Evliyim, feministim ve deistim... İslamiyet te kadına değer veriliyor diyenler var... Allah aşkına ahkam kesmeyin nasıl bir değerdir ki kocadan habersiz odadan odaya bile gecemiyecek baskıcı yazılar var... Kadının tek olarak nikahta şahitlik bile yapamıyor ve birsürü şey... Neyse çok uzatmayacağım... Lütfen bana İslamiyet de kadına verilen değeri anlatan bir ayet yazar mısınız?
Feminist yada deist olmanız sizin sorununuz. Bir sürü hadis var, ayet de var, İslam dinində bir gerçek vardır, kuralar bellidir uyarsın yada uymazsin, cennet annelerin ayağının altında denmiş heralde nedemek istendiği açıkca belli oluyor, tabi anlamak isteyene
Bu sözü yazacağınızı biliyordum meşhur cennet annelerin ayağı altındadır... Tabiki benim sorunum burda paylaşılan yazı doğrultusunda düşüncemi paylaştım her düşünceye saygım sonsuz benim düşüncelerimi yermediği sürece yaşam alanıma baskı yapmadığı sürece...
Ben de muslumanlardanım elhamdülillah İslsm dinim Kur an kitabım sizin gibiler dinim hakkında yorum yapamazsınız kimmiş kocasından izinsiz odadan odaya geçrmeyen hahsha çok gülünç böyle birinin kendi sorunları vardır mesele ben de aydın geçinen hukuk profu bir cumhurbaşkanı tanıyorum başını orten kadınlara kamusal alanda yani parkta bahçede devlet dairelerinde okullarda bulunmayı yasaklamıştı bu da mı muslumsndı hhsha admın aklından bi zoru mu vardı yoksa zihniyet meselesi mi diyelim sapkınlık mı diyelim kadınlarla bozmuş bir devlet erki mi diyelim ne diyelim
Ayşe hanım çok haklısınız, gerçekten size hak vermemek imkansız. İslam ı öz kaynağından doğru bir şekilde öğrenmiş olmasaydım, bugünkü müslümanların haline bakıp ben de sizinle aynı şekilde düşünürdüm. Sadece size tarafsız bir şekilde şunları okumanızı öneririm. Niyetim kuran allah şöyle diyor aslında diye savunmacı bir yaklaşım değil. Biz müslümanlar bu güzelim kuran ı dini rezil ettik. Allah bizi affetmez. O dinini korur, savunur da. Sadece gerçekleri ortaya çıkarmak için lütfen şu yazıyı bir okuyun.
Kadının Eve Dönüşü mü Dediniz?... Son dönemde sağlıklı ve dindar bir nesil yetiştirme konusunda kadının iş hayatından çekilip eve dönmesini savunan yaklaşımlar basında ve sosyal medyada boy göstermeye başladı. Her şeyden önce bunun haklı gerekçeleri olabilir ve bunları reddedecek değilim. Fakat dindarlık adına yapılan bu çağrıyı, Hz Hatice'nin iş ortağı olarak ticaret hayatına atılmış bir Peygamber'in ümmeti yapıyorsa iki kere düşünmek zorundadır. Ayrıca geleneksel tarım toplumunda kadının tarlada, bağda, bahçede çalışmış olması gözardı edilmektedir. Dolayısıyla sorun, kadının çalışmasından çok, erkeğe muhtaçlık hissetmeyecek şekilde kendi ekonomik bağımsızlığını elde etmesi ve buna bağlı olarak da evde iş bölümü konusunda geleneksel algının sürdürülmesinde yatmaktadır. Gelişen yeni şartlar gözden geçirilerek çözüm üretmek yerine, Kuran'daki hükümlerin hangi gerekçelerle öngörüldüğüne bakmaksızın Lafzi okumalarla ayetlerin zahirine tutuşturulan yorumlar, çok da yerine oturmamakta ve eğreti görünmektedir. Örneğin Kuran, erkeklerin Hakkı'nın kadınlara göre bir derece üstün olduğuna dikkat çeken ayette buna sebep olarak erkeğin ekonomik yükümlülüğü üstlenmesini