Bir reformist müslüman neden hadis Külliyatını ret eder?
Cevap veriyorum! 1400 yıl önce inen ve kendilerinin iddia ettikleri kuran dini yada Utopik islam felsefesi eğer var olsaydı ve kuran da bunu destekleyip tastik etseydi, tarihin bi yerinde (amacı budur dedikleri kuran bunu eyleme geçirseydi) mutlaka tarih bunu yazardı! Onların Karşısında duvar gibi duran bir Hadis ilmi ve tarihî var. Kendi dinlerin eseri olan Hadis ve ilmi, onları yalancı çıkaracak en iyi düşmanlarıdır.
Biri çıkıp "E hani kuran dini, nerede, bu iddia ettiğiniz din o zaman da var olmamış. Siz yalancısınız arkadaş" der diye tüm hadisleri yok sayıp, bu yol ile eleştiriye gelen kisilere de, Sünni ateist gibi sıfatlarla yakıştırıp tartışmayı hadislerin dışında tutma gayretindeler.
Yermiyiz?
Hayır tabiki
Neden reformist müslüman hadisleri reddeder?
Gören Dardağan
G
0 kişi takip ediyor.
Paylaş:
Bu akıl dışılığın sürmesinin bir çok nedeni var.
Günde 5 vakit okunan ezan zaten başlı başına bir şartlandırıcı.
Hristiyanlıkta da çan aynı şartlandırıcı vazifesini görür.
Cennet, cehennem, korku, kayıp endişesi, falan da çok da önemli değil.
Burada ki esas nokta şartlandırma.
Bu iktidarında, özel hipnozlarının etkisi olmasının ana nedeni kitle zaten hipnoza alışık.
yukarıda değinilen, kuran hadislerden oluşmuştur iddasının doğru olduğunu varsayalım ve sokakta ki adamla barış ortamı içinde, kendini güvende hissettiği ortam da anlatalım.
Ve şans eseri adam anlasın, mantıklı bulsan.
Siz eğer o adama en az haftada 3 kereden 1 sene daha detaylı mantıklı açıklamalar yapmadığınız sürece ve adamı sürekli olan şartlanmadan uzak tutmadığınız müddetçe adam kendi bildiği dogmalara geri dönecek.
Bunun için adamı suçlayamazsınız, öbür şartlanma çocukluğundan beri var, hatta en güvendiği insanlarda aynen şartlandı,
1 kere tam gerçek anlatıldığında niye uyansın ki?
Öyle olsa tek şartlanma da yeter,
devamı için bu kadar para ve zaman harcanmazdı.
İnsan zihninin böyleliği sadece siyasal ve dini açılardan sömürülmek için değil.
Kendini en aydın gören, humanist, doğa sever falan da aynı derece şartlanmış durumda.
Çoğunluk şu anını yaşayamıyor,
Bu beğenilmeyen zihin durumunun karşısında hissetmesine rağmen, parası, refahı, güzel bir ailesi olan bile, gereksiz bir sorumluluk hissederek ve yazmaktan başka(o da nadiren ve face de) bir fiilde bulunmadan sadece keder, endişe ve mutsuzluk içinde mekanik yaşamını sürdürüyor.
Bugün bu iktidarın günü onlarda güyya onlarca senenin baskı ve zulmünden kurtulduklarını söyler, ibadetlerini artık serbestçe (!) yapar, türbanlı öğrenci ve öğretmen olarak hak ettikleri saygı almış olmalarına rağmen, mutsuzlar, agresiv ve saldırganlar,
Çok övdükleri öğretileri hakkında kulaktan dolma bilgileri ve çok zayıf pratikleri var.
Eee tutuğun takım hap kazanıyor, sen ne kazanıyorsun.
Yol, cami, hastane yapıldıysa, senin kadar diğerlerinin de faydasına.
senin kazancın ne, yoksa esasında sen de diğerleri gibi kaybediyor ama farkında mı değilsin.
Olamaz dimi?
Ama öyle,
beğenmesen de yüzyılın birikimleri,
dik duruşu, hepsi gitti, itibar eksiye düştü.
Dünya lideriyim diye seni hipnozlayan adamın Antalya da gerçekleşen toplantı da kimse elini sıkmıyor, hatırını sormuyor
ne pis düşmanlar var değil mi?
Peki acaba ben bunları niye göremiyorum ve başka neleri ıskalıyorum diye sorabilirmisin kendine?
Gençliğini, çocuğunun gelişiminde ki halleri, aile içinde ki eşinle akrabalarınla ilişkileri görüp onların halinden anlıyormusun?
Anlamadığına yemin ederim.
Eğer en sevdiklerinin hallerine odaklanabilecek gücün olsaydı, onları tanımlamadan, ötekileştirmeden, kafanda ki imgeler olmadan görebilseydin,
yaşıyor olurdun dostum.
Herkesi ve her olanı anlardın.
bu kadar isyan eden kişinin halini, yolsuzlukları, israfı, şaşayı anlar, bunların saçmalığı seni daha çok uyandırır, hidayete ererdin.
Sevmediğin muhalif kitlenin senin kitlendeki çocukların tacizine duyarlılığına parmak ısısır utanırdın kardeşim.
Takım tutmuyoruz, akıntı içinde sürüklenen sandaldayız Hepimiz, sen, ben, zangoç, imam, küçük memur,
yöneticilerin heikopterleri var, seni piyon olarak kullanacaklar, pişmanlık kalacak sana bonus olarak .
Ne kar ama.