Sen, gurbet uykularını bilmezsin Bölünmüş parça parça geceler boyunca. Ve bilmezsin, sızısını gurbetin Sessiz sessiz bir kenara uzanmayınca.
Önce ceylan gözlü kızlar gelir Sonra ihtiyar kadınlar. Sen ağlamazsın, ağlayamazsın ama Taş duvar ağlar.
‘Ak bir yemin üstüne bir damla kandır, Mamak! Ve veliler sofrası tuzu nur, ekmeği nur Yak, bir günah uğruna binlerce sevabı yak! İsm-i Rahim, gün olur: ‘‘Kahhar’’la bir okunur!
Katlanır her günü, biçilir; bir ateş kaftan olur! Yağar nurani hayaller, gözü yaşlı semadan... Katleder sükutu çığlık, ekmeği taştan olur. Kimse bilmez nice ah yükselir, Ankara’dan.
İçten içe yanıyor eşya da, kimse bilmez Lav saçıyor ciğerim, sema bir kızıl yorgan.. Tenim ateş kanıyor; yol; buz olsa gidilmez! Can kelebek ve fakat her çiçek burada kan.
Sen, gurbet uykularını bilmezsin
Bölünmüş parça parça geceler boyunca.
Ve bilmezsin, sızısını gurbetin
Sessiz sessiz bir kenara uzanmayınca.
Önce ceylan gözlü kızlar gelir
Sonra ihtiyar kadınlar.
Sen ağlamazsın, ağlayamazsın ama
Taş duvar ağlar.
‘Ak bir yemin üstüne bir damla kandır, Mamak!
Ve veliler sofrası tuzu nur, ekmeği nur
Yak, bir günah uğruna binlerce sevabı yak!
İsm-i Rahim, gün olur: ‘‘Kahhar’’la bir okunur!
Katlanır her günü, biçilir; bir ateş kaftan olur!
Yağar nurani hayaller, gözü yaşlı semadan...
Katleder sükutu çığlık, ekmeği taştan olur.
Kimse bilmez nice ah yükselir, Ankara’dan.
İçten içe yanıyor eşya da, kimse bilmez
Lav saçıyor ciğerim, sema bir kızıl yorgan..
Tenim ateş kanıyor; yol; buz olsa gidilmez!
Can kelebek ve fakat her çiçek burada kan.
Ahmet Tevfik Ozan