göstermektedir. Fakat Kavvam konusu işlenirken nedense bu tür sebepler görmezden gelinmektedir. Bu günün dünyasında kadını ev ekonomisine ortak ederken, yetkiyi geleneksel mantıkla bütünüyle erkeğe hasretmek ve çocuk bakımını da bütünüyle kadına yıkmakta adaletten Nasıl söz edilebilir? Çalışan eşler akşam işten çıktığında kadın eve, erkek fayans döşemeye giderken işte eşit, evde erkek egemenliği geçerliyse bu kavvamlıkta bir sorun yok mu? Tamam çocuğu doğurmak ve emzirmek kadının görevi de ilgilenmek, gezdirmek, eğlendirmek de mi sadece kadının görevi? Ayrıca Kadın çalışmasın, evde çocuk baksın demek kolay da çalışan eş adayı arayan erkeğe bunu basıl anlatmayı düşünüyoruz? Dahası kadın üç çocuk doğurup yaşlılık belirtilerine maruz kaldığında ve Kavvam hazretleri de kasayı doldurup vefayı unuttuğunda kadının haklarını koruyacak bir ahlakın garantisini kim Nasıl verecek? Beyler, İslam ahlakından ve kadının haklarının korunacağı bir hukuktan söz edeceksek buna erkeğin terbiyesinden başlamak zorundayız. Çünkü Kuran ve Hz. Peygamber bu mücadeleyi erkekten başlatmıştır. Bu gerçekleri görüp garantilemeden evinden çıkmış kadını evine döndürmeye çalışmak akıntıya kürek çekmektir. Tıpkı cami önünde kendisine uzatılan mikrofona; "Tayyip bey dul kadınlara maaş bağladı, kadınlar evlenmiyor" diyen yaşlı hacı emmiler gibi kadını zoraki yöntemlerle eve ve dolayısıyla kocaya itaate çağıran serzenişlerin hiçbir kıymeti Harbiye'si yoktur ve olmayacaktır. Boşanma konusu gündeme geldiğinde evin emektarı kadından mal kaçırmaya çalışmayan Müslüman bir erkek gören var mı, bu ülkede? Babası öldüğünde mirası şeri kurallara göre bölmeyi savunan erkek evladın, anneye bakma sorumluluğu gündeme geldiğinde, "benim hanım bakmaz" diyerek yan çizmesi hangi şeriatta yer alıyor? Mirası ikili birli taksim etmeyi öngören ayette Allah sorumluluk farkını ve dolayısıyla hak ediş adaletini gözeterek mi bu hükmü vermiştir, yoksa erkeği doğuştan şanslı ilan eden bir dağıtıcı adalet mi öngörmüştür? Anne babaya bakma yükümlülüğünü kız evlada terk etmiş erkek evlatların, mirasa gelince şeriat aramasıyla, eşini çalıştıran erkeklerin kavvamlıktan söz etmesi arasındaki benzerlik hiç de gözden kaçmıyor... Kısacası, Bütün bunları yeniden ele alıp adalet esasına uygun bir sistem geliştirmeden kadına eve dön çağrısı yapmak beyhude gözükmektedir. Hele bir de bu çağrıyı kız kardeşinden miras, hanımından nafaka kaçırmaya çalışan erkek cinsi yapıyorsa kim dinler bu çağrıyı ve neden dinlesin?... Bu kısa yazımdan hareketle ayetlere itiraz ettiğimi kimse düşünmesin. Ben sadece ayetleri anlarken öngördüğü hükümlerin sebep ve şartlarını, bu gün değişen şartlar müvacehesinde ele alıp tarihsel yorumların gözden geçirilmesini ve ayetlerin bu günün dünyasında yeniden ve bütünlük içerisinde değerlendirilmesini öneriyorum. Dahası Kuran ve Hz. Peygamber'in kadınlara tanıdığı hakların henüz o dünyadan gittikten kısa süre sonra cahili gelenek yanlılarınca geri alındığını görmeden, geleneksel bakış açısıyla ayet yorumlamayı sünnet savunuculuğu sanmanın vebalini de göz önünde bulundursak hiç fena olmaz. Çünkü Peygamber sünnetiyle Cahiliye Arabının sünneti farklı şeyler. Bunu ayırmanın