Evrende en büyük ziyan sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir. Einstein..
Neyi ne kadar sorguluyorsunuz yaşamınızda? Birileri düşünsün bizim yerimize, arastirsin bulsun, yada yeni bir yol açsın biz arkasından gidelim diyenlerden misiniz?
Murat Vuslat Pardon yanlış anlamışım. Söylediğim pek uzak değil aslında Sorguladıktan sonra düşünmek ve uygulamak... Uygulama noktasında çok sıkıntı yaşıyoruz.
kalp konusunda hemfıkırım sızınle.. Ayeti kerımede kalbınız yok mu kavrayamıyorsunuz der.. Elbette once kalp terazısınde tartmak lazım.. Zaten buda bır nevı sorgulamaktır.. Sonrakı asama tarttıgınız bu bılgıyı ayna mısalı dagıtmak olmalı dıye dusunuyorum.
Tamamen kendi içimde yapmıyorum arasıra paylaştığımda oluyor. Yoruldum ondan olabilir buda benim için bir süreç de olabilir akıştayım şuaralar. Sorgulama devam ama
sorgulama aşamasına gecmis olmanız harika.. Sonraki asama doğru bilgileri ozumsemek.. Ve bunu bir ayna misali yansıtmak olmalı diye düşünüyorum. Ne dersiniz?
Her turlu haksızlığa sesimi çıkardım makamı mevkii ne olursa olsun kimseden sözümü sakınmadım nerede haksızlıkla karşılaştıysam mudehale ettim elimden geldiğince hic birşey kaybetmedim yada kaybettiğimi hissetmeyecek kadar önemsizdi.
Serdar bey.. Haksızlığa karsi çıkmak da bir nevi sorgulamak ve bunu hayata geçirmektir. Güzel bir yaklaşım. Peki kendi dogrularinizin kadim doğrular olduğunu nasıl bilirsiniz?
Sorgulamayan nefes almaktan baska biseye yaramaz... Dusunmeye usenir olmus nasilsa yerine baskasi dusunuyor... Bilgi acligi denen birsey var bu kisilerde o yok...
Eğer insan doğru okuyor ise arkasından sorgulama gelecektir. Bunun pratikteki karşılığı şudur: Yeni şeyler öğrenmek bizim mutluluk kaynağımız oluyorsa okumadan muradımız hasıl olmuştur. Teoloji alanı kalıplaşmış değil. İnsanlar kalıplaşmış. Henüz hakkı ile faydalanamadığımız bir alan.
Teoloji donuk değil akışkan bir yapıda. Dinlerin çıkışlarını incelediğimizde bunu çok net görüyoruz. Taassuba ve fantastik olana kaçmadan incelemek gerekiyor. Selamlar.
Kesınlıkle katılıyorum hocam.. Bence en buyuk hazır bılgıye konma, sorgulamama ve ogrendıgını uygulamama bu hususta. Kalıplaşmıs dusuncelere sahıp ınsanlar en cok bu alanda somuruluyorlar.. Burdan su sonuca vardım kı sorgulamayan ınsan sömurulmeye kapı acabılır.
Ben biir anin varliginin hissini anlamdigida zaman bizi sorgulayan ve sorgulanan ve bu karsilikli iletisim oldugunu dusunuyorum. Bunu 50-60 sene once anlayamazdim bir anin varligini uzayin varligi ve onun icinde oldugumuzu. Nerden bilecegim bilemezdim farli dusunurdum ve hepside masalimsi olurdu. Kitaplar okudum ama o kadar cok okuyan degilim bunu pek kompleks etmiyorum edersem bikacagimi hissediyorum varlika baska boyutta bakiyorumbiz nicin variz demiyorum artik var olani izlemek bir seyler ogrenmek sorgulamak ve beni sorgulamasi
Varlik bir girdap her seyi icine cekiyor ve bizim nerrde oldugumuzu fark ettiriyor net olarak ve biz yasanilmasi gerekeni yasiyiyoruz varlik bu konuda bizi ozgur birakiyor
sorgulamaktan sonra yenı bılgı bulunur hayata gecırılır. Pekı bu bılgıyi hayatınıza gcırebıldınız mı ?. Sonrasında ıse bunu yansıtmak soz konusu olmalıdır kı bu bılgı ıse yarasın.. Bu bilgiyi ınsanlara yansıtabıldınız mı ?
estağfurullah. Düşünen sorgulayan biri ancak abdal olur aptal değil.. İnsanlar her daim yeni bir sey anlatana önyargılı davranır. Oysa bu onyargi yıkıalmaz olsaydı. Hiç bir bilim gelisemezdi.
