Bir şeyi tartışmak için illa ki, ekmeğin, sütün, yumurtanın fiyatını bilmek mi gerekiyor. Ya da burada kadın erkek ilişkileri ile ilgili bir post açılsaydı yine aynı cevabı mı verecektiniz? Bence nihayet farklı bir post...
O kadar büyük isimler "fizyonomi" ile ilgilenmiş ve onun üzerine yazılar yazmış ki, bir an bile olsa gerçekliğine dair şüpheye düşmek çok doğal gerçekten.
Fakat aynı büyük isimler, kendi zamanlarında kabul gören, bugün ise dalga geçilen pek çok şeye inandılar zaten.
Kafa tası ölçümü ile aynı mantığa sahip ve artık kesinlikle çağ dışı bir mevzu tamamen.
İnsanları onlardan bağımsız şekilde yargılamak ve haklarında karar vermek doğru değil, çünkü dünya çok gelişti ve kimin hangi bilgiye sahip olduğu belirsiz.
O yüzden fizyonomi ve diğer "orta çağ bilimleri" artık tarihe karışmalıdır. Platon, Aristo ve hatta Schopenhauer kusura bakmasınlar...
Evet ben de o şüpheye düştüm ve hala emin olamıyorum. Bilimsel olarak kanıtlanamamış olması beni ikna etmiyor. Ve sonunda güzel bir yorum geldi bunun için de ayrıca teşekkür ederim. Dayınız doğum yapmıyor ya da ekmek fiyatını bilmiyorsunuz sanırım
Şartlarımız eşit; ne doğum var ne de ekmek... Bilimsel bir dayanağı yok ama yine de araya mesafe koyup fizyonomiyi kapı dışarı etme taraftarı değilim. On yıl sonra ortaya neyin çıkacağı bilinmez, gerçi fizyonominin de ötesine geçip genlere kadar geldik. Artık illa ona ihtiyaç var mı? Emin değilim. Her halükarda, kesin kararlar verilmediği sürece, en azından düşündürdüğü için üzerine fikir yürütmek makul gibi, fakat belli bir noktaya kadar tabii.
İnsanlar birbirlerini bu şekilde çok yargılıyor bence. Ve yanlış olduğunu da düşünmüyorum. Gerçekten bir insanın kişiliğini kullandığı surat ifadeleri ziyadesiyle ele veriyor. Bakışlardan vs. O kişinin notunu verebiliyorum
Bu dediğin insanlarda mevcut bir özellik zaten fakat fizyonomi ile farkı şu; biri hissiyata ve mimiklere dayalı, diğeri ise kesin kurallara bağlı. Hepimiz birbirimiz hakkında fikirler yürütüyoruz fakat "kalın kaş şudur" fikri hem acımasız hem de yetersiz tabii.
Bence şöyle bir mantığı var, insanın fiziksel özellikleri öz güvenine bağlı olarak davranışları etkilemektedir ama buradan genel ya da kesin bir yargıya varmak bence bilimsellikten uzak...
Bir insanın suratına ve kullandığı surat ifadelerine bakarak karakter analizi yapmak zor değil aslında, ben çok yapıyorum hatta. Eminim herkes yapıyordur bu yargıyı
Şimdiye kadar hiç duymamıştım güzel konu sonunda bilgi edinebileceğim şeyler... Biraz internetten baktım konuya hakim olmadığım için basit bir yorum yapacağım: Dışarıda gördüğüm insanlarla konuşmadan tiplerine bakarak kafamda yargılayabiliyorum. Bu da sakal tipinden burun şekline kadar uzanan bir yelpazede oluşuyor kafamda. Olabilir sadece dış görünüş dışında konuşma tarzı, konuşurken ilgilendiği konular, hâl ve hareketleri gibi kişiyle temasa geçmeden incelenebilecek durumlarıyla değerlendirilirse daha mantıklı olur.
Kesinlikle, herkes kendini belli ediyor. Karşımdaki konuşmasa bile, sadece dış görünüşü ve mimikleriyle o insan hakkında düşünceler oluşur kafamda. Genellikle de yanılmam
ARİSTOya göre, belli özelliğe sahip insanlar, benzeri oldukları hayvanların karakter özelliklerini taşımaktadırlar. Yüz yapısı ve insan karakteri arasındaki ilişki, Aristo nun eserinde aşağıdaki şekilde geçmektedir .
Dudaklar Dudakları ince ve ağız kenarları, dudaklar ileri uzandığında üst dudağın alttakinin üzerine çıkacak şekilde gevşek olan insanlar alçakgönüllüdürler. Bu aslan tipine uygun gelmektedir. Aynı şeyi büyük ve küçük köpeklerde de görebiliriz. Dudakları ince, sert ve köpek dişleri hizasında yukarıya doğru çekilmiş olan insanlar aşağı ve bayağıdırlar. Bu domuz tipine uygun gelmektedir. Dudakları kalın ve üst dudak alttakinin üzerine çıkan insanlar aptaldırlar. Bu eşek ve maymun tipine uygun gelmektedir. Üst dudağı ve üst damağı öne doğru çıkan insanlar huysuz ve kavgacıdırlar. Bu, köpek tipine uygundur.
