Evrende en büyük ziyan sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir. Einstein..
Neyi ne kadar sorguluyorsunuz yaşamınızda? Birileri düşünsün bizim yerimize, arastirsin bulsun, yada yeni bir yol açsın biz arkasından gidelim diyenlerden misiniz?
'OKU' ilk emirdir, okumak iyidir, faydalıdır. Kulaktan kulağa diye bir oyun vardır hepimiz biliriz. 1. kişide başlayan kelimenin sonuncu kişide vardığı nokta ilk halinden hayli alakasız olur. Söz uçaaar, yazı kalır. Somut ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinmek, her bireyin insani yükümlülüğüdür bence. Kulaktan dolma bilgiler, kulaktan kulağa oyunu gibidir, bilgi, gelenek vs... Yapıcı yaklaşımla sorgulanmalı. İnsanoğlu şaşar beşer, atalarımızın yaptığı bir yanlışlık da gelenek haline dönüşmüş olabilir.
Güzel bir saptama oldu bu.. Bana "ya atalarınizda yanlış yaptıysa ..... " ayetini anımsattı. peki ayni soruyu size de sorayım. Sorgulanmasını dahi tabu olarak gördüğünüz bir konuda yeni bilgiler öğrendiniz. Nasıl bir tutum sergilerdiniz?
Siz söyleyince o ayeti ben de hatırladım, bilinçaltıma girmiş galiba, cımbızlamışım ordan ya da beni hayli etkilemiş. Sorunuza gelirsek; bunu hiç düşünmedim ve böyle bir bilgiye de henüz ulaşmadım. Şayet birgün böyle bir bilgiden emin olarak edinebilirsem, önce biraz telaşlanırdım herhalde, çünkü bu da ciddi bir sorumluluk. Bilginin niteliğini, kapasitesini tartar, öncelikle açık vermeden bu işin uzmanlarına ulaşıp; varsayalım ki diye başlar yürürdüm ve neyin içindeyimin farkına varmaya çalışırdım, Walla sonrasını düşünme düşüncesi bile ölesiye ürkütücü geldi şu anda, çünkü malum günümüzde insanlık temel yaşam haklarından dahi mahrum yaşıyor, uç bir bilgi paylaşımı da çok lüks göründü gözüme ama bu bilgiyi kendimle mezara götürmemenin bir yolunu bulurdum herhalde. Dünya matruşka gibi, işler içinde işler var. Peki, siz ne yapardınız Murat Vuslat ?
Elbette öncelikle o bilgiyi de sorgulardim:) Araştırıp doğruluğundan emin olunca yada kalp terazimde doğrulugunu tartinca küçük dokunuşlar ile bu bilgiyi yaymaya çalışırdım. Önce insanların içine şüphe tohumu ekerdim bu konuda sorgulamalarıni ( en azından bir soru işareti kalır ) saglardim. Sonrasında yavaş yavaş verirdim bilgiyi.. Kiminde sarsıcı bi şekilde anlatmak daha etkendir. Sarsıcı bir şekilde ornek sunardim. Kimi ise daha yumuşak davranmaktan alır. Empati ile yumuşak bir dille anlatırdım. Kimisinde zaman alır kabul etmesi ek sure tanırdım. Ama doğru olanı anlatmaktan vazgeçmedim. Vazgecmemeliyim.. Haklısınız zorlu bir yol. Ama doğru bilgi her zaman sarsıcı olmamış midir zaten .
ikna edemem. Sorgulamasını sağlayıp argumanlarimi sunarım. Eğer düşünen bir insan sa eğer en azından içinde soru işareti kalır.. Ama önyargılı bir insan ise ve tabusu varsa bu konuda elbette kendini kapatacaktir. Bakın burda ne diyor ayet "sukmun bukmun " sagirdirlar duymazlar. Kordurler görmezler.. Sen onları inandiramazsin ... ama vazgeçemem lazım. Onlara dahi anlatmaktan yorulmamam lazım..
