Boşanmadan sonra çocuk velayeti ortak olur mu?

Boşanmadan sonra çocuk velayeti ortak olur mu?
E
0 kişi takip ediyor.
Misafir olarak yayınla
16
16 CEVAP

Uluslararası antlaşmalar gereğince böyle bir karar verilebilir, ülkemizde yeni yeni bu yönde kararlar çıkmaya başladı.

F

Olur

K

olmalı

H

Çocuğa sormalı diye düşünüyorum

S

bizim öyle, var. Tabiiki şart ve durumlar vs. En iyi avukat yönlendirir

C

Velayet konusu çok bilinmeyenli bir denklem gibidir.

Bahadır Ekim 6 yıl

Bahadır Ekim meslek mensubu bilir konuyu fazla yorum yapmam yanlış olur, ben ve haddimi aşmış olurum

Can Yorgancıoğlu 6 yıl

Cocuk 10 yasindan kucukse anneye verilir ve nafaka parasi baglanir bu erkek cocukta gecerli kiz cocukta babaya verilir ama iki tarafta cocuklarini gorebilir

Ö

Yanlış bilgi.

Bahadır Ekim 6 yıl

Elif Örsel Plt Boşanma davası yargılaması sonucunda velayet taraflardan birine verilmesine karar verilir. (Örneğin çocuğun velayetinin anne ye verilmesine, yada çoçuğun velayetinin baba ya verilmesi şeklinde)

A

Arda Eseroğlu mesleginiz nedir

E

Elif Örsel Plt sitede sanıyorum mesleği olan yada olmayanlar yorum yapabilir kaldı ki mesleği sorgulamak size düşmez

A

Siz bir soru sormuşsunuz yorum yapanlar olmuş, bende yorum yaptım, Boşanma davası sonucunda Aile Mahkemesi Hakimi çocuğun velayetini taraflardan birine verir.

A

Arda Eseroğlu ben av. Lardan yorum istedim şuan yanlış bilgi veriyorsunuz

E

Diyorsunuz ki sadece Avukatlar yorum yapabilir o zaman sorunuzu sorarken belirtiniz sadece Avukatlar yorum yapsın soruma diye

A

06 Ocak 2017 Cuma gazete de yayınlanan bir haber de Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, geçtiğimiz Mart ayında yürürlüğe giren uluslararası bir andlaşma ile boşanmalarda çocukların velayeti konusunda radikal bir değişiklik olduğunu duyurdu. Gençcan, “Evliliğin boşanmayla sonlanması halinde ortak velayet asıl olup velayetin eşlerden birine verilmesi istisna olandır” dedi. Bazı hukukçular ise bu değişikliğin anne aleyhine sonuç doğuracağı endişesini dile getirdi.

Ortak velayeti getiren düzenleme

Gençcan, Türkiye’nin 14 Mart 1985 tarihinde imzaladığı “11 No’lu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme’ye Ek 7 No’lu Protokol”ün onaylanmasının 25 Mart 2016 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan 6684 sayılı kanunla uygun bulunduğunu hatırlattı. Gençcan, Ek 7 No’lu Protokol”ün 5. maddesi hükmüne göre "Eşler evliliğin sona ermesi durumunda, çocukları ile ilişkilerinde medeni haklar ve sorumluluklardan eşit şekilde yararlanırlar" hükmü olduğuna işaret ederek “Çocuğun güvenliğine ve üstün yararına aykırı olduğuna dair dava dosyasında yeterli olgu ve delil bulunmadığı anlaşıldığı takdirde velayetin ana ve babaya ortak verilmesi artık mümkündür” ifadesini kullandı. Gençcan şöyle devam etti:

“Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar ‘kanun’ hükmündedir. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası ‘andlaşma’ hükümlerine göre karar verilmesi zorunludur. (Anayasa’nın 90. maddesi) 6684 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile ortak velayeti engelleyen 4721 sayılı Kanun (Medeni Kanun) hükümleri örtülü ortadan kaldırılmıştır. Bu yorum tarafıma ait olup Yargıtay'a kanunun yürürlüğünden sonra intikal eden bir çekişme bulunmadığından emsal karar henüz yoktur. Toplumda kanayan bir yaraya çözüm getiren TBMM üyelerine teşekkür ederim.”

A

Gazetedeki Yazı dikkatlice okunduğunda da görüleceği üzere EMSAL KARAR HENÜZ OLMADIĞI BELİRTİLMİŞTİR. Yargıtay'a kanunun yürürlüğünden sonra intikal eden bir çekişme bulunmadığından emsal karar henüz yoktur.

A

Arda kardeş. İzmir ve istanbul olmak üzere iki ortak velayet kararı var yerel mahkemede. Bir de yargıtay ictihatı çıktı. Bilgin olsun.

B

"ORTAK VELAYET" düzenlenmesinin, Türk kamu düzenine "açıkça" aykırı olmadığı ve Türk toplumunun temel yapısı ve temel çıkarlarını ihlal etmediğine ilişkin Yargıtay Kararı GEREKÇESİ
(Y2HD, 20.02.2017 gün ve 2016/15771E, 2017/1737 K.)
“...... Somut olayda çözülmesi gereken uyuşmazlık, "ortak velayet" düzenlenmesinin Türk kamu düzenine açıkça aykırı olup olmadığının belirlenmesine yöneliktir.
Türkiye Cumhuriyeti adına 14 Mart 1985 tarihinde imzalanan "11 Nolu Protokol île Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol", 6684 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunarak, 25.03.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe girmiş ve iç hukukumuz halini almıştır. Ek 7 Nolu Protokol'ün 5. maddesine göre, "EŞLER, EVLİLİK BAKIMINDAN, EVLİLİK SÜRESİNCE VE EVLİLİĞİN BİTMESİ HALİNDE, KENDİ ARALARINDAKİ VE ÇOCUKLARIYLA OLAN İLİŞKİLERİNDE, özel HUKUK NİTELİĞİ TAŞIYAN HAK VE SORUMLULUKLAR AÇISINDAN EŞİTTİR. Bu madde, devletlerin çocuklar yararına gereken tedbirleri almalarına engel değildir".
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin Milletlerarası Andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda Milletlerarası Andlaşma hükümleri esas alınır. (Türkiye Cumhuriyeti Anayasasım. 90/son).İç hukukla ilgili yasal düzenlemeye baktıktan sonra "kamu düzeni" ("ordre puplic) kavramı üzerinde durmak uyuşmazlığın çözümü için yararlı olacaktır.
....................
Yukarıda değinilen iç hukukumuz ve kamu düzeni kavramı ile ilgili açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde "ortak velayet" düzenlenmesinin, Türk kamu düzenine "açıkça" aykırı olduğunu ya da Türk toplumunun temel yapısı ve temel çıkarlarını ihlal ettiğini söylemek mümkün değildir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.”
(YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ, 20.02.2017 gün ve 2016/15771E, 2017/1737K. Sayılı kararından ilgili bölüm)

B