Entorpi yüzünden. Canlı ve cansız her varlık entorpiye tabidir. Yaşlanmayı sağlayan hücrelerdeki mitokondrinin entorpi sonucu bozulması ile olur. Entorpiyi önlemek zamanı geri sarmaile mümkündür. Yada mitokodrilerin rejenerasyon yani kendini yenilemesi ile yaşlanma yavaşlatılabilir yada durdurulabilir.
İnsan öldükden beşli ondakka içinde vücuduna bir horman salgıladı duymuştum bu horman zaman la vücutta cuvalıyo tahminine gire bu salgı zamana bağlı vücuda yayılıyor bu bizlerde yaslına bağlı fizik sel yetersizlik ler olusturuyo
Bizde doğanın bır parcasiyiz bir çiçek gibi açar gülümser ve kuruyup toprak oluruz biz farklı organizmayiz benligimiz vardır yok olmayı reddederiz benlik enerjilerimiz yaşlanmanın yok oluşun zamanının durduğu mekanı arar durur ve kavuşacağız
Vücudun hücreleri oksijen ile buluştuğu zaman. (İlk bakışta uçup bir ifade gibi gelebilir ama bize can veren oksijen aslında bizi hızla yaşlandırıyor).
Yaşlanmanın hızı ve yoğunluğu kişinin yaşını gözetmeden herkeste farklı olmaktadır. Yaşlanma, insanın normal bedensel ve ruhsal işlevlerinin giderek azalması ve zarar görebilirliğinin artması olarak tanımlanmaktadır. Yaşlanmanın sonsuza dek önlenebilmesi tıbben mümkün değildir. Ancak kaliteli bir yaşam ile etkisini azaltmak ya da geciktirebilmek mümkündür.
Bebek yaşlanıp çocuk oluyor çocuk yaşlanıp genç kız veya delikanlı oluyor önler yaşlanıp kadın veya adam oluyor onlarda yaşlanıp yaşlı kadın ve yaşlı adam oluyor...
hucrelerin dehidrasyonu yani su kaybetmesi nedeniyle. Buna etkiyen kosullaru tersine cevirme calismalari basarili sekilde ilerliyor. Cok uzak olmayan gelecekte yasliliktan olmek tarihe karisacak
Bir termal işlem varsa entropi ya sıfıra eşit olur yada pozitif bir değer alır yön tayini sağlar mesela ısı Daima sıcak cisimden soğuk cisme doğru akar, entropi bir sistemin düzensizliğini ifade eder, diffüzyon örnek gösterebilir yani ayrı duran maddeler bir arada durandan daha düzenlidir gibi evet termodinamiğin en önemli yasalarından ikincisidir ve devamlıdır
Sınavda ya da son paramızı verdiğimiz bi eğlence lünaparkında son dk ların geldiğini anlatan uyarı zili gibi yaşlılık.. Napcaksan çabuk yap hissi veriyor..
