Evet mesela uzaktaki bir yıldızdan kendi dünyamıza bakarsak geçmişimizi görürüz çünkü şimdiki ışıklarımız henüz yıldıza ulaşmamış olacaktır. Yıldıza doğru kendi ışığımızdan daha hızlı gidersek önceden yolladığımız geçmiş ışıklarımızı da yakalarız ve dönüp arkamıza baktığımızda geride bıraktığımız ışıkların bize göründüğünü görürüz.
Çok fazla uzağa gittiğimizde ve arkamızda kalan evrene baktığımızda evrenin yavaş yavaş silindiğini görmeliyiz. Çünkü evrenin arkasından önüne doğru gelen ışıkları yavaş yavaş geçeriz ve evrenden ışık hızından daha hızlı bir şekilde uzaklaştıkca bir yerden sonra evren tamamen silinmeli. Çünkü evrenin gönderdiği ışığın hiç biri bizim olduğumuz noktaya ulaşmadığından evren de tamamen karanlık ve boş gözükecektir ancak rastgele karanlığın içinde karanlık ve gözükmeyen evrene doğru yol aldığımızda yavaş yavaş karşımıza evrenin ışıkları görünmeli ve aydınlanmalıyız. Peki ya karanlığın içinde bir evrenin olduğunu nasıl anlayıp geri dönüş yolunu bulacağız? Kafamda şu an garip şeyler var.
Hayır, basit bir mantık bu. Bir düşünsene evrenin yaydığı ışığın tümünü sollayıp geçiyorsun. Dönüp arkana baktığında gözüne hiçbir ışık daha ulaşmadığı için karanlık algılaman lazım. Ayrıca ilk dediğim zaten Einstein'in da düşüncesi ancak 2.si benim.
Bak şimdi ben burada konuştuğumda ses dalgaları sana ulaşmıyor ve sen uzaklardan bana bakınca benim sesimi duymayacaksındır. Ve hiç sesin olmadığını düşüneceksin. İşte evrenden çok fazla uzaklaştığımızda evrenin ışığı henüz bize yetişmediği için evreni karanlık görmeliyiz yani görmemeliyiz. Sadece karanlık. Yaklaştıkça bigbang bile görülebilir.
Hayır geliyor. Çünkü her şey ışık yayar ve bir yerden sana ışık geliyorsa seninde ışığının ona gitmesi gerekir. Bir ip gibi düşün ve her iki ucunu tutan iki kişi var.
Evet mesela uzaktaki bir yıldızdan kendi dünyamıza bakarsak geçmişimizi görürüz çünkü şimdiki ışıklarımız henüz yıldıza ulaşmamış olacaktır. Yıldıza doğru kendi ışığımızdan daha hızlı gidersek önceden yolladığımız geçmiş ışıklarımızı da yakalarız ve dönüp arkamıza baktığımızda geride bıraktığımız ışıkların bize göründüğünü görürüz.
Çok fazla uzağa gittiğimizde ve arkamızda kalan evrene baktığımızda evrenin yavaş yavaş silindiğini görmeliyiz. Çünkü evrenin arkasından önüne doğru gelen ışıkları yavaş yavaş geçeriz ve evrenden ışık hızından daha hızlı bir şekilde uzaklaştıkca bir yerden sonra evren tamamen silinmeli. Çünkü evrenin gönderdiği ışığın hiç biri bizim olduğumuz noktaya ulaşmadığından evren de tamamen karanlık ve boş gözükecektir ancak rastgele karanlığın içinde karanlık ve gözükmeyen evrene doğru yol aldığımızda yavaş yavaş karşımıza evrenin ışıkları görünmeli ve aydınlanmalıyız. Peki ya karanlığın içinde bir evrenin olduğunu nasıl anlayıp geri dönüş yolunu bulacağız? Kafamda şu an garip şeyler var.
Bilimsel düşünceden çok hayalperest bi yaklaşım bana göre.
Hayır, basit bir mantık bu. Bir düşünsene evrenin yaydığı ışığın tümünü sollayıp geçiyorsun. Dönüp arkana baktığında gözüne hiçbir ışık daha ulaşmadığı için karanlık algılaman lazım. Ayrıca ilk dediğim zaten Einstein'in da düşüncesi ancak 2.si benim.
Maddeyi değil sadece ışığı algılarsın ozaman.
Kardeş kafamı karıştırdın baştan anlat
Bak şimdi ben burada konuştuğumda ses dalgaları sana ulaşmıyor ve sen uzaklardan bana bakınca benim sesimi duymayacaksındır. Ve hiç sesin olmadığını düşüneceksin. İşte evrenden çok fazla uzaklaştığımızda evrenin ışığı henüz bize yetişmediği için evreni karanlık görmeliyiz yani görmemeliyiz. Sadece karanlık. Yaklaştıkça bigbang bile görülebilir.
Hayır geliyor. Çünkü her şey ışık yayar ve bir yerden sana ışık geliyorsa seninde ışığının ona gitmesi gerekir. Bir ip gibi düşün ve her iki ucunu tutan iki kişi var.