Üzülme inanir güvenir isen Üzülme olmuyor ise Üzülme kırdılar ise Üzülme hayat acımasızların ise Sen yeterki umudunu yitirme İnan sabret bilki senin umudun var
Üzülme! Allah hüzünlü kalplerdedir. Üzülme! Allah'tan ümit kesilmez. Üzülme! Kolun kırıldıysa yerine kanat çıkar Üzülme! Allah bir kapı kapatır Yerine binlerce sevinç yaşatacak bir kapı açar.
Keder, gam, tasa biz kullar için bir imtihandır. Bunlar hayatımızda hep olacak Allah ile olursak bunlardan kurtulma yolunu buluruz. Allah taşıyamayacagımız yük vermez Kul o yükü nasıl taşayacağını bilemez o kadar
Bence inanın çok ah alıp zaman geçtikçe acı çekeni gördüm Allah hemen göstermiyor Allah herkesin zulmüne sabrediyor Esma isimlerinden biri de Ya Sabır'dır.
Herkesin adil bir şekilde öleceği bu hayatta hiçbir şey için üzülmeye değmez dolu dolu yaşayın sevin sevilin insana değer verin bir hayvanin başını oksayin mesela huzur evlerini ziyaret edin kimsesiz çocukları mutlu edin kendinize iyilik yapın ne yaparsaniz yapın ama üzülmeyin
Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin? Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı.
Üzülüyorsan, Biri var ki cılız varlığını düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyor kalbine. Kıymetini bil ki, üzmeye değer görüyor seni. Hüzünlerin kalbinin toprağını allak bullak ediyorsa, sen ekilmeye layık bir topraksın demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğün güvencelerin, yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir.
Üzülme!
Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine. Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçeklerin olacak demektir. Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını, bir yüce dağsın sen demek ki, az bekle, eteğinden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki...
Üzülme!
Üzülüyorsan, şımaramazsın. Kibrin kirli tuzağına düşemezsin. Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların. Uzak geçersin isyanlı yollardan. Heveslerinin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin. Seni Biri yakınlığına çağırıyor demek ki... Gözden çıkarmamış olmalı seni.
Üzülme!
Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir. Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden. Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını. Umudunu kes sahte doymalardan. Yüreğini küstür coşkulardan. Kapı açıldı açılıyor demektir.
Üzülme!
Üzülüyorsan, kaybedeceğin bir şeyler var demek ki... Kaybedeceği bir şeyi olanlar çoktan kazanmışlardır. Eline geçmeyenleri saymakla tüketme nefesini, elindekileri saymaya başla. Hepsini saysan bile, nefesini saymaya nefesin yetmeyecek demektir. Bak işte zenginsin.
Üzülme!
Seni bir "İşiten" var. Seni senin kendini bile sevmenden önce O sevdi seni. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değilO. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değilO. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor.
Üzülme!
Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin? Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı.
Üzülme!
O'nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan gözleri yaşlar içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: "Lâ tahzen, innAllahe meânâ."
Üzülme!
Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. "Rabbin sana küsmedi ki..." Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. "Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki..."
Ağrıyan ve ağlayan kalbini alıp Rabbine gitmektir tek çare... Zira O sığınılacak tek merci, yardım istenilecek tek merci, yaslancak tek dayanak, beklentiler boşa çıkmayacak tek umut kapısıdır...
Yükseklir ve alçalir yürek her tik tak'la ve genişleyip daralır. Bazen yükseklerde teyaran eder de, gün olur açamaz kanatlarını yer kuşu olur. Daralan ve kendine büzülen yüreği neyle genişletmel Kabuğuna saklanan kaplumbağa ve dikenine yumulan kirpi gibi, bunalınca yürüdüğün yolda; nereye kaçmali ve korumalı kendini?
Zengin, evinin balkonunda oturup dışarıyı seyrederken, çöp kutularından bir şeyler toplayan fakir birini gördü, “Allah’a şükürler olsun ki fakir değilim.” dedi. O sırada fakir adam etrafa baktı, el arabasında yürütülen engelli birini gördü, “Allah’a şükürler olsun ki engelli değilim.” dedi. Derken engelli adam yolda ambulansın hızla bir hastayı hastaneye yetiştirmekte olduğunu gördü, “Allah’a şükürler olsun ki hasta değilim.” dedi. Hasta da hastaneye vardığında ölen birinin morga götürüldüğünü gördü, “Allah’a şükürler olsun ki yaşıyorum.” dedi…. Öyleyse ne hâlde olursan ol, tam da şu anda Allah’a şükret. Çünkü her şeye rağmen sana yaşama fırsatı vermiştir… Şimdi ben bunları yazabiliyorum ya ve sen de bu yazılanları okuyabiliyorsun ya, buna da şükürler olsun Allah’ım!… Bu gerçeği başkalarına da söyle ki yaşadıkları için Allah’ın onları sevdiğini hatırlasınlar…ALINTI İNANINKİ HİÇ BİR ŞEY BENİM İNANCIMA GÖRE HESAP GÜNÜ MAHŞER YERİNDE "NE YAPTIN SANA VERDİĞİM BUNCA ZAMAN İÇİN DE" DENİLDİĞİNDE "VERECEK CEVAP BULAMAMAK" KADAR ÜZÜCÜ OLAMAZ ... O YÜZDEN BİNLERCE ŞÜKÜRLER OLSUN RABBİME, ALLAH CÜMLEYE ACISIN YARDIMCIMIZ OLSUN...
Uzulme uzulmeyin Sonunda ne olsa yine uzulmeyin. Ölüm diye bir gercek varken dunya islerine uzulmeyin. Nasilki en mutlu oldugunuz gun bile gecip gidiyor anilarinizda kaliyorsa. Kotu gunlerinizde gececek sizle yasayacak degil ya. O zaman uzulme uzulmeyin BUDA GECER be arkadas olum diye bir gercek var uzuldugun seye bak
Üzülme! Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir. Kalpsizler üzül(e)mezler ki. Ne mutlu sana ki, üzülebiliyorsun. Dokunan var demek ki kalbine. Ya dokunulmasaydı kalbine. Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin verilmeseydi. Demek ki gözden çıkarılmadın. Demek ki sen hâlâ bir umut tarlasısın. Üzülme! Üzülüyorsan, Biri var ki cılız varlığını düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyor kalbine. Kıymetini bil ki, üzmeye değer görüyor seni. Hüzünlerin kalbinin toprağını allak bullak ediyorsa, sen ekilmeye layık bir topraksın demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğün güvencelerin, yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir. Üzülme! Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine. Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçeklerin olacak demektir. Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını, bir yüce dağsın sen demek ki, az bekle, eteğinden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki… Üzülme! Üzülüyorsan, şımaramazsın. Kibrin kirli tuzağına düşemezsin. Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların. Uzak geçersin isyanlı yollardan. Heveslerinin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin. Seni Biri yakınlığına çağırıyor demek ki… Gözden çıkarmamış olmalı seni. Üzülme! Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir. Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden. Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını. Umudunu kes sahte doymalardan. Yüreğini küstür coşkulardan. Kapı açıldı açılıyor demektir. Üzülme! Üzülüyorsan, kaybedeceğin bir şeyler var demek ki… Kaybedeceği bir şeyi olanlar çoktan kazanmışlardır. Eline geçmeyenleri saymakla tüketme nefesini, elindekileri saymaya başla. Hepsini saysan bile, nefesini saymaya nefesin yetmeyecek demektir. Bak işte zenginsin. Üzülme! Seni bir “İşiten” var. Seni, senin kendini bile sevmenden önce O sevdi. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değilO. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değilO. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor. Üzülme! Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin. Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, Senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı. Üzülme! O’nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan göz yaşları içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: “Lâ tahzen, innAllahe meânâ.” Üzülme! Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. “Rabbin sana küsmedi ki…” Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. “Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki…”
Üzülme ayağına batan dikenler aradığın gülün habercisidir. (Mevlana)
Uzmeyin
üzülme her gecenin karanlık aydınlığına göz kırpan bir güneşin sabah aydınlığı vardır.
Ne zaman
hep umutla sabaha uyanıyoruz ama ne zaman bilemiyorum umut işte : )
Üzülme Allah bizimle
Tam da üzülürken...
Üzülme, ilahi adalet er ya da geç tecelli edecektir, (son dönemlerde sıkça teselli bulduğum)
Sevdiklerin, hayallerin, sağlığın, geleceğin, zamanın... Var
Üzülme, Hakk'ın değirmeni yavaştır ama ince öğütür.
Üzülme her gecenin bir sabahı var..
üzülmeALLAHvar
Üzülme kalk bi çay demle çaymühim
Yavruuuuu
Uzayda su bulsam çay demlicem
Banada kahve yapppp
Hemen
Üzülme eğer nefes alıyorsan umut var demektir...
her şey geçer
Üzülme...
Her karanlık gecenin, bir sabahı vardır...
Üzülmek yarının sıkıntısından bir şey eksiltmez bugünün gücünü tüketir..
Uzulmeyelim
Üzülmeyelim
Üzmeyin ulennnn
Üzülme inanir güvenir isen
Üzülme olmuyor ise
Üzülme kırdılar ise
Üzülme hayat acımasızların ise
Sen yeterki umudunu yitirme
İnan sabret bilki senin umudun var
La tahzen.. Üzülme Rabbim her zaman yar ve yardımcımızdir..
Dik dur ve gülümse bırak ne olduğunu merak etsinler. (Che)
Uzulursen uzersjn...
olan olmuş bundan sonrasına bakalım.
Üzülmenin ecele faydası yok
Sıkıntı yok efendiler!!! Dert insana yol gösterir (Mevlana)
Dert yolmu gösterir yol mu kapatır. Tartışılır ...
Üzülmek yok, öldürmeyen her darbe güç verir...
... Herşey çok güzel olacak
her firtinadan sonra mutlaka güneş dogar...
Üzülmeyin kelimesine sinir oluyorum:)
Sanki keyfimizden:)
üzülme seni ÜZEN en derin yerinden üzerler ...
Uzulmeyelim
Zaman herseyin ilacıdır
Üzülmesinler
Üzülsende üzme.. MEVLANA..
Yada hesap makinesine istediğin yazdığın istediğin duyguyla gerçeklerin 4 işlemini yap..
Uzulme her gecenin sabahi vardir.
Üzülme! Allah hüzünlü kalplerdedir.
Üzülme! Allah'tan ümit kesilmez.
Üzülme! Kolun kırıldıysa yerine kanat çıkar
Üzülme! Allah bir kapı kapatır
Yerine binlerce sevinç yaşatacak bir kapı açar.
Herşey geçecek insallah..
La Tahsen
Allah'a inanan, Allah'a güvenen, Allah'ı seven, Allah ile olan üzülmesin Allah varsa gam, keder, tasa yok
AMENNA Allah var keder yok
Amin
Sağlık olsun
Uzulme her gecenin sonunda Yeni bir gunun baslangici var. Umutlar. Guzellikler bu gunde sakli.
<><<İnnellahe meassabirin>>
Keder, gam, tasa biz kullar için bir imtihandır. Bunlar hayatımızda hep olacak
Allah ile olursak bunlardan kurtulma yolunu buluruz.
Allah taşıyamayacagımız yük vermez
Kul o yükü nasıl taşayacağını bilemez o kadar
İlahi sistemde zerre bir şey zayi olmaz. Üzen üzülür, eden bulur, ah alan çeker...
Hatice Gül hanım inanmama özgürlüğüne sahipsiniz. Bende inanma özgürlüğüne. Saygı duyarım.
Evet Hatice Gül hanım, olabilir.
Bence inanın çok ah alıp zaman geçtikçe acı çekeni gördüm Allah hemen göstermiyor Allah herkesin zulmüne sabrediyor Esma isimlerinden biri de Ya Sabır'dır.
Üzülme ÜZ!
Degmez
Buda geçer
Herkesin adil bir şekilde öleceği bu hayatta hiçbir şey için üzülmeye değmez dolu dolu yaşayın sevin sevilin insana değer verin bir hayvanin başını oksayin mesela huzur evlerini ziyaret edin kimsesiz çocukları mutlu edin kendinize iyilik yapın ne yaparsaniz yapın ama üzülmeyin
Ve bizden hüznü gideren Allah'a hamdolsun,
Fâtır süresi 34
Üzülme!
Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin? Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı.
Ne kaliciki bu olsun ... Sevinclerimiz gibi, uzuntulerimizde gecici .
Üzülme!
Üzülüyorsan, Biri var ki cılız varlığını düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyor kalbine. Kıymetini bil ki, üzmeye değer görüyor seni. Hüzünlerin kalbinin toprağını allak bullak ediyorsa, sen ekilmeye layık bir topraksın demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğün güvencelerin, yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir.
Üzülme!
Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine. Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçeklerin olacak demektir. Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını, bir yüce dağsın sen demek ki, az bekle, eteğinden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki...
Üzülme!
Üzülüyorsan, şımaramazsın. Kibrin kirli tuzağına düşemezsin. Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların. Uzak geçersin isyanlı yollardan. Heveslerinin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin. Seni Biri yakınlığına çağırıyor demek ki... Gözden çıkarmamış olmalı seni.
Üzülme!
Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir. Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden. Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını. Umudunu kes sahte doymalardan. Yüreğini küstür coşkulardan. Kapı açıldı açılıyor demektir.
Üzülme!
Üzülüyorsan, kaybedeceğin bir şeyler var demek ki... Kaybedeceği bir şeyi olanlar çoktan kazanmışlardır. Eline geçmeyenleri saymakla tüketme nefesini, elindekileri saymaya başla. Hepsini saysan bile, nefesini saymaya nefesin yetmeyecek demektir. Bak işte zenginsin.
Üzülme!
Seni bir "İşiten" var. Seni senin kendini bile sevmenden önce O sevdi seni. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değilO. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değilO. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor.
Üzülme!
Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin? Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı.
Üzülme!
O'nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan gözleri yaşlar içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: "Lâ tahzen, innAllahe meânâ."
Üzülme!
Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. "Rabbin sana küsmedi ki..." Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. "Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki..."
Senai Demirci nin mi?
Harika...
Keske kopyala yapistir yerine kendi icinden gecen 2 kelime 3 hece birsey yazsaydiniz daha iyi olurdu. Ama paylasiminiz bence mukemmel.
Evet sensiz demirci Hatice Tunaboğlu
Allah var ..
Ağrıyan ve ağlayan kalbini alıp Rabbine gitmektir tek çare... Zira O sığınılacak tek merci, yardım istenilecek tek merci, yaslancak tek dayanak, beklentiler boşa çıkmayacak tek umut kapısıdır...
Üzülme... İki saattir telefon elimde düşünüyorum. Ekran ışığı şarjımı bitirdi ama şöyle can alıcı bir yazı gelmedi aklıma. Gelirse tekrar yazarım...
Yükseklir ve alçalir yürek her tik tak'la ve genişleyip daralır.
Bazen yükseklerde teyaran eder de, gün olur açamaz kanatlarını yer kuşu olur.
Daralan ve kendine büzülen
yüreği neyle genişletmel
Kabuğuna saklanan kaplumbağa ve dikenine yumulan kirpi gibi, bunalınca yürüdüğün yolda; nereye kaçmali ve korumalı kendini?
Darda kaldım diye umutsuz olma.
Yok iken dünyayı var eden vardır.
| Neşet Ertaş
Üzülme Allah sabredenlerle beraberdir
Uzulme sevmıyorum bu kelimeyi napsam uzulcem o an
Çok fazlada üzülmeyeceksin nasıl olsa bu dünyada bırakıp göçüp gideceksin
Dert yoktur dert edinmekbvardırr
Üzülmeyelim...
Üzülme dıyorum kendıme senın bıldırın yayına alınmadıysa takılacak bumu kalmış
Üzülmeyin, sizinkide yayımlanmıyabılır
Üzülme henüz filizlenecek umutlar var
Üzülme kader üstünde kader var
Üzülme her şeyin sahibi var
Üzülme tekamülüne yolculuk var
Üzme,
Üzülme,
Sev,
Sevil.
Üzülme kaybettim sandıkların kurtulduklarındır belkide Sözün sahibini tam hatırlayamadım affola.
Şu sıralar okadar çok ve sık üzülüyorum ki devamını tamamlayacak takatim yok "ÜZGÜNÜM"
Üzülme değmez Buda geçer nasıl olsa Bak tamamladık
Geçsin tek dileğim... Mutsuz olmak, üzgün olmak çok çok acıtıyor insanın canını
En iyi ben bilirim
Dilerim sizin üzüntülerinizin yerini mutluluk almıştır. Benim ki elbet geçecek. Aslında bedel ödüyorum farkındayım. Lakin canım yanıyo
Hayat bu zaten
üzülme ama kirpiklerinde asılı kalmasın da gözyaşların elbet güneş açar gözlerin ışıl ışıl parlayacak vakit de gelir...
Zengin, evinin balkonunda oturup dışarıyı seyrederken, çöp kutularından bir şeyler toplayan fakir birini gördü, “Allah’a şükürler olsun ki fakir değilim.” dedi.
O sırada fakir adam etrafa baktı, el arabasında yürütülen engelli birini gördü, “Allah’a şükürler olsun ki engelli değilim.” dedi.
Derken engelli adam yolda ambulansın hızla bir hastayı hastaneye yetiştirmekte olduğunu gördü, “Allah’a şükürler olsun ki hasta değilim.” dedi.
Hasta da hastaneye vardığında ölen birinin morga götürüldüğünü gördü, “Allah’a şükürler olsun ki yaşıyorum.” dedi….
Öyleyse ne hâlde olursan ol, tam da şu anda Allah’a şükret.
Çünkü her şeye rağmen sana yaşama fırsatı vermiştir…
Şimdi ben bunları yazabiliyorum ya ve sen de bu yazılanları okuyabiliyorsun ya, buna da şükürler olsun Allah’ım!…
Bu gerçeği başkalarına da söyle ki yaşadıkları için Allah’ın onları sevdiğini hatırlasınlar…ALINTI İNANINKİ HİÇ BİR ŞEY BENİM İNANCIMA GÖRE HESAP GÜNÜ MAHŞER YERİNDE "NE YAPTIN SANA VERDİĞİM BUNCA ZAMAN İÇİN DE" DENİLDİĞİNDE "VERECEK CEVAP BULAMAMAK" KADAR ÜZÜCÜ OLAMAZ ... O YÜZDEN BİNLERCE ŞÜKÜRLER OLSUN RABBİME, ALLAH CÜMLEYE ACISIN YARDIMCIMIZ OLSUN...
Allah'a can kurban...
Rabbim Her ana sayisiz şükür hamdolsun
İstemez misin ya Ömer dünya onların ahiret ise bizim olsun ( Hz. Muhammed) beni delip geçenlerden...
Üzülme can! Sabret, hamd et, şükret!!! Nasıl olsa O biliyor...
Ağlama yavrum ağlama /3 gün kaldı bayrama
Çocukken söylerdik ninni gibi bişeydi sanırım
Şimdi düşündüm de aslında bi sır saklıyor
Allah sabredenleri sever
Amin
Evet
Uzulme uzulmeyin
Sonunda ne olsa yine uzulmeyin. Ölüm diye bir gercek varken dunya islerine uzulmeyin. Nasilki en mutlu oldugunuz gun bile gecip gidiyor anilarinizda kaliyorsa. Kotu gunlerinizde gececek sizle yasayacak degil ya. O zaman uzulme uzulmeyin BUDA GECER be arkadas olum diye bir gercek var uzuldugun seye bak
Gamsiz olun uzulmeyin
Canımız sağolsun
Çünkü kimse için üzülmeye değmez.
Üzmeyin.
Üzülme üzülürüm kıyamam sana
Bilirsin kötü söz diyemem sana
Ben düşler ülkesinin gelgit akıllısıyım
Ayrılık hakikaten sonradan koydu bana
kaybettikçe yenildikçe yılmayın. Başa dönün gerekirse daha güzel yenilin
Korkma! Çekinme! Üzülme! Hüzünlenme! Yeise Kapılma! Allah Bizimle Beraberdir!
Hayat kısa
İnnellahe meane la tahzen
Üzülme Allah var gam yok
Buda geçecek
Üzdüğün kadar üzülürsün
sabret, umut et..
duzelu bee
Üzülme bugünlerde de geçecek. Dönüp geri baktığında boşuna üzülmüşüm diyeceksin.
Yani yine üzüleceksin.
(Üzülme),Rabbin seni terketmedi ve darılmadı da. (Duha 3 meali)
Hersey olacagina varirr ...
Değmez !
Üzme laa beni
Üzün sizi üzenleri ınısını tövbe tövbe
Uzulme uzulmeyin uzulurseniz.......
Üzülme ayağına batan dikenler aradığın gülün habercisidir..
Demet Küçükceylan en başta yazdığım söz
Ben de en sona yazayım dedim Devrim Bektaş
Elinden gelecek, yapacak birşey yoksa, senin dışında gelişiyorsa birşeyler üzülme...
Ama birini acıttı isen üzül, hatta git başını duvarlara vur.
Lâ tahzen…
Üzülme!
Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir. Kalpsizler üzül(e)mezler ki. Ne mutlu sana ki, üzülebiliyorsun. Dokunan var demek ki kalbine. Ya dokunulmasaydı kalbine. Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin verilmeseydi. Demek ki gözden çıkarılmadın. Demek ki sen hâlâ bir umut tarlasısın.
Üzülme!
Üzülüyorsan, Biri var ki cılız varlığını düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyor kalbine. Kıymetini bil ki, üzmeye değer görüyor seni. Hüzünlerin kalbinin toprağını allak bullak ediyorsa, sen ekilmeye layık bir topraksın demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğün güvencelerin, yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir.
Üzülme!
Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine. Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçeklerin olacak demektir. Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını, bir yüce dağsın sen demek ki, az bekle, eteğinden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki…
Üzülme!
Üzülüyorsan, şımaramazsın. Kibrin kirli tuzağına düşemezsin. Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların. Uzak geçersin isyanlı yollardan. Heveslerinin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin. Seni Biri yakınlığına çağırıyor demek ki… Gözden çıkarmamış olmalı seni.
Üzülme!
Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir. Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden. Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını. Umudunu kes sahte doymalardan. Yüreğini küstür coşkulardan. Kapı açıldı açılıyor demektir.
Üzülme!
Üzülüyorsan, kaybedeceğin bir şeyler var demek ki… Kaybedeceği bir şeyi olanlar çoktan kazanmışlardır. Eline geçmeyenleri saymakla tüketme nefesini, elindekileri saymaya başla. Hepsini saysan bile, nefesini saymaya nefesin yetmeyecek demektir. Bak işte zenginsin.
Üzülme!
Seni bir “İşiten” var. Seni, senin kendini bile sevmenden önce O sevdi. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değilO. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değilO. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor.
Üzülme!
Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin. Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, Senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı.
Üzülme!
O’nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan göz yaşları içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: “Lâ tahzen, innAllahe meânâ.”
Üzülme!
Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. “Rabbin sana küsmedi ki…” Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. “Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki…”
Senai Demirci
Çok güzel
Bu nasıl bişey böyle muhteşemm bayıldımm
nasıl olsa herşey gibi bu da geçecek....
Uzulme, uzulmeyin ..........................., uzulmesinler.