Herkesin bir gün Yaşlanacağına inandığı için. 100. Maymun deneyini hatırlayalım
100.MAYMUN DENEYİ Japonyadaki Koshima adasında vahşi bir maymun kolonisi yaşıyordu ve bilim adamları onları kumların üzerine bıraktıkları tatlı patateslerle besliyorlardı. Maymunlar tatlı patatesleri seviyor, ancak kumlu ve kirli olarak yedikleri için durumlarından çok da hoşnut olmadıklarını belli ediyorlardı. Bir gün, İmo adlı sekiz aylık dişi bir maymun tesadüf eseri patatesini suya düşürdü ve kumlarından arınan patatesin daha lezzetli olduğunu keşfederek o günden itibaren patateslerini yıkayarak yemeye başladı. Bunu gören annesi ve oyun arkadaşları da İmonun yöntemini öğrendiler ve onlar da diğer maymunlara öğrettiler. Kısa bir süre içinde birbirlerini taklit eden bir sürü maymun patateslerini yıkayarak yer hale geldi ve bilim adamları yaşananları 1952-1958 yılları arasında kayda geçtiler. 1958 yılının sonbaharında Koshima adasında patatesleri yıkayarak yiyen maymunların sayısı Kritik Kütle diye adlandırılan sayıya ulaştı, artık hemen hemen tüm maymunlar patatesleri yıkıyorlardı. Bu olay bir tek Koshima adasında yaşansaydı, maymunlar arasında bir tür iletişim olduğu düşünülebilir ve araştırma bu şekilde sürebilirdi. Ancak, 100.maymun da bir sıçrama yaşanıp aynı anda çevre adalardaki maymunlar da patateslerini yıkayarak yemeye başladılar, hatta Japonyanın anakarasındaki Takasakiyamada bile... Onca maymun bilinen hiçbir şekilde iletişim kurmuş olamazdı ve bilim adamları ilk kez böyle bir olayı gözlemliyorlardı. Sonunda, bu adalar boyunca uzanan bir tür morfogenetik yapı ya da alanın varlığı nedeniyle maymunların aralarında iletişim kurduklarını ileri sürdüler. Maymunlar üzerinde yapılan bu araştırmadan sonra Avustralyalı ve İngiliz bilim adamları insanlar üzerinde de benzer araştırmalar yaptılar ve insanın bilinmeyen tarafına dair çok ilginç sonuçlar elde ettiler. Bugün, insanları birbirine bağlayan bir enerji ağı olduğu gerçeği konu ile ilgilenen kişiler tarafından kesin olarak kabul edilmektedir ve tek bir kişinin başlattığı bir değişimin, zaman içinde diğer kişilere de sirayet etmesiyle ulaşılan Kritik Kütle sayısının tüm insanlığı etkileyen bir kuantum sıçrayışı etkisi yaratabildiğine inanılmaktadır.
Maymun deneyi bir örnekti sadece 100.maymundan sonra diğerlerinin de görmeden duymadan aynı örneği sergilemeleriydi olay çünkü Evren’de bir kuantum alanı var ve hepimiz birbirimize görünmeyen ağlarla bağlıyız dolayısıyla herkes bir gün yaşlanacağını biliyor ve buna inanıyorsa herkes yaşlanacaktır..
Sizin bu dediğiniz benim kazlarda da yapıyor kuru ekmeğe götürüp Suya batırıp öyle yiyor gelip görebilirsin yeni çıkanlar yavrularda anasını taklit ediyor
Hücrelerin bölünme hızı yavaşlar ve durur Ve geriye kalan hücrelerde ise parçalayıcı etkiye sahip olan lizozim organelinin içerdiği maddelerden dolayı vücudu sararıp koyulaştırır ve bu maddeler hücreler arası madde alış verişi engeller ve böylelikle insan yaşlanır
Her insan vücudu zaman geçtikçe yaşlanır. İnsan ömrü her kişiye göre farklı olmakla birlikte günümüzde ortalama 75 yıla ulaşmıştır.
Bilimciler insanların 150 yıla kadar yaşayabileceklerine inanıyorlar. Bugüne kadar kayda geçen en uzun insan ömrü, Japon Shigechiyo Izumi'ye aittir. Bu kişi 120 yıl 137 gün yaşamıştır. İnsanların büyümesi, yaşlanmaları ve ölmeleri üzerine çeşitli teoriler var. Bir teoriye göre, ömrümüz süresince biyolojik aktivitemizde ortaya çıkan bazı kimyasal reaksiyonlar, gün geçtikçe başta böbrek ve kalp olmak üzere sağlıklı hücrelerimize zarar vermektedir.
Bir başka teoriye göre ise, genetik programlamamızla ömrümüz önceden belirlenmiştir. Program, hücrelerimiz üzerinden yaşlanmamızı kontrol ediyor, yeterli sayıda hücre öldükten sonra organlar gereken düzeyde çalışmıyor ve insan ölüyor. Ancak ilk çağlarda insan ömrü ortalama 30-40 yıl iken günümüzde 75 yıla ulaşması, bu savı çürütmektedir.
