Ana Sayfa
»
Siyaset
»
Neden dünyanın yarısı açlık sefalet içindeyken diğer yarısı refah ve huzur içinde?
Neden dünyanın yarısı açlık sefalet içindeyken diğer yarısı refah ve huzur içinde?
0 kişi takip ediyor.
Paylaş:
Peki neden hep erkek !?!
Sadece onlar göz önünde tutulmuş. Mesela eşi olmadan çocuk doğurabilen Meryem neden peygamber olmasın...
Olmus mu !?
EDİZ bey nubuvvet agır bir yüktur.. Bir kadın hassasiyeti nedeniyle bu yuku kaldıramazdı. Bircok erkek peygamber dahi bu emaneti tasırken ne cefalar cektı.. Ve canıyla mucadele etti..
İlk inançlara göre, gökyüzüne erkek denmiş, yeryüzüne kadın. Gökten yağan yağmur, toprağı suladıkça, onun sinesindeki tohumlar yeşerip, meyve vermiş. Toprak cömertçe verdikleriyle, ana adını haketmiş. Toprak ana olmuş. "Kitab ehli" nin inançlarına göre, Hz. Adem (A. S.) topraktan Havva anamız'da O'nun bedeninin bir parçasından yaratılmıştır. Allah'ın "ol" emriyle, anasız babasız var olan yegâne insanlardır bunlar. Yaratılışın başlangıcından bu yana, tarihte ilk suçu erkeğe işleterek cennetten kovulmalarına sebep olan, kadın. Bazı rivayetlere göre, Adem (A. S.) oğulları Hâbil ile Kabil arasındaki kurban kavgasına neden olan ve uğruna yeryüzünde ilk cinayetin işlendiği varlık kadın. Ve dünya durdukça insanları kandırıp günah işlemeleri için, şeytan tarafından vasıta olarak kullanılan kadın! Şöyleki Mesnevi: "... Melun İblis, Allah'a, ey herkesin rızkını veren, avlanabilmem için, bana kuvvetli bir tuzak gerek bunu isterim senden, dedi. Allah, ona altını, gümüşü ve at sürüsünü gösterdi; halkı bunlarla aldatabilirsin dedi. İblis, çok güzel dedi; dedi ama suratını da ekşitti, sıkılmış turunç gibi dudaklarını sarkıttı. Bunun üzerine Allah, altını, inciyi, güzel mâdenleri ona armağan etti. A melun dedi, şu tuzağı da al. Şeytan dedi ki: Ey güzel yardımcı, bundan daha fazlasını ver! Yağlı, ballı şeyler, değerli şaraplar, ipek kumaşlar verdi ona. Şeytan dedi ki: Yarabbi, imdâd et; onları hurma lifinden örülmüş bağla bağlamak için bundan daha fazlasını istiyorum. Böylece de senin er olanların, ercesine koparsınlar o ipleri. Bu tuzakla, bu heves ipleriyle de senin erlerin, adam olmayanlardan ayrılsın. Ey ululuk tahtının Sultanı, insanı baş aşağı düşürecek kadar şiddetli ve aldatıcı başka bir tuzak istiyorum. Allah, şarabı, çengi önüne koydu; iblis yarı gülümsedi, yarı sevindi buna... Derken Allah, erkeklerin akıllarını sabırlarını alan kadın güzelliğini gönderince İblis parmaklarını şıkırdatarak oynamaya başladı. Ver ver, şimdi muradıma kavuştum dedi... O, aklı, fikri kararsız bir hale getiren, o mahmur gözleri, şu gönlü çöreotu gibi yakıp kavuran dilberlerin yüzlerini, yüzlerindeki benleri, kaşları, akîka benzeyen dudakları görünce. Sanki ince bir tül perdeden Hak t.c.llî etmiş gibi geldi. O nazı, o edayı, o kıvrak kırıtışı görünce, Tanrı'nın, tül perde ardından t.c.llîsini andıran bu güzelliği seyredince İblis, sıçradı hemencecik oynamaya koyuldu.” Muhterem dinleyenlerim, böylece sevinerek oynayan İblis'in, yaratılışın en etkili silâh ve tuzağına sahip olduğunu görüyoruz. Ancak kadının duygusallığının ve zekâsının, bu silâhı bazan etkisiz hale getirdiğini, böylece şeytanın imtihan etmek istediği insanları kandıramayınca, hüsrana uğradığına da şahid olmaktayız. Mesela Büyük Peygamberlerden Hz. Musa'yı Fir'avun'un şerrinden kurtaran kadınlar olduğu gibi; Hz. İsâ ve Hz. Muhammed'in risâletlerine herkesden önce inanıp iman edenler, yine kadınlar olmuşlardır. Hz. Meryem ve Hz. Hatice. Böylece