Burun Burun deliklerinin duvarları kalın olan insanlar iyi kalplidirler. Bu öküz tipine uygun gelmektedir. Burun deliklerinin duvarları ince olan insanlar hırçın bir yapıya ve karaktere sahiptiler; bu köpek tipine uygun gelmektedir. Burun delikleri dairevi olan insanlar alçak gönüllüdürler. Bu durum aslanlarla benzerlik oluşturmaktadır. Burnu ensiz olan insanlar (sivri burunlular) kuşlara benzemektedirler. Burnunun ucu enli olan insanlar aptaldırlar. Bu domuzlara uygun gelmektedir. Direk alından başlayan gaga burunlu insanlar arsızdırlar; bu, karga tipine uygun gelmektedir. Alından keskin bir şekilde ayrılan gaga burunlu insanlar alçak gönüllüdürler. Bu kartal tipine uygun gelmektedir. Burnun alınla birleştiği yerde çökük, burun kavisi yukarıya doğru eğilmiş olan insanlar şehvetli ve ihtiraslıdırlar. Bu horoz tipine uygun gelmektedir. Düz ve kalkık burunlu insanlar şehvetli ve ihtiraslıdırlar; bu geyik tipine uygun gelmektedir. Burun delikleri geniş olan insanlar sinirlidirler. Bilindiği gibi bu durum sinirlilik halinde ortaya çıkmaktadır.
Yüz Yapısı Yüzü enli ve etli olan insanlar iyi kalplidirler; bu öküz tipine uygun gelmektedir. Kemikli yüze sahip olan insanlar tedbirli, etli olan insanlar ise korkaktırlar. Bunlar sırasıyla eşek ve geyik tiplerine uygun gelmektedir. Küçük yüzlü insanlar cesaretsiz ve iradesizdirler; bu kedi ve maymun tipine uygun gelmektedir. Büyük yüzlü insanlar tembeldirler; bu eşek ve öküz tipine uygun gelmektedir. Dolayısıyla, yüz ne büyük, ne de küçük olmalıdır. En iyisi orta büyüklükte olmasıdır. Yüzü aşırı küçük olan insanlar aşağı ve bayağıdırlar. Asık suratlı insanlar somurtkan karakterlidirler. Allıkla boyanmış gibi yüze sahip olan insanlar utangaçtırlar. Bilindiği gibi bu durum insan bir şeyden utandığı zaman ortaya çıkmaktadır. Yanakları allanan insanlar alkoliktirler. Bilindiği gibi insan alkol aldığı zaman yanakları allanıyor.
Gözler Gözlerinin altı torbalaşmış insanlar alkoliktirler. Yüzünün bu bölgesi şişkin olan insanlar ise yatmayı çok sevenlerdir. Nitekim, uykudan yeni kalkmış insanın gözünün çemberinde şişkinlikler bulunur. Küçük gözlü insanlar cesaretsiz ve iradesizdirler; bu maymun tipine uygun gelmektedir. Büyük gözlü insanlar tembeldirler; bu öküz tipine uygun gelmektedir. Gözleri ne aşırı büyük, ne de aşırı küçük olarak doğmuş birisi asil bir karaktere sahip olacaktır. Çukur gözlü insanlar gaddardırlar; bu maymun tipine uygun gelmektedir. Patlak gözlü insanlar aptaldırlar; bu eşek tipine uygun gelmektedir. Dolayısıyla, gözler ne aşırı patlak, ne de aşırı çukur olmalıdır; en iyisi orta büyüklükte olmasıdır. Gözü hafiften çökük olan insanlar alçak gönüllüdürler. Bu aslan tipine uygun gelmektedir. Eğer aşırı çökük ise sakin ve usludurlar. Büyük öküz tipine uygun gelmektedir. Buğulu gözlü insanlar hüzünlüdürler. Bilindiği gibi insan hüzünlenince gözleri buğulanır.
Alın Alnı küçük olan insanlar aptaldırlar. Bu domuz tipine uygun gelmektedir. Alnı aşırı büyük olan insanlar ağır kanlıdırlar. Bu öküz tipine uygun gelmektedir. Alnı daire şeklinde olanlar aptaldırlar. Bu eşek tipine uygun gelmektedir. Alın yüzeyi büyük olan insanlar hassas, basiretli ve anlayışlıdırlar; bu köpek tipine uygun gelmektedir. Alnı düzgün kare eklinde olan insanlar alçak gönüllüdürler;bu aslan tipine uygun gelmektedir. Alnı kırışık olan insanlar mağrurdurlar; bu boğa ve aslan tipine uygun gelmektedir. Alnında kırışıklar olmayan insanlar yalakadırlar. Dolayısıyla, alnın düz kırışıklı durumu kibirlilik, kırışıksız durumu ise yalakalığı ifade ettiği için, en iyisi orta durum olacaktır.
