Evlenirken mehir ne için alınır...??? Kadının bir mal gibi satın almak değilmidir bu. Ben kendimi mal gibi satmam, mehir yada diğer adı ile başlık parası almam. Ama miras kardeşime ne düşüyorsa eşit olarak hakkımdir.
Mehir ile başlık parası aynı değildir mehir erkeğin kadına aldığı hediyedir genellikle altın ve para verilirdi günümüzde kadına bilezik takılması da mehir olarak nitelendirilebilir. Başlık parası ise genellikle türkiyede iç bölgelerde kadın ailesinin erkek tarafından yetiştirme olarak istediği ücretsiz. Aralarında hiç bir bağ yoktur.
Öyle bile olsa bir kadını alabilmek için altın gibi değerli eşyalar alırsa onu köle gibi kullanmaya da hakkı vardır. Ve en ufak mız mızlığında yine altınlar ile yenı kadın alma hakkı da vardır bu zihniyetin. Sonuç olarak kuran onlara bastık parayı al karıyı demiş ayette. Mehir kadına alındığında evlendikten sonra borçlar için kadının altınları parası kullanılır. Kadın eşinin isteklerine boyun eğmek zorunda olduğu için altınları istediğinde karşı çıkamaz.. Ve iteatsizligi karşılığında dövme yetkisi bile kuran tarafından verilmiş. Miras ile başlık parasını aynı problem için de kullanan beyinsizler eş alma konusunda da bir problem çözerek eşitlik sağlasasinlar. Kadında erkeğin aldığı kadar helalinden istediği kadar koca alsın ozaman. Sonuçta kadında insan ve kadın kocası ile yatmak için sıra beklememeli..
Kim kimden tazminat alıyor? Boşanma sebebinin içinde aldatma konusu deliller ile yargıya sunuldu ise (bu iki taraf içinde gecerli) onur ve grur meselesi sebebi ile tazminat davası açılır. Birde psikolojik baskı söz konusu. Bunlar delil gerektiren şeyler. Erkek için de kadın için de geçerli bunlar.
İlgilendiğim boşanma davalarında eğer kadının aldatması durumunda erkek tazminat davası açmak işlemişse kesin olarak almıştır. Boşanma suresi uzamıstir ama istediği sonucu elde etmiştir. Avukat değilim ama 5 yıl asistanlığini yaptım. Ve tüm davaların tutanaklarını ben incelemek zorundaydım... Bu davalar kolay davalar değil. Elbette çok zorlu bir süreçten geçiyorlar. Hele birde çocuk varsa onun psikolojik durumuda göz önünde bulundilurulur. Ancak görsel gerçek kanıtlar ( hileli olmayan) varsa elinde bu davanın seyiri için olumlu bir sürece ciddi katkısı oluyor.
Mehir eger erkek kadindan ayrilirsa Kadinin magdur olmamamsi icin verilmesi zorunlu olunan mal miktsridir. Miktari ise kadin belirler. Bunda ne gibi bir sakinca gorutyorsunuz anlamadim. Kadin isterse hic istemez. Ister ise de siniri yok. Para kadina ait olur ailesine yada bir baskasina degil. Baslik parasi aileye verilir kadjna bir kari olmaz. Birbirjnden sizcede farkli degil mi?
Ya kadının evlendiği adam fakir ise ve mehir ödeyecek durumu yok ise. Ve aynı zamanda babası zengin ve mirastan da sadece üçte birine layık görünüyorsa her iki taraftanda zarar gören kadın degilmi. Elin adamından nehir alacak diye babadan kalacak mirasın üç de birine layık görülmesi nasıl bir adil anlayışı savunuyor olabilir ki. Ya kadın evlenmek istemiyor ve dul sa. ???
