Gerçekten soruyorum! Ne Arıyoruz Biz Bu Dünyada? Bütün Bu Olup Bitenlerin Amacı Nedir? Düşünüyormuyuz? Uykudamıyız... (Soruyu okuduktan sonra şöyle kendi kendimize bi kaç dakika düşünelim ve öyle cevap verelim istiyorum değerli beyin fırtınası dostları)
Kin ve hamasetin olmadığı. Tarlalarin saban ile surulduğu, ekmeklerin tendurde pişirildiği, cocuklarin hala Körebe, saklambac ve çelik çomak oynadigi bir zaman da nenemin yaptigi mis kokulu çorekleri dedemin adeta yoldasi olan asirlik tut agacinin altinda yerken 3 yaslarindaydim. Tut ağacı golgesi ile bizi serinletir kuşa kurda yem salardi. Ilerleyen yillar aramizda yikilmaz duvarlar ordu adeta. Ona olan tutkum dogaya karsi da bir saygiya dönüştü. Aksamlari tut agacina konan baykuşun ötuşu bana nini gibi gelirdi. Herkes ondan faydalanirdi o ise bu isten cok menundu bunu her yıl verdigi ürünü artırarak bize gosterirdi. Govdesinde ki kirisikliklar adeta yillara meydan okumus yasli bir ihtiyarin alnindaki ter gibi guzellik katardi ona o kirisikliklara dokunmak benim en buyuk zevkimdi. Dertlerimi bikmadan dinlemesi ise beni ona daha da yaklastiriyordu. Kis gelince ise adeta kocaman bir noel ağacına donusen dostum dallari ile kuslari kollar adeta onlarin koruyucu melegi olurdu...........
Herkes kendi masalını yazıyor.
Çok güzel bir söz var der ki en kötü hikayemi en yakınlarım yazdı. Sanırım dogru
Çok doğru
Masalının kahramanı biziz
Peki kendi hikayenizi yön verebiliyor musunuz.
Her zaman değil herkes gibi aile imkansızlıklar bazen yön vermeyi sonlandîrıyor ne yazık ki.
O zaman hikayeler bazen istenilen nitelikte gitmez
Zaten bu dünyadaki hangi hikayeler istenilen nitelikteki.
Kin ve hamasetin olmadığı. Tarlalarin saban ile surulduğu, ekmeklerin tendurde pişirildiği, cocuklarin hala Körebe, saklambac ve çelik çomak oynadigi bir zaman da nenemin yaptigi mis kokulu çorekleri dedemin adeta yoldasi olan asirlik tut agacinin altinda yerken 3 yaslarindaydim. Tut ağacı golgesi ile bizi serinletir kuşa kurda yem salardi. Ilerleyen yillar aramizda yikilmaz duvarlar ordu adeta. Ona olan tutkum dogaya karsi da bir saygiya dönüştü. Aksamlari tut agacina konan baykuşun ötuşu bana nini gibi gelirdi. Herkes ondan faydalanirdi o ise bu isten cok menundu bunu her yıl verdigi ürünü artırarak bize gosterirdi. Govdesinde ki kirisikliklar adeta yillara meydan okumus yasli bir ihtiyarin alnindaki ter gibi guzellik katardi ona o kirisikliklara dokunmak benim en buyuk zevkimdi. Dertlerimi bikmadan dinlemesi ise beni ona daha da yaklastiriyordu. Kis gelince ise adeta kocaman bir noel ağacına donusen dostum dallari ile kuslari kollar adeta onlarin koruyucu melegi olurdu...........
Kendi hikayemden bir kisim