Arkadaşlarımın paylaştığı bir bilgiyi, bir resmi hemen araştırıyorum. Doğru mu, daha detay var mı filan... Bu site de okuduğum bir bilgiyi hemen araştırmaya başlıyorum. Neler öğrendim neler... Zaten burada bulunma amaçlarımdan biri de bu aklıma gelmeyen bilgilerle karşılaşmak ve çok ilgimi çekenleri araştırmak. Maalesef itiraf edeyim ki Türkçe kaynaklara pek güvenmediğimden genelde yabancı kaynakları tek tek araştırıp çevirip okuyorum. Türkçe haberler mesela.. İki haber ajansı var. İkisi de bazen birbirinden haber de paylaşıyor. Sonra bu çığ gibi yayılıyor ama bir bakıyorsun yabancılara fotoğraf bambaşka bir konudan veya olaydan bahsediyor. Bu yüzden her şeye şüphe ile yaklaşır oldum ve bu böyledir kesin demiyorum artık.
Yada başka birşey sorayım size.. Yıllardır doğru bildiğiniz ve sorgulanmasını bir tabu olarak gördüğünüz bir konuda yeni bilgiler öğrendiniz. Ne yapardınız?
'OKU' ilk emirdir, okumak iyidir, faydalıdır. Kulaktan kulağa diye bir oyun vardır hepimiz biliriz. 1. kişide başlayan kelimenin sonuncu kişide vardığı nokta ilk halinden hayli alakasız olur. Söz uçaaar, yazı kalır. Somut ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinmek, her bireyin insani yükümlülüğüdür bence. Kulaktan dolma bilgiler, kulaktan kulağa oyunu gibidir, bilgi, gelenek vs... Yapıcı yaklaşımla sorgulanmalı. İnsanoğlu şaşar beşer, atalarımızın yaptığı bir yanlışlık da gelenek haline dönüşmüş olabilir.
Güzel bir saptama oldu bu.. Bana "ya atalarınizda yanlış yaptıysa ..... " ayetini anımsattı. peki ayni soruyu size de sorayım. Sorgulanmasını dahi tabu olarak gördüğünüz bir konuda yeni bilgiler öğrendiniz. Nasıl bir tutum sergilerdiniz?
Soru sormak çok önemli. Sorular sormalı insan. Yoksa insanın yaratılmasının ne anlamı var? . “Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz olurdu?” ayeti kapsamında değerlendirilmeli soru sormak. Arayışlara kapılıp gitmek, dünyayı gezen bir seyyah olmak, uzaya çıkan bir astronot, boyutlar arası yolculuk yapan bir bilim adamı… Merak etmeli, aramalı, soru sormalı insan… . DUANIZ OLMASA NE EHEMMİYETİNİZ OLURDU kapsamındadır soru sormak. Soru sormadıktan sonra insanın bu dünyada varlığının anlamı nedir? Bir robottan farkımız nedir bizim? Soru sormak… . İnsana üflenen ruhla ilgilidir soru sormak. O ruh olmasa idi, insan soru sormak yerine sadece hesap-kitap yapardı. Sadece program yapıp, sonra o programı uygulardı. Sadece eldeki var olanla yetinirdi . İnsan bir makine dişlisi değildir. İnsan karınca toplumunun bir ferdi de değildir. İnsan içine ilahi ruh üflenmiş, hayaller kuran, akılların şaşıp kaldığı-meleklerin ulaşamadığı yerlere ulaşıp uçup gezen bir varlıktır. Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var? . Merak ve hayal; gizem ve arayış; insan olmamızın sonucudur. Merakını, hayallerini ve soru sorma heyecanını kaybeden varlık; artık insan değil; “belhüm adal” mertebesinde bir mahluktur muhtemelen.
