Gelişim için yeni üretim fikrin nedir?

Dünyanın en büyük bor rezervi türkiyede bunu kendimiz işlemeli enerji kaynağı olarak kullanmalı ve bu sayede diğer ülkelerin önüne geçeriz ve onlar bizi takip eder
Ama su an ne yapıyoruz
Bor cıkartiyoruz bunu ihracat yapıyoruz ihracat yaptığımız ülkeler bunları işleyip bizim ülkemize satıyorlar :#

Şunu çok iyi bilmeliyiz ki toprak altından çıkardığın bor hiçbir işine yaramaz
Ucuz bir madendir...
Nakliyesi kulfetlidir
Bor minerali bir yari iletken dır
Enerji ve teknolojik araçlarda yarı iletken çok iyi bir iletken olan altından aslında daha değerlidir

Teknolojik bilgin ve bu teknolojiyi pazarlayacak tecrübe ve yöntemin yoksa eğer bor madeni hiçbir işine yaramaz

1 ton bor madeni fiyatı sadece 150 dolardır
Dikkat edin bor madeni ve karbondan yapılan 17 milyar transistor içeren bir işlemci ( uydularda kullanılır) yaklaşık ağırlığı 37 gramdir fiyatı 37 milyon dolar dir
Yani gramı 1 milyon dolar

Ilyas Sarıfakıoğulları abi üretmekten başka kurtuluşumuz yok. Malum yönetici ülkeler hep üretenler. Her şeyi üretip ihraç etmemiz gerek. Üretmenin yüzlerce yönü, ayağı var. Sadece ekonomi değil.

Üretmekten başka çare yok.
Sistem ise üretmemeye endeksli

Peki ya sistemi kiramaz miyiz ?

Teknoloji anlatayım şudur

Olumsuz bir durumda
@ Hatice Şanver şeklinde beni etiketleyebilirsiniz. Fırtınanız bol olsun

Ilyas Sarıfakıoğulları abi hayır. Zira kira ile sistemleri deşifre olur. Adamlar o kadar aptal değiller.

Kıramazsın bunun için toplum zekası yeterli kalibreye ulaşmış değil. Aksine toplum sistemin destek ve bekçisi.

İki genç ( üzgünüm isimleri aklımda tutamiyorum)
Üniversitede dersten çıkıp yan yana otururlar
Genel gorelilik kuramı ni bir basit uydu ile kanitlayabiliriz derler basitçe bir sistem oluştururlar ve nasa nin kapısını çalarlar projelerini sunarlar ve biz bunu 25bin dolar bütçe ile yaparız derler

Bu uydu sistemi 35 yılda tamamlanır ve maliyeti 4milyar dolar tutmuştur
Sonun da evet genel gorelilik kuramı kanıtlanmıştır

Teknoloji anlatayım şudur
Genel gorelilik kuramı ni ezbere bilmek yada kanitlandigini bilmek değildir
Teknoloji o uydudan gelen verilere sahip olmaktır
Sen sadece genel gorelilik kuramı ni bilirsin
Ancak veriye sahip olan 35 yılını ve 4milyar dolarını harcayanindir

Saman ithal ediyoruz hocam saman.
Işınlanma makinası dahi yapsan tübitak sana git limon sat der.
Bu ulkede Sistemi kırman ışınlanma makinasını bulma oraninla aynıdır.
Okullarda verilen eğitim kasıtlı ve bilinçli sürü yetiştirme eğitimidir. Bu sürü sistemin bekçisi sistem ise sürüyü bir döngü içerisinde saman ithal ettiren faktördür.
Bu ulkede zeka memurluk ile eş anlamlidir

Tübitak bile abuk subuk şeyler yapıyor internette onlarca örneği var bir genç mucid gider ve tubitaka projesini sunar tubitak gereksiz gorup projeyi takmaz bile genç mucid pes etmez ve amerikadaki bilim kuruluşlarına götürür ve hayatı boyunca burs alıp projesini kuruluşta 1. Secerler
Yani türkiyenin bilim kurumu bile gelişmeye açık değil

Bu şunu göstermiyor mu
Biz herşeyi bir başkasından ( örneğin devletten) bekleyen bağımlı olmaya yatkın bir toplumuz ...
Peki bu bağımlı olma ve beklenti içinde olma durumunu nasıl kırarız

Geçen yıl ispanyada turizme dolaylı ve doğrudan yaklaşık 150 milyar dolar katkisindan dolayı iki Türke özel devlet ödülü nişanı verildi halbuki bu iki genç turkiyede iş bulamamislardi