Bu amaçla bilimciler, meyve sineklerinin genleri ile oynayarak daha uzun ömürlü sinekler yaratmayı başarmışlardır. Bu uzun ömürlü sineklerin diğerlerinden farkları oksitlenmeyi önleyen enzim nedeniyle, savunma sistemlerinin daha güçlü olması ve yağ depolama kabiliyetleri bakımından açlığa dayanıklı olmalarıdır.
Meyve sineği üzerinde yapılan araştırmalar, insan ömrü konusunda ciddi bir ipucu verememiştir, ancak genetik bakımdan insanlara daha yakın olan fareler üzerinde yapılan çalışmaların daha gerçekçi bilgiler verebileceği sanılmaktadır.
Bir başka saptama da, metabolizması yüksek, yani oksijeni çok hızlı yakan canlıların, yavaş yakanlara göre daha az yaşadıklarıdır. Örneğin, farelerin metabolizmik hızları insandan daha yüksektir, ama nadiren üç yıldan fazla yaşarlar.
Son zamanlarda adlarından sıklıkla söz edilen E ve C vitaminlerinin de, antioksidan grubunda yer alarak, yaşlanmayı çok az da olsa geciktirdikleri gözlemlenmektedir.
İnsan vücudunda, hücrelerin bölünerek, yeni hücre oluşturabilmelerinin de sayısı sınırlıdır. Sonuna kadar bölünebilen tek hücre kanser hücresidir. Dolayısıyla aslında kanserin sırrının çözülmesi insanın yaşlanma olgusuna da ışık tutacaktır..
Yazdiklariniz dogru olabilir belki, Önce insan kendini sevmesini hatalariyla kabul etmesini hatalari düzelte biliyorsa düzeltmeli. Ölüm rabbim ne zaman dilerse o zaman zaten öleceyiz. Bu yaşlanmaya bagli degil. Benim fikrim bu.
Fakat kendini akıllıca seversen yani normal ihtiyaç ve önemseme gibi durumlar için aynı kurallar geçerli değil tabi...(Bu arada görüşün için teşekkürler)
Asıl soruya ise cevap tabiki çok düşünmek yani kendi beynini ve diğer fonksiyonlarını fazlasıyla yormak ve bitkin düşürmek beygir gücü düşüyor yani fonksiyonluğunu kaybedip(zamanla) pili biten oyuncaklar gibi durmak ve hayata gözlerini yummak...
Amariganın oyunları
Yıllar geçtipi için..
Öğrenmeyi unuttuğunda.
Yaşlanır.
Doğanın kanunu doğar yaşar ölür
üzüntü, mutsuzluk ve acidan dolayi yaslanir..
Fazla yemek yiyip spor yapmazsan ihtiyarlarsin tabiki
İnsanların ölmediğini düşünün dünya çekilmez olur açlık katliamlar yane olmaz
Zamana dayanamadigindan...
Beşikten mezara
Entorpi yüzünden. Canlı ve cansız her varlık entorpiye tabidir. Yaşlanmayı sağlayan hücrelerdeki mitokondrinin entorpi sonucu bozulması ile olur. Entorpiyi önlemek zamanı geri sarmaile mümkündür. Yada mitokodrilerin rejenerasyon yani kendini yenilemesi ile yaşlanma yavaşlatılabilir yada durdurulabilir.
Sence
Bencede insan öyle program lanmış doğar, büyür. Gelişir yaşlanır bu bir süreçtir. Yani
Birde genç yaşta yaslananlar onlar neden yaslanır ki?
Cefa
Gençken bende soruyordum kendime. Ama yaşadıkça anlıyor insan. Hayat çok zor
İnsanlar yasadiklarindan ders çıkarırlarsa olgun, çıkarmazlarsa yaşlılık olur, çunki ders çıkarıp doğru ya ulaşan insan her zaman daha dinçtir.
