Madde hem parçacık hem de dalga özelliği taşır. İnsan da doğal olarak öyle.. Yani hem biriciktir, hem herşeyle BİR dir..
O halde belki de bunun somut hayattaki izdüşümü olarak hem egosunu beslemek, çok süper olmak, birinci olmak vs ister(ayrı olmak), hem de herkesle ve herşeyle bir olmak...
Öyleyse bu iki değişik çekilim insanda hem farklı olmak (özel, biricik) isteği ortaya çıkarır hem de farklı olmamak (ait olmak, birleşmek ve benzeşmek)
Bu yüzden de önemli olan kendini olduğu gibi (farklarınla beraber) kabul ederken, gözünü bütünle olan ortaklığından ayırmamak olabilir mi? Ha ne işe yaradığın ise tamamen sana bağlı olmalı bu durumda
Hatta bir adım daha öteye taşıyabiliriz. Eğer bu teori doğru ise o zaman çalışmak, para kazanamak, aşık olma vs gibi birsel konular önemli ve insan çalışmayı üretimeyi bilmeli.. Ve aynı zamanda tüm manevi, ruhsal uygulamalar, spritüel çalışmalar ve dini ritüellerin hepsi bu dünyadaki BİR liği yaşayabilmemiz için önemli.. O zaman herşey bu dünya için olabilir mi?
Eğer zihinsel kalıplara takılmazlarsa aslında birleştirici.. Ayrıştırıcı olan ise din adına pompalan korkular.. Korkunun tümü ayrılmaya teşvik eder.. Oysa sevgi ve teslimiyet tamamen BİR liği deneyimlemekten geçer...
Ben inanmaktan ziyade düşünme taraftarıyımdır. İnanç ilkel bir eylemdir. Sabitlesmektir. Oysa değişim var. Değişime ayak uydurabilllmek için düşünmek gerekir. İnançlar ise statükocudur. İnanç deyince sadece dinden bahsetmiyorum. Bir şeyin gerçekliği o anda saklıdır aslında. İnanç otomatiklesmektir bence. O anda yaşayamayan insanlar için bi kolayciliktir. Bütün anlar kendine özeldir. Demek ki ihtiyacı da kendine özeldir. Bir anda ise yaramış bir inanç diğer bir ana uymayabilir.
Peki bir de şöyle düşünelim...
Madde hem parçacık hem de dalga özelliği taşır. İnsan da doğal olarak öyle.. Yani hem biriciktir, hem herşeyle BİR dir..
O halde belki de bunun somut hayattaki izdüşümü olarak hem egosunu beslemek, çok süper olmak, birinci olmak vs ister(ayrı olmak), hem de herkesle ve herşeyle bir olmak...
Öyleyse bu iki değişik çekilim insanda hem farklı olmak (özel, biricik) isteği ortaya çıkarır hem de farklı olmamak (ait olmak, birleşmek ve benzeşmek)
Bu yüzden de önemli olan kendini olduğu gibi (farklarınla beraber) kabul ederken, gözünü bütünle olan ortaklığından ayırmamak olabilir mi? Ha ne işe yaradığın ise tamamen sana bağlı olmalı bu durumda
Sizi kutlarım... Son noktayı siz koydunuz
Hatta bir adım daha öteye taşıyabiliriz. Eğer bu teori doğru ise o zaman çalışmak, para kazanamak, aşık olma vs gibi birsel konular önemli ve insan çalışmayı üretimeyi bilmeli.. Ve aynı zamanda tüm manevi, ruhsal uygulamalar, spritüel çalışmalar ve dini ritüellerin hepsi bu dünyadaki BİR liği yaşayabilmemiz için önemli.. O zaman herşey bu dünya için olabilir mi?
Her şey dünya için
Peki Bu dünyadan kastın nedir tam olarak ?
Yani aslında " hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için yarın ölecekmiş gibi öbür dünya için" sözü geçerli değil.. Hepsi bu dünya için olabilir bence..
Bu sonuca nasıl vardın peki.. Yani hepsinin bu dünya için olduğu sonucuna nasıl varıyorsun
Sırf birlik olmak için neden dini şeyler yapılmak istensin ki ?
Burada BİRliği hissetmenin öneminden.. Bunun yolu dini veya spritüeller ritüeller bence..
Bence dinler/inançlar ayrıştırıcı şeyler, birleştirici değil...
Eğer zihinsel kalıplara takılmazlarsa aslında birleştirici.. Ayrıştırıcı olan ise din adına pompalan korkular.. Korkunun tümü ayrılmaya teşvik eder.. Oysa sevgi ve teslimiyet tamamen BİR liği deneyimlemekten geçer...
Aslında tabi burada şu dinin bu ritüeli olarak ele almadım.. Belki farklı dinlerde hatalı yorumlanmış ritüeller bulunuyor olabilir..
Ben inanmaktan ziyade düşünme taraftarıyımdır. İnanç ilkel bir eylemdir. Sabitlesmektir. Oysa değişim var. Değişime ayak uydurabilllmek için düşünmek gerekir. İnançlar ise statükocudur. İnanç deyince sadece dinden bahsetmiyorum. Bir şeyin gerçekliği o anda saklıdır aslında. İnanç otomatiklesmektir bence. O anda yaşayamayan insanlar için bi kolayciliktir. Bütün anlar kendine özeldir. Demek ki ihtiyacı da kendine özeldir. Bir anda ise yaramış bir inanç diğer bir ana uymayabilir.
Ve inanmak düşünmekten kolaydır. Bu yüzden düşünnenden çok inanan var