Oda tekamül yolumuzu uzatır başka başka baharlara sonuçta herkes Bir e ulaşacak bu yolun uzunluğunu bilemiyorum kimin kısa Peygamber efendimiz gibi kimini belki milyarlarca yıl bunu bilemem
bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların sorgulaması uyumayı derinleştirir alemi fesada sokar. (insanlarda uykudadır ölünce uyanırlar. HZ MUHAMMED) ayrıca (ÖLMEDEN ÖNCE OLÜNÜZ ) sözü gerçek uynışın nasıl olacağını gösteriyor. Güzel yorumlar için teşekkürler selamlar.
İnsan öğrendikçe bilgi sahibi oldukça uyanmaya başlıyor daha öncede söyledipim gibi sadece bilgi de değil uyanacak insan uyandırılıyor zaten Allah cümlemize uykularımızdan uyanmayı nasip etsin
Bu aşk insana olan aşk gibi değildir. Bu aşk başkadır yaradanına aşık olunca insan araştırmaya daha çok sorgulamaya başlar sonuçta bilir ki biz değil Bir olacaktır
Sorguladikca kaygilarin, uzun uzun dalislarin, gece uykusuzluklarin birde yasam tarzin degisiyor... Bireyligini ozumsuyorsun, bir kez daha asla bir araya tekrar gelemeyecegin farkli bireyler oldugunu goruyorsun... Aslinda herkes kendince ozgur oldugunu dusunurken, ozgur ve kendi dusunceleri, fikirleri dogrultusunda yasadigini dusunurken; kim ve ne olacagimiz ''genis olcude kalitim, toplum, egitim, aile ve dostlarimiz tarafindan kararlastirilmistir...'' Ne olacagimizin bize ogretilmis oldugunun farkina variyorsun... Sorguladikca artiyor; sorular;cevaplar... Sonra; ''Duygularimiz baskalarinin kas catmasina neden olsa bile, duyumsamaya hakkimiz oldugunu'' anliyorsun... Kendine, hayata, dogaya ve daha bircok seye bakis perspektifin degisiyor... Yalniz, bu sorgulamalar ciddi anlamda suan icinde bulundugumuz dunya duzeni ve insanlar arasinda seni yalnizlastiriyor, baska bir Dunya'ya ait oldugunu dusunuyorsun! Sonuc olarak; ben baska insanlarin sorgulamasi sonucunda edinilen, bilgi ya da deneyimlerin hazir olarak edinilmesinden, sorgulamayan kisinin hicbirsey kazanacagini dusunmuyorum; yuzeysel, emeksiz bilgi bir insana ne katabilir... Bir insan sorgulamadan kendi havuzunun derinliklerinin ancak yuzeyinde yuzer, derine dalmasi icin kendisinin bizzat sorgulamasi dusuncesindeyim; aksi takdirde sorgulamayan kisi birgun derine dalmak zorunda kaldiginda kisinin kendisini, kendisine olan yetersizligi bogar... Yasanilan omure yazik olur! Sorgulamayan, hazirci insan; kusursuz ici bos profiller cizer...
Biri yol açsın ben giderim demek kolaycılık ezbercilik olurdu, açılan yol doğru yolmu, nereye gider nasıl gider belli mi, elbette sorgulamak, araştırmak öğrenmek en güzeli, yapılabiliyorsa bir güzel yolda kendin açabilmeli..
Aynı anda 4 kitap birden okuyorum ama sırf okumak yetmez tabiiki
elbette sadece okumak yetmez. Ama okumak ve düşünmeye sorgulamaya başlamak tekamül sürecinin bir başlangıcıdır
Sadece düşünmek yetiyor mu? Yetiyorsa buyrun düşünelim.
Düşünmek değil sorgulamak tan bahsediyoruz. Bu bir başlangıç olabilir ancak
Murat Vuslat Pardon yanlış anlamışım. Söylediğim pek uzak değil aslında Sorguladıktan sonra düşünmek ve uygulamak... Uygulama noktasında çok sıkıntı yaşıyoruz.
