Bataklık asla bitmez aksi halde sivrisineğin sonunu hazırlar.. Ütopik açıdan şöyle olabilir; tüm inanç sistemleri, tüm ırk karmaşası, ülkeler arası sınırlar, senin, benim bayrağım, benim liderim, benim takımım, gayri safi milli hasılam gibi oldukça aptal ve ayrıştırıcı mevzuların topyekün kalkması ile büyük bir kısmı düzeltilebilir.
Bencetüm sınırlar kalkarsa çok daha büyük kaos olur. Dünyanın huzuru nüfusun azalmasına bağlı. Örneğin tek çocuğunuz varsa onu en iyi şekilde yaşatırsınız ha mutlu olur olmaz o ayrı konu. 7 milyar yerine 3 milyar insan olsaydı insanlar emeklerinin karşılığını alırdı sorun azalırdı.
Dediğiniz ayrıntı yerinde.. Katılıyorum.. Dünya nüfusu olması gerekenden dört kat fazla.. Sınırlar kalkmadıkça insan zihnindeki sınırlar var olmayı sürdürür. Bu bağlamda gereklidir.
Francis bacon yeniatlantis. Campenella güneş ulkesi. Thomas moer ütopya. Hepsi de hayallerinde ki komünist ülkeyi yazdılar ve ütopyadan öteye geçemediler safsata ve hayal
Herkezin fikrine saygi duyarak. Egitim sistemini dört duvar arasinda gerceklestirmeyerek. Bilime ilime ve sanata sarilarak kapitalizmi yikarak. Nacizane fikrim bu
Seninki de farklı bir yaklaşım, o da olur. Dibe vurmaktan kasıt: "çaresizlik ve yok olma duygusu, çöküş; bir felaket esnasında, insanın canını kurtarmak için yaptığı son hamleye sebep olan durum", açıklaması bu yani.
varoluşumun bir anını bile ben varetmediğim için o bataklık hikayesi romantik kalıyor şayet sorun insansa onu insani olarak konuşuruz yoksa bataklık filan hiç bir anlamı olmayan bir benzetmedir dünyayı yaşanmaz yapan varsa şu an bütün dünyaya hükmeden insan üretimi olan modernizmdir modernizmin çareside modernizm değildir bu üretim ve tüketim ilişkisinden yine modernist bir tarza geçmek sorunu halletmiyor bence yeniden düşünce üretme zorunluluğumuz var ve bu düşünce üretimi kesinlikle insan haklarını örnek almalıdır diye düşünüyorum eleştirin teşekkür ederim..
İnsanlığın kurtuluşuna dair sihirli formül engin fikirler yazmaktan ziyade, çevremizde tespit edebildiğimiz ilk kimseye en ufak bir yardım sunabilmekle başlayabilir, insanlığın kurtuluşu paylaşabilmekle başlar düşüncesindeyim
En basit vatandaş bile "evlilik programı sunan 3 kişi sayar mısınız?" sorusuna değil de "3 dünya klasiği sayar mısınız?" sorusuna doğru cevap verdiğinde belki bir ümit doğabilir....
Bütün bilim dünyası ve sağduyulu insanlar aynı şeyi söylüyor ki: Kültürü, yurdu, çevreyi, maddi değerleri, kıvancı, tasayı, sevgiyi vs neyi olursa olsun "PAYLAŞMAYI BİLMEYEN MEDENİYETLER ÇÖKECEKLER" Süreç de çok basit: Paylaşmayı bilmeyenler kavga edecekler, kavga edenler enerjilerini tüketecekler, enerjisini tüketenlerde de entropi yasası işleyerek; beşeri varlıksa ölecek, sosyal varlıksa çöküp / dağılacak. 2+2=4 http://www.bbc.com/turkce/vert-fut-39939551
Sabır biraz daha sabir
Çok karamsarsınız.
İnsanlar şehvet ve zevki bırakıp kendi özür iradesini kontrol edebildiği vakit kurtulabiliriz
Tek kurtuluş kıyametin kopması
Iyinin kötünün savaşın barışın ... Aklınıza her ne geliyor sa herşeyin canı cehenneme..!!
Yok etmek kolay.. Cok başa sardik, kaldigimiz yerden daha yaratici fikirlerle devam etmek varken...
Yoruldum kardeşim yoruldum ... Bilinmezlikler arasında varım ama yok gibiyim.. İçim den hiçbir şey geçmiyor her şey saçma çünkü. .
Bataklık asla bitmez aksi halde sivrisineğin sonunu hazırlar.. Ütopik açıdan şöyle olabilir; tüm inanç sistemleri, tüm ırk karmaşası, ülkeler arası sınırlar, senin, benim bayrağım, benim liderim, benim takımım, gayri safi milli hasılam gibi oldukça aptal ve ayrıştırıcı mevzuların topyekün kalkması ile büyük bir kısmı düzeltilebilir.
Bencetüm sınırlar kalkarsa çok daha büyük kaos olur. Dünyanın huzuru nüfusun azalmasına bağlı. Örneğin tek çocuğunuz varsa onu en iyi şekilde yaşatırsınız ha mutlu olur olmaz o ayrı konu. 7 milyar yerine 3 milyar insan olsaydı insanlar emeklerinin karşılığını alırdı sorun azalırdı.