Valla herzamn öyle değil Ozlem Karka genç yaşta yapılan hatalar başka yaşlılık sebebi başkadır
Düşüncelerimiz kaderimizi belirler...
Keşke düşüncelere göre kader belirlenseydi ama öyle yok
Yasanilanlar düser bir bir yüze saça ak yüze cizgiler... Aslinda her bir beyazin yada kirisikligin adidir t.c.UBE.
Akrabalarinin yuzune
Öldükden sonra bedeni yok eden kimya neyse yaşanırken de seni eriten kimya neyse ben ve yaşlık bi hastalık ))
Ruhum ihtiyarladı...
İnsan öldükden beşli ondakka içinde vücuduna bir horman salgıladı duymuştum bu horman zaman la vücutta cuvalıyo tahminine gire bu salgı zamana bağlı vücuda yayılıyor bu bizlerde yaslına bağlı fizik sel yetersizlik ler olusturuyo
Bizde doğanın bır parcasiyiz bir çiçek gibi açar gülümser ve kuruyup toprak oluruz biz farklı organizmayiz benligimiz vardır yok olmayı reddederiz benlik enerjilerimiz yaşlanmanın yok oluşun zamanının durduğu mekanı arar durur ve kavuşacağız
İnsanın fitratında vardır bu kimse yaşlanmanın önüne geçemez sıkıntı stres bahane
telomerler
Yaşarken hayatı fazla ciddiye alıyoruz güzel yanlarını görüp yaşamıyor hep olumsuzluklarla uğraşırken çabucak yaşlanıyoruz
Vücudun hücreleri oksijen ile buluştuğu zaman.
(İlk bakışta uçup bir ifade gibi gelebilir ama bize can veren oksijen aslında bizi hızla yaşlandırıyor).
Zamanın akmasıyla aynı sebepten.
Bu sorunun gerçek cevabını bulabilirsek yaşlanmayıda durdurabiliriz
tabiatın kanunu böyle her yeni şey eskimeye mahkumdur
Ben yıllandıkça gençleşiyorum.)))
şarap misali
Aynen öyle
Sibel Sara ne mutlu size kendinizle barışıksınız
Evt kendimi çok seviyorum
Sibel Sara kutlarım sizi
başka bir seçeneği olmadığı için...
Dogasında var cunkı
Yaşlanmanın hızı ve yoğunluğu kişinin yaşını gözetmeden herkeste farklı olmaktadır. Yaşlanma, insanın normal bedensel ve ruhsal işlevlerinin giderek azalması ve zarar görebilirliğinin artması olarak tanımlanmaktadır. Yaşlanmanın sonsuza dek önlenebilmesi tıbben mümkün değildir. Ancak kaliteli bir yaşam ile etkisini azaltmak ya da geciktirebilmek mümkündür.
Yercekimi ve vucudun yavaslamasi
Beden her insanda yaşlanır, ruhun yaşlanması ise farkllık gösterir. Bunu açmaya kalkarsak konu çooook uzar
DNA telomerlerinde kısalma kopma, aksi için çalışmalar devam ediyor.
Icinde haset olan hem ihtiyarlar hemde ihtiyarlatir
insan sınavdadır doğar büyür yaşlanır
Ölüm var ölüm
Bebek yaşlanıp çocuk oluyor çocuk yaşlanıp genç kız veya delikanlı oluyor önler yaşlanıp kadın veya adam oluyor onlarda yaşlanıp yaşlı kadın ve yaşlı adam oluyor...
SU yunu kaybettiği için
Yaratan Seni ölüme yaklaştığını göstermek için yaşlandırır Herkes bilir Hazreti Ömer'in hatırlatmasını.
Yâsîn, 68. Ayet: Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi?
RUH GENÇ Kalsa bile beden çürümeye mahküm..
Bir biyolojik saat vardir, zamani dolan ve artik islevini yerine getiremeyen hucreler olur, bu da organizmada yaslilik olarak gozlenir.
