevrenizdeki insanlara kanıtlama çabasından vaz geçip önce kendinizi kendinize kanıtlayın, kendinizi kendinize ıspatlayın, fikirlerinizle düşüncelerinizle samimiyetinizle, tutarlılığınızla kendinizi kanıtlayın sorun burda başlıyor aslında önce sorunu kendi içinizde çözeceksiniz kendi iç dünyanda kendi aklınla kendi bilincinle sorunu evvela çözeceksiniz çözmeye kararlı olacaksınız. Son olarak takıntılık konusunda rahatsızlığınız varsa bu konu üzerinde çok yoğunlaşmamaya çalışın yoğunlaştıkça bu rahatsızlık sizde bağımlılık haline gelir bilginiz olsun sevgiler
Sen neye takıntı yapıyorsan örneğin temizlik mi be evdekilerin bu umrunda değil diye düşünelim baktın olmuyor senin kendini üzmenle hiçbişey değişmiyor takma yıpratma kendini.
Takıntılar bizi yorar bunun için en yakın yöntem, takıntısız yaşamanın hayatımızda bir şeyi degistirmeyecegini anlayıp yavaşça vazgeçmek. Vazgeçilmedigi takdirde yeni takıntılar ortaya çıkar, gittikçe artar ve bizi sadece tüketir. Olay beyinde bitiyor
Takmama'kla
Takintilar orjinimizle ilgili bi durum.... Belki bi acik yaris kosarsak durumu atlatabiliriz.....
onları yenecek olumlu şeylerle
uzman doktor kontrolüyle rehabilitasyon yaparak
sanırım ilaç desteği filan olmadan insanın kendi kimyasıyla oynamaya çalışması daha çok batağa sürüklüyor.
İlkşey takıntılı olduğunu kabul etmek ve bundan gerçekten kurtulmak özlemi duymaktır.. Psikolojik hastalıkların tümü aslında tek nedene bağlıdır, zihinsel olarak tüm enerji bir noktaya çekilmiş güçlü bir kor halini almıştır. Bunun tek reçetesi genel anlamda meditatif bir derinlik kazanmaktır. Olabildiğince yalnız kalmak, tadını çıkarmak, mutluluk koşusu yapmak, nedensiz kahkahalar atmak, bol bol derin nefes çalışmaları yapmak, sessizliğin sesine aşina olmak, dans etmek, imgesel içerik içermeyen müzikler dinlemek..
yalnız kalmak azami sınırda zaten.. Bence daha çok kalabalığa girmem lazım.
Kalabalık ortamlarda kalırken hiç farkettinizmi bilmem kişi yorgun ve halsiz hisseder, bunun nedeni yaymakta oldukları negatif enerjidir. Kişi yalnızlığın tadına ulaşamadığından aptal kalabalık tarafından çekilir. Derin sezgiler ve anlamsal nitelikler sessizlik deryasından yükselir. Toplum içinden ve eğitim sisteminden çıkmış bir deha olmaması şaşırtıcı değildir.
Hugo galiba deniz işçileri eserinde okuduğum bir paragrafında şöyle der''saplantı bir burgu gibidir, her gün biraz daha derine iner onu zamanında çıkaramazsak bir gün çıkarmak istediğimizde onla beraber bütün kalbimizi kafamızı da sökmek zorunda kalırız. Zamanında müdahale edilmeyen her takıntı büyür ve önü alınamaz bir çığa döner kişinin yarattığı bu çığ bir gün onun celladı olur. Bu kaçınılmaz sondur. Büyük filozof ibn haldun ''insan alışkanlıklarının çocuğudur der alışkanlık takıntı veya saplantı bunlar kan emici bir sülük gibi yapıştığı her bünyenin yeteneklerini enerjisini karakterini emer ve felce uğratır. Kurtulma reçetesine gelince bir kuyu düşünün saplantının derecesi ölçüsünde derinlikleri olan bir kuyu saplantı vardır ki kişi bunu bir süre sonra hissetmiş ve bunun önünü kesme eğilimine girmiştir hastalık daha başlangıç aşamasındadır bu kuyu dan kişi tek başına çıkabilir, diğer bir kuyu, hastalık epey ilerledikten sonra kişi bunu anlamıştır birinden yardım almadan o kuyudan çıkamaz kişi, diğer taraflı, çok ilerlemiştir hastalık o zaman büyük destek gerekli bir çok ipe birden tutunması gerekli pskolog pskiyatri anti depresan klinik yatma süreçleri uzun tedaviler vs. Son kertede ise hastalık bütün bünyeyi istila ettikten iliklere varana dek işledikten sonra kişi zaten dipsiz bir kuyuda dır ona hiç bir el hiç bir tutamak hiç bir ip uzanamaz.
Takmayarak
Hayat boş... Deymez
Takıntılardan kurtulmayı takıntı haline getirerek
İlaç şart
Biraz esnek davranarak
Çeşitli takıntılar var.. Bir terapiste gidin.
Dini takıntılar varsa, düşüncelerle mücadele etmeyin. Bunun günah olmadığını, beynin bir oyunu olduğunu bilin. Bir şeyi dusunmemeye çalışmak imkansızdır. Kirmizi süt düşünme mesela. Ama düşündün işte..