Atalarımızın yaptığı bir gelenek yanlış olabilir. Bu doğru. Ve sorgulama yönümüz arttıkça kanıksanmış bu yanlışlardan arınmak mumkun? Ama ya öyle mi? Günümüzde. Yanlışlardan arinmaktan ziyade. Zihin bulandirmak. Ve hakikate dair olan sadakat duygumuzu tahrip etmek için kullanılmıyor mu "sorgulama" eylemi?
Ve dahası. Bireyler. Yuzyillarin birikimi toplumsal bazı oluşumları gelenekleri hassasiyetleri. Bir çırpıda silmek için "sorgulama"yi kendine bahane yapmıyor mu?
Hadi bir de işi. Enerji yönüyle ele alalım. Sorgulamak, akışı bozmak değil midir? Anı yaşa. Anda kal. Bunu çok sık söylerler. Oysa sorgulayan bir zihin nasıl anda kalabilir ki?
Ticarî hayatta bile. Sorgulayan. Ince eleyip sık dokuyan kişiler. Kolay kolay zengin olamaz. Bu bilimsel bir istatistik: Kısa sürede büyük işler başaran. Zengin olan kişiler. Sorgulamayıp, inandığı şeyi bodoslama yapanlardan çıkıyor. Sorgulayıcı zihne sahip olanlar ise başarısız oluyor.
Ayrıca biz sorgulayıcı olduk diye kimse bize aferin demiyor. Işte bunun gibi körler sağırlar birbirini ağırlar hesabı. Kendimizi avutup. Sorgulayıcı olmayı kutsuyoruz. Oysa reel hayatta bizi takan yok. Ve hele bizim de birşey başardığımız yok. Sorgulayıcı olduk da ne oldu? Ne elde ettik? Ne ürettik?
Sorgulamak demek sizin için. Pratik faydası olan bir şey yani. Oysa genelde. Icten gelen bir "bilme arzusu" adına sorgulayıcı olduklarını söyler bazıları. Bazıları da. Topluma kafa tutmak ve sıradışı olmak için sorgulayıcı olurlar. Yanlış mı düşünüyorum?
Soru sormak çok önemli. Sorular sormalı insan. Yoksa insanın yaratılmasının ne anlamı var? . “Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz olurdu?” ayeti kapsamında değerlendirilmeli soru sormak. Arayışlara kapılıp gitmek, dünyayı gezen bir seyyah olmak, uzaya çıkan bir astronot, boyutlar arası yolculuk yapan bir bilim adamı… Merak etmeli, aramalı, soru sormalı insan… . DUANIZ OLMASA NE EHEMMİYETİNİZ OLURDU kapsamındadır soru sormak. Soru sormadıktan sonra insanın bu dünyada varlığının anlamı nedir? Bir robottan farkımız nedir bizim? Soru sormak… . İnsana üflenen ruhla ilgilidir soru sormak. O ruh olmasa idi, insan soru sormak yerine sadece hesap-kitap yapardı. Sadece program yapıp, sonra o programı uygulardı. Sadece eldeki var olanla yetinirdi . İnsan bir makine dişlisi değildir. İnsan karınca toplumunun bir ferdi de değildir. İnsan içine ilahi ruh üflenmiş, hayaller kuran, akılların şaşıp kaldığı-meleklerin ulaşamadığı yerlere ulaşıp uçup gezen bir varlıktır. Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var? . Merak ve hayal; gizem ve arayış; insan olmamızın sonucudur. Merakını, hayallerini ve soru sorma heyecanını kaybeden varlık; artık insan değil; “belhüm adal” mertebesinde bir mahluktur muhtemelen.
Teşekkür ederim aktardığınız görüşleriniz için. Her insana yaratılışta o ruhtan üflendiğine göre, sorgulamayan insan yoktur diyebilirz belki de... Sadece sorgulama nicelik ve nitelikleri farklılıklar gösterir
yok estağfurullah, kısa kesmek değil de, yorgunluktan dolayı muhtemelen yaklaşık 1 saattir uykuya direniyorum da, direncim tükendi İlginç bir dialog olduğu için bırakamadım
'OKU' ilk emirdir, okumak iyidir, faydalıdır. Kulaktan kulağa diye bir oyun vardır hepimiz biliriz. 1. kişide başlayan kelimenin sonuncu kişide vardığı nokta ilk halinden hayli alakasız olur. Söz uçaaar, yazı kalır. Somut ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinmek, her bireyin insani yükümlülüğüdür bence. Kulaktan dolma bilgiler, kulaktan kulağa oyunu gibidir, bilgi, gelenek vs... Yapıcı yaklaşımla sorgulanmalı. İnsanoğlu şaşar beşer, atalarımızın yaptığı bir yanlışlık da gelenek haline dönüşmüş olabilir.
Güzel bir saptama oldu bu.. Bana "ya atalarınizda yanlış yaptıysa ..... " ayetini anımsattı. peki ayni soruyu size de sorayım. Sorgulanmasını dahi tabu olarak gördüğünüz bir konuda yeni bilgiler öğrendiniz. Nasıl bir tutum sergilerdiniz?
Yorumlari karistirdim arapsaci oldu
gayet güzel oldu Fatmagül hanim.
Hizli okumayi seviyorum ilk kez isim karistirdim
Çok tesekkur ederim anlayisiniz için hayirli geceler
Siz söyleyince o ayeti ben de hatırladım, bilinçaltıma girmiş galiba, cımbızlamışım ordan ya da beni hayli etkilemiş. Sorunuza gelirsek; bunu hiç düşünmedim ve böyle bir bilgiye de henüz ulaşmadım. Şayet birgün böyle bir bilgiden emin olarak edinebilirsem, önce biraz telaşlanırdım herhalde, çünkü bu da ciddi bir sorumluluk. Bilginin niteliğini, kapasitesini tartar, öncelikle açık vermeden bu işin uzmanlarına ulaşıp; varsayalım ki diye başlar yürürdüm ve neyin içindeyimin farkına varmaya çalışırdım, Walla sonrasını düşünme düşüncesi bile ölesiye ürkütücü geldi şu anda, çünkü malum günümüzde insanlık temel yaşam haklarından dahi mahrum yaşıyor, uç bir bilgi paylaşımı da çok lüks göründü gözüme ama bu bilgiyi kendimle mezara götürmemenin bir yolunu bulurdum herhalde. Dünya matruşka gibi, işler içinde işler var. Peki, siz ne yapardınız Murat Vuslat ?
Fatmagül Ardanuç bazen bana da oluyor
Da Vinci' nin şifresi geldi aklıma nedense
Murat Vuslat ?
Elbette öncelikle o bilgiyi de sorgulardim:) Araştırıp doğruluğundan emin olunca yada kalp terazimde doğrulugunu tartinca küçük dokunuşlar ile bu bilgiyi yaymaya çalışırdım. Önce insanların içine şüphe tohumu ekerdim bu konuda sorgulamalarıni ( en azından bir soru işareti kalır ) saglardim. Sonrasında yavaş yavaş verirdim bilgiyi.. Kiminde sarsıcı bi şekilde anlatmak daha etkendir. Sarsıcı bir şekilde ornek sunardim. Kimi ise daha yumuşak davranmaktan alır. Empati ile yumuşak bir dille anlatırdım. Kimisinde zaman alır kabul etmesi ek sure tanırdım. Ama doğru olanı anlatmaktan vazgeçmedim. Vazgecmemeliyim.. Haklısınız zorlu bir yol. Ama doğru bilgi her zaman sarsıcı olmamış midir zaten .
