Doğrular işe gelmeyince, bu gibi tepkilere sebebiyet veriyor. Ben neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlattım. Artık gerisi size kalmış.
Birşey ya doğrudur ya da değil.. Din hakkında ahkam kesmek de ne demek. Doğruların tespit edilebilmesi için illa daha önce bir yerlerde yazıyor olması mı gerekir. Halbuki araştırılması-okunması gereken kitap; kahinat kitabıdır. Ve anlattığım bilgiler, bu kitap araştırılarak (okunarak ve gözlemlenerek) elde edinilmiştir. Zaten kuran okumak da bu anlama gelir.
Örnek verelim. Cocuklarim var. Isim yok. Eve yemek yok. Cikmisim yiyecek ariyorum. Yamacta bir geyigin düsüp öldügünü gürdüm. Gittim yanina ölmüs. Senin verecegin ayetlere göre kesilmedigi icin helal degil. Simdi sen bu hayvan icin HARAM diyeceksin? Yanlis mi? Ben de diyorum ki, bu adamin bu hayvani yemeye hakki var. Kimse de buna HARAM diye engel olaz.
Ha sen haram dedin diye de adam bunu haram sayiyorsa, TEVBE 31e göre zaten ayagi kaydi. Sen dedin diye HARAM HELAL saydiysa seni ILAH RABB edinmis oldu. Bunu da unutmamak gerek.
Sonuc: Herkes kendi anladigi kadari ile sorumludur. Kendi durum ve satina göre kendi hesap verecektir. Kimse kimseye helal haram kilma yetkisine sahip degildir. İlmi calisma yapilir, sunulur isteyen alir.
Zaruriyet hallerinde bize zararlı olabilecek işler, daha büyük zararları engellemek adına yapılabilir. Sizin dediğiniz gibi, başka seçenek yoksa ve ölmektense bana zararı olabilecek ölü bir hayvanın etini yiyebilirim. Mesela bir dağcı ölmemek için sıkıştığından dolayı kendi elini ya da ayağını kesmek zorunda kalmıştı. Normalde el ayak kesmek günah yani bize zararlıdır. Ama o dağcının kendisine bu şekilde zarar vermiş olması onun hayatını kurtarmıştır. Fakat mecburi hallerin var olabileceği gerçeği, doğruların insanlara anlatılmaması gerektiği anlamına gelmez. Ben doğruları anlatırım, imkanı olan ve hak yemek istemeyenler de durumlarını düzeltsinler.
Dedim ya hak yemek istemeyen ev sahipleri, fazla evlerini ya satsınlar, ya da alım gücü düşük olanlar için kira ödetir gibi satsınlar. Evin değeri tamamen ödendikten sonra kiracıya tapu verilebilir. Yada kooperatif gibi toplanılıp herkese sıra ile ev yapılabilir. Artık doğru, yanlış öğrenildikten sonra çözümler de bulunacaktır. Ve yine insanlar iş yeri açıp milleti köle gibi çalıştırıp onların sırtından haksız kazanç elde edeceklerine; birlik olup sermaye, kar-zarar ortaklığı ile ortak emek harcayacak-çalışacak oldukları iş yerleri açsınlar.
Doğrular işe gelmeyince, bu gibi tepkilere sebebiyet veriyor. Ben neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlattım. Artık gerisi size kalmış.
Birşey ya doğrudur ya da değil.. Din hakkında ahkam kesmek de ne demek. Doğruların tespit edilebilmesi için illa daha önce bir yerlerde yazıyor olması mı gerekir. Halbuki araştırılması-okunması gereken kitap; kahinat kitabıdır. Ve anlattığım bilgiler, bu kitap araştırılarak (okunarak ve gözlemlenerek) elde edinilmiştir. Zaten kuran okumak da bu anlama gelir.
sana haram olan birsey bana helal olabilir, bunu da unutma!
O yiyecekler gibi şeyler için geçerli. Benim metabolizmama bazı yiyecekler zararlı olabilir ama sana değildir.
Örnek verelim. Cocuklarim var. Isim yok. Eve yemek yok. Cikmisim yiyecek ariyorum. Yamacta bir geyigin düsüp öldügünü gürdüm. Gittim yanina ölmüs. Senin verecegin ayetlere göre kesilmedigi icin helal degil. Simdi sen bu hayvan icin HARAM diyeceksin? Yanlis mi? Ben de diyorum ki, bu adamin bu hayvani yemeye hakki var. Kimse de buna HARAM diye engel olaz.
Ha sen haram dedin diye de adam bunu haram sayiyorsa, TEVBE 31e göre zaten ayagi kaydi. Sen dedin diye HARAM HELAL saydiysa seni ILAH RABB edinmis oldu. Bunu da unutmamak gerek.
Sonuc: Herkes kendi anladigi kadari ile sorumludur. Kendi durum ve satina göre kendi hesap verecektir. Kimse kimseye helal haram kilma yetkisine sahip degildir. İlmi calisma yapilir, sunulur isteyen alir.
Zaruriyet hallerinde bize zararlı olabilecek işler, daha büyük zararları engellemek adına yapılabilir. Sizin dediğiniz gibi, başka seçenek yoksa ve ölmektense bana zararı olabilecek ölü bir hayvanın etini yiyebilirim. Mesela bir dağcı ölmemek için sıkıştığından dolayı kendi elini ya da ayağını kesmek zorunda kalmıştı. Normalde el ayak kesmek günah yani bize zararlıdır. Ama o dağcının kendisine bu şekilde zarar vermiş olması onun hayatını kurtarmıştır. Fakat mecburi hallerin var olabileceği gerçeği, doğruların insanlara anlatılmaması gerektiği anlamına gelmez. Ben doğruları anlatırım, imkanı olan ve hak yemek istemeyenler de durumlarını düzeltsinler.
Peki cözüm nerede? İnsanlara "faiz yemeyin" demekte mi yoksa sisteme alternarif koymak icin gereginin yapmakta mi?
Dedim ya hak yemek istemeyen ev sahipleri, fazla evlerini ya satsınlar, ya da alım gücü düşük olanlar için kira ödetir gibi satsınlar. Evin değeri tamamen ödendikten sonra kiracıya tapu verilebilir. Yada kooperatif gibi toplanılıp herkese sıra ile ev yapılabilir. Artık doğru, yanlış öğrenildikten sonra çözümler de bulunacaktır. Ve yine insanlar iş yeri açıp milleti köle gibi çalıştırıp onların sırtından haksız kazanç elde edeceklerine; birlik olup sermaye, kar-zarar ortaklığı ile ortak emek harcayacak-çalışacak oldukları iş yerleri açsınlar.