Ne okuduğunu bilmeden namaz kılınca Allahla konuşmuş mu oluyoruz?

Sen diyorsin ki namaz kılmak Allah'a konuşmaktır. Düşün şimdi, bir kimse muhatabıyla konuşuyor ancak kendisi ne konuştuğunu anlamıyor. Bu nasıl bir şey? Yaptığı tek şey, anlamını bilmediği bu cümleleri bütün titizliğiyle ve hatta gülünç bir biçimde harfleri ve mahreçleri aslına uygun ve doğru bir şekilde telaffuz etmeye çalışmak. Okurken "sad" harfini "sin" diye telaffuz edecek olursa hatalı okumuş olur. Ancak ne konuştuğunu anlamazsa ve muhatabına ne dediğini bilmezse bu durumda yanlış yapmış olmaz; yeter ki telaffuzu doğru olsun. Ben beşer tarihi boyunca sizi, ondan bundan iltimasla, ihlâs ve ısrarla bir şeyler isteyip de ne istediğinizi bilmediğinizi gördüm. Eğer bir kimse günde beş defa gelse ve her defasında çok titiz ve hassas bir şekilde bin bir türlü iltimasla aczini, ısrarını ve ihlâsını ortaya döküp yalvara yalvara sizden bir şey istese; ancak kendisi ezbere olarak ve mükemmel bir şekilde telaffuz ettiği şeylerin anlamını ve sizden ne istediğini bilmese ne yaparsınız acaba? Ona ne verirsiniz? Ayrıca bu işi artık bir adet olarak ve sizden korktuğu için yaptığını bilseniz ne yaparsınız? Ne yapmanız gerekir? Hayal kırıklığına uğramaz mısınız? Eğer Allah çok şuursuz ve hatta mayasında şuursuzluk olan bir kimseyi sevmiyorsa; daha ilk namazının ilk rekatında yüzünü kıbleden çevirerek bir tekme ile dergahından uzaklaştırır ve "3. Dünya" ülkelerinden birine atar ki sömürgecilik savaşında eşekler gibi ağzına gem vurup uslu uslu taşısın, ot ve diken dahi yemeden Allah'a şükretsin ve ahiret cennetini isteyip dursun. Dünya zindanında yaşasın; zillet, cehalet ve fakirlik ateşinin alevleri arasında kendini Ebu Leheb ve hanımını da "odun taşıyıcı" olsun! Yok eğer Allah ona acıyıp merhamet etse; o zaman bir değirmen eşeği gibi bütün ömrünü bağlı olduğu adet üzere sersem sersem dönüp dolanarak geçirsin... Ve bu "devaran dini" etrafında dönüp dolanmayla tükenen bir ömrün sonunda yine ilk başladığı noktaya geri döner. Ne yaptığını görmesin diye gözlerini ve ürettiğinden yemesin diye ağzını kapatır. İşte mümin kul(!), iffet ve takva dedikleri bu. Zahit ve mümin kul(!) Züht ve tarfsızlık diye mana verdikleri işte bu!

Dine Karşı Din / Anne Baba Biz Suçluyuz, Ali Şeriati (Fecr Yayınları)

K
0 kişi takip ediyor.
Misafir olarak yayınla
11
11 CEVAP

Ne enteresan insanlar var. Bir şeyler yazmış baslarinda biraktim okumayı gerek yok çünkü. Madde olarak manaya ulasmaya çalışıyor mana da kalp hissiyat olur. En cahil ile en bilen arasinda iman için fark yiktur. Ne tuhaf ki imani mühendislik okuyanin bilmem ne kuramına göre namaz kildiracak, namaz da biliyorum de allah ile kıl yeterli yahu edep yahu. Ben böyle postlara hiç yazmam deger bulmam ... Neyse cahillik ildu afola

H