"Ülkemizde halkımızın sık kullandığı, “Yüzü güzel olanın huyu da güzel olur”, “Yüzünden okumak”, “Yüzünün derisi kalın”, “Yüzü başka, İçi başka”, “Yüzünde meymenet yok”, “Yüzünden düşen bin parça”, “Yüzü yerde olmak” gibi sizinde bildiğiniz, duyduğunuz deyimlerimiz vardır. Peki bunların çıkış noktası nedir, hiç düşündünüz mü? Gerilere gittiğimizde atalarımızın bilmeden yüz okuma sanatını kullandıklarını görmekteyiz."
yağmur bunun sebebi çok basit. Tüm bu yargılar şurdan doğar. İnsanın doğasında hep güzellik arayışı vardır. Güzel resim ilgimizi çeker kıpkırmızı bir elma, güzel bir vazo güzel bir tablo. İnsanlarda böyle bu durum. Genetik kodlarımıza işlenmiş bu. Okumuştum bunu. Yani güzel olan insanların bize cirkin gelenlere göre daha erdemli daha iyi olduğu düşüncesi. Mesela ben seni yakinen tanımam. Ama profil fotoğrafına bakınca. 'Abi iyi bir kız bu kesin diyorum.' Ayrıca yüz okuma işi bana bilimsel gelmiyor pek. Ama bende insanların ifadelerine bakıp cıkarımda bulunuyorum. Ama davranışlar daha önemli benim için. Bu davranışlara göre karar vermemde en az 2 haftayı alıyor nerdeyse.
Vahdet Bodrum aslında fizyonominin güzellik anlayışıyla hiç alakası yok. Yani güzel olan iyidir gibi birşey değil. Yüzün özelliklerini tek tek ele alıyor
Biliyorum tabi fizyonominin bu anlayışla ilerlemediğini ama çok ilgimi çekmedi dediğim gibi davranışlar daha önemli benim için. Ama şuna inanırım. 'Adamın saflığı yüzüne vurmuş.' gibi
Yüz okuma yani Fizyognomi veya eski dilde İlm-i Sima, insanın iç alemi ile dış görünümü arasındaki ilişkiyi inceler. Alman filozof Kant; onu “iç alemi gözlemleyen bilim dalı” olarak tanımlar. Fizyonomi, yüz hatlarından yola çıkarak insanın özünün yorumlanması şeklinde tarif edilir. Fizyonominin temelinde; ekran veya monitörün kaydedilen bir görüntüyü yansıtması gibi, vücut ve yüzümüzün de ruhi halimizi yansıtmakta olduğu anlayışı yatmaktadır.
Bence bakışının güzel olması da yanıltıcı olma ihtimali çok yüksek, örneğin azımsanmayacak sayıda güzel bakışlı seri katil ya da hapiste yatan suçlu insan örneğine rastladım.
Eklemek istediğim husus, insanın göz hitabına uygunluğu da onemlidir. Bir üstte ki örnek "yüzü güzel olanın huyu da güzel olur" bunu gosterir. Ilk yorumda belirttiğim gibi fizyonogmi, özünde yargilayicidir.
Kabaca, Eskilerin ilm-i sima dedikleri yüz hatlarına bakarak, kişilik analizi yapılan bilim. Erzurumlu İbrahim Hakkının Marifetnamesin de karşılaştığım, bayağı da detaylandırdığı bir alan. Hatta kişilerin vücut şekillerine göre yakalanacakları muhtemel hastalıkları bile yazmışlar. İşi dahada ilerletenler vücudun tamamına bakarak, kişinin karekterini ve yanısıra suç işleme potansiyellerini, burçlarına kadar götürmüşler. Ben marifetnamede karşılaştığım bazı analizleri gerçek kişilerle eşleştirmeye çalıştığımda, gerçeklik payının olduğunu düşündüğüm bir ilim.
Her insan bu potansiyele sahip olabilir, bu potansiyeli kullanıp kullanmamak veya ne kadarını kullanmak kişilikle alakalı bir durum. Bunun ders olarak bazı üniversitelerde okutulduğunu bir dergide okumuştum. Sizin için gerçekliği olmayabilir, benim için gerçekliği olan bir durumdur.
"Ülkemizde halkımızın sık kullandığı, “Yüzü güzel olanın huyu da güzel olur”, “Yüzünden okumak”, “Yüzünün derisi kalın”, “Yüzü başka, İçi başka”, “Yüzünde meymenet yok”, “Yüzünden düşen bin parça”, “Yüzü yerde olmak” gibi sizinde bildiğiniz, duyduğunuz deyimlerimiz vardır. Peki bunların çıkış noktası nedir, hiç düşündünüz mü? Gerilere gittiğimizde atalarımızın bilmeden yüz okuma sanatını kullandıklarını görmekteyiz."