iblis'in bütün hüner ve gayretine rağmen kadınlar, Yüce Yaratan'ın takdiriyle, iman'a çağıran Adem (A. S.) hariç, bütün Peygamberleri doğurup analık etmişler, onlara inanmışlar, şeytanın oyunlarını bozmuş, ona âlet olmamışlardır... Hz. Muhammed'in hadislerine göreyse: "Cennet anaların ayakları altındadır" (Câm'iS. 1.s. 122), "Sizin hayırlınız, ailesine en hayırlı olanınızdır ve ben, aileme en hayırlı olanınızım: Kadınları, ancak kerem sahibi olan büyük kişi ulu tutar, ağırlar, onları ancak alçak olan horlar, aşağılar" (Câm'iS. 2s. 9), "Dünya, tamamıyla meta'dan ibarettir; dünyanın en hayırlı metaı ise temiz ve iyi kadındır" (Câm'iS. 2s. 14). Söz budur ancak, kadınlar, erkeklerin yarısıdır (Câm'iS. 1s. 85) Değerli dinleyenlerim, bu hâdis'e göre, kadın erkeğin yarısı oldu mu, erkek de kadının yarısı olur; şu halde erkekle kadın birbirine denktir... Ancak manen denktir, insan olarak denktir. Öte yandan insan neslinin devamını sağlayan kadın, yaratıcı üstünlüğünün sebep olduğu beden zaafı dolayısıyla, korunmaya, himaye edilmeğe muhtaçtır... Bu özelliğinden meydana gelen zaaf ise, eğer buna zaaf denebilirse, bu ne muhteşem, ne güzel bir zaaftır... Herhalde bu yaratıcı üstünlüğün var ettiği zaaftan olacak ki, Kurân-ı Kerîme göre (Kurâ'n-ı Kerîm NisaS. 4.A. 34), "erkekler, kadınlardan üstündür; çünkü Allah onları bir çok şeylerde kadınlardan üstün kılmıştır; kadınları mallariyle geçindirirler..." Bu âyet'teki erkekler adı, adam olmuş, erlik durağına varmış kişilere verilen ad'tır, kadın olsalar dahi... Umumiyetle kadının duygu ve nefsin, erkeğin ise aklın sembolü olarak düşünüldüğünü görmekteyiz. Ancak, kadının bu özelliğinin, cazibesini artırmakta olduğunu da inkâr edemeyiz... Yaratılışın bir cilvesi olarak, günümüzün teknoloji dünyasında, yapılan araştırmalar neticesinde, spor sahalarında, kadınların erkeklerden beş misli zayıf olduğu tesbit edilmiş bulunuyor... Ancak bu dünyada insanlar var olduğundan beri, acaba hangi hadîsenin kadın mihverinin dışında kaldığı düşünülebilinir?... Nice misallerde görüldüğü gibi hayvanlar arasında dahi, yavrunun koşarak sürünün içinde anasını bulması; erkeğin dişisi için ölesiye savaşması gibi... Bizlere göreyse akla ilk gelen kadın: Anamız! Bedeninde, sinesinde, itina ile bizleri aylarca, senelerce barındırıp besleyen, hayata gözümüzü açar açmaz kendisine sığındığımız, doğumumuzdan ölümümüze kadar, canı pahasına bizi koruyup himaye eden fedakâr varlık...
ben farklı bişey söylemedim ayrıntıya girmedim.. Siz girmişssiniz güzel de olmuş. Kendi kendinize cevap vermıssınız zaten
Ediz Lis, bu konuda size katılmak mümkün görünmüyor... Gökyüzüne erkek dendiğini hiç bir mit'te okumadım... Kur'an da Havva'nın Adem'in parçasından yaratıldığıyla ilgili bir ayet yok. O tip hikayeler Tevrat kaynaklıdır... Ademi Havva'nın kandırdığı ve cennetten kovulmaları ile ilgili hikaye de Kur'an da yazmaz. Yine Tevrat kaynaklı bir bilgi... Habil ve Kabil konusu da kadın değil Tanrıya sundukları yiyeceklerle alakalı ve yine Tevrat kaynaklı hikaye... Mesnevi divan edebiyatında bir yazım biçimidir ve Hikayeler dir. Gerçek olaylar gibi örnek göstermek ne kadar doğru? Şeytanın oyununu bozan kadın derken aynı zamanda sürekli erkekleri zora sokan kişiymiş gibi göstermeniz de çelişki... Hele Sahih olmayan hadisleri örnek göstermek de talihsiz bir hata olmuş. Kadın başlı başına bir Varlıktır, İnsan'dır. Erkeklerin bir Parçası veya Uzantısı değil.
Kimi erkeklerin Kadını aciz gösterme çabası kendi zayıflıklarından gelir.