vakti çoktan geldi uyanalım. Fıkıh kitaplarında nikah akdini kadının kadınlığını satma akdine dönüştüren ulema o hüküm ve fetvaları hangi ayete, hangi hadise dayandırdı? Tabi ki cahiliyeden kalma sözde İslami örflere!... Cahiliye baskısına baş kaldıran Medineli kadının mücadelesini duyan Allah'ın, cehalete, berdel kurallarına, kendisini boşayan eski kocası tarafından evlenmesine müsaade edilmeyen ve ölüme mahkum edilen, töre cinayetlerine kurban giden kadınların genç kızların feryadını duymuyor sanmayın... Geleneksel yaklaşımların mağdur ettiği kadınların haklarını savunmak yerine, savunanları ötekileştirmek ve hatta yumruk sıkıp diş bilemek İslamın öngörüsü olamaz. Hz. Ömer'in şu sözü, Kuran ve sünneti doğru anlamanın ta kendisi olmalı: "Hz. Peygamber hayatta ilken eşlerimize sert söz söylemekten çekiniyorduk. Ola ki Allah'ın gayretine dokunur da ayet iner ve İlahi azarlamaya muhatap oluruz diye korkuyorduk. Hz. Peygamber dünyadan göçtükten sonra bu hassasiyetimiz kayboldu." Anlaşılan o ki; o hassasiyetten bize fazla bir şey kalmamış. Kur'an'ın resmi, sünnetin isminden başka!...
Nerdeyse odadan odaya derken abartı yaptım... Ayşegül hanim herseyi dini ögretilere göre yorumluyorsunuz feminist dedik Islam girdi... Ben de diyorum ki saygım sonsuz yalnız hiç kimse cennet analarin ayağı altındadır sözü dışında birsey paylasmadi... Hz Muhammed in yaşadıkları değil Kur 'an -ı Kerim ın bize sunduklarıdir aslolan... Allah aşkına miras bölüşümünde çocuk vesayetinde herşey erkeklerin değil mi? Acaba siz farklı ülkede ben farklı ülkede mi yaşıyorum? Kadın sex objesi kadın köle kadın dayak yer... 1 uyardın 2 uyardın 3.de dayak atabilirsin yalnız şimdikiler uyarmiyor direk tekme tokat... Türkiye de kadın olmak zor. ... Biran kendimi İsviçre de zannettim yorumlara baktığımda...
Ayet mi istiyorsunuz kadınları oven Hz Meryemi Hz Asiyeyi ovuyor Allh Hz Aişe ye iftira atıldığında Allah korudu onun için ayet indirdi ayrıca ismini hatırlamadığım başka kadınlar içinde onların sıkıntılarını gidericek ayet iniyor ayetleri şimdi tek tek yazamıycam
Kadınları ezici baskılayıcı bir ayete rastlamadım Yuce Allah ibadette cezada haramlarda helallerde kadını erkekten ayırmıyor ki Hatta Müslüman erkekler Müslüman kadınlar Zina eden erkekler zina eden kadınlar gibi peşpeşe gelen ifadelerle cinsiyet ayrımı yapmadığını kadınlarında yaptıklarından sorumlu tutulduğunu vurgulmış oluyor İnanan kadınlar inansn erkekler birbirinin yardımcısıdır diyerek Müslüman toplumda kadının yerini pekiştiriyor daha çok örnek var
Ama şu var ki dindarlar ı ben de eleştiriyorum komşum güya hacca gitti geldi olmayan eziyeti yaptı şimdi bu dindar goruntulu cahil kadın yüzünden dinini bilmesem Kur an okumasam ben de dinimdrn soğurdum böyle ahmaklar ibadetlerini başkaları için yaparlar
Evliyim, feministim ve deistim... İslamiyet te kadına değer veriliyor diyenler var... Allah aşkına ahkam kesmeyin nasıl bir değerdir ki kocadan habersiz odadan odaya bile gecemiyecek baskıcı yazılar var... Kadının tek olarak nikahta şahitlik bile yapamıyor ve birsürü şey... Neyse çok uzatmayacağım... Lütfen bana İslamiyet de kadına verilen değeri anlatan bir ayet yazar mısınız?