Tüm bu örnekler fizyonomiye uygun mu? Diye sorarim. Her birini ayrı ayrı ele alırsam "uygun degildir." cevabını veririm. Sırayla örneklere bakayım. 1: Yüzünün derisi kalın ornegi; insanın utanmasini gosterir. Bir insan yapmış olduğu davranışlarda utanmamalı, çünkü davranışın çeşitliliğine göre toplum baskısı görülür, ayrıca bu genişletilebilir. 2 Yüzünden meymenet yok örneği; burada insanın kendi çıkarları doğrultusunda karşısında ki insana duyduğu kin, öfke, sinir, kıskançlık, imrenme konularında olduğunu soyleyebilirim. 3 Yüzünden düşen bin parça örneği; o an ki durumda sıkıntı içinde olan bir insanın, karşısında ki insanlara yeteri derece veremediği ilgi ve alakadan dolayı, diğer insanların göstermiş olduğu tavirdir. Bu tavır, yardımlaşma-yardim etme gibi durumlar üzerinde daha etkilidir. Çünkü yardımcı olacağımızı dusunuruz.
İnsanların tipi yüz ifadesi mimikleri kişinin karakterini büyük ölçüde belli edebiliyo ama istisna durumlar yada kişiler olabilir. Yüz ifadesi ve tipiyle çok alakasız kişilikte olanlarda yok değil.
Bence fizyonomi konusunda en sıkıntılı konulardan birisi, karakterin salt genetik kaynaklı olmaması. Eğer karakterimiz, tamamen genetik kodlara göre oluşmuş olsaydı, bu modellenebilir ve fiziksel görüntüden büyük ölçüde başarılı karakter analizleri yapılabilirdi. Ancak karakter, sadece genetik değil aynı zamanda çevre etkisi ile de değişen bir özellik, bu yüzden sadece dış görünüş üzerinden karakter analizleri yapmak, zaman zaman doğru örneklere rastlansa da büyük ölçüde başarılı sonuçlar vermez.
Gunumuzde hic bir gecerliligi yok 1940 larda kriminolojinin konusuydu yuz vucut tiplerinden suclu profili cikartiyolardi suca yatkinlik vs su anda irkcilik gibi goruluyor
Cok isterdim ama dayım doğum yapicak ya. S
Allah analı babalı büyütsün:/
Saolasin darısı başına
Pseudoscience'dır
Orta çağda kullanılan, bilimsel yöntemlerle ispatlanamayan sahte bilim
sorsan ekmeğin fiyatını bilmez fizyonomiyi tartışalım diyor
Nedir bu aşağılamanın sebebi? Kötü bir gün geçirdiniz galiba
Bir şeyi tartışmak için illa ki, ekmeğin, sütün, yumurtanın fiyatını bilmek mi gerekiyor. Ya da burada kadın erkek ilişkileri ile ilgili bir post açılsaydı yine aynı cevabı mı verecektiniz? Bence nihayet farklı bir post...
Sorsan fizyonomiyi bilmez ekmeğin fiyatını tartışalım diyor
romario Rio 3. Kez kişiselleştirme ve aşağılama dan 24 saat sessize alındı. Devamında uzaklaştırılacaktır.
İnsanlar şaka gibi
Soyadınız gibi ama gerçek
Bazıları çok biliyorr
Sizin dayınız doğum yapmıyor muydu
Yaptı çekip cikardim
Erkek doğdu
burak bey romario bey sessize alındı. Yorumunuzu siliyorum
Bunu silme derya abla
Bilmişlik taslayip bir bok bilmeyen insanlara ayar oluyorum
O kadar büyük isimler "fizyonomi" ile ilgilenmiş ve onun üzerine yazılar yazmış ki, bir an bile olsa gerçekliğine dair şüpheye düşmek çok doğal gerçekten.
Fakat aynı büyük isimler, kendi zamanlarında kabul gören, bugün ise dalga geçilen pek çok şeye inandılar zaten.
Kafa tası ölçümü ile aynı mantığa sahip ve artık kesinlikle çağ dışı bir mevzu tamamen.
İnsanları onlardan bağımsız şekilde yargılamak ve haklarında karar vermek doğru değil, çünkü dünya çok gelişti ve kimin hangi bilgiye sahip olduğu belirsiz.
O yüzden fizyonomi ve diğer "orta çağ bilimleri" artık tarihe karışmalıdır. Platon, Aristo ve hatta Schopenhauer kusura bakmasınlar...
Evet ben de o şüpheye düştüm ve hala emin olamıyorum. Bilimsel olarak kanıtlanamamış olması beni ikna etmiyor. Ve sonunda güzel bir yorum geldi bunun için de ayrıca teşekkür ederim. Dayınız doğum yapmıyor ya da ekmek fiyatını bilmiyorsunuz sanırım
Şartlarımız eşit; ne doğum var ne de ekmek... Bilimsel bir dayanağı yok ama yine de araya mesafe koyup fizyonomiyi kapı dışarı etme taraftarı değilim. On yıl sonra ortaya neyin çıkacağı bilinmez, gerçi fizyonominin de ötesine geçip genlere kadar geldik. Artık illa ona ihtiyaç var mı? Emin değilim. Her halükarda, kesin kararlar verilmediği sürece, en azından düşündürdüğü için üzerine fikir yürütmek makul gibi, fakat belli bir noktaya kadar tabii.