Yaslanmiyoz paslaniyoz
Allah'ın kanunu boyle
hucrelerin dehidrasyonu yani su kaybetmesi nedeniyle. Buna etkiyen kosullaru tersine cevirme calismalari basarili sekilde ilerliyor. Cok uzak olmayan gelecekte yasliliktan olmek tarihe karisacak
noolcadı yaşlanmayacadında dünyaya kazıkmı çakacadın ölmek için yaşlanmak lazım
termodinamiğin 2. yasası ENTROPİ.. Yüzünden. Araştırın bakalım anlayabilecekmisiniz
Bir termal işlem varsa entropi ya sıfıra eşit olur yada pozitif bir değer alır yön tayini sağlar mesela ısı Daima sıcak cisimden soğuk cisme doğru akar, entropi bir sistemin düzensizliğini ifade eder, diffüzyon örnek gösterebilir yani ayrı duran maddeler bir arada durandan daha düzenlidir gibi evet termodinamiğin en önemli yasalarından ikincisidir ve devamlıdır
Aptal oldugu icin
Çünkü Yaradan gelenekçidir.
Zaman akıp gittikçe yaş alırız... Ama insan kendini işe yaramaz hissettiğinde ve bir köşeye çekilip hayattan koptuğunda yaşlanır ve ihtiyarlar...
Sınavda ya da son paramızı verdiğimiz bi eğlence lünaparkında son dk ların geldiğini anlatan uyarı zili gibi yaşlılık.. Napcaksan çabuk yap hissi veriyor..
Herkesin bir gün Yaşlanacağına inandığı için.
100. Maymun deneyini hatırlayalım
100.MAYMUN DENEYİ
Japonyadaki Koshima adasında vahşi bir maymun kolonisi yaşıyordu ve bilim adamları onları kumların üzerine bıraktıkları tatlı patateslerle besliyorlardı. Maymunlar tatlı patatesleri seviyor, ancak kumlu ve kirli olarak yedikleri için durumlarından çok da hoşnut olmadıklarını belli ediyorlardı.
Bir gün, İmo adlı sekiz aylık dişi bir maymun tesadüf eseri patatesini suya düşürdü ve kumlarından arınan patatesin daha lezzetli olduğunu keşfederek o günden itibaren patateslerini yıkayarak yemeye başladı. Bunu gören annesi ve oyun arkadaşları da İmonun yöntemini öğrendiler ve onlar da diğer maymunlara öğrettiler. Kısa bir süre içinde birbirlerini taklit eden bir sürü maymun patateslerini yıkayarak yer hale geldi ve bilim adamları yaşananları 1952-1958 yılları arasında kayda geçtiler.
1958 yılının sonbaharında Koshima adasında patatesleri yıkayarak yiyen maymunların sayısı Kritik Kütle diye adlandırılan sayıya ulaştı, artık hemen hemen tüm maymunlar patatesleri yıkıyorlardı. Bu olay bir tek Koshima adasında yaşansaydı, maymunlar arasında bir tür iletişim olduğu düşünülebilir ve araştırma bu şekilde sürebilirdi. Ancak, 100.maymun da bir sıçrama yaşanıp aynı anda çevre adalardaki maymunlar da patateslerini yıkayarak yemeye başladılar, hatta Japonyanın anakarasındaki Takasakiyamada bile...
Onca maymun bilinen hiçbir şekilde iletişim kurmuş olamazdı ve bilim adamları ilk kez böyle bir olayı gözlemliyorlardı. Sonunda, bu adalar boyunca uzanan bir tür morfogenetik yapı ya da alanın varlığı nedeniyle maymunların aralarında iletişim kurduklarını ileri sürdüler. Maymunlar üzerinde yapılan bu araştırmadan sonra Avustralyalı ve İngiliz bilim adamları insanlar üzerinde de benzer araştırmalar yaptılar ve insanın bilinmeyen tarafına dair çok ilginç sonuçlar elde ettiler. Bugün, insanları birbirine bağlayan bir enerji ağı olduğu gerçeği konu ile ilgilenen kişiler tarafından kesin olarak kabul edilmektedir ve tek bir kişinin başlattığı bir değişimin, zaman içinde diğer kişilere de sirayet etmesiyle ulaşılan Kritik Kütle sayısının tüm insanlığı etkileyen bir kuantum sıçrayışı etkisi yaratabildiğine inanılmaktadır.