Bence sorgulamak konusunda çok başarısıziz.. Her alanda önümüze konan hazır bilgiye inanmayi tercih ediyoruz..
Son asirda yanlış yola gitmekten yamulduk her birimiz kendimiz olmalıyız
insanın kendi olabilmesi için nasıl bir yol izlemesi gerekir?
Kalbinin sesi olabilir mi Murat Vuslat
Peki ilk aşamada kalbinin sesi diyelim. Peki öğrendiği bilgiler ya kalbine yanlış tesir ediyorsa
Beyin yanılır ama kalp yanılmaz benim için diyelim 6.his dedikleri şey bende fazlasıyla var kalbim ve hislerim yanılsa rüyamda görürüm
kalp konusunda hemfıkırım sızınle.. Ayeti kerımede kalbınız yok mu kavrayamıyorsunuz der.. Elbette once kalp terazısınde tartmak lazım.. Zaten buda bır nevı sorgulamaktır.. Sonrakı asama tarttıgınız bu bılgıyı ayna mısalı dagıtmak olmalı dıye dusunuyorum.
Tabiki hayır. Sorgulama yaptıkça da bir çok kişiyi karşınıza alıyorsunuz o yüzden kendi içimde sorgulama yapmayı daha çok tercih ediyorum
belki de sizin tekamül sureciniz bazı kişileri karşınıza almak ile alakalıdır. Ne dersiniz?
Tamamen kendi içimde yapmıyorum arasıra paylaştığımda oluyor. Yoruldum ondan olabilir buda benim için bir süreç de olabilir akıştayım şuaralar. Sorgulama devam ama
sorgulama aşamasına gecmis olmanız harika.. Sonraki asama doğru bilgileri ozumsemek.. Ve bunu bir ayna misali yansıtmak olmalı diye düşünüyorum. Ne dersiniz?
Her turlu haksızlığa sesimi çıkardım makamı mevkii ne olursa olsun kimseden sözümü sakınmadım nerede haksızlıkla karşılaştıysam mudehale ettim elimden geldiğince hic birşey kaybetmedim yada kaybettiğimi hissetmeyecek kadar önemsizdi.
Serdar bey.. Haksızlığa karsi çıkmak da bir nevi sorgulamak ve bunu hayata geçirmektir. Güzel bir yaklaşım. Peki kendi dogrularinizin kadim doğrular olduğunu nasıl bilirsiniz?
Sorgulamayan nefes almaktan baska biseye yaramaz... Dusunmeye usenir olmus nasilsa yerine baskasi dusunuyor... Bilgi acligi denen birsey var bu kisilerde o yok...
sızce bılgı aclıgı yetıyor mu ?
Su an bilgi acligini doyurmaya calisiyorum bas etmek hiç kolay degil
Fatmagül Ardanuç pekı aldıgınız bılgılerın dogrulugunu sorgulayabılıyor musunuz?
Su an sorguluyorum hocam konu çok karisik
Konu Aşılar
Eğer insan doğru okuyor ise arkasından sorgulama gelecektir. Bunun pratikteki karşılığı şudur: Yeni şeyler öğrenmek bizim mutluluk kaynağımız oluyorsa okumadan muradımız hasıl olmuştur. Teoloji alanı kalıplaşmış değil. İnsanlar kalıplaşmış. Henüz hakkı ile faydalanamadığımız bir alan.
Kesınlıkle katılıyorum.. Bazı tabular konmus bu alana. Ve atalardan kalma bılgıler.. Sorgulamaktan korkuyoruz
Teoloji donuk değil akışkan bir yapıda. Dinlerin çıkışlarını incelediğimizde bunu çok net görüyoruz. Taassuba ve fantastik olana kaçmadan incelemek gerekiyor. Selamlar.
Kesınlıkle katılıyorum hocam.. Bence en buyuk hazır bılgıye konma, sorgulamama ve ogrendıgını uygulamama bu hususta. Kalıplaşmıs dusuncelere sahıp ınsanlar en cok bu alanda somuruluyorlar.. Burdan su sonuca vardım kı sorgulamayan ınsan sömurulmeye kapı acabılır.
Ben biir anin varliginin hissini anlamdigida zaman bizi sorgulayan ve sorgulanan ve bu karsilikli iletisim oldugunu dusunuyorum. Bunu 50-60 sene once anlayamazdim bir anin varligini uzayin varligi ve onun icinde oldugumuzu. Nerden bilecegim bilemezdim farli dusunurdum ve hepside masalimsi olurdu. Kitaplar okudum ama o kadar cok okuyan degilim bunu pek kompleks etmiyorum edersem bikacagimi hissediyorum varlika baska boyutta bakiyorumbiz nicin variz demiyorum artik var olani izlemek bir seyler ogrenmek sorgulamak ve beni sorgulamasi
Ah zaman.. Hem dost hem dusman.. Pekı ogrenmek sorgulamak sıze ne kattı ?
Varlik bir girdap her seyi icine cekiyor ve bizim nerrde oldugumuzu fark ettiriyor net olarak ve biz yasanilmasi gerekeni yasiyiyoruz varlik bu konuda bizi ozgur birakiyor
sorgulamaktan sonra yenı bılgı bulunur hayata gecırılır. Pekı bu bılgıyi hayatınıza gcırebıldınız mı ?. Sonrasında ıse bunu yansıtmak soz konusu olmalıdır kı bu bılgı ıse yarasın.. Bu bilgiyi ınsanlara yansıtabıldınız mı ?
Ben fikirtepede oturuyorum burda buyudum. Kime nasil acilabilirim paylasabilirim bana aptalmisim gibi bakarlar zaten oyleyim
estağfurullah. Düşünen sorgulayan biri ancak abdal olur aptal değil.. İnsanlar her daim yeni bir sey anlatana önyargılı davranır. Oysa bu onyargi yıkıalmaz olsaydı. Hiç bir bilim gelisemezdi.
Arkadaşlarımın paylaştığı bir bilgiyi, bir resmi hemen araştırıyorum. Doğru mu, daha detay var mı filan... Bu site de okuduğum bir bilgiyi hemen araştırmaya başlıyorum. Neler öğrendim neler... Zaten burada bulunma amaçlarımdan biri de bu aklıma gelmeyen bilgilerle karşılaşmak ve çok ilgimi çekenleri araştırmak. Maalesef itiraf edeyim ki Türkçe kaynaklara pek güvenmediğimden genelde yabancı kaynakları tek tek araştırıp çevirip okuyorum. Türkçe haberler mesela.. İki haber ajansı var. İkisi de bazen birbirinden haber de paylaşıyor. Sonra bu çığ gibi yayılıyor ama bir bakıyorsun yabancılara fotoğraf bambaşka bir konudan veya olaydan bahsediyor. Bu yüzden her şeye şüphe ile yaklaşır oldum ve bu böyledir kesin demiyorum artık.
Ne gibi?
Sorgulamak insan tekamulunun başlangıcıdır kanımca. Peki yeni öğrendiğiniz ve doğruluğunu sorguladiginiz bilgiyi paylaşıp, yansıtmaya çalışıyor musunuz?
Evet burada paylaşıyorum hatta kaynak ta veriyorum.
Arkadaşlarımı da öyle ... Uyarıyorum fotoğrafla konu çarpıtılmış deyip kaynak gösteriyorum. Hemen siliyorlar paylaşımlarını...
Yada başka birşey sorayım size.. Yıllardır doğru bildiğiniz ve sorgulanmasını bir tabu olarak gördüğünüz bir konuda yeni bilgiler öğrendiniz. Ne yapardınız?
'OKU' ilk emirdir, okumak iyidir, faydalıdır. Kulaktan kulağa diye bir oyun vardır hepimiz biliriz. 1. kişide başlayan kelimenin sonuncu kişide vardığı nokta ilk halinden hayli alakasız olur. Söz uçaaar, yazı kalır. Somut ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinmek, her bireyin insani yükümlülüğüdür bence. Kulaktan dolma bilgiler, kulaktan kulağa oyunu gibidir, bilgi, gelenek vs... Yapıcı yaklaşımla sorgulanmalı. İnsanoğlu şaşar beşer, atalarımızın yaptığı bir yanlışlık da gelenek haline dönüşmüş olabilir.
Güzel bir saptama oldu bu.. Bana "ya atalarınizda yanlış yaptıysa ..... " ayetini anımsattı. peki ayni soruyu size de sorayım. Sorgulanmasını dahi tabu olarak gördüğünüz bir konuda yeni bilgiler öğrendiniz. Nasıl bir tutum sergilerdiniz?
Yorumlari karistirdim arapsaci oldu
gayet güzel oldu Fatmagül hanim.
Hizli okumayi seviyorum ilk kez isim karistirdim
Çok tesekkur ederim anlayisiniz için hayirli geceler
Soru sormak çok önemli. Sorular sormalı insan. Yoksa insanın yaratılmasının ne anlamı var?
.
“Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz olurdu?” ayeti kapsamında değerlendirilmeli soru sormak. Arayışlara kapılıp gitmek, dünyayı gezen bir seyyah olmak, uzaya çıkan bir astronot, boyutlar arası yolculuk yapan bir bilim adamı… Merak etmeli, aramalı, soru sormalı insan…
.
DUANIZ OLMASA NE EHEMMİYETİNİZ OLURDU kapsamındadır soru sormak. Soru sormadıktan sonra insanın bu dünyada varlığının anlamı nedir? Bir robottan farkımız nedir bizim? Soru sormak…
.
İnsana üflenen ruhla ilgilidir soru sormak. O ruh olmasa idi, insan soru sormak yerine sadece hesap-kitap yapardı. Sadece program yapıp, sonra o programı uygulardı. Sadece eldeki var olanla yetinirdi
.
İnsan bir makine dişlisi değildir. İnsan karınca toplumunun bir ferdi de değildir. İnsan içine ilahi ruh üflenmiş, hayaller kuran, akılların şaşıp kaldığı-meleklerin ulaşamadığı yerlere ulaşıp uçup gezen bir varlıktır. Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var?
.
Merak ve hayal; gizem ve arayış; insan olmamızın sonucudur. Merakını, hayallerini ve soru sorma heyecanını kaybeden varlık; artık insan değil; “belhüm adal” mertebesinde bir mahluktur muhtemelen.
Meryem Haşimoğlu hanımın yukarıda bir ifadesi var:
"Her insana yaratılışta o ruhtan üflendiğine göre, sorgulamayan insan yoktur diyebilirz belki de."
.
.
Ama bakıyorum ki; sorgulayan kişi sayısı az....
O zaman; "insanlar uykudadır" hakikati sebebiyle midir bu? Herkes uykuda ve farkındalıksız bir yaşam mı sürmekte?
Uykuda olanlar öldüklerinde uyanacaklar uyanık olanlar öldüklerinde başka bir boyutta hayat bulacaklar
Peki uyanmak için ne yapmalıyız? Uyandığımızda; içimizden-ruhumuzdan bir aşk mı akıp taşacak dışarıya?
VE zaten az-çok uyanmaya başlayan insanın bir hali midir; sorgulayıcı olmak?
Eğer tekamül yolunda uyanmak nasip değilse bir başka bahara artık uyanmak
Songül Şntrk Songül hanım ya uyumak istiyorsak ?
Oda tekamül yolumuzu uzatır başka başka baharlara sonuçta herkes Bir e ulaşacak bu yolun uzunluğunu bilemiyorum kimin kısa Peygamber efendimiz gibi kimini belki milyarlarca yıl bunu bilemem
Ya tam tersi ise? Sorgulayıcı olmak demek, uyanmaya direnmek ve uykuyu daha da derin hale getirmek ise?
bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların sorgulaması uyumayı derinleştirir alemi fesada sokar. (insanlarda uykudadır ölünce uyanırlar. HZ MUHAMMED) ayrıca (ÖLMEDEN ÖNCE OLÜNÜZ ) sözü gerçek uynışın nasıl olacağını gösteriyor. Güzel yorumlar için teşekkürler selamlar.
İnsan öğrendikçe bilgi sahibi oldukça uyanmaya başlıyor daha öncede söyledipim gibi sadece bilgi de değil uyanacak insan uyandırılıyor zaten Allah cümlemize uykularımızdan uyanmayı nasip etsin
Uykudan uyanmanın ilk adımı: "Uyanacak olan kim?" sorusunda gizli...
Uyanacak olan Ahmet değil, kendini Ahmet zannedendir...
Eğer Ahmet uyanacağını sanıyorsa aldanıyor. Çünkü Ahmet, uyanılacak olan rüyanın ta kendisi.
Sorgulamanın kökeni zihin değil de aşk mı yoksa? Ruhta aşk kıvılcımları arttıkça, insan deli gibi düşünmeye, araştırmaya, okumaya mı başlar?
Ya da tam tersine; ruhtaki aşk kıvılcımlarını zihin ile bastırmak için mi; hemen sorgulamalar devreye girer?
Acaba, arayışçıların bir sıfatı mıdır "sormak" ?
Bu aşk insana olan aşk gibi değildir. Bu aşk başkadır yaradanına aşık olunca insan araştırmaya daha çok sorgulamaya başlar sonuçta bilir ki biz değil Bir olacaktır
Ne çok zihinsel vırvırınız var... (ukalalık saymayın lütfen)
Sorguladikca kaygilarin, uzun uzun dalislarin, gece uykusuzluklarin birde yasam tarzin degisiyor... Bireyligini ozumsuyorsun, bir kez daha asla bir araya tekrar gelemeyecegin farkli bireyler oldugunu goruyorsun... Aslinda herkes kendince ozgur oldugunu dusunurken, ozgur ve kendi dusunceleri, fikirleri dogrultusunda yasadigini dusunurken; kim ve ne olacagimiz ''genis olcude kalitim, toplum, egitim, aile ve dostlarimiz tarafindan kararlastirilmistir...'' Ne olacagimizin bize ogretilmis oldugunun farkina variyorsun... Sorguladikca artiyor; sorular;cevaplar... Sonra; ''Duygularimiz baskalarinin kas catmasina neden olsa bile, duyumsamaya hakkimiz oldugunu'' anliyorsun... Kendine, hayata, dogaya ve daha bircok seye bakis perspektifin degisiyor... Yalniz, bu sorgulamalar ciddi anlamda suan icinde bulundugumuz dunya duzeni ve insanlar arasinda seni yalnizlastiriyor, baska bir Dunya'ya ait oldugunu dusunuyorsun! Sonuc olarak; ben baska insanlarin sorgulamasi sonucunda edinilen, bilgi ya da deneyimlerin hazir olarak edinilmesinden, sorgulamayan kisinin hicbirsey kazanacagini dusunmuyorum; yuzeysel, emeksiz bilgi bir insana ne katabilir... Bir insan sorgulamadan kendi havuzunun derinliklerinin ancak yuzeyinde yuzer, derine dalmasi icin kendisinin bizzat sorgulamasi dusuncesindeyim; aksi takdirde sorgulamayan kisi birgun derine dalmak zorunda kaldiginda kisinin kendisini, kendisine olan yetersizligi bogar... Yasanilan omure yazik olur! Sorgulamayan, hazirci insan; kusursuz ici bos profiller cizer...
İnsan Ruh'a yöneldikçe sorgulamaktan uzaklaşır hayranlaşmaya başlar, beyne yaklaştıkça hayranlaşmaktan uzaklaşır uzmanlaşmaya yaklaşır,
Aristo derki "İnsan düşünen bir hayvandır" insanda düşünmedikten ve sorgulamdıktan sonra hayvandan hiçbir farkı kalmaz.
araştırmayı severim
Eger birşeyleri sorgulamıyorsan yaşın kac olursa olsun kişiliğinin oturmasını beklemekte boşa çekilmiş kürek olur..
Biri yol açsın ben giderim demek kolaycılık ezbercilik olurdu, açılan yol doğru yolmu, nereye gider nasıl gider belli mi, elbette sorgulamak, araştırmak öğrenmek en güzeli, yapılabiliyorsa bir güzel yolda kendin açabilmeli..