İnsanlar birbirlerini bu şekilde çok yargılıyor bence. Ve yanlış olduğunu da düşünmüyorum. Gerçekten bir insanın kişiliğini kullandığı surat ifadeleri ziyadesiyle ele veriyor. Bakışlardan vs. O kişinin notunu verebiliyorum
Bu dediğin insanlarda mevcut bir özellik zaten fakat fizyonomi ile farkı şu; biri hissiyata ve mimiklere dayalı, diğeri ise kesin kurallara bağlı. Hepimiz birbirimiz hakkında fikirler yürütüyoruz fakat "kalın kaş şudur" fikri hem acımasız hem de yetersiz tabii.
Fatih Denizli Evet ben surat ifadelerinden kişiliği okuyabilme durumuna kesinlikle katılıyorum. Fakat yüz özellikleri konusunda ben de emin değilim
Tıpkı burçlar, refleksoloji ve suyun ruhu gibi merak uyandıran bir konu ancak bilimle desteklemek çok zor.
Bence şöyle bir mantığı var, insanın fiziksel özellikleri öz güvenine bağlı olarak davranışları etkilemektedir ama buradan genel ya da kesin bir yargıya varmak bence bilimsellikten uzak...
Bir insanın suratına ve kullandığı surat ifadelerine bakarak karakter analizi yapmak zor değil aslında, ben çok yapıyorum hatta. Eminim herkes yapıyordur bu yargıyı
Yağmur fizyonomi tam olarak nedir? Bunu açıklayabilir misiniz?
Yüz özelliklerinden ve kullanılan surat ifadelerinden kişilik analizi yapmak
Bu daha çok İstihbahat örgütleri geliyor ve bu konu hakkında tam bilgim yok
Konu adamliga geldiği zaman götüme topuğu vura vura koşup kaçıyorum
burak beyin dokunulmazlığı mı var niye uyarı almıyor acaba
Her post reza olduğu için bunu bulmak bak bir nimet neyse
Ticarette mi yapmasınlar?
Yüzün anatomik yapısını mı kullanıyorlar okumak için, yoksa mimik ve refleks hareketlerimizden mi yararlanıyor acaba fizyonomi ?
Hem yüz özellikleri, hem yüz ifadeleri. İkisi de ele alınıyor
Gayet ciddi adamlar uğraşmış bu konuda...
Acaba Platon, Aristo ve Schopenhauer gibi çok zeki insanların ilgisini çeken, inanmalarını sağlayan etmenler ne oldu merak ediyorum
görsel materyalŞimdiye kadar hiç duymamıştım güzel konu sonunda bilgi edinebileceğim şeyler... Biraz internetten baktım konuya hakim olmadığım için basit bir yorum yapacağım: Dışarıda gördüğüm insanlarla konuşmadan tiplerine bakarak kafamda yargılayabiliyorum. Bu da sakal tipinden burun şekline kadar uzanan bir yelpazede oluşuyor kafamda. Olabilir sadece dış görünüş dışında konuşma tarzı, konuşurken ilgilendiği konular, hâl ve hareketleri gibi kişiyle temasa geçmeden incelenebilecek durumlarıyla değerlendirilirse daha mantıklı olur.
Kesinlikle, herkes kendini belli ediyor. Karşımdaki konuşmasa bile, sadece dış görünüşü ve mimikleriyle o insan hakkında düşünceler oluşur kafamda. Genellikle de yanılmam
Derya hocam bu konunun direkt üstünü çizebilir miyiz yoksa bilimsel açıdan muallak olarak ilan edip, gizemini koruması daha mı doğru olur ?
Bilimsel hiçbir yöntemle ispatlanamadığı gibi çürütüldü. Akademik makalelere ulaşılabilir.
Sonuçta geniş bir istatistiki çalışma yapacak insanlar uğraşmış bu konuda genelleme yapacak kadar bir durum koymuşlardır.
Çalışmalarına bakmak lazım.
Fizyonomi özünde "yargilamadir"
Ha ama elbette konuşulur. Fantastik sonuçta.
ARİSTOya göre, belli özelliğe sahip insanlar, benzeri oldukları hayvanların karakter özelliklerini taşımaktadırlar. Yüz yapısı ve insan karakteri arasındaki ilişki, Aristo nun eserinde aşağıdaki şekilde geçmektedir .