Feminist yada deist olmanız sizin sorununuz. Bir sürü hadis var, ayet de var, İslam dinində bir gerçek vardır, kuralar bellidir uyarsın yada uymazsin, cennet annelerin ayağının altında denmiş heralde nedemek istendiği açıkca belli oluyor, tabi anlamak isteyene
Bu sözü yazacağınızı biliyordum meşhur cennet annelerin ayağı altındadır... Tabiki benim sorunum burda paylaşılan yazı doğrultusunda düşüncemi paylaştım her düşünceye saygım sonsuz benim düşüncelerimi yermediği sürece yaşam alanıma baskı yapmadığı sürece...
Ben de muslumanlardanım elhamdülillah İslsm dinim Kur an kitabım sizin gibiler dinim hakkında yorum yapamazsınız kimmiş kocasından izinsiz odadan odaya geçrmeyen hahsha çok gülünç böyle birinin kendi sorunları vardır mesele ben de aydın geçinen hukuk profu bir cumhurbaşkanı tanıyorum başını orten kadınlara kamusal alanda yani parkta bahçede devlet dairelerinde okullarda bulunmayı yasaklamıştı bu da mı muslumsndı hhsha admın aklından bi zoru mu vardı yoksa zihniyet meselesi mi diyelim sapkınlık mı diyelim kadınlarla bozmuş bir devlet erki mi diyelim ne diyelim
Ayşe hanım çok haklısınız, gerçekten size hak vermemek imkansız. İslam ı öz kaynağından doğru bir şekilde öğrenmiş olmasaydım, bugünkü müslümanların haline bakıp ben de sizinle aynı şekilde düşünürdüm. Sadece size tarafsız bir şekilde şunları okumanızı öneririm. Niyetim kuran allah şöyle diyor aslında diye savunmacı bir yaklaşım değil. Biz müslümanlar bu güzelim kuran ı dini rezil ettik. Allah bizi affetmez. O dinini korur, savunur da. Sadece gerçekleri ortaya çıkarmak için lütfen şu yazıyı bir okuyun.
O zaman siz feministler yoktunuz ortada ama iş İslam olunca bilip bilmeden herkes sallıyor maşallah
Kadının Eve Dönüşü mü Dediniz?... Son dönemde sağlıklı ve dindar bir nesil yetiştirme konusunda kadının iş hayatından çekilip eve dönmesini savunan yaklaşımlar basında ve sosyal medyada boy göstermeye başladı. Her şeyden önce bunun haklı gerekçeleri olabilir ve bunları reddedecek değilim. Fakat dindarlık adına yapılan bu çağrıyı, Hz Hatice'nin iş ortağı olarak ticaret hayatına atılmış bir Peygamber'in ümmeti yapıyorsa iki kere düşünmek zorundadır. Ayrıca geleneksel tarım toplumunda kadının tarlada, bağda, bahçede çalışmış olması gözardı edilmektedir. Dolayısıyla sorun, kadının çalışmasından çok, erkeğe muhtaçlık hissetmeyecek şekilde kendi ekonomik bağımsızlığını elde etmesi ve buna bağlı olarak da evde iş bölümü konusunda geleneksel algının sürdürülmesinde yatmaktadır. Gelişen yeni şartlar gözden geçirilerek çözüm üretmek yerine, Kuran'daki hükümlerin hangi gerekçelerle öngörüldüğüne bakmaksızın Lafzi okumalarla ayetlerin zahirine tutuşturulan yorumlar, çok da yerine oturmamakta ve eğreti görünmektedir. Örneğin Kuran, erkeklerin Hakkı'nın kadınlara göre bir derece üstün olduğuna dikkat çeken ayette buna sebep olarak erkeğin ekonomik yükümlülüğü üstlenmesini göstermektedir. Fakat Kavvam konusu işlenirken nedense bu tür sebepler görmezden gelinmektedir. Bu