Devlet ten olan beklentilerimizi belirleyip toplum olarak kendi yapmamız asmamiz gereken konuları da belirlemek ve hayata geçirmek için adımlar atmak bir çıkış yolu sunmaz mi

Düşünün Manisa doğumlu bir gençsiniz ve fakirsiniz
Ancak attığınız adımlar sizi philiph morris yapıyor
Sanırım kurmamız gereken ilk bina marka olmak olmali

Biz aslında herşeyiz yani herşeyi elinde olan bi ülkeyiz ama aynı zamanda hićbişeyiz çünkü elindeki imkanları yok edebilen bi ülkeyiz ülkemiz dünyadaki cennetken cehennem yapan biziz yani gerek yok yeni fikre elimizdekileri değerlendirebilsek mükemmel olur herşey

Kahrolsun emperyalizm demek ile ve hatta bu sistem eninde sonunda çökecek demek ile hiç bir şey elde edilemez olaki emperyalizm çökse dahi daha beter bir düzen çoktan kurulur ..
Düzenleri alt etmenin en etkin yolu yeni bir düzen keşfetmek hatta en basitinden yeni bir fikir akımı oluşturmaktır
Mesala siyonizmi asla alt edemezsin bilinen tarihi bin yıl öncesine dayanır bugün başlasan onlardan bin yıl geride olursun
Fakat Selahattin eyyubiyi anlar üzerine bir akım kurarsan bin yıl geride değil onların 10 20 yıl önüne gecersin

Münferit şekilde her şeyi yap çığır aç düşün araştır uğraş yüzlerce kitap oku sonra tüm bunların hic birini yapmayan bir yetkili buluşun hakkında imza sahibi olsun.
Bence bu ülke için yapılması gereken en büyük icat sistemin değişmesidir. Sistem için de toplumsal zeka nın yükselmesi gerekir.
Aksi halde 10. Merdivenden başlanılmaz 1 den baslanilir.
Yada merdivenin altında korsan üretirsin.

Oyle bir yol yok. Ronesans baslammadan once gerekli sartlar olusmus osmanliya(o zamanin en guclu devletine) uyum saglanmis alis veris ler artmisv. S bizim onlatin onune gecmemiz icin ilk once onlarla esit olmaliyiz hem çin hem abd hem afrikaliv. S olursak zaten ondeyiz demektir.

ÜRETİMİ VE KURUMLARI BESLEYEN İNSANLARIMIZI EĞİTMEDEN HİÇ BİR YOL BAŞARILI OLAMAZ. TÜRKİYE DE KURULAN ŞİRKETLERİN YAŞAMA ORTALAMASI YİRMİ BEŞ TİR. SELAMLAR

yeni yol eski yol diye bir şey yokaklın yolu var sadece coğrafyan insan kaynakların iklimin neyi gerektiriyorsa onu yaparsın çok fazla nüfusun varsa vergileri sıfırlar bütün dünyadan sermaye çekip ülkende üretim yaptırırsın çin gibi çok eğitimli insan kaynağın var ama tarıma elverişli torprağın yok turizme uygun değilsin teknoloji üretirsin japonya kore gibi türkiyeye gelince coğrafi konum itibarı ile tarımada turizmede sanayiyede elverişli coğrafya iklim herbişey fazlası ile mevcut bütün dallarda koşmak lazım

bor var toryum var. Olmadı adana kebap, sis ciğer, kuş başı. Buyrin,,,

Ya bu dediğiniz olay Vecihi hürkuş'un yaptığı uçaklarda, Demirağ'ın yapıp boykot edilen ve kapatılan uçak fabrikasında veya devrim arabasında yapılmadımı insanlarımızın önü kesilmedimi, önce sağ sol çatışması ardından, terör sıçramadımı, suçlu şuanki devlet mi yoksa bizleri karanlığa gömen bir gecede cahilleştiren sistem mi o tartışılır bence...

Üretim fikri olanlarının fikirlerinin çalındığı, kopyalandigi, dünyada 2. Kopya üreticisi ülkede fikir üretmek;
Yasanin 4 senedir bekliyor olmasi...
hukuki boşluklar...
Tpe'nin önüne gelene her istedikleri belgeyi verip mahkemelere ön vermesi...
Ve büyük büyük firmaların küçük girişimcilerin fikri ve sanayi haklarını gasp etmesi, doymak bilmez iştahları....
Tpe ve tubitakta Türk insanına kazandırılması gereken fikirlerin yurt dışına çıkışına sebep olanlarin bulunması....
Ülkemizde fikir üretimini engellemekte Steve jobs'larin çıkmasını engellemektedir.

