Tanrının kesinlikle yok olduğu nasıl anlaşılabilir? Fikirlerinizi alabilir miyim?
Mesela evren düzensiz olsun, mükemmel olmasın. Bu düzensizliğin Tanrının işi olamayacağını düşünüp Tanrının olmadıgına kanıt olarak sunanlar var. Ama bu kesin bir neden değildir ki. Tanrı varsa herşey mükemmel mi olmak zorunda yani? Tanrı mükemmelse eğer, yaptığı herşey mükemmel mi olmak zorunda?
Bunun gibi, bir argüman biliyor musunuz? Ya da düşünceleriniz var mı? Şu olmuş olsa ozaman Tanrı yoktur diyebileceğimiz birşey?
Buradan bilinemezciliğe geçişin kapısı aralanıyor gibi geliyor bana.
Sezer Saadet
S
olaya farklı bir bakış açısından yaklaşık evren dışı bir tanrının "gerekli olmadığına" dikkat çekmek isteyeceğim. Evrende bir düzen olduğunu düşünenlerdenim ve bu düzene bilimsel yöntem ile baktığımızda hiçbir şekilde özel bir doğaüstü müdahale göremiyoruz. Bu doğaüstü olmayan müdahale evrendışı tanrının gerekli olmayacağına çıkartır bizi ama yokluğunu veya varlığını göstermez. Fakat aynı şartlarla zihnimizdeki tanrı tanımı tam olarak evrendeki olayları açıklamak için oluştuğu için tanrıyı cosmos'ta aramanın gerekliliğini görmekteyiz. Bu iki durumdan çıkartığım sonuç ise evren dışı bir tanrıya gerek olmadığı gibi müdahale etmemekte. Fakat evrenin tanrı olduğu ise görülmektedir. (kendi çıkarımım tabi)
hiçbir şekilde tanrı yok diyemeyiz çünkü oluşmuş var olmuş akıllı varlıklar var bu akıllı varlıklar sınırlı akıllarıyla olamayan bir şeyi düşünemezler
Üç görüşün üçü de paralel düşünceler. Peki inanan insanlar kendilerince hangi kanıtları görüyorlar evrende. Çok temel tartışmalara geri dönmüş olacagız belki ama bu konuda özellikle inanan arkadasların fikirlerini merak ediyorum.
evrenin kendisinin yaratıcı yani tanrı olduğunu düşünen biri olarak fizik kuralları benim için bu düşüncenin kanıtı oluyor evrendeki(sistemdeki).
benim içinde tanrı akıldır üstün bilinc
peki tek tanrılı dinlerdeki yaratıcı tasfiri özünde evrenin özelliklerini anlatan tanrı figürünü tutuyorsa? Yani evet dinsel kurallar tanrı tanımını epey değiştirmiştir, irade sahibi, insansı bir tanrı imajı oluşturmuştur. Ama özü yani tanrısal sıfatlar denilen sıfatlar evreni anlatıyorsa?
Güzel bir soru. Ben burada tikaniyorum zaten
Yalçın Yaman ama biliyoruz ki fsm nin bir kitabi yok. Ama tek tanrı lardan indigi dusunulen bir kitap var. Ve ben bu kitabi bilimsel olarak curutemiyorum
Yalçın hocam fsm ve ehli sünnet tanrısı evren içindeki bir parça veya evrenin üstünde yine parçadır. Oysa bir süreliğini kuran metnini özellikle iniş sırası(tam kesin olmasa da) ile okuyarak ne anlatmak istediğini düşündüğümüzde, medine dönemini katmadığımızda tamamen evreni tanımladığını görebiliyoruz. Diyeceksiniz ki o islamın tanrısı olmuyor. Ben islamın tanrısını aramıyorum ki ben gerçeği arıyorum. Lütfen siz de metni bu şekilde inceleyiniz.
O konuda gayet tabii haklısın ama suanda milyarlarca insan tarafindan inanilan bir dinin kitabindan bahsediyoruz. Bu kitap incelenmeyi ve eger yanlış birtakim bilimsel veriler sunuyorsa curutulmeye değer bur kitap olmuş oluyor. Oyle degil mi
Yalçın bey, peygamber sezgi yöntemi ile tanrısal bilgiye eriştiğine inanıyorum. Bunda ne gibi bir çıkmaz olsun ki? Tanrının ekstra bir iradesi yoktur.
aslında konu hiç karmaşık değil ki? İnsanlar evreni daha tam anlamadıkları dönemde tanrı demişler bu bütüne. Yemeği veren, bizi oluşturan şeyi tanrı görmüşler. Sonra komşu köylerle iletişimle farklı tanrılar oluşmuş. Farklı coğrafyalarla farklı iş yapan tanrılar(su tanrısı dağ tanrısı kış tanrısı yaz tanrısı) oluşmuş ve modern(yeni ama son değil) dönemdeki dinlere kadar gelmişiz.
Bahsettiginiz konular hakkinda tabiki bilgim var ancak ispati bu kadar basitse kurana inanan hicbir bilim adaminin kalmamasi lazim ki bir dunya bilim adami var inanan. Bunların hepsi bu basit oldukca basit gerçeklere ragmen inanmak zorunda hisseden kisiler degillerdir diye umuyorum. Yaniliyor muyum
Yalçın hocam, bilim insanı teori ortaya koyarken inanması gerekmez mi sizce? Yani var olmayan bir şeyin hipotez ve teori aşamasında birebir ortaya çıkmış mı olması gerekir? Kuşkuyla yaklaşmak apayrı bir konu çünkü dediğiniz gibi bilim adamı septik olmalıdır ki inancının doğru olup olmadığını daha iyi sınayabilsin.
test edilene kadar inanç değil midir peki? Nereden bilebiliriz ki test etmeden dirençle olan ilişkisini? Örneğin paralel evrenler bir inançtır. Matematiksel altyapısı vardır ama paralel evrenleri oluşturacak olan kırılma anı(simetri kırılması konusuna bakılabilir) muhtemelen yakın gelecekte bilinemeyecek henüz.
paralel evrenlerin olduğuna inanmayan birisi paralel evren araştırması yapmaz sanırım. Bu onun biliminde hem motivasyondur hem de geliştirmeye yöneliktir. Burada söylemek istediğim ana konu ise şu: Bilim insanı yanıldığında ben yanıldım diyebilmelidir. Yani inancı değişmez fikir olmamalıdır bir şey ile çeliştiğinde. Bu konuda ne dersiniz? İnanç var olanla çeliştiğinde inancından vaz geçmesidir aslolan. Hiç inanç duymaması değil.
Inanc ile tahmin yürütmeyi birbirine karışıyorsunuz ali bey bence. Cok ince cizgi var aralarinda ama ayni sey degiller.
bilim adamı yalnızca tahmin yürütürse bu konuda motivasyon bulamaz ki? Yani eğer bir çalışmaya giriyorsa ona inanmalı. O konuda araştırma yapmak patır patır ilerleyen bir şey değildir. İnançlı, hırslı ve denemekten yılmama olmalı. Yani paralel evren çalışan bir bilimadamı aa bu yokmuş diye bırakmamalı. Yine o yönde inançlı çalışmalı ama bilimle tutarlı bir biçimde. Bunu gerçek anlamda düşünerek söylediğimi belirterek bu yönden bakmanızı istiyorum aslında olaya.
Tanrinin olmadiginin en buyuk kaniti dinozor lardir
dinazorların olması tanrı kavramına neden engel olsun ki? Bir seferde insan oluşmadığı için mi?
Insanoglundan once de tanri varmiydi?
Oysa ki o düşünce zaten egoist bir insan beyninden çıkmış bir tanrı düşüncesidir. Evrende tek veya özel değiliz.
tanrı yani evren hep vardı benim görüşüme göre.
Tanrıyı biz yarattik yani
Dünya evren herşey insanoğlu için yaratilmamismiydi?
tabi ki de hayır. Evren zaten vardı. İnsanoğlu özel bir ırk veya tür değildir.
Ben dünyadaki tüm nimetler bizim icin yaratildi diye biliyorum...
Bunlar egoist bir bakış açısıyla oluşan dinlerin öğretileri. Egoizmden uzak bir biçimden tümdengelimsel olarak nimetleri kullandığımız doğru. Onlara hakim olduğumuz için "insan"ın bu şekilde bir egoist bakış açısına sahip olabileceğini psikolojik olarak açıklayabiliriz. Ama tanrı kavramı bunlardan bağımsız bana kalırsa.
Ha anladim... Dinozorlar dinlerin olmadiginin kaniti ama tanri var diyorsun...
dinleri antropolojik açıdan kabul ederim ben. Dinlerin metinlerinde geçen ifadeler sezgiseldir. Tanrı yani evreni betimlemek için yazılmış yazılardır. Tabi çarpıklıklar da bulunmaktadır bu metinlerde onları da kabul ederim. Ama tanrı kavramı bu metinlerle anlatılanlar değil, evrenin ta kendisidir.
Dinler uydurmadir... Ama tanri vardir... Bu da bir gorus tabii!!!
O zaman bu evren tanri bizim dinlerden ogrendigimizden oldukca farkli olmali..
oldukça değil aslında. Öz olarak benzer. Çünkü bizi yaratan, bizi doyuran, yıldırımları oluşturan, determinizmin teminatı gibi özellikler hala önemli ve o dinlerin özüyle aynı.
Illa biseylere tapinmak gerekli mi ki?
yok tapmak değil, evreni açıklamaksa amacımız insanın oluşturduğu "tanrı" kavramının aslında neyi ifade ettiğini iyi anlamamız gerekiyor bence.
Yalçın hocam her ikisinden de işin düştükçe yararlanmak yani ortası yok mudur?
Ooohhh ne şiş yansin ne kebap!!!
yoo orta demek sizin düşündüğünüz anlamda değil ki? Yani ortayı düşünen kimse ahiret kavramlarının sembol olduğunu düşünür. Yani ölünce her şey bitecektir. Ama ahiret kelime anlamıyla (ilerisi) demektir. Yani ütopya. Bu noktada sizin düşünüğüz anlamda bir çelişki veya rahatlık durumu yoktur.
farklı olan nokta ise tanrı kavramının düzenini evrende aramaktır. Yani nedensellik ilkesinin evrende işleyişini görerek her şeye ulaşabilme yapısıdır.
Bilgi sahibi olunmqdan fikir sahibi olunmaz. Doğa dinamik bir sistemdir ve dinamik sistemler information&Self-organisation ilkesine göre gelişir. Dolayısyla Tanrı doğadaki denge-düzen oluşturucu güç sistemi olarak tanımlanırsa, bu güç sisteminin nasıl olduğu dinamik oluşum mekanizması (DOM) anlaşılmasıyla mümkündür.
Tanrının varlığını veya yokluğunu kimse ispatlayamaz. Ama Tevrat, İncil veya Kuranda anlatıldığ gibi olmadığı kesin.