arkadaşlar yine belki sizin için saçma bir soru soruyor olacağım ama iyi bir sıralamaya rağmen sevdiğim ve gerçekten istediğim için boğaziçi fizik okumak mantıksız mı ve istanbulda bir öğrencinin geçimi nasıl olur, ekonomik anlamda çok sıkıntı çeker mi ? (cevap verenler için çok teşekkür ederim tercih dönemleri de yaklaşıyo görmüş geçirmiş insanların görüşleri, önerileri cidden çok önemli benim için .)
Özgür Aytaç
Ö
Gerçekten istemek önemli bir faktör, fakat bunlar ölçülebilir şeyler değil. Temel bilimlerde istek, sizi motive edecek yegane şey olacak. Fakat birçok öğrenci, gerçek fizikle karşılaştığında onu sevmeyebiliyor. Amatör ruh ile, profesyonel anlamda bu işle ilgilenmek ayrı bir şey. Ben bölümümü severek okudum, lakin son iki senedir gökyüzüne bile doğru düzgün bakmışlığım yok. Benzer şekilde sürekli gökyüzüne ilgi duyanlar da benim yaptıklarımı yapmıyor. İlginin yanında bir de alana yatkınlığınız önemli. Lisans düzeyindeki ders konularına bakın, sizin ilginizi çekiyorsa, ben matematiği çok severim diyorsanız seçmeyi düşünün. Başında da dediğim gibi, temel bilimler uzun bir yolculuk ve bu motivasyona ihtiyacınız olacak. Boğaziçi Fizik bölümünde değerli hocalarımız var, pişman olmazsın.
matematiği gerçekten seviyorum türev integral bana bulmaca çözmek gibi geliyo sudoku çözer gibi çok eğleniyorum çözerken ve evrenin sırlarını düşündükçe içim kıpır kıpır oluyo hayal kurmayı seviyorum özellikle fizikle zamanla ışıkla ilgili konularda
her şeyin teorisi adlı kavram cidden ilgimi çekiyo
Gördüğüm kadarıyla isteklisin, bence bu her şeyin başında geliyor. Gerisi ise kararlılık ve çok çalışmadan ibaret. Bence başarabilirsin, hayallerinin peşinden git ve vazgeçme.
çok teşekkür ederim
Diğer yorumu artık göremediğim için buraya yazıyorum. Daha fazla söze gerek yok. Burada kimin ne yapmaya çalıştığı açık, eminim arkadaşımız da beni anlamıştır. Muhatabım kendisiydi. Son bir tavsiye olarak sana Evrim Ağacı'nın Youtube'daki konuyla ilgili yayınlarını öneriyorum Özgür Aytaç . Bu işi gerçekten yapan insanlardan konuyu dinlemen daha yerinde olur. Konudan alakasız, hiçbir başarısı olmayan insanların yorumlarının pek de bir önemi yok. Neticede bu süreçleri yaşayanlar daha iyi bilir. ABD'de ve Avrupa'da doktora programıyla ilgili güzel yayınlar oldu. Orada epey bir detay paylaştılar. Bunun dışında Mete Atatüre'nin yayınında bunlara değinildi. Bunları izle, kendi çıkarımını yap. Sormak istediğin soru olursa özelden ulaşabilirsin. Daha önce çoktan engellemem gereken, her yerde boş yapan, sözleri önemsiz Murat'ı engelledim, yorumlarını görüp cevap atamayacağım. Zafer Evler 'ı da bu gidişle tekrar engelleyeceğim. Eğer cevap atacaksan buradan devam et Zafer Evler .
Öget, gereksiz yere yazdığım abd'de doktora vs kolay konusunu üzerine almışsın. Özet geçeyim: ABD'de üniversite çok, hem de çok çok.. Bizim buradaki "sabahattin zaim üniversitesi" gibilerinin yüzlercesi var. Millet buralara gidiyor, doktora yapıyor. Devlet bursuyla, kendi başarısıyla gidenlerden bahsetmiyorum. Diğerlerinden bahsediyorum. İsim vermem, çoğunu biliyoruz zaten.
Üzerime almadım canım, benimle bir alakası yok ki. Doğruları konuşmak gerekiyor burada, benim buradan gördüğüm senin bu konu hakkında hiçbir fikrin olmadığı. Yahu bu kadının akademik başarısı, Türkiye'deki birkaç fizik bölümünü toplasan anca elde edebileceğin bir düzeyde. İş bulamamasını sen bu sebebe bağlıyorsan eğer, konudan zerre anlamıyorsun demektir. Bizim bölümde bu kadının tek bir makalesinin alıntılanması kadar toplam alıntılanması olan tonla profesör vardır. Saçmalama Allah aşkına. Hayır zaten attığın yazı da bunun sebebini güzelce ortaya koymuş. Bence bu mevzuyu hiç uzatmanın bir manası yok.
Sakıza dönüyor uzattıkça, o konuda haklısın. Sizin bölüm hocaları iyi olabilir, o konuda zaten bir sözüm yok. Ancak, konu abd'de doktora ise, zaten oradaki gecekondu üniversitelerden birine gidip yapmak çok kolay. Haa, Türkiye'de denklik mevzusu sorun oluyor, burada veya avrupa'da pek işe yaramıyor. Ama ısrarla sen Pen state gibi üniversitelerde doktoranın ne kadar zor oluşu ile, benim bahsettiğim gecekondu üniversitelerde ne kadar kolay oluşunu ısrarla eşit tutuyorsun.
Senin anlamadığın şey, Sabahattin Zaim ile (misal), ABD'deki dandik bir okulu karşılaştırman. Örneğin, Lawrence Krauss gibi bir kozmoloji efsanesinin çalıştığı Arizona State, toplam sıralamada 209. (TR'de en iyi 400'den başlıyor). Üstünde nereden baksan 50 ABD üniversitesi var. Sen bununla Sütçü İmam'ı bir tutuyorsun. TR'deki en başarılı üniversitenin üstünde, 200'e yakın ABD üniversitesi vardır. Altındakiler de emin ol iyidir. Elbette kötü olanlar da var ama gidip de %1'e bakıp bunu genellemen geçerli bir argüman değil. ABD'deki kötü bir üniversite, ne yazık ki TR'deki iyi üniversitelere denk. Git bakayım Arizona State'de profesör ol olabiliyorsan. TR'de bırak 50. üniversiteyi, 10. sıradakinde bile hiçbir şey yapmayan bir dünya profesör var. Bir kere oradaki sistem farklı. Sözleşmelerin çoğu bir senelik ve buradaki hocalar gibi 10 sene makale yazmadan yan gelip yatamazsın. Burada kadroyu aldın mı kalıyorsun ebediyete kadar, orada üretmediğin anda çoğu seni şutlar. Taaa en boktan ABD üniversitesine bakıp da bir kıyas yapmanın bir manası yok yani. Aklından geçenlerin hiçbirinin de o boktan diye nitelendirdiğin üniversitelerde olduğunu sanmıyorum. Kaldı ki Krauss örneğindeki gibi, okuldan ziyade, kişinin başarısının önemi ön planda. Neva Çiftçioğlu TR'de çok başarılı sayılabilecek birisi. Ülkenin en iyi üniversitelerindeki hocaların çoğundan fazla başarısı var. Denklik alınamıyor diye başarı kıyaslaması mı olur yahu? Bahsettiklerinden biri de Umut Yıldız, bir ton değerli makalesi var o yaştaki birine göre. Örneklemen o yüzden çok yanlış oldu.