Var hemde 'ala bir fikir kaç para verceksin ilyas

Türkiyede yeni yol bulanlar ya o yolu yapacak malzeme bulamadı NASA ya alıp iş verdiler yada bazılarını bir şekilde yok ettiler...

Baştan yanlış bilip yanlış yol almışsın... Tarimda hollanda madende abd almanya sanayide yine abd almanya en önde ülkelerdir.. Senin örnek verdiğin diğer ülkeler sömürge ülkesidir... Soruna gelince tarım ve hayvancılık bitmiş o konularda dışa bağımlı durumdayız bu halin ile hiç bir alanda yol alamazsın.. Çöldeki israil bile bize ve dünyaya tarım ürünleri satıyor..

Ülke bazında "ne üretilmeli" diye düşünürsek, Ülkeyi dünyadan ayrı düşünmek mümkün değil. Nereye gidiyor? Neye ihtiyaç var? Öyle ya da böyle küreselleşme devam ediyor. Artık "ülkeme hizmet" anlayışı (hala varsa tabi) yerini "dünyaya hizmet" anlayışına bırakmalı.

Elbette bunun için "elde ne var" ı incelemek mühim.

1) Teknoloji her zaman önemli. Dünya giderek daha teknolojik hale geliyor. Teknoloji iyi bir yatırım alanı.

2) Dünyada temiz enerji algısı güçleniyor. Ve ülkemiz güneş bakımından zengin bir ülke. özellikle Akdeniz bölgesinde güneşten enerji üretmek çok mümkün.

3) Tarım. Değişen ekolojik durum sağlıklı tarım ürünlerini çok önemli bir yere taşıyor. Doğal tohum ile tarım desteklenmeli.

Türkiye'de girişimcilik çok gelişmiş değil maalesef. Eşim girişimcilik danışmanlığı vs verdiği için yakından gözlemleme şansım oldu.

Eğer üretmek istiyorsak, mutlaka girişimciliği iyi öğrenmek gerekli bence.

Buyuk tarim ureticiler hangi devletler abd fransa holanda almanya sizce

Bunu kendi aklımızla biz soruyoruz bi ortak yol bulmaya calisyoruzda devletimiz neden sormuyor??neden üretici akılları toplayıp bir enstitü kurmuyor. Yani ülkemizde hiçmi üretici beyin yok sizce. Var var ama Bu beyinler kendi alanlarında kendilerini ispat edebilecek imkanlara sahip değillerki. Hanginizin evinde bu tip icatlara açık labratuariniz alet edevatiniz mevcut? Zengin doğanlarin çoğunun mesguliyeti varolan parayı en keyifli biçimde tüketmeye çalışıyor. Züğürtlerde kafa yorabiliyor günlük yaşamlarında mevcut imkanları dahilinde hayatlarını kolaylaştıracak şeyler uretebiliyorlar fakat bu icatları sadece mali bütçeleri dogrultusunda kanıtlanıp bir icata dönüşebiliyor. Devletimiz ne zamanki beyinlere saygı gösterip kullanma imkanı sunar işte o zaman gelismis dedigimiz bir çok ülkeden daha güzel bir hal alır ülkemiz. O nedenle bu konularda biz burada nekadar böyle yapılmalıdır dersek diyelim(yaptirimimizin limiti belli).onemli olan 550 vekilin bir arada bu düşüncelerde ortak bir karar alıp beyinleri belirleyip sahip çıkarak uygun bölgelerde uygun enstitüleri kurması olur. Saygilar..

Milli devlet milli ekonomi modeli

Soru hakkında deilde resim hakkında yorum yapmadan gecemedim maşşallahya bu ne tatlı güzel mahsum bir resim muhteşem bir güzellik bukezde böyle olsun içim bi hoş oldu bu güzelliği görünce allh neler yaratıyor .

Emperyalistlerin Türkiye gibi ülkeleri sömürgeleştirme hamlelerinde kullandıkları ana strateji, halkların gericileşmesini ve ümmetleşmesini daim kılacak hamleler yapmaktır. Malum medyanın insan zekasıyla dalga geçen ve üstüne bir de tetikçi yayınları, bu strateji gereğidir. Bununla baş etmek, bağımsız, özgürlükçü, ilerici oluşumların artması ve desteklenmesiyle mümkün olabilir.
Ayrıca her birey kendi bulunduğu konumu kullanarak bilimin ışığını yaygınlaştırmalı, sorgulayan, değişime inanan ve kendi zekasının farkında insan kitlesinin çoğalmasına katkı sağlamalı, tutulan her mevzi ve atılan her adım çok değerli.