Hayvanların üst zeka gerektiren bi sürü davranışı var bu ilk değil
Teşekkür ederim leyla hanım
Maymun deneyi bir örnekti sadece 100.maymundan sonra diğerlerinin de görmeden duymadan aynı örneği sergilemeleriydi olay çünkü Evren’de bir kuantum alanı var ve hepimiz birbirimize görünmeyen ağlarla bağlıyız dolayısıyla herkes bir gün yaşlanacağını biliyor ve buna inanıyorsa herkes yaşlanacaktır..
Sizin bu dediğiniz benim kazlarda da yapıyor kuru ekmeğe götürüp Suya batırıp öyle yiyor gelip görebilirsin yeni çıkanlar yavrularda anasını taklit ediyor
Ölecegini bile bile hiç ölmeyecekliş gibi yaşayan insan degilmidir.
Benim dediğimle bunun ne alakası var
Öyle ögrendik maalesef
Hatta hastaliklarimizi dahi ailelerimizden ögrendik
Hepsi degil belki ama bana ögreniyormusuz gibi geliyor
var olan tüm maddeler yok olmaya mahkumdur bunun adı fizikte entropi kanunu insanda da bu kendisini yaşlılık olarak gösterir .
Yüce program gereğince
Hücrelerin kendilerini yenilemesinde ki yavaşlama sonuçunda yaşlılık, iflas ettğinde ölüm gerçekleşir.
Şunu bilelim ki bir insanın bir arpa tanesi yiyeceği varsa yemeden Ölmez
Hücrelerin bölünme hızı yavaşlar ve durur Ve geriye kalan hücrelerde ise parçalayıcı etkiye sahip olan lizozim organelinin içerdiği maddelerden dolayı vücudu sararıp koyulaştırır ve bu maddeler hücreler arası madde alış verişi engeller ve böylelikle insan yaşlanır
ve iflas ederek ölüm gerçekleşir ...
sağlık bilg. Var sanırım.
Veteriner Hekimi adayıyım
çok güzel, ben de sağlıkcıyım.
sizden önçe yukarda yorumumu okunuz mu?
Allah'ın emri bunu sorgulayamayiz
Zaman aşımı sınırlı varlıksın bıldıgım kadarıyla zamana daha yakın hızda olan daha gec yaşlanıyor seytan ve cınler cok daha uzun yadıyor
Acılardan
İnsan, eğer amaçsız ve hedefsiz yaşam sürüyorsa, yaşamdan kopar ve yaşlanır...
Gençliğin kıymetini anlamak için
Her insan vücudu zaman geçtikçe yaşlanır. İnsan ömrü her kişiye göre farklı olmakla birlikte günümüzde ortalama 75 yıla ulaşmıştır.
Bilimciler insanların 150 yıla kadar yaşayabileceklerine inanıyorlar. Bugüne kadar kayda geçen en uzun insan ömrü, Japon Shigechiyo Izumi'ye aittir. Bu kişi 120 yıl 137 gün yaşamıştır. İnsanların büyümesi, yaşlanmaları ve ölmeleri üzerine çeşitli teoriler var. Bir teoriye göre, ömrümüz süresince biyolojik aktivitemizde ortaya çıkan bazı kimyasal reaksiyonlar, gün geçtikçe başta böbrek ve kalp olmak üzere sağlıklı hücrelerimize zarar vermektedir.
