Bana hissettiremediler İstanbul-Bakırköy'de doğup büyümüş bir annenin ve babanın kızıyım. Şartlar gereği 6 yaşında Bağcılar denilen yere taşındık. O zamanlar yol bile yoktu, çamur deryasıydı her yer. Çarşaflı kadınlar ortalıkta cirit atıyordu. Oturduğumuz sitede annem ilk mini etekli kadındı. Bize ve yaşam biçimimize kimse müdahale edemedi! İzin vermedi babam rahmetli ve biz izin vermedik! Şortumu giyip bisikletime de bindim, geceleri sokakta da gezdim, erkeklerle arkadaşlık da ettim! En ufak sözle, bakışla sinerseniz, herkes baskılayabilir sizleri! Biz sadece 2 kız evlat ve anne-babadan oluşan 4 kişilik aileydik ve başardık. 20 yıla yakın bir süre tam bir varoş semtinde hem de 80'li yılların başından itibaren yaşadık! Ben mahalle baskısına inanmıyorum! Baskılanmaya boyun eğmek vardır!
Yok be alev.. Bence hepimiz dolaylı yada direk maruz kalıyoruz. Kimi zaman umursamıyor kimi zaman içimizden isyan ediyoruz. Ve giderek artıyor. Misal aklıma ilk gelen toplu taşıma araçlarında son zamanlarda artan olaylar..
Maruz kalıyoruz evet ama verdiğimiz tepkiler önemli! Babam rahmetli bize büyük bir bisiklet almıştı henüz ortaokuldaydık. Mahalleden adamın biri ( rahmetli oldu ) "ey mehmet utanmıyor musun kızlarının bisiklete binmesinden" dedi. Babam da "haklısın Latif Efendi ama onlar benim kızlarım, sen kendi kızlarını eve kapat ama benimkilerden ben mesulum" dedi. Aynı gün annem bisikletle sitenin etrafında turladı Babam rahmetli hayatı boyunca belki de kimseyle kavga etmedi, kimseye bağırmadı bile belki de! Öldüğünde de selasını defalarca verdiler, 4 büyük otobüs tuttuk cenazeye gelenleri Silivri'ye götürmek için. Böyle bir adam, hem çok sevilen hem de asla boyun eğmeyen!
Ha ama şunu da belirteyim ki; bu yaz oğullarımı sırf bu ülkede yaşadığımız için sünnet ettireceğiz. Böyle bir şeyi çocuklarıma yaşayacağım için, onların kendi tercihlerine bırakmadığım için yaşam boyu utanç duyacağım. Belki de sorunun cevabı benim için de budur! En belirgin baskı: Sünnet
Bana hissettiremediler İstanbul-Bakırköy'de doğup büyümüş bir annenin ve babanın kızıyım. Şartlar gereği 6 yaşında Bağcılar denilen yere taşındık. O zamanlar yol bile yoktu, çamur deryasıydı her yer. Çarşaflı kadınlar ortalıkta cirit atıyordu. Oturduğumuz sitede annem ilk mini etekli kadındı. Bize ve yaşam biçimimize kimse müdahale edemedi! İzin vermedi babam rahmetli ve biz izin vermedik! Şortumu giyip bisikletime de bindim, geceleri sokakta da gezdim, erkeklerle arkadaşlık da ettim! En ufak sözle, bakışla sinerseniz, herkes baskılayabilir sizleri! Biz sadece 2 kız evlat ve anne-babadan oluşan 4 kişilik aileydik ve başardık. 20 yıla yakın bir süre tam bir varoş semtinde hem de 80'li yılların başından itibaren yaşadık! Ben mahalle baskısına inanmıyorum! Baskılanmaya boyun eğmek vardır!
Yok be alev.. Bence hepimiz dolaylı yada direk maruz kalıyoruz. Kimi zaman umursamıyor kimi zaman içimizden isyan ediyoruz. Ve giderek artıyor. Misal aklıma ilk gelen toplu taşıma araçlarında son zamanlarda artan olaylar..
Maruz kalıyoruz evet ama verdiğimiz tepkiler önemli! Babam rahmetli bize büyük bir bisiklet almıştı henüz ortaokuldaydık. Mahalleden adamın biri ( rahmetli oldu ) "ey mehmet utanmıyor musun kızlarının bisiklete binmesinden" dedi. Babam da "haklısın Latif Efendi ama onlar benim kızlarım, sen kendi kızlarını eve kapat ama benimkilerden ben mesulum" dedi. Aynı gün annem bisikletle sitenin etrafında turladı Babam rahmetli hayatı boyunca belki de kimseyle kavga etmedi, kimseye bağırmadı bile belki de! Öldüğünde de selasını defalarca verdiler, 4 büyük otobüs tuttuk cenazeye gelenleri Silivri'ye götürmek için. Böyle bir adam, hem çok sevilen hem de asla boyun eğmeyen!
Ha ama şunu da belirteyim ki; bu yaz oğullarımı sırf bu ülkede yaşadığımız için sünnet ettireceğiz. Böyle bir şeyi çocuklarıma yaşayacağım için, onların kendi tercihlerine bırakmadığım için yaşam boyu utanç duyacağım. Belki de sorunun cevabı benim için de budur! En belirgin baskı: Sünnet
Doğru.. Sünnet en ağır baskılardan biri
Niye baskı olsun?. Sünnet ettirmesen ne sıkıntı olur ki?