Dediğiniz ayrıntı yerinde.. Katılıyorum.. Dünya nüfusu olması gerekenden dört kat fazla.. Sınırlar kalkmadıkça insan zihnindeki sınırlar var olmayı sürdürür. Bu bağlamda gereklidir.
Francis bacon yeniatlantis. Campenella güneş ulkesi. Thomas moer ütopya. Hepsi de hayallerinde ki komünist ülkeyi yazdılar ve ütopyadan öteye geçemediler safsata ve hayal
Ulus devletler insan doğasındaki yabancı düsmanlığina bağlı gibi geliyor bana
İnsanlığın kurtuluşu bizatihi kendinden/insan olmaktan kurtulunca olabilir.
Cikamayiz
Kutsal kasenin işleri hep bunlar
Büyük felaketler, insanlığın imdadına yetişecek.
Hayvana dönüştügmüzde
3 ncü dünya savaşı
son ogle yemegi....
mesihin gelip kurtarmiyacagi kesin...
Aksam yemegi
pardon
Umut kurtaracak bizi
İnsanlığın kurtuluşu bilim ve eğitimle olur ancak.
Barış savaştan daha kazançlı olduğunda...
Petrolden enerji elde etmeye son verilirse, karbon çağı sona erince gerçekten insanlık kurtulacak
Petrol
Herkezin fikrine saygi duyarak. Egitim sistemini dört duvar arasinda gerceklestirmeyerek. Bilime ilime ve sanata sarilarak kapitalizmi yikarak. Nacizane fikrim bu
Birde fosil yakitlara son vererek biyoenerjiyi kullanarak
Şikayetçi sayısı yeterli değil. Yoksa değiştirilir.
Dibe vurmak gerekiyor
Hocam, ayranı içilir yapan yoğurt suyla daima karıştırılmazsa dibe çöker, kurtuluş dibe çökmekte değil, dip ile üsttekileri homojen karıştırmakta
Seninki de farklı bir yaklaşım, o da olur. Dibe vurmaktan kasıt: "çaresizlik ve yok olma duygusu, çöküş; bir felaket esnasında, insanın canını kurtarmak için yaptığı son hamleye sebep olan durum", açıklaması bu yani.
Her şeyden önce. İnsanlara bataklıkta olduklarının bilincine sahip olmaları gerekiyor. Daha sonra ise. Devrim
Herkes kendini sorguladığı zaman...
Yok olarak
varoluşumun bir anını bile ben varetmediğim için o bataklık hikayesi romantik kalıyor şayet sorun insansa onu insani olarak konuşuruz yoksa bataklık filan hiç bir anlamı olmayan bir benzetmedir dünyayı yaşanmaz yapan varsa şu an bütün dünyaya hükmeden insan üretimi olan modernizmdir modernizmin çareside modernizm değildir bu üretim ve tüketim ilişkisinden yine modernist bir tarza geçmek sorunu halletmiyor bence yeniden düşünce üretme zorunluluğumuz var ve bu düşünce üretimi kesinlikle insan haklarını örnek almalıdır diye düşünüyorum eleştirin teşekkür ederim..
Zaman
İnsanlığın kurtuluşuna dair sihirli formül engin fikirler yazmaktan ziyade, çevremizde tespit edebildiğimiz ilk kimseye en ufak bir yardım sunabilmekle başlayabilir, insanlığın kurtuluşu paylaşabilmekle başlar düşüncesindeyim
İnsanlığı kurtarmaktan önce, gücümüz ölçüsünde tek bir insanı dokunabilelim ki insanlığa da sıra gelebilsin değil mi?
Anarşizm, yer yerinden oynamadan kurulan çarpık düzenler yıkılmadan bu dünya düzelemez
En basit vatandaş bile "evlilik programı sunan 3 kişi sayar mısınız?" sorusuna değil de "3 dünya klasiği sayar mısınız?" sorusuna doğru cevap verdiğinde belki bir ümit doğabilir....
Birbirimize sarılarak ... Sahip çıkarak. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın demeyerek !!!
Güç önemsiz olduğunda
İnsanlığın kurtuluşu dilde güçlü uygulamada zayıf bir argümandır
Bütün bilim dünyası ve sağduyulu insanlar aynı şeyi söylüyor ki: Kültürü, yurdu, çevreyi, maddi değerleri, kıvancı, tasayı, sevgiyi vs neyi olursa olsun "PAYLAŞMAYI BİLMEYEN MEDENİYETLER ÇÖKECEKLER" Süreç de çok basit: Paylaşmayı bilmeyenler kavga edecekler, kavga edenler enerjilerini tüketecekler, enerjisini tüketenlerde de entropi yasası işleyerek; beşeri varlıksa ölecek, sosyal varlıksa çöküp / dağılacak. 2+2=4 http://www.bbc.com/turkce/vert-fut-39939551
Güzel ahlakla olur yani erdemli ve faziletli olmak ki o da pek yok maalesef