Bunun en yakın örneği benim. Çünkü benim ailem müslüman ve baba malı erkek çocuklar arasında bölüşülur, kızlara da sus payı verilir. Kendi evlilugimden örnek verirsem; çok evliliğe karşı olduğum için aldatılmayı hazmedemeyip ayrılmak istediğimde eşim tarafından fiziki şiddete maruz kalan ve hatta bıçaklanan biriyim. Bir buçuk yıllık kargaşadan sonra çocuğun velayeti karşılığında ayrılmayı kabul edince ayrıldık. Ancak ne bir tazminat alma şansım vardı nede nafaka. Aksi taktirde ayrılmayacak ve bende hem fiziki hemde psikolojik şiddete maruz kalacaktim. Adam mehir vermekten bu şekilde kurtuldu. Bu her erkeğin yaptığı birşey. Hadi bu noktada miras konusunun muhasebesini yapın. Ben dul bir kadınım ve iki çocuk bakıyorum. Eski eşim yeni sevgililerine dini nikah yapıp gününü gün ediyor ve bizi çoktan unuttu. Babadan kalacak malında üçte birini kuran bana hak görüyor. Bu durumda kim zararda. Kuranın beni hangi ayetinde koruma altına aldığını söyleyin bana
Selma Arzık İlk olarak cevabı geç yazdığım için kusuruma bakmayın sürekli aklımdaydı ancak daha yeni yazabildim. Kaldıgınız çok ama çok kötü durumdan dolayı geçmiş olsun dileklerimi ve üzüntümü belirtmek isterim. Selma Arzık hanım içinde bulunduğunuz durum kuralların sucundan öte inansların suçu. Kurallar ne olursa olsun aynı muameleye maruz kalıncaktınız. Yani hakkınız çalınmış ve gaspedilmiştir. Bu durumun kurallarla bir alakası yoktur. Örneğin nafaka almamanız. Çok daha iyi bir sistem olarak gördünüz mehire tercih ettiğiniz nafakada dahi bu tür problemler yasamıssınız. Mehir boşanırken verilmez evlenilirken verilir. Evlenirken verildiği için alıp alamama mağduriyeti yaşanmaz. Evleneceğiniz erkek fakirse zaten boşanırkende nafaka alamıyacaksınız aynı durum söz konusu. Miras hukukunda ise belirtildiği gibi mutaak adalet sağlanmak adına böyle bir yola gidilmiştir. Sizde bilirisnizki Erkek ilişkide fedakar olmak zorundadır. Kadının giyimini evin masraflarını çocukların bakım masrafları gibi tüm yük erkeğin omuzundadır. Bu biyolojik bir durumdur. Erkek koruyup kollamaya adepte olmuştur. Kadın ise korunup kollanmaya. Bundan dolayı mirasdaki dağılım bu şekilde eşit değil adaletleri olarak belirtilmiştir. Umarım açıklayıcı olmuştur. Aklınıza takılan bir şeyler varsa çekinmeden söyleyebilirsiniz.
Erkek geçmiş çağlarda da, diğer dinlerde de hiç bir zaman koruyucu görevi üstlenmedi. Tek derdi kendisine iteat edilmesi ve bir çok kadınla birlikte olma arzusu. Kadın çocuk doğurmak ve evde kocaya hizmet etmek için yaratilmadi. İzin verildiği taktirde savaşlarda bile yerimizi aldık ve kendimizi ispat ettik. Ancak erkekler kadınlara bakıma muhtaç muamelesi yaparak hep geri planda tutarak otorite sağlamak istediniz. Otoriteyi sallayınca tüm özgürlüğünüzü de kazandınız. Bir den çok kadın ile evlenmek ve cariyeler ile bu çeşitliliği çoğaltmak gibi.
Evlenirken mehir ne için alınır...???
Kadının bir mal gibi satın almak değilmidir bu. Ben kendimi mal gibi satmam, mehir yada diğer adı ile başlık parası almam. Ama miras kardeşime ne düşüyorsa eşit olarak hakkımdir.
Mehir ile başlık parası aynı değildir mehir erkeğin kadına aldığı hediyedir genellikle altın ve para verilirdi günümüzde kadına bilezik takılması da mehir olarak nitelendirilebilir. Başlık parası ise genellikle türkiyede iç bölgelerde kadın ailesinin erkek tarafından yetiştirme olarak istediği ücretsiz. Aralarında hiç bir bağ yoktur.
Öyle bile olsa bir kadını alabilmek için altın gibi değerli eşyalar alırsa onu köle gibi kullanmaya da hakkı vardır. Ve en ufak mız mızlığında yine altınlar ile yenı kadın alma hakkı da vardır bu zihniyetin. Sonuç olarak kuran onlara bastık parayı al karıyı demiş ayette. Mehir kadına alındığında evlendikten sonra borçlar için kadının altınları parası kullanılır. Kadın eşinin isteklerine boyun eğmek zorunda olduğu için altınları istediğinde karşı çıkamaz.. Ve iteatsizligi karşılığında dövme yetkisi bile kuran tarafından verilmiş. Miras ile başlık parasını aynı problem için de kullanan beyinsizler eş alma konusunda da bir problem çözerek eşitlik sağlasasinlar. Kadında erkeğin aldığı kadar helalinden istediği kadar koca alsın ozaman. Sonuçta kadında insan ve kadın kocası ile yatmak için sıra beklememeli..
Bosanirken neden Tazminst alinir?
Kim kimden tazminat alıyor? Boşanma sebebinin içinde aldatma konusu deliller ile yargıya sunuldu ise (bu iki taraf içinde gecerli) onur ve grur meselesi sebebi ile tazminat davası açılır. Birde psikolojik baskı söz konusu. Bunlar delil gerektiren şeyler. Erkek için de kadın için de geçerli bunlar.
Hangi erkek kadından tazminat alabilmiş peki?
İlgilendiğim boşanma davalarında eğer kadının aldatması durumunda erkek tazminat davası açmak işlemişse kesin olarak almıştır. Boşanma suresi uzamıstir ama istediği sonucu elde etmiştir. Avukat değilim ama 5 yıl asistanlığini yaptım. Ve tüm davaların tutanaklarını ben incelemek zorundaydım... Bu davalar kolay davalar değil. Elbette çok zorlu bir süreçten geçiyorlar. Hele birde çocuk varsa onun psikolojik durumuda göz önünde bulundilurulur. Ancak görsel gerçek kanıtlar ( hileli olmayan) varsa elinde bu davanın seyiri için olumlu bir sürece ciddi katkısı oluyor.
Mehir eger erkek kadindan ayrilirsa Kadinin magdur olmamamsi icin verilmesi zorunlu olunan mal miktsridir. Miktari ise kadin belirler. Bunda ne gibi bir sakinca gorutyorsunuz anlamadim. Kadin isterse hic istemez. Ister ise de siniri yok. Para kadina ait olur ailesine yada bir baskasina degil. Baslik parasi aileye verilir kadjna bir kari olmaz. Birbirjnden sizcede farkli degil mi?
Ya kadının evlendiği adam fakir ise ve mehir ödeyecek durumu yok ise. Ve aynı zamanda babası zengin ve mirastan da sadece üçte birine layık görünüyorsa her iki taraftanda zarar gören kadın degilmi. Elin adamından nehir alacak diye babadan kalacak mirasın üç de birine layık görülmesi nasıl bir adil anlayışı savunuyor olabilir ki. Ya kadın evlenmek istemiyor ve dul sa. ???
Bakın bunun bir sürü çeşidini olur ve kuranın kadına verdiği üç de bir lik durumda hiç bir zaman adalet sağlanamaz.
Bunun en yakın örneği benim. Çünkü benim ailem müslüman ve baba malı erkek çocuklar arasında bölüşülur, kızlara da sus payı verilir. Kendi evlilugimden örnek verirsem; çok evliliğe karşı olduğum için aldatılmayı hazmedemeyip ayrılmak istediğimde eşim tarafından fiziki şiddete maruz kalan ve hatta bıçaklanan biriyim. Bir buçuk yıllık kargaşadan sonra çocuğun velayeti karşılığında ayrılmayı kabul edince ayrıldık. Ancak ne bir tazminat alma şansım vardı nede nafaka. Aksi taktirde ayrılmayacak ve bende hem fiziki hemde psikolojik şiddete maruz kalacaktim. Adam mehir vermekten bu şekilde kurtuldu. Bu her erkeğin yaptığı birşey. Hadi bu noktada miras konusunun muhasebesini yapın. Ben dul bir kadınım ve iki çocuk bakıyorum. Eski eşim yeni sevgililerine dini nikah yapıp gününü gün ediyor ve bizi çoktan unuttu. Babadan kalacak malında üçte birini kuran bana hak görüyor. Bu durumda kim zararda. Kuranın beni hangi ayetinde koruma altına aldığını söyleyin bana
Selma Arzık İlk olarak cevabı geç yazdığım için kusuruma bakmayın sürekli aklımdaydı ancak daha yeni yazabildim. Kaldıgınız çok ama çok kötü durumdan dolayı geçmiş olsun dileklerimi ve üzüntümü belirtmek isterim. Selma Arzık hanım içinde bulunduğunuz durum kuralların sucundan öte inansların suçu. Kurallar ne olursa olsun aynı muameleye maruz kalıncaktınız. Yani hakkınız çalınmış ve gaspedilmiştir. Bu durumun kurallarla bir alakası yoktur. Örneğin nafaka almamanız. Çok daha iyi bir sistem olarak gördünüz mehire tercih ettiğiniz nafakada dahi bu tür problemler yasamıssınız. Mehir boşanırken verilmez evlenilirken verilir. Evlenirken verildiği için alıp alamama mağduriyeti yaşanmaz. Evleneceğiniz erkek fakirse zaten boşanırkende nafaka alamıyacaksınız aynı durum söz konusu. Miras hukukunda ise belirtildiği gibi mutaak adalet sağlanmak adına böyle bir yola gidilmiştir. Sizde bilirisnizki Erkek ilişkide fedakar olmak zorundadır. Kadının giyimini evin masraflarını çocukların bakım masrafları gibi tüm yük erkeğin omuzundadır. Bu biyolojik bir durumdur. Erkek koruyup kollamaya adepte olmuştur. Kadın ise korunup kollanmaya. Bundan dolayı mirasdaki dağılım bu şekilde eşit değil adaletleri olarak belirtilmiştir. Umarım açıklayıcı olmuştur. Aklınıza takılan bir şeyler varsa çekinmeden söyleyebilirsiniz.
Erkek geçmiş çağlarda da, diğer dinlerde de hiç bir zaman koruyucu görevi üstlenmedi. Tek derdi kendisine iteat edilmesi ve bir çok kadınla birlikte olma arzusu. Kadın çocuk doğurmak ve evde kocaya hizmet etmek için yaratilmadi. İzin verildiği taktirde savaşlarda bile yerimizi aldık ve kendimizi ispat ettik. Ancak erkekler kadınlara bakıma muhtaç muamelesi yaparak hep geri planda tutarak otorite sağlamak istediniz. Otoriteyi sallayınca tüm özgürlüğünüzü de kazandınız. Bir den çok kadın ile evlenmek ve cariyeler ile bu çeşitliliği çoğaltmak gibi.
Kadir Yılmaz niye güldün. Ben çok ciddiyim halbuki. Espri yapmamıştım.