Değerin veya zenginliğin üç kaynağı vardır: 1. Doğanın katkısı; 2. Geçmiş nesillerin mirası olan bilgi, beceri teknik yetenek, alet-edevat, kültür, v.b. ; 3. Yaşayan neslin gerçekleştirdiği işbirliği.

Şu an en az maliyetle yapılıp en yüksek kârla ihraç edilebilecek sadece yazılım var. Bunun dışında uzay madenciliğine yönelmek de çok büyük bir adım olacaktır. Teknolojiye yatırım yapılmalı ancak bu bizi tarım ve sanayi üretiminden alıkoymamalı.

İnsanlık ve uygarlık böyle bir döneme girmişken, eleştirel bilgi ve düşünce her zamankinden daha büyük gereksinim haline geliyor. Bilimin ve entelektüel yaratıcılığın artık emperyalist sermayenin, komprador burjuvazinin bilgi tacirlerinin ve “neoliberal aydın” bozuntularının sultasından kurtarılmaya ihtiyacı var. Tüm kamusal alanları ve eğitimi metalaştıran, özel yaşama alanlarını da atomize eden kapitalist ideolojik hegemonyaya karşı bayrak açılmadan, ne bilimsel bilgi üretilebilir ne de emekçi sınıfların ideolojik köleliği aşmasının önündeki engeller ortadan kaldırılabilir. Tüm ezilenlerin ve sömürülenlerin toplumsal kurtuluş ve özgürleşme projelerinin de yaratıcı bir tarzda yeniden üretilmeye ihtiyacı vardır..

Piyasa ekonomisi, birey ve şirketlere istedikleri ürünü veya hizmeti serbestçe üretme, satma ve tüketme imkanı sağlar. Bu koşullar olmadığında piyasa aksar ve bu aksaklıklar giderilmedikce ülkelerin fakirleşme olasılığı artar. Cahillik hipotezi fakir ülkelerin yanlış politikalar ve hatalı ekonomik tavsiyeler nedeniyle piyasadaki yetersizlikleri düzeltemediklerini varsayar. Fakirlik sorununa çözüm olarak önerisiyse liderlerin bilgilenip aydınlanarak durumu kurtarabileceğidir. Fakat liderler yanlışlıkla veya cehaletten hata yapmaz zaten, kasıtlı olarak hata yapar ...

Dışlayıcı ekonomik ve politik kurumlar bir topluma bir kez yerleşti mi adeta bir kısır döngü oluşturur ve aynı düzen hükümetler değişse de ısrarla kendini tekrar eder. En tehlikelisi oligarşinin tunç yasası olarak adlandırdığı kısır döngüdür. Tarih, eskinin yerine yeni bir zorba yönetim getiren başarısızlıkla sonuçlanmış devrimler ve radikal akım örnekleriyle doludur...

Türkiye, her alanda kendi kendine yetecek bir ülkedir..
bence bırakalım öyle de kalsın.

Millet moringa ağacı üretin

Dünyanın en iyi istihbarat örgütünü kurmak senden habersiz kuş uçmamasini sağlayıp tüm legal ve illegal bilgileri toplayıp degerlendirmek siz İsrail ABD Ve Rusyanin neden dünyayı yoneten ulkeker olduğunu sanıyorsunuz

Bunun cevabı sorunun içinde aklın yolu birdir fethedilen şeyleri yeniden fethetmeye ne gerek vardı mevcudu eldeki imkanlarla dahada ileriye götürecegiz ama bulunduğu yerden daha ileriye bilmem anlatabildimmi

Düşünen insanları engellemeyelim, yeni fikirlere açık olalım yeter. Eğer bunu başarabilseydik dünyadaki tüm ilkler bizden çıkardı dolayisiyla en refahida en yenilmezide biz olurduk. Bunu tum dunya başarsaydı belki bir kaç bin sene ileride olurdu dünya.

Soner Yalçın nın son iki yazısını okuyun ilk önce kendi imkanlarımızla karnımızı bir doyuralım gerekirse tarım ve gıda sektörünü korumaya alarak et fiyatları malum tarımda gıdada son 20 yıl belki daha fazla çok sakat işler yapıldı çok bunun içinden mutlaka inovasyon bir yeni fikir çıkar insanların önce gözünü sonra karnını doyurmamız şart.