Hz. Yusuf'a rüya yorumlama, tabir etme, açıklama, anlamlandırma, manalandırma ilmi öğretilmiş, verilmişti.
Hz. Süleyman'a rüzgarı kontrol etme ve yönlendirme, zamanda yolculuk, cinlere hükmetme, hayvanlarla konuşma ve onlara hükmetme ilmi öğretilmiş, verilmişti.
Hz. Davud'a da Hz. Süleyman'a benzer ilimler öğretilmiş, verilmişti.
Hz. İsaya ölüleri diriltme, şifacılık ilimleri öğretilmiş, verilmişti.
Örnekler çoğaltılabilir. Eğer bunlar birer ilimse bu ilimler nereye yazıldılar? Nereye kaydedildiler? Asılları nerede? Bu ilimler aktarıldı mı? Paylaşıldı mı? Öğretildi mi?
Kadir Gülüncehan
K
Kaynak var mı acaba? Kimse sormuş mu diye baktım yorumlara ama herkes yine sorgusuz sualsiz kabullenmiş görünüyor
Kuran’da Hz. İsa’nın ölüleri diriltmesi ve gökten sofra indirmesi kıssasını ayetler ile daha iyi anlayabiliriz. Bahsi geçen bu ayetler 5. sure olan el-Maide suresidir. Bu büyük surenin 110.ayeti Hz. İsa’nın diriltme mucizesini, 114 ve 115. ayetleri ise havarilere gökten sofra indirmesinden bahsetmektedir. Bu büyük ayeti kerimler ise şöyledir.*.110 – O gün Allah, şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki veannen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı, İncil’i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordunda içine üflüyor dun, benim iznimle hemen bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de (hayata) çıkarıyordun. Hani sen, İsrail oğullarına açık mucizeler getirdiğin zaman, ben seni onlardan kurtarmıştım da onlardan inkar edenler, “Bu, ancak açık bir büyüdür” demişlerdi.*.114 – Meryem oğlu İsa,“Ey Allah’ım! Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki; önce gelenlerimize (zamanımızdaki dindaşlarımıza) ve sonradan geleceklerimize bir bayram ve senden (gelen) bir mucize olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızıklandıranların en hayırlısısın”dedi.*.115 – Allah da, “Ben onu size indireceğim. Ama ondan sonra sizden her kim inkar ederse, artık benona kainatta hiçbir kimseye etmeyeceğim azabı ederim” demişti.
Al kardeş sana kaynak kuran'ı kerim en büyük kaynaktır zaten
Hem en büyük hem de şu an için tek kaynak bence
Kaynak olarak en başta Kuran, İncil ve Tevrat, Roma, mısır, Mezopotamya yada yapılan tarihi araştırmalar, arkeolojik bulgular vb şey sayilabilir. Tabi bunları görecek göz, gereği gibi işitecek kulak, gereği gibi anlayacak kalp Allah'ın bizlere vermiş olduğu bir nimettir. Yoksa o gün bu hadiseleri gözleri ile gördüğü halde inkar edenler olduğu gibi bugün de inkar edenler olacaktır. Düşünün bir kere, Süleyman AS devrinde gemi nasıl havadan gider, bu olsa olsa büyüdür dedi kafirler. Şimdi görüyoruz ki, onu altından tutan olmadığı halde uçaklar havada gidiyor. Miraçı inkar ettiler, nasıl bir insan dünya katmanları aşar uzaya yükselir dediler, bugün Aya gidildi belki yarın daha uzaklarına da gidilecek. Nasıl olur da bir taht dünyanın bir ucundan öbür ucuna kısa sürede gelir dediler. Hepimizin cebinde ve elinde tuttuğu küçük bir cep telefonu uzakları yakın ettiğine gözümüzle şahit oluyoruz. Bunu orta çağda biri yapsaydı bu cadı iblis deyip yakarlardı. Bugün ilim dediğimiz olay Allah'ın insanlara sunduklarının kesfidir. Allah ilk insana her eşyayı öğretti bu genler ile nesillerden nesile aktarılıyor. Hiçbir şey tesadüfi değildir. Bir hikmet üzere belli devirlerde ortaya çıkarılmaktadır. Okumak anlamak isteyene işte kitap, şüphe yoktur onda, ne daha önce benzeri vardı nede bundan sonra da benzeri gelecek. Öyle bir kitap ki, her geçen gün doğruluğu kanıtlanıyor. Ama insan nankördür. Şeytanın vesvesini mantık sanar bilgiclik taslar. Oysa insan acizdir, gücü bir sineği yaratmaya ona can vermeye bile yetmediği halde, Onu da kendisini yaratan Rabbini beğenmez olur. Allah hiçbirimizin kalbini karanlıklar içinde bırakmasın.