Dudaklar Dudakları ince ve ağız kenarları, dudaklar ileri uzandığında üst dudağın alttakinin üzerine çıkacak şekilde gevşek olan insanlar alçakgönüllüdürler. Bu aslan tipine uygun gelmektedir. Aynı şeyi büyük ve küçük köpeklerde de görebiliriz. Dudakları ince, sert ve köpek dişleri hizasında yukarıya doğru çekilmiş olan insanlar aşağı ve bayağıdırlar. Bu domuz tipine uygun gelmektedir. Dudakları kalın ve üst dudak alttakinin üzerine çıkan insanlar aptaldırlar. Bu eşek ve maymun tipine uygun gelmektedir. Üst dudağı ve üst damağı öne doğru çıkan insanlar huysuz ve kavgacıdırlar. Bu, köpek tipine uygundur.
Burun Burun deliklerinin duvarları kalın olan insanlar iyi kalplidirler. Bu öküz tipine uygun gelmektedir. Burun deliklerinin duvarları ince olan insanlar hırçın bir yapıya ve karaktere sahiptiler; bu köpek tipine uygun gelmektedir. Burun delikleri dairevi olan insanlar alçak gönüllüdürler. Bu durum aslanlarla benzerlik oluşturmaktadır. Burnu ensiz olan insanlar (sivri burunlular) kuşlara benzemektedirler. Burnunun ucu enli olan insanlar aptaldırlar. Bu domuzlara uygun gelmektedir. Direk alından başlayan gaga burunlu insanlar arsızdırlar; bu, karga tipine uygun gelmektedir. Alından keskin bir şekilde ayrılan gaga burunlu insanlar alçak gönüllüdürler. Bu kartal tipine uygun gelmektedir. Burnun alınla birleştiği yerde çökük, burun kavisi yukarıya doğru eğilmiş olan insanlar şehvetli ve ihtiraslıdırlar. Bu horoz tipine uygun gelmektedir. Düz ve kalkık burunlu insanlar şehvetli ve ihtiraslıdırlar; bu geyik tipine uygun gelmektedir. Burun delikleri geniş olan insanlar sinirlidirler. Bilindiği gibi bu durum sinirlilik halinde ortaya çıkmaktadır.
Yüz Yapısı Yüzü enli ve etli olan insanlar iyi kalplidirler; bu öküz tipine uygun gelmektedir. Kemikli yüze sahip olan insanlar tedbirli, etli olan insanlar ise korkaktırlar. Bunlar sırasıyla eşek ve geyik tiplerine uygun gelmektedir. Küçük yüzlü insanlar cesaretsiz ve iradesizdirler; bu kedi ve maymun tipine uygun gelmektedir. Büyük yüzlü insanlar tembeldirler; bu eşek ve öküz tipine uygun gelmektedir. Dolayısıyla, yüz ne büyük, ne de küçük olmalıdır. En iyisi orta büyüklükte olmasıdır. Yüzü aşırı küçük olan insanlar aşağı ve bayağıdırlar. Asık suratlı insanlar somurtkan karakterlidirler. Allıkla boyanmış gibi yüze sahip olan insanlar utangaçtırlar. Bilindiği gibi bu durum insan bir şeyden utandığı zaman ortaya çıkmaktadır. Yanakları allanan insanlar alkoliktirler. Bilindiği gibi insan alkol aldığı zaman yanakları allanıyor.
Gözler Gözlerinin altı torbalaşmış insanlar alkoliktirler. Yüzünün bu bölgesi şişkin olan insanlar ise yatmayı çok sevenlerdir. Nitekim, uykudan yeni kalkmış insanın gözünün çemberinde şişkinlikler bulunur. Küçük gözlü insanlar cesaretsiz ve iradesizdirler; bu maymun tipine uygun gelmektedir. Büyük gözlü insanlar tembeldirler; bu öküz tipine uygun gelmektedir. Gözleri ne aşırı büyük, ne de aşırı küçük olarak doğmuş birisi asil bir karaktere sahip olacaktır. Çukur gözlü insanlar gaddardırlar; bu maymun tipine uygun gelmektedir. Patlak gözlü insanlar aptaldırlar; bu eşek tipine uygun gelmektedir. Dolayısıyla, gözler ne aşırı patlak, ne de aşırı çukur olmalıdır; en iyisi orta büyüklükte olmasıdır. Gözü hafiften çökük olan insanlar alçak gönüllüdürler. Bu aslan tipine uygun gelmektedir. Eğer aşırı çökük ise sakin ve usludurlar. Büyük öküz tipine uygun gelmektedir. Buğulu gözlü insanlar hüzünlüdürler. Bilindiği gibi insan hüzünlenince gözleri buğulanır.
Alın Alnı küçük olan insanlar aptaldırlar. Bu domuz tipine uygun gelmektedir. Alnı aşırı büyük olan insanlar ağır kanlıdırlar. Bu öküz tipine uygun gelmektedir. Alnı daire şeklinde olanlar aptaldırlar. Bu eşek tipine uygun gelmektedir. Alın yüzeyi büyük olan insanlar hassas, basiretli ve anlayışlıdırlar; bu köpek tipine uygun gelmektedir. Alnı düzgün kare eklinde olan insanlar alçak gönüllüdürler;bu aslan tipine uygun gelmektedir. Alnı kırışık olan insanlar mağrurdurlar; bu boğa ve aslan tipine uygun gelmektedir. Alnında kırışıklar olmayan insanlar yalakadırlar. Dolayısıyla, alnın düz kırışıklı durumu kibirlilik, kırışıksız durumu ise yalakalığı ifade ettiği için, en iyisi orta durum olacaktır.
Rıza haberleri okumayim az diyerek posta bakayım dedim... Ekmeğin fiyati falan diye yorum görünce ;
Geldim, gördüm, gidiyorum
Karakteri oluşturan fizyolojik etmenlerin anatomik yapıya etkileri hakkında bir çalışma varmı ki ?
"Ülkemizde halkımızın sık kullandığı, “Yüzü güzel olanın huyu da güzel olur”, “Yüzünden okumak”, “Yüzünün derisi kalın”, “Yüzü başka, İçi başka”, “Yüzünde meymenet yok”, “Yüzünden düşen bin parça”, “Yüzü yerde olmak” gibi sizinde bildiğiniz, duyduğunuz deyimlerimiz vardır. Peki bunların çıkış noktası nedir, hiç düşündünüz mü? Gerilere gittiğimizde atalarımızın bilmeden yüz okuma sanatını kullandıklarını görmekteyiz."
yağmur bunun sebebi çok basit. Tüm bu yargılar şurdan doğar. İnsanın doğasında hep güzellik arayışı vardır. Güzel resim ilgimizi çeker kıpkırmızı bir elma, güzel bir vazo güzel bir tablo. İnsanlarda böyle bu durum. Genetik kodlarımıza işlenmiş bu. Okumuştum bunu. Yani güzel olan insanların bize cirkin gelenlere göre daha erdemli daha iyi olduğu düşüncesi. Mesela ben seni yakinen tanımam. Ama profil fotoğrafına bakınca. 'Abi iyi bir kız bu kesin diyorum.' Ayrıca yüz okuma işi bana bilimsel gelmiyor pek. Ama bende insanların ifadelerine bakıp cıkarımda bulunuyorum. Ama davranışlar daha önemli benim için. Bu davranışlara göre karar vermemde en az 2 haftayı alıyor nerdeyse.
Vahdet Bodrum aslında fizyonominin güzellik anlayışıyla hiç alakası yok. Yani güzel olan iyidir gibi birşey değil. Yüzün özelliklerini tek tek ele alıyor
Biliyorum tabi fizyonominin bu anlayışla ilerlemediğini ama çok ilgimi çekmedi dediğim gibi davranışlar daha önemli benim için. Ama şuna inanırım. 'Adamın saflığı yüzüne vurmuş.' gibi
"Kendinizi hep aynalarda gördünüz, ama kim olduğunuzu, nasıl bir insan olduğunuzu düşündünüz mü?"
O neymis aydinlatir misin?
Yüz özelliklerinden ve yüz ifadelerinden kişilik analizi yapmak
Yüz okuma yani Fizyognomi veya eski dilde İlm-i Sima, insanın iç alemi ile dış görünümü arasındaki ilişkiyi inceler. Alman filozof Kant; onu “iç alemi gözlemleyen bilim dalı” olarak tanımlar. Fizyonomi, yüz hatlarından yola çıkarak insanın özünün yorumlanması şeklinde tarif edilir. Fizyonominin temelinde; ekran veya monitörün kaydedilen bir görüntüyü yansıtması gibi, vücut ve yüzümüzün de ruhi halimizi yansıtmakta olduğu anlayışı yatmaktadır.
Sen yapabiliyor musun?
Ilkan Pepper Hayır fakat insanları yüz özelliklerine göre tanımaya çalışmak internet sayesinde yeterince kolay bence
Hm bana bunun türkçesi ön yargı gibi geldi.
Fizyonomiye pekte yabancı değiliz. Gündelik hayatta sıkça karşılaştığımız bir durum. Tuhaf olan şudur. Bilimsel bir isminin olmasidir.
Bence yüzü güzel olanın huyu da güzel olur dışındakiler doğru.
Evet o yanlış bir örnek olmuş bence de
Yüzü güzel bakanın huyu güzel olurdur aslı sonradan değişmiştir.
Aradaki fark ne ?
Birinde üzün anatomisi diğerinde bakışı vurgulanıyor.
Bence bakışının güzel olması da yanıltıcı olma ihtimali çok yüksek, örneğin azımsanmayacak sayıda güzel bakışlı seri katil ya da hapiste yatan suçlu insan örneğine rastladım.
Kirmizi giyen cok yalan soylermis
Not ben hic kirmizi giymem cok yalan soylerim
Fizyonomiyi curuttum sanirim
Eklemek istediğim husus, insanın göz hitabına uygunluğu da onemlidir. Bir üstte ki örnek "yüzü güzel olanın huyu da güzel olur" bunu gosterir. Ilk yorumda belirttiğim gibi fizyonogmi, özünde yargilayicidir.
O yanlış bir örnek. Zaten anlatılmak istenen de o değil aslında. Ama yargılayıcı evet
Zaten bu tartışılan konunun özü "yargilayici" olmasidir.
Kabaca, Eskilerin ilm-i sima dedikleri yüz hatlarına bakarak, kişilik analizi yapılan bilim. Erzurumlu İbrahim Hakkının Marifetnamesin de karşılaştığım, bayağı da detaylandırdığı bir alan. Hatta kişilerin vücut şekillerine göre yakalanacakları muhtemel hastalıkları bile yazmışlar. İşi dahada ilerletenler vücudun tamamına bakarak, kişinin karekterini ve yanısıra suç işleme potansiyellerini, burçlarına kadar götürmüşler. Ben marifetnamede karşılaştığım bazı analizleri gerçek kişilerle eşleştirmeye çalıştığımda, gerçeklik payının olduğunu düşündüğüm bir ilim.
Bunun gerçeklikle hiçbir ilişkisi yoktur. Nedeni gayet basittir. Her insan, her suçu yapabilecek potansiyeldedir. Bunu gerçekliğe dönüştüren de budur.
Her insan bu potansiyele sahip olabilir, bu potansiyeli kullanıp kullanmamak veya ne kadarını kullanmak kişilikle alakalı bir durum. Bunun ders olarak bazı üniversitelerde okutulduğunu bir dergide okumuştum. Sizin için gerçekliği olmayabilir, benim için gerçekliği olan bir durumdur.
"Ülkemizde halkımızın sık kullandığı, “Yüzü güzel olanın huyu da güzel olur”, “Yüzünden okumak”, “Yüzünün derisi kalın”, “Yüzü başka, İçi başka”, “Yüzünde meymenet yok”, “Yüzünden düşen bin parça”, “Yüzü yerde olmak” gibi sizinde bildiğiniz, duyduğunuz deyimlerimiz vardır. Peki bunların çıkış noktası nedir, hiç düşündünüz mü? Gerilere gittiğimizde atalarımızın bilmeden yüz okuma sanatını kullandıklarını görmekteyiz."
Tüm bu örnekler fizyonomiye uygun mu? Diye sorarim. Her birini ayrı ayrı ele alırsam "uygun degildir." cevabını veririm.
Sırayla örneklere bakayım.
1: Yüzünün derisi kalın ornegi; insanın utanmasini gosterir. Bir insan yapmış olduğu davranışlarda utanmamalı, çünkü davranışın çeşitliliğine göre toplum baskısı görülür, ayrıca bu genişletilebilir.
2 Yüzünden meymenet yok örneği; burada insanın kendi çıkarları doğrultusunda karşısında ki insana duyduğu kin, öfke, sinir, kıskançlık, imrenme konularında olduğunu soyleyebilirim.
3 Yüzünden düşen bin parça örneği; o an ki durumda sıkıntı içinde olan bir insanın, karşısında ki insanlara yeteri derece veremediği ilgi ve alakadan dolayı, diğer insanların göstermiş olduğu tavirdir. Bu tavır, yardımlaşma-yardim etme gibi durumlar üzerinde daha etkilidir. Çünkü yardımcı olacağımızı dusunuruz.
İnsanların tipi yüz ifadesi mimikleri kişinin karakterini büyük ölçüde belli edebiliyo ama istisna durumlar yada kişiler olabilir. Yüz ifadesi ve tipiyle çok alakasız kişilikte olanlarda yok değil.
Kabak çekirdeğini aldım postu okuyorum
İnsanların yüzlerini göremiyorum )
Bence fizyonomi konusunda en sıkıntılı konulardan birisi, karakterin salt genetik kaynaklı olmaması. Eğer karakterimiz, tamamen genetik kodlara göre oluşmuş olsaydı, bu modellenebilir ve fiziksel görüntüden büyük ölçüde başarılı karakter analizleri yapılabilirdi. Ancak karakter, sadece genetik değil aynı zamanda çevre etkisi ile de değişen bir özellik, bu yüzden sadece dış görünüş üzerinden karakter analizleri yapmak, zaman zaman doğru örneklere rastlansa da büyük ölçüde başarılı sonuçlar vermez.
Genetiğin etkisi işin içine girdiğinden, bu gibi kavramların sonunda öjeniye, ırkçılığa gider iş...
Çünkü bir müddet sonra, “Bu tiptekiler böyle yapıyor!” denildiğinde, kötü bir şey yapan biriyse, o kişi istenmeyecektir...
Gunumuzde hic bir gecerliligi yok 1940 larda kriminolojinin konusuydu yuz vucut tiplerinden suclu profili cikartiyolardi suca yatkinlik vs su anda irkcilik gibi goruluyor