Bırak düşünceler gelsinler.. Sen işine gücüne bak.. Zamanla yüz vermeyince giderler..
Güçlü bir iradeye, mantığa ve kontrole sahipseniz önce yüzleşin, sonra tartışın gerisinde sakinleşir ve bir sonuca varırsınız diye düşünüyorum. Bu yetilere sahip değilseniz danışman psikolog şart derim.
Güçlü irade ve mantığa sahibim.. Buna rağmen baz takıntılarım oluyor... Belki herkeste olan takıntılardır ancak sıfır takıntım olmasını istiyorum
SIFIR TAKINTI İSTEMEK TAKINTILARIN EN BÜYÜĞÜDÜR
ahahah:))) o da doğru:)
Tuğba Gökçebel KİTAP TAKINTIM VARDIR OKUYAMAYACAĞIMI BİLDİĞİM HALDE HER HAFTA SONU ALIRIM VE BU KUSURUMA BAYILIRIM ÇOK SEVERİM .
asıl mesleğin nedir sayın Zweig.
Tuğba Gökçebel tahmin edin bakalım sezgileriniz ne kadar kuvvetli
Tek cümle ile özetlemek gerekirse Akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine deli ol dünya senin kahrını çeksin bana göre bu
psikolog şart
Takintinin tam olarak ne olduguna bagli sanirim.
TAKINTI-ZORUNLU FİKİRDİR.... Farklı şekilde kişinin hayatını zehir eder.. Temizlik takıntısı kadınlarda en yaygın olanıdır- bilinç-altında ÖLÜM KORKUSU ile kaygı- kuşku -panik sarmalı..... Psikologlarda bu takıntıyla başa çıkmak için başka psikolog terapisiyle çözmeye çalışıyor..... Kurtuluş, takıntının üzerine gitmek.. Başaracağına inanmak. Yüzleşmek...
aynı zaman da takıntılı insanlardan uzak dur
Cipralex 20 mg takintiya bire bir
cipralex bana iyi gelmedi.. Sevmedim o ilacı.. Şu an lustral kullanıyorum, daha iyi.
Bunyeden bunyeye degisir tabiki.
bi de çok kilo yaptı bende.. 57-58 lere çıkmıştım, şimdi 53 kiloyum..
Bana iyi gelmisti. Takmiyodum hic biseyi ama dedigin gibi kilo ve uyku skntisi yapiyordu
bende uykuyu azaltması iyi oldu.. Onu lustral de yapıyor.. Öbür türlü çok uyuyordum ama yorgun kalkıyordum.
takıntı yapmayarak
tuğba hanım umarım ilaçları uzun süredir kullanmıyorsunuzdur, eğer kullanıyorsanınzda yavaş yavaş bırakmaya çalışın, kimse farkında değil ama sözde tedavi amaçlı verilen ilaçlar gerçekte o hastalığı dahada çok artırıyor, size fark ettirmeden o ilaçlara bağımlı hale getiriyorlar, çünkü ilaç sektöründe çok büyük paralar dönüyor, örneğin sizde takıntı varsa size verilen ilaçlar sizi dahada çok takıntılı hale getiriyor, konuyu daha fazla boyutlandırmayı burada sağlıklı bulmuyorum, kısacası eğer takıntılarınız sosyal çevrenizle kuramadığınız sağlıklı ilişkilerden kaynaklıysa bunun nedeni çevrenizdeki insanlara çok fazla nitelik yüklüyorsunuzdur demektir size tavsiyem kendinizi çevrenizdeki insanlara kanıtlama çabasından vaz geçip önce kendinizi kendinize kanıtlayın, kendinizi kendinize ıspatlayın, fikirlerinizle düşüncelerinizle samimiyetinizle, tutarlılığınızla kendinizi kanıtlayın sorun burda başlıyor aslında önce sorunu kendi içinizde çözeceksiniz kendi iç dünyanda kendi aklınla kendi bilincinle sorunu evvela çözeceksiniz çözmeye kararlı olacaksınız. Son olarak takıntılık konusunda rahatsızlığınız varsa bu konu üzerinde çok yoğunlaşmamaya çalışın yoğunlaştıkça bu rahatsızlık sizde bağımlılık haline gelir bilginiz olsun sevgiler
Teşekkürler cevap için. Benden de sevgiler
İYİ BİR PSİKOLOGA GİDEREK
Sen neye takıntı yapıyorsan örneğin temizlik mi be evdekilerin bu umrunda değil diye düşünelim baktın olmuyor senin kendini üzmenle hiçbişey değişmiyor takma yıpratma kendini.
Niye kurtulmaya kaçırıyorsun?
Takıntılar bizi yorar bunun için en yakın yöntem, takıntısız yaşamanın hayatımızda bir şeyi degistirmeyecegini anlayıp yavaşça vazgeçmek. Vazgeçilmedigi takdirde yeni takıntılar ortaya çıkar, gittikçe artar ve bizi sadece tüketir. Olay beyinde bitiyor
takmayarak
takintilarimizi kabul ederek onlarla savasarak