Cinler istihbaratta kullanılıyor mu?

Arkadaşlar istihbaratta Cinlerin kullanildigi artik bir cok kesim ve ulke tarafindan bilinmekte. Sizce ulkemizde bu uygulama var midir? ozellikle mi6 mossod Bnd ve Cia bunu cok iyi bilmektedirler. Dusuncelerinizi alabilir miyiz ?

S
0 kişi takip ediyor.
Misafir olarak yayınla
89
89 CEVAP

Hiç bu açıdan düşünmemiştim

İ

"Cinler İstihbaratta Kullanılabilir mi?" “Gizli Servis NSA, Genelkurmay Başkanlığı ve CIA uzaktan görüşün istihbarat aracı olarak faydalı olduğunu rapor etmişlerdi.” Dr. Armen Victorian Geniş açılı baktığınızda evet kullanılabilir. Nasıl mı?... Meta-Fizik İstihbarata dair basit birkaç örnekten sonra gelelim Cinlerin istihbaratta kullanılıp kullanılmayacağına… Öncelikle şu bilinmeli ki, Cin, Anadolu’da anlatıldığı gibi ters ayaklı, uzun kulaklı, yarı insan-yarı gayrı insan bir mahluk değildir. Manyetik bir bedene sahiptirler. İstedikleri şekle girebilirler. İnsanların beynine elektromanyetik sinyaller yollayarak onlara çeşitli fikirleri ilka edebilir, vehimleri veya hayal güçleri üzerinde tasarruf ederek var olmayan şeyleri varmış gibi gösterebilirler. Türk insanın kafasındaki “cin” anlayışı değişmedikçe-değiştirilmedikçe, halk, meta fizik çalışmalara şüphe ve alaycı bakacaktır. Ama hiç yoksa “cin” diye tabir edilen elektro manyetik varlığın, garip bir mahluk olmadığı anlatılmalıdır. Cinlerin madde üzerinde ışınsal yakma güçleri vardır ve bir nesneyi göz açıp kapayıncaya kadar geçen birkaç saliselik süre içinde yüz binlerce km öteye taşıyabilme gücüne sahiptirler. Kur’an’da anlatılan “Belkıs’ın Tahtı” meselesi bu konuya uyan ve son derece ilginç bir örnektir. Cin Arapça bir kelime olup, lügat manası “örtülü”, “kapalı” demektir ve madde ve fizikötesi varlıklardan biridir. 700-1000 yıl gibi uzun süre yaşayabilirler. Bu nedenle de asırlar önce meydana gelmiş olaylardan haber getirebilirler. Cinler, melekler ve şeytanlar akıl ve duyu organlarımızla kavrayamadığımız, görünmeyen-bilinmeyen varlıklardandır… yeryüzünde yaşadıkları gibi göğe de yükselebilirler. Bizim anladığımız manada ateşsel değil ışınsal yaratıklardır. Işığın enerjiye dönüştürülmesinde sağlanacak ilerlemelerle birlikte onlarla ilgili bir sır perdesinin de kalkması beklenilmektedir. Yeryüzündeki çalışmaları devam etmekle beraber, Hz. Muhammed’den sonra gökyüzüne çıkıp bilgi edinme girişimleri, koruyucu melekler ve delici alevlerle engellenmiştir. Günümüzde laboratuvar düzeyinde çalışmaları yapılmakta olan, eşyanın ışınlanmasına dair bilgiyi onlar bundan üç bin yıl önce elde etmişlerdi. (Aç bak kaynaklara). Geçen bu kadar süre içinde teknolojilerinde ilerleme kaydetmedikleri düşünülemez elbette. Cinler, şua ve enerji gibi varlık olduklarından, vücudun her tarafına nüfuz edebile kabiliyetine sahiptirler. Cinler, bir insan vücudun en iç organlarına kadar nüfuz edebilir ve orada bir kısım hastalıklara sebep ya da o hastalıklara engel olabilirler. Ancak onların, bu özelliklerinden istifade etme niyetiyle tedavi vb. Hususlarda kullanılması, -o mevzudaki metot ve kıstasları kendi dünyalarına ait olacağından çok defa tehlikeli olabilir. Kur’an-ı Kerim’de “Andolsun biz, insanı pişmemiş çamurdan, değişmiş cıvık balçıktan yarattık. Cine gelince onu da (insandan)daha önce, nüfuz eden kavurucu ateşten yarattık.” Buyuruluyor. 13. Bu ayet iki gerçeği haber veriyor. Birincisi, dünyada insan önce cinler yaşıyordu. İkincisi de ; cinler nüfuz eden ve gözle görülmeyen latif yapılı varlıklardır. Nitekim yine Kur’an-ı Kerim’de A’raf Suresinin 27 ayetinde şöyle buyuruyor: “Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler.” Kur’an-ı Kerim, Hz. Süleyman’a ait mucizeleri nazara vererek bu hususa, açık-kapalı pek çok işaretlerde bulunur ve onları en verimli en ileri seviyede kullanma yollarını öğretir. İşte bu ayetlerden bazıları: “Onu (Süleyman) için denize dalan ver bundan başka işler yapan bazı şeytanları da emrine vermiştik. Onlar, bundan başka işler de yapıyorlardı.” (Sebe Suresi 34/13) ayetinde işaret edildiği gibi, istediği her şeyi cinlere yaptırabiliyorlardı. Devletlerarası haberleşme alanında cinleri kullanmak, daha süratli, hem daha emin bir yol olabilir. Bilhassa bir kısım gizli haberleşmelerde, telsiz, telgraf veya telefonların şifre ve kodlarının çalınma ihtimaline karşılık, cinlerin kullanılmasında böyle bir riziko söz konusu olmayacaktır. Bu yönüyle cinler, geleceğin belki de en emin habercileri olacaktır. Ancak cinleri bu şekilde istihdam ederken, insanın aklına: “Ancak sırlarımızı tevdi edip cinleri ulak olarak kullanırken, onlara tam güven duyabilir miyiz?... Hem onlar şuurlu, iradeli varlıklar olduklarından bir gün canları sıkılıp bu kadar kullanılmanın intikamını bizden almazlar mı?” sorusu akla gelebilir. Kur’an-ı Kerim bu soruya cevap mahiyetinde “ Biz onları onun emrinde tutuyorduk” buyurmaktadır. Yani onlar isteseler de Hz. Süleyman’ın emrinden dışarı çıkamıyor ve ona ihanet edemiyorlardı. Adeta ister-istemez ona itaat etme mecburiyetinde idiler. Demek ki onları elde tutacak, itaate kodlayacak bir şifre vardı. Bu şifre elde edildiğinde, cinler söz dinleyen birer nefer haline gelebilirler. Belki de, geleceğin insanının en çok meşgul eden husus, bu şifreyi elde etmek olacaktır. Cinler gayret süratli varlıklar oldukları için, çok uzun mesafelere çok kısa zamanda gidip gelebilirler ve gittikleri yerlere ait bazı haberleri normal olarak getirebilirler. Yani cinler haber toplamada istihbaratta kullanılabilir. Tıpkı MOSSAD, CIA ve KGB’nin yıllardır kullandığı gibi…!

Serdar Gümüs 6 yıl

https://www.google.com.tr/amp/m.haber7.com/amphtml/dunya/haber/1007271-istihbarat-orgutleri-cinleri-nasil-kullaniyor-video

Serdar Gümüs 6 yıl