Bir başka teoriye göre ise, genetik programlamamızla ömrümüz önceden belirlenmiştir. Program, hücrelerimiz üzerinden yaşlanmamızı kontrol ediyor, yeterli sayıda hücre öldükten sonra organlar gereken düzeyde çalışmıyor ve insan ölüyor. Ancak ilk çağlarda insan ömrü ortalama 30-40 yıl iken günümüzde 75 yıla ulaşması, bu savı çürütmektedir.
Bu amaçla bilimciler, meyve sineklerinin genleri ile oynayarak daha uzun ömürlü sinekler yaratmayı başarmışlardır. Bu uzun ömürlü sineklerin diğerlerinden farkları oksitlenmeyi önleyen enzim nedeniyle, savunma sistemlerinin daha güçlü olması ve yağ depolama kabiliyetleri bakımından açlığa dayanıklı olmalarıdır.
Meyve sineği üzerinde yapılan araştırmalar, insan ömrü konusunda ciddi bir ipucu verememiştir, ancak genetik bakımdan insanlara daha yakın olan fareler üzerinde yapılan çalışmaların daha gerçekçi bilgiler verebileceği sanılmaktadır.
Bir başka saptama da, metabolizması yüksek, yani oksijeni çok hızlı yakan canlıların, yavaş yakanlara göre daha az yaşadıklarıdır. Örneğin, farelerin metabolizmik hızları insandan daha yüksektir, ama nadiren üç yıldan fazla yaşarlar.
Son zamanlarda adlarından sıklıkla söz edilen E ve C vitaminlerinin de, antioksidan grubunda yer alarak, yaşlanmayı çok az da olsa geciktirdikleri gözlemlenmektedir.
İnsan vücudunda, hücrelerin bölünerek, yeni hücre oluşturabilmelerinin de sayısı sınırlıdır. Sonuna kadar bölünebilen tek hücre kanser hücresidir. Dolayısıyla aslında kanserin sırrının çözülmesi insanın yaşlanma olgusuna da ışık tutacaktır..
Teşekkür ederim
Yazdiklariniz dogru olabilir belki, Önce insan kendini sevmesini hatalariyla kabul etmesini hatalari düzelte biliyorsa düzeltmeli. Ölüm rabbim ne zaman dilerse o zaman zaten öleceyiz. Bu yaşlanmaya bagli degil. Benim fikrim bu.
Akıl kavramını çok kullandıkları için. Egoistçiler daha yavaş yaslanirlarrr
Yanılıyorsunuz bence. Kendini seven herhaliyle kabul eden yaslanmaz.(örnek ben)
Fakat kendini akıllıca seversen yani normal ihtiyaç ve önemseme gibi durumlar için aynı kurallar geçerli değil tabi...(Bu arada görüşün için teşekkürler)
Egoistçiler sadece kendisine haz vereni seçer örneğin madde bağımlısı vs.
Asıl soruya ise cevap tabiki çok düşünmek yani kendi beynini ve diğer fonksiyonlarını fazlasıyla yormak ve bitkin düşürmek beygir gücü düşüyor yani fonksiyonluğunu kaybedip(zamanla) pili biten oyuncaklar gibi durmak ve hayata gözlerini yummak...
Onlari ben çok sorun yaşayan insanlarda görüyorum. Konuşmaya başlasinlar susmak bilmiyolar.
Kaplumbağa da Yüzyıl yaşıyor Ama sürünerek Rabbisini tanırsa Sa bir insan iyi tanımazsa zor sürünür Gaye Çok yaşamak değil imanla yaşamak olmalı
Işık hızına ulaşamadığın dan
Aynı yaşta sıkılırsın diye
Yer çekiminden yaslaniriz yazılmış miydi yoksa
Küçükleri büyüsün diye
Soru şöyle olmalıydı bence ; " Kadınlar neden geç yaşlanıp uzun yaşarlar, erkekler neden çabuk yaşlanıp erken ölürler ? "
Yaşadığı için...