günün dünyasında kadını ev ekonomisine ortak ederken, yetkiyi geleneksel mantıkla bütünüyle erkeğe hasretmek ve çocuk bakımını da bütünüyle kadına yıkmakta adaletten Nasıl söz edilebilir? Çalışan eşler akşam işten çıktığında kadın eve, erkek fayans döşemeye giderken işte eşit, evde erkek egemenliği geçerliyse bu kavvamlıkta bir sorun yok mu? Tamam çocuğu doğurmak ve emzirmek kadının görevi de ilgilenmek, gezdirmek, eğlendirmek de mi sadece kadının görevi? Ayrıca Kadın çalışmasın, evde çocuk baksın demek kolay da çalışan eş adayı arayan erkeğe bunu basıl anlatmayı düşünüyoruz? Dahası kadın üç çocuk doğurup yaşlılık belirtilerine maruz kaldığında ve Kavvam hazretleri de kasayı doldurup vefayı unuttuğunda kadının haklarını koruyacak bir ahlakın garantisini kim Nasıl verecek? Beyler, İslam ahlakından ve kadının haklarının korunacağı bir hukuktan söz edeceksek buna erkeğin terbiyesinden başlamak zorundayız. Çünkü Kuran ve Hz. Peygamber bu mücadeleyi erkekten başlatmıştır. Bu gerçekleri görüp garantilemeden evinden çıkmış kadını evine döndürmeye çalışmak akıntıya kürek çekmektir. Tıpkı cami önünde kendisine uzatılan mikrofona; "Tayyip bey dul kadınlara maaş bağladı, kadınlar evlenmiyor" diyen yaşlı hacı emmiler gibi kadını zoraki yöntemlerle eve ve dolayısıyla kocaya itaate çağıran serzenişlerin hiçbir kıymeti Harbiye'si yoktur ve olmayacaktır. Boşanma konusu gündeme geldiğinde evin emektarı kadından mal kaçırmaya çalışmayan Müslüman bir erkek gören var mı, bu ülkede? Babası öldüğünde mirası şeri kurallara göre bölmeyi savunan erkek evladın, anneye bakma sorumluluğu gündeme geldiğinde, "benim hanım bakmaz" diyerek yan çizmesi hangi şeriatta yer alıyor? Mirası ikili birli taksim etmeyi öngören ayette Allah sorumluluk farkını ve dolayısıyla hak ediş adaletini gözeterek mi bu hükmü vermiştir, yoksa erkeği doğuştan şanslı ilan eden bir dağıtıcı adalet mi öngörmüştür? Anne babaya bakma yükümlülüğünü kız evlada terk etmiş erkek evlatların, mirasa gelince şeriat aramasıyla, eşini çalıştıran erkeklerin kavvamlıktan söz etmesi arasındaki benzerlik hiç de gözden kaçmıyor... Kısacası, Bütün bunları yeniden ele alıp adalet esasına uygun bir sistem geliştirmeden kadına eve dön çağrısı yapmak beyhude gözükmektedir. Hele bir de bu çağrıyı kız kardeşinden miras, hanımından nafaka kaçırmaya çalışan erkek cinsi yapıyorsa kim dinler bu çağrıyı ve neden dinlesin?... Bu kısa yazımdan hareketle ayetlere itiraz ettiğimi kimse düşünmesin. Ben sadece ayetleri anlarken öngördüğü hükümlerin sebep ve şartlarını, bu gün değişen şartlar müvacehesinde ele alıp tarihsel yorumların gözden geçirilmesini ve ayetlerin bu günün dünyasında yeniden ve bütünlük içerisinde değerlendirilmesini öneriyorum. Dahası Kuran ve Hz. Peygamber'in kadınlara tanıdığı hakların henüz o dünyadan gittikten kısa süre sonra cahili gelenek yanlılarınca geri alındığını görmeden, geleneksel bakış açısıyla ayet yorumlamayı sünnet savunuculuğu sanmanın vebalini de göz önünde bulundursak hiç fena olmaz. Çünkü Peygamber sünnetiyle Cahiliye Arabının sünneti farklı şeyler. Bunu ayırmanın vakti çoktan geldi uyanalım. Fıkıh kitaplarında nikah akdini kadının kadınlığını satma akdine dönüştüren ulema o hüküm ve fetvaları hangi ayete, hangi hadise dayandırdı? Tabi ki cahiliyeden kalma sözde İslami örflere!... Cahiliye baskısına baş kaldıran Medineli kadının mücadelesini duyan Allah'ın, cehalete, berdel kurallarına, kendisini boşayan eski kocası tarafından evlenmesine müsaade edilmeyen ve ölüme mahkum edilen, töre cinayetlerine kurban giden kadınların genç kızların feryadını duymuyor sanmayın... Geleneksel yaklaşımların mağdur ettiği kadınların haklarını savunmak yerine, savunanları ötekileştirmek ve hatta yumruk sıkıp diş bilemek İslamın öngörüsü olamaz. Hz. Ömer'in şu sözü, Kuran ve sünneti doğru anlamanın ta kendisi olmalı: "Hz. Peygamber hayatta ilken eşlerimize sert söz söylemekten çekiniyorduk. Ola ki Allah'ın gayretine dokunur da ayet iner ve İlahi azarlamaya muhatap oluruz diye korkuyorduk. Hz. Peygamber dünyadan göçtükten sonra bu hassasiyetimiz kayboldu." Anlaşılan o ki; o hassasiyetten bize fazla bir şey kalmamış. Kur'an'ın resmi, sünnetin isminden başka!...
Tuncer Namlı ya ait bir yazı, Ayşegül hanım, az önce bahsettiğim yazı.
Nerdeyse odadan odaya derken abartı yaptım... Ayşegül hanim herseyi dini ögretilere göre yorumluyorsunuz feminist dedik Islam girdi... Ben de diyorum ki saygım sonsuz yalnız hiç kimse cennet analarin ayağı altındadır sözü dışında birsey paylasmadi... Hz Muhammed in yaşadıkları değil Kur 'an -ı Kerim ın bize sunduklarıdir aslolan... Allah aşkına miras bölüşümünde çocuk vesayetinde herşey erkeklerin değil mi? Acaba siz farklı ülkede ben farklı ülkede mi yaşıyorum? Kadın sex objesi kadın köle kadın dayak yer... 1 uyardın 2 uyardın 3.de dayak atabilirsin yalnız şimdikiler uyarmiyor direk tekme tokat... Türkiye de kadın olmak zor. ... Biran kendimi İsviçre de zannettim yorumlara baktığımda...
Ayet mi istiyorsunuz kadınları oven Hz Meryemi Hz Asiyeyi ovuyor Allh Hz Aişe ye iftira atıldığında Allah korudu onun için ayet indirdi ayrıca ismini hatırlamadığım başka kadınlar içinde onların sıkıntılarını gidericek ayet iniyor ayetleri şimdi tek tek yazamıycam
Kadınları ezici baskılayıcı bir ayete rastlamadım Yuce Allah ibadette cezada haramlarda helallerde kadını erkekten ayırmıyor ki Hatta Müslüman erkekler Müslüman kadınlar Zina eden erkekler zina eden kadınlar gibi peşpeşe gelen ifadelerle cinsiyet ayrımı yapmadığını kadınlarında yaptıklarından sorumlu tutulduğunu vurgulmış oluyor İnanan kadınlar inansn erkekler birbirinin yardımcısıdır diyerek Müslüman toplumda kadının yerini pekiştiriyor daha çok örnek var
Ama şu var ki dindarlar ı ben de eleştiriyorum komşum güya hacca gitti geldi olmayan eziyeti yaptı şimdi bu dindar goruntulu cahil kadın yüzünden dinini bilmesem Kur an okumasam ben de dinimdrn soğurdum böyle ahmaklar ibadetlerini başkaları için yaparlar