Edebiyatın Magazin Boyutu

Edebiyatın Magazin Boyutu

- Cahit Sıtkı, küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmıştır. O günden sonra ölümden korkmuş ve eserlerinde hep "ölüm" temasını işlemiştir.
- nazım hikmet, Bursa cezaevinde ıslak ıslak çok dayak yediği için onun en büyük korkusu su olmuştur.
- Cengiz Aytmatov'un kağıda karşı alerjisi vardır.
- Yahya Kemal'in hiç evi olmamıştır. Ölene kadar otelde yaşamıştır. nazım hikmet'in annesine aşık olmuştur.
- Şemsettin Sami 20 yıl boyunca sakallarını kesmemiştir.
- Hüseyin Rahmi mikroptan korktuğu için 100 çift eldivene sahip olmuştur.
- Karacaoğlan'ın en büyük korkusu: Çirkin bir kızla evlenmektir.
- Tevfik fikret, aynı zamanda iyi bir ressamdır. Evinin planını da kendisi çizmiş ve evinde isim veren ilk şairimiz olmuştur. En büyük takıntısı: Sol tarafında kimseyi yürütmemek. (Sizce bunun sebebi ne olabilir, tahminlerinizi bekliyorum.)
- Ahmet Haşim'in hastalık derecesindeki takıntısı ise: Toprak yemesidir. Haşim'in şiirlerinde hep gün batımı, gece, ay ışığı, hüzün olmasının sebebi çirkin olmasından derler.
- Abdülhak Şinasi Hisar'ın en büyük takıntısına gelelim: Temizlik. Arkadaşları ondan: "Neredeyse suyu da yıkayarak içecek." diye yakınmışlardır.
-R. mahmut Ekrem'in düğünü 40 gün sürmüştür.
- 3 büyük şairi ( Turgut Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever) kendisine tutsak eden kadın... Bahsi geçen güzel: Tomris Uyar.
- Cemal Süreya demişken... sevgili Cemal soyismindeki iki y'den birini bir iddia sonucu kaybetmiştir. Evet, soyismi tek "y" ile yazılıyor.
- Orhan Veli'nin ölümü, Belediye'nin açtırdığı bir çukur yüzündendir. Çukura düşmesi sonucu başından yara almış ve ölüm sebebi bu olmuştur.
...

Sizin de bildiklerinizi eklemenizi temenni ediyorum.

Edebiyat ve sanatla kalın.

D
0 kişi takip ediyor.
Misafir olarak yayınla
49
49 CEVAP

Garson: Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk!

Cemal Süreya: Ne ikna edici bir intihar biçimidir; şimdi seninle göz göze gelmek..

Garson: Efendim??. Ah teşekkür ederim. Yani teşekkür etmeli miyim bilemedim ki?.

Can Yücel: Konuşmak gerekir bazen, susmak artık çare değilse.

Garson: Anlayamadım efendim!!. Peki siz ne alırsınız?.

Nilgün Marmara: Sen ne getirdin bana çocukluğundan?

Garson: Mutfaktan mı??.. Siz ne istersiniz?.

Edip Cansever: Tek ihtiyacım neydi biliyor musun? Bir papatya yaprağı daha.

Nilgün Marmara: Dökülmüş bedenim kimyasına pirincin, yokedilerek kalsiyumun büyüsü yazgım belirlenmiş..

Garson: Pilav mı??. Yani.. Allahım çattık şairlere!!.

Tomris Uyar: Konuştukça, söylemediklerimiz birikiyor…

Garson: Efendim, ben bir sipariş alabilsem?. Çaresizliğin bu soğuk yüzü. Ah bu lokanta soğukkanlı bir çaba.

Yaşar Kemal: gülümse, karamsarları şaşırt. gülümse, güller açsın yüzünde. gülümsemenle yayılsın ışık. Dünyayı ısıtmasan da güneş gibi çevreni ısıt.

Garson: gülümsüyorum efendim ama içimde bir sipariş ağlıyor.

Rıfat Ilgaz: Burnunu çeke çeke ağlamak, belki biraz çocukça. Ağlamak, hüngür hüngür ağlamak, içini çeke çeke, insanca.

Garson: Bir sipariş alabilsem. Şairlerim bana bir sipariş lütfen.

Metin Eloğlu :

Bu zıkkımın yanında
Arnavut ciğeri ister, bir.
Çiroz salatası ister, iki.
Cacık ister, üç.

Adalet, müsavat, hürriyet demeye
Sadece yürek ister.

Garson: Bu bir sipariş. Çok şükür, çok şükür. Yaşamak bir sipariş kadar güzel.

M