TEK DÜNYA DEVLETİ
* Büyük İsrail Devleti'ni kurmak için düğmeye bastılar, 14 Temmuz'da Eiffel Kulesi'nden dumanlar yükseldi, ters meşale oluşturarak Sion yıldızının ilk piramidi ortaya çıkartıldı, diğer boyutun kapısı açıldı, 16 Temmuz'da Aspire Kulesi'nde Türk bayrağı gösterildi, düz meşale oluşturarak Sion yıldızının ikinci piramidi ortaya çıkartıldı, bu boyutun kapısı açıldı, özellikle bu tarihlerden itibaren, boyut kapısını açmak için, olayları 2'li yapıyorlar.
"Tek Dünya Devleti" diktatörlüğünü içeren "Yeni Dünya Düzeni" planına karşı gelen tüm devlet adamları ve liderleri yok ettikleri ortadadır. Bu derin gücün karşısına bir güçle çıkılmadığı sürece en geç 2025 yılında tüm dünya acımasız bir diktatörlüğün karanlığına gömülecektir.
Rothschild Hanedanlığı
Para, Güç ve İktidarın Sırları
Dr John Coleman, sayfa 184
Machiavelli: "Hükümdar, halkı öyle korkutmalıdır ki, sevilmese bile nefret de uyandırmasın. Güç hırsı yüzünden sürekli suç işlese de, toplum tarafından yüceltilir. İnsanları az değil çok incitmelidir, böylece karşı çıkmayı akıllarına bile getiremesinler. İktidara giden yolda herşey denenebilir."
Tek Dünya Devleti Diktatörlüğü'nün felsefi temelini atmıştır.
Kartların hepsi gerçekleşiyor
Nasıl başarıyorlar (depreme kadar) şaşkınım
illimunati kartları, geleceğe dair elde edilen görüntülerden oluşuyor.. geleceğe dair vizyonlar almanın teknolojik yöntemleri var ve pek tabiki akademik camiaya bile açıklanan bir şey değil bu...
Çok mantıklı bunu hiç düşün memişdim
Ahmet Önsesveren gaybi allah bilir nasıl oluyor bu?
Illimunati steve Jackson game oyun kartı cikartiliyor bu bir komple oyunu dünyayı ele geçirme oyunu bu oyun tutulur tuhaf olan kısımda oyun kartların birer birer gerçekleşmesi dir Ahmet Önsesveren dediği gibi.
Betül hanım. Zaman boyutunun doğasını bilse idiniz, gelecek-geçmiş gibi yerlerden bilgi almanın gayb olmayacağını da bilirdiniz. Diyerek ukalaca bir laf edeyim....
mekan olarak. 1000 yıl önce. Siz Antalyada olun. İstanbuldaki olaylar sizin için gayb idi. Biri İStanbuldan bir haber verse; anlık: "şu an şöyle bir şey oluyor orada"; ona belki kızardınız: "Sus; gaybı sadece Allah bilir." Oysa; mekan boyutuna dair bir olaydı bu ve mutlak gayb değildi.
Bugün, mekan boyutuna dair bilgimiz ve teknolojimiz gelişti. Artık canlı yayınla bağlanıp, İStanbuldan haber alabiliyorsunuz. Gayb değil artık...
Zaman boyutu da aynen böyle işte. Bize göre "geçmişten gelip geleceğe doğru ilerleyen bir düz çizgi. Zaman çizgisi" var. Ama bu bir yanıldı. Böyle tek bir zaman çizgisi yok. Tıpkı Antalya, İStanbul gibi; sadece farklı zaman noktaları var.
VE bir noktadan durup; başka bir noktadan bilgi alabiliyorsunuz. Tıpkı Antalyada oturup İstanbıldan bilgi alabilmeniz gibi.
1980li yıllarda; anlık vizyonlar şeklide, teknik bir cihaz aracılığıyla; bize göre "gelecek zaman" olan zaman noktalarından bilgi almanın yolunu buldu; hintli bir fizikçi. VE adam sır oldu. Amerika derin devleti adamı kendine transfer etti.
VE iyice geliştirdiler bu tekniği... 1990larda; geleceğe dair binlerce vizyonsal kareler oluşturulmuştu. Bu kareleri anlamlandırıp, büyük resmi görmek kolay değildi.... Zorlu bir işti...
Bunların arasından.... 11 Eylül olayı ve İkiz Kulelerin yanışı kesinleştirildi... Bİr tür; kuduz mikrobu gibi birşeyin salgın hastalık yapıp, filmlerdeki zombi türü saldırganlaşan insanların etrafa saldıracağı kesinleşti... Siyahi bir Amerika başkanı... Ve sonrasında Trump.... (ki çizgi filmde Trumpa dair bir kare, aynısı ile, yıllar öncesinde çizilmişti)
Kesinleşen ama henüz gerçekleşmeyen; zamanını bekledikleri: İnsan dışı bir bilincin saldırısı.... (ki muhtemelen, gerçek bir uzaylı saldırısı değil, sahte bir uzaylı imajı ile küresel bir manipülasyon yapılacak.... Geleceğe dair vizyonlarda ise; uzaylı saldırısı şeklinde görülüyor tüm bunlar)
2025 yılından kesinleşen bir görüntü: İstanbul başkent görülüyor. Ne ara başkent yapılmış belli değil.... Ama 2025de İStanbul başkent görülüyor..
2049 da Büyük İSrail kuruluyor.... 2055 yılında ise ilk saldırısını Amerikaya yapıyor. Büyük bir saldırı....
2080den sonraki vizyonlarda dünyanın görüntüsü acayip değişmiş görünüyor. 2080 sonrasına dair vizyonları karta basmak veya açıklamaya cesaretleri yetmez. Çünkü, dünyayı kaplayan giyim tarzı, müslümanların giyim tarzı.... VE büyük çok kalabalık cemaatler şeklinde namaz kılındığı falan görülüyor.... TEknoloji ve konfor ise; tanınmaz halde.... Çok üst düzey... En garibi ise; ekran yok ortada. Ne tv, ne bilgisayar, ne cep.... Muhtemelen, artık tüm ekransal vazifeyi; "lens"ler görecek de ondan... Herkes kendi lensinden; dışarıda bir ekran varmış gibi görüp iletişim kuracak. Veya karşılıklı konuşacak...
2050li yıllardan itibaren, gökyüzü reklamcılığı başlamış görülüyor.... Göğe yansıtılan reklamlar.... Yolda yürürken, kafanızı kaldırıp seyredeceğiniz; eğlenceli reklam görüntüleri...
Insanlar bilinçle konuşmaya başlıyor.. Telepatinin telefon yerine geçtiği zamanlar... Şu anda bu ufak ufak yapılıyor. . Hiç düşündüğünü biri sizi aramıyormu ?? Veya yazmıyormu ?? Şans denilen aslında ilerdeki teknolojinin temelleri
Ahmet Önsesveren peki 2050 de Türkiye de neler oluyor diye sorsam. Bide gayb nedir sizce desem. Madem gayb bnm bildiğim şey degil
Türkiyeye ne olduğunu bilmiyorum ama Büyük İsrail 2049'da kurulduğuna göre... Ortadoğu coğrafyası baya bi değişmiş olsa gerek..
gayb nedir değil de. Gelecekten alınan vizyonlarla ilgili.... İlginç bir konudan bahsedeyim. Bu vizyonlarda; vizyonu alan kişilerin geleceğine dair ve de müdahale edebilecekleri bir şeye dair hiç bir sonuç çıkmıyor. halbuki olay; teknik bir olay. Ancak sanırım, kuantum dolanıklık tarzı bir şey; buna engel oluyor. Deneyi-gözlemi yapan bilim adamlarının dolanık olduğu şeyler, ki zaman üstü bir bağ bu; kimisi geleceğe kimisi geçmişe yapılan bir bağ örgüsü... Örgü bağı olduğu kşi ve konularda; kuantum alanları sonuç vermiyor... (diyelim, nasıl anlatacağımı bilemedim)
Ahmet Önsesveren peki ya olmazsa ya Rabbim daha farklı bir şey yapıp hersey farklı hale gelirse.
yani, filmlerdeki gibi paradoks filan mümkün değil. Hatta belki bizim o deneyi yapıyor olmamız da; geleceği belirleyecekti, yapmamız şarttı... ancak buralar taartışılır... fakat gayb deyince. Mesela bu fizik tekniği ile, birebir kendi yaşamınızı, ölümünüzü mümkün değil getirtemiyorsunuz.
bu sorunuz şuna benziyor: İstanbula canlı bağlantı yaptık. Ekrandan seyrediyoruz. VE boğazdan bir gemi geçiyor şu anda. Siz; ekran-görüntü olayını bilmiyorsanız; bu olaya güven duymazdınız ve "ya şu anda oradan bir gemi geçmiyorsa?" diye şüpheye düşerdiniz.
olabilir. Mümkündür. Belki tv'ye biri korsan bağlantı yaparak; dünkü İStanbul görüntülerini bağlamıştır. veya da; biz İstanbul sanarken, başka bir şehre bağlanmışızdır. veya gördüğümüz ekran görüntüsünü yanlış analiz ederiz. Bir gemi geçiyor sanarız da; meğersem; (atıyorum) yavaş çekimde bi kuş geçiyordur...
2055 yılında amerikaya büyük bir saldırı gözleniyor... Hatta insana benzemeyen varlıklar var... belki bir tür yeni bir asker üniformasıdır da; askerler farklı bir canlı gibi analiz edilmiştir. belki uzaylı saldırısı adı ile, farklı bir küresel komplo yapılarak, tek dünya devleti kurulacaktır... Tek dünya devleti için son bir tek düşman gerekir ki bu da oolsaa olsa gezegen dışı bir şey olmalıdır. veya yecüc mecüc. Veya cinler.... farklı yorumlanabilir bu görüntüler... ancak; görünene göre; kanatsız uçan cisimler ve de insana benzemeyen varlıklar var.... Ve de amerikaya karşı büyük bir saldırı var... özellikle de kiliselere yapılması dikkat çekilmişti sanırım. Ama bu kısmı karıştırmış olabilirim....
https://www.youtube.com/watch?v=giuhTjm56g0
tühh. Video kaldırılmış.....
Ahmet Önsesveren siz kartlara baktiniz mi
https://www.youtube.com/watch?v=3_lwNCbSNN0
bu videoda özellikle; 4. dakikadan sonraki o gümüş renkli saçı olan bayanın dediklerine dikkat edin.
Uzaylı değil yecuc mecuctur
videoyu izlerseniz. "sahte uzaylı saldırısı"nın zaten beklemedeki planalrdan biri olduğunu göreceksiniz.
bir de blue beam aratırsanız google'dan.... bilmediğimiz ölçüde ; acayip gelişmeler var bilimde..... Birileri çok sıkı hazırlanıyor, küresel son devