Bir insan için en iyi olanı tanrı mı bilir, yoksa kendisi mi?
Örneğin ibadet yapmayı tanrı için değil, kendimiz için yaparız deniliyor.. Çünkü tanrının bizim ibadetlerimize ihtiyacı yok..
Peki kişi ibadet yapmayı seçmiyorsa, kendi için iyi bir şey yapmamış mı oluyor?
Örneğin bu kişi bir bilim adamı ise ve vakti çok değerliyse, bir düşünce insanı ise ve başka şeye konsantre olmak istemiyorsa, çok yoğun tempoda çalışan biriyse ve gerçekten ibadete vakit ayırmakta zorlanıyorsa, meraklı bir yapıdaysa ve araştırıp okumayı, çözüp anlamayı daha çok önemsiyorsa..
Bu kişi ibadet yapmama seçeneğini seçemez mi?
Bunun kendisi için daha doğru olduğunu düşünüyorsa hata mı yapmış oluyordur?
İbadet yapmadan da kurtuluşa ermek mümkün değil midir?
Zeki Eryürük
Z
Ahmet
Tanrı aslında bir oto kontrol mekanizmasının ismi mi?
Toplum bireylerinin oto kontrollü olmasını tercih eder.. Eğer kişi bir tanrıya inanmıyorsa bu o kişinin oto kontrolsüz ve tehlikeli biri olduğunu ispatlar önermesi yüzünden de toplum inançlı olmayı her zaman destekler demek gerekiyor her halde.. En azından şarki toplumlarda..
Gibi gibi. Bir zamanlar "ahlak" insanın "vicdanının" rahatlığı ve ızdırabının sonucu ortaya çıkmış, ancak doğruyu ve yanlışı öğretebilir ve uygulayabilir ve o yüzden sınırsız sayıda dinler ve ritüelleri, anlatılacak bam teli bol hikayeleri üretmek ihtiyacını doğurdu ve bu sayede hem Ahlak hem vicdan soyut kavramların icadı ile belkide bugünün felsefesi ve edebiyatı hatta ticaret yapabilmemiz vs vs anlaşılabilir hale geldi faka hepsi kendi yarattığımız soyut kavramlar silsilesi ve tek hedefi insanı eğlileştirmek olmuş, ilkel atalarımızın vahşiliğini göz önünde bulundurarak sıralamayı yapmak daha kolay olur.
Bugün seyahat ve teknoloji sayesinde insanlar artık kendi sadece inançlarının bilincinden farklı olanları görüyor ve birbirini tanımayan toplumlardaki inanmadaki benzerlikler amacın ve niyetin hep iyiye doğru götürmesini öğrettiğini görürken geçmişte ve bugün artık son demlerini yaşıyor o yüzden bir kısım toplulıklar inkara ve kendilerinin sadece özel olduğuna olan inançlarının binlerce yıllık öğretilerinin basitleştiğini görmek onları fanatikleşiyor ve kıyasa bilime kafa tutarcasına uzun yılların alışkanlıklarından kurtulmak zor oluyor. Yani ilk semavi inanışın atası zerdüşüzim iken kopyalaya kopyalaya gelen alt inanç türleri öğretilerini öğrendikleri dinleri bile bertaraf etmiş. Halen öğreniyoruz ve eskiden kopmak zor olsada inançlar işlevselliğini kaybediyor amaçlara inançların soyut öğretileri artık eskisi kadar işe yaramıyor. Bir kısım insan neyi neden inkar etmesi gerektiği düşüncesinde yıllarını verirken yaşadığı kimlik bunalımlarının sonucu kimyasını değiştirmekte buda binlerce yıllık inancım Evrim'inin genlerimize derç olduğunu gösteriyor diye düşünüyorum.
Ben diyorum ki; Tamam kardeşim eksiksiz inanalım, ne ritüel gerekiyorsa onu da yapalım.. Ama çağ değişti.. Kentliyiz artık.. Geçmişte sorun olmayan bir sürü şey var şimdi.. En basiti trafik bile günün verimli saatlerinden en az iki saat götürüyor.. Adama sen dur E-5 in ortasında geç namaz kıl diyemezsin ki.. Kaldı ki E-5'te emniyet şeridi bile yok.. Abdest nasıl alacakv. S.. Açık arazide deve üstünde değilsin ki.. Yani ritüeller güne pek uymuyor. Mecburen adam cumaya gidiyor gerisi için de dur bakalım yahu.. Hele bir emekli filan olalım ona da bakarız diyor.. Çünkü zaman olabilecek en değerli şeye dönüştü..
İnancın reformu yaşam standartlarına göre değişir ve değişmiştirde fakat süreç çok yavaş çünkü inancın ödülü ebedi hayatla taçlandırılmış bir cennet öğretisi daha cazip gelmekte ilkel güdülere. O yüzden süreç bazen hızlanıyor bazende yavaşlıyor bazen ise geçmişe özlem getiriyor bunun sebebi de güncel yaşamın koşturanları ve eşyaya olan bağımlılığın yıpranmışlığından aynı zamanda gelir dağılımındaki adaletsizlik vs vs sebeplerden.
Ahmet köyde değiliz ki üç ay, dört ay toprakla uğraşalım sekiz dokuz ay yan gelip yatalım.. Çoban değiliz ki hayvanı meraya salalım d*şağı yayıp ağaç dibinde uyuyalım.. Ciddi bir koşturma içindeyiz.. Bu araya ibadet sıkıştırmak gerçekten külfet haline geldi.. Git bir bakkala gir içeri Hacı dayı namaza durduysa beklermisin bitirmesini? Bir beklersin, iki beklersin... Gidersin başka bir bakkala girersin... Hayat çok hızlı akıyor artık.. Ya ritüeller herkesi kapsayacak bir reform ile yenilenecek yada galiba gittikçe kaybolup gidecek
Gittikçe kaybolup gidecek gidiyorda yavaş yavaş daha doğrusu şekil değiştire değiştire mecburen. 3000-2000-1500 yıl öncesinin kısıtlıyaşam standartlarının ve bilgilerinin düşüncelerine hitap eden ritüellere bitmeye Yok olmaya gebe. Aynı onlardan önceki yaşam standartları ve bilgilerinin kısıtlılığı yüzünden biten mistik sonrası şeman ve pagan inançları gibi. Monoteizmde elbet bitecek.
Monoteizm felsefe olarak bitmez bence.. Ancak ritüeller için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.. Monoteizmin yerine konulabilecek tek şey Ateizm.. Herkes Ateist olmaz gibime geliyor..
Ateist bir inanç değil inançları sorgulayan aynı zamanda herşeyi sorgulayan analektik ve diyalektik düşünce ve düşünebilme şekildir. İlla da bir inanç olsunda nasıl olursa olsun diyeceksek sadece inanmak isteği ve belli başlı dogmaların esiri onun ritüellerini yaptığın sürece bir kısım insan kitlesine dahil olabileceğin ön yargılar ve ötekileştiren bir inanç olmasın dileklerimle. Saygılar