Murat Vuslat bilginizin kesinliğine nasıl ikna ederdiniz?
ikna edemem. Sorgulamasını sağlayıp argumanlarimi sunarım. Eğer düşünen bir insan sa eğer en azından içinde soru işareti kalır.. Ama önyargılı bir insan ise ve tabusu varsa bu konuda elbette kendini kapatacaktir. Bakın burda ne diyor ayet "sukmun bukmun " sagirdirlar duymazlar. Kordurler görmezler.. Sen onları inandiramazsin ... ama vazgeçemem lazım. Onlara dahi anlatmaktan yorulmamam lazım..
Atalarımızın yaptığı bir gelenek yanlış olabilir. Bu doğru. Ve sorgulama yönümüz arttıkça kanıksanmış bu yanlışlardan arınmak mumkun? Ama ya öyle mi? Günümüzde. Yanlışlardan arinmaktan ziyade. Zihin bulandirmak. Ve hakikate dair olan sadakat duygumuzu tahrip etmek için kullanılmıyor mu "sorgulama" eylemi?
Ve dahası. Bireyler. Yuzyillarin birikimi toplumsal bazı oluşumları gelenekleri hassasiyetleri. Bir çırpıda silmek için "sorgulama"yi kendine bahane yapmıyor mu?
Ben sorguladığını düşünen kişiler görüyorum. Ama nedense. Belli bir konuda her daim şüpheci iken. Bazı konuları torpil geçiyor sanki.
Ahmet Önsesveren nasıl?
Hadi bir de işi. Enerji yönüyle ele alalım. Sorgulamak, akışı bozmak değil midir? Anı yaşa. Anda kal. Bunu çok sık söylerler. Oysa sorgulayan bir zihin nasıl anda kalabilir ki?
Ahmet Önsesveren anın içinde taşları örerken eksik bırakmama isteği
pardon, buyrunuz
Ticarî hayatta bile. Sorgulayan. Ince eleyip sık dokuyan kişiler. Kolay kolay zengin olamaz. Bu bilimsel bir istatistik: Kısa sürede büyük işler başaran. Zengin olan kişiler. Sorgulamayıp, inandığı şeyi bodoslama yapanlardan çıkıyor. Sorgulayıcı zihne sahip olanlar ise başarısız oluyor.
Sorgulayan biri olmayı seçerek. Acaba hata mı ediyoruz?
Ahmet Önsesveren bu konud sizin gibi düşünmüyorum
cevaplar, soruların çocuklarıdır, sorgulamak ise ataları
Ayrıca biz sorgulayıcı olduk diye kimse bize aferin demiyor. Işte bunun gibi körler sağırlar birbirini ağırlar hesabı. Kendimizi avutup. Sorgulayıcı olmayı kutsuyoruz. Oysa reel hayatta bizi takan yok. Ve hele bizim de birşey başardığımız yok. Sorgulayıcı olduk da ne oldu? Ne elde ettik? Ne ürettik?
Anam gece gece beynim durdu hic birini sorgulayamiyorum siz cozun bu isi sorgulayin ben hazirciyim sonra anlativerirsiniz bi zahmet
Az kaldı. Şimdi biri çıkacak "siz sorgulamayı sorguluyorsunuz" diyecek.
bilim insanı olamadık belki de, ama reel hayatta sorgulayan insanların faydalı farkı çok açıktır.
Sorgulamayı kutsayanlar. Nedense ayni sorgulamayı sorgulamaya yonelttigimde bana kızıyorlar.
Ahmet Önsesveren sorgulamanın sınırı yok, tıpkı beyin gibi
Reel hayatta ne gibi faydaları var sorgulayan insanlarin?
Ayrıca ben bir bilim adamı olamadiysam bile. Sorgulayıcı biri isem. Bunun bana faydası olur mu?
sizi çok detaylı tanımıyorum, bilemem tabi ama ben sorgulayınca daha güvende ve huzurda hissediyorum, insanoğlu hep bilinmeyenden korkmamışmıdır?
Siz. Güvende olmak icin mi sorguluyorsunuz bazı şeyleri? Asıl hedefiniz sorgulamak değil o halde.
tabi ıncığını cıncığını hayatın her köşe bucağını da sorgulamıyorum, bazen bilmemek de özgürlükmüş ya Fayda aradığım şeyleri sorguluyorum
Ne gibi bir fayda mesela?
dünyamı iyileştirebilecek her türlü fayda
Sorgulamak nedir sizce? Siz neden sorgularsınız?
Sorgulamak demek sizin için. Pratik faydası olan bir şey yani. Oysa genelde. Icten gelen bir "bilme arzusu" adına sorgulayıcı olduklarını söyler bazıları. Bazıları da. Topluma kafa tutmak ve sıradışı olmak için sorgulayıcı olurlar. Yanlış mı düşünüyorum?
Dünyamı iyilestirebilecek her türlü fayda.... Ne mesela?
Bilme arzusunu tetikleyen unsur nedir sizce?
Bilme arzusu?... Ruhtaki aşktan gelir...
ruhtaki aşk neden varolma çabası içindedir?
Zat'ın Zat'ı bilme isteği. Insanda aşk olarak belirir. Ona ruhumuzdan ufledik...
anlamadım?
açarmısınız biraz?
Soru sormak çok önemli. Sorular sormalı insan. Yoksa insanın yaratılmasının ne anlamı var? . “Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz olurdu?” ayeti kapsamında değerlendirilmeli soru sormak. Arayışlara kapılıp gitmek, dünyayı gezen bir seyyah olmak, uzaya çıkan bir astronot, boyutlar arası yolculuk yapan bir bilim adamı… Merak etmeli, aramalı, soru sormalı insan… . DUANIZ OLMASA NE EHEMMİYETİNİZ OLURDU kapsamındadır soru sormak. Soru sormadıktan sonra insanın bu dünyada varlığının anlamı nedir? Bir robottan farkımız nedir bizim? Soru sormak… . İnsana üflenen ruhla ilgilidir soru sormak. O ruh olmasa idi, insan soru sormak yerine sadece hesap-kitap yapardı. Sadece program yapıp, sonra o programı uygulardı. Sadece eldeki var olanla yetinirdi . İnsan bir makine dişlisi değildir. İnsan karınca toplumunun bir ferdi de değildir. İnsan içine ilahi ruh üflenmiş, hayaller kuran, akılların şaşıp kaldığı-meleklerin ulaşamadığı yerlere ulaşıp uçup gezen bir varlıktır. Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var? . Merak ve hayal; gizem ve arayış; insan olmamızın sonucudur. Merakını, hayallerini ve soru sorma heyecanını kaybeden varlık; artık insan değil; “belhüm adal” mertebesinde bir mahluktur muhtemelen.
Teşekkür ederim aktardığınız görüşleriniz için. Her insana yaratılışta o ruhtan üflendiğine göre, sorgulamayan insan yoktur diyebilirz belki de... Sadece sorgulama nicelik ve nitelikleri farklılıklar gösterir
kimisi az, kimisi çok
İzninizle uyumam gerek, teşekkür ederim aktardığınız bilgiler için. Belki sonra kaldığımız yerden devam ederiz? İyi geceler dilerim.
Sanırım geç oldu ve kısa keseyim istediniz ... Size de teşekkürler.
yok estağfurullah, kısa kesmek değil de, yorgunluktan dolayı muhtemelen yaklaşık 1 saattir uykuya direniyorum da, direncim tükendi İlginç bir dialog olduğu için bırakamadım
iyi geceler
İyi sabahlar size de... Ben biraz daha devam edeceğim altta inşallah. Beynimde bir kıvılcım oluşmasına vesile olduğunuz için size teşekkür ederim.
bundan bahsetmeyi de unutmayın ltf
Harika seyler olmus burda