İnanan biri “benim inancımda kapanmak böyle veya şöyle” deyip kapanmışsa... Kimse "öyle değil-yanlış" diyemez... Hür irade sahipiyse (+18) nasıl istiyorsa öyle giyinir.... Mustafa Kemal ATATÜRK de böyle düşünerek erkek kıyafetine bazı düzenlemeler yapıp (örneğin şapka kanununu çıkarmışsa da) kadın kıyafeti hassasiyetinden dolayı "yaşadığı sürece kadın kıyafetine dair tek yasal düzenleme yapmayı uygun bulmamıştır" . Doğrusu da kanaatimce budur... Çünkü İslam dini akıl ve mantık dini olarak bilinir. İnsanların hür iradesini tanır Bunu da "size cüz-i irade" verdim diyerek açıklar... Yani "Allah sana verdiği cüz-i iradeye güvenmese idi sana irade vermezdi" sonucu çıkar, eğer bu sonuç çıkmıyorsa o zaman da aksine "İğneden ipliğe her şeyi ben tanzim edeceğim senin istek ve iradene gerek yok" derdi. İslamda kapanma "SETR-İ AVRET" tanımıyla geçer (Bu da avret yerlerinin kapanması / setlenmesi/kapatılması) anlamındadır. Yani bugün İslama veya başka dine inansın veya hiç bir dine inanmasın "her normal insanın kapattıkları mahrem saydıkları genital ve/veya üreme/çocuk besleme bölgeleridir." Setr-i avret; namazın dışındaki farzlarından biridir. Bilindiği gibi namazın farzları 12 tanedir ve bunların 6 tanesi dışındaki farzlardır. İşte bu kapanma konusu bir burada geçer... Öncelik ibadet esnasında ki kıyafet durumudur. Bir de Nur-31 inci ayette geçer, o da şöyledir: Diyanet İşleri RESMİ çevirisi: "Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna (hariç) , zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar...." Şimdi bu "zinet/ziynet" (TDK sözlüğü: "süs, bezenme" der) kavramı ile "başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar" kısımlarında çok değişik çeviri ve yorumlar vardır.
İnanan biri “benim inancımda kapanmak böyle veya şöyle” deyip kapanmışsa... Kimse "öyle değil-yanlış" diyemez... Hür irade sahipiyse (+18) nasıl istiyorsa öyle giyinir.... Mustafa Kemal ATATÜRK de böyle düşünerek erkek kıyafetine bazı düzenlemeler yapıp (örneğin şapka kanununu çıkarmışsa da) kadın kıyafeti hassasiyetinden dolayı "yaşadığı sürece kadın kıyafetine dair tek yasal düzenleme yapmayı uygun bulmamıştır" . Doğrusu da kanaatimce budur... Çünkü İslam dini akıl ve mantık dini olarak bilinir. İnsanların hür iradesini tanır Bunu da "size cüz-i irade" verdim diyerek açıklar... Yani "Allah sana verdiği cüz-i iradeye güvenmese idi sana irade vermezdi" sonucu çıkar, eğer bu sonuç çıkmıyorsa o zaman da aksine "İğneden ipliğe her şeyi ben tanzim edeceğim senin istek ve iradene gerek yok" derdi. İslamda kapanma "SETR-İ AVRET" tanımıyla geçer (Bu da avret yerlerinin kapanması / setlenmesi/kapatılması) anlamındadır. Yani bugün İslama veya başka dine inansın veya hiç bir dine inanmasın "her normal insanın kapattıkları mahrem saydıkları genital ve/veya üreme/çocuk besleme bölgeleridir." Setr-i avret; namazın dışındaki farzlarından biridir. Bilindiği gibi namazın farzları 12 tanedir ve bunların 6 tanesi dışındaki farzlardır. İşte bu kapanma konusu bir burada geçer... Öncelik ibadet esnasında ki kıyafet durumudur. Bir de Nur-31 inci ayette geçer, o da şöyledir: Diyanet İşleri RESMİ çevirisi: "Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna (hariç) , zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar...." Şimdi bu "zinet/ziynet" (TDK sözlüğü: "süs, bezenme" der) kavramı ile "başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar" kısımlarında çok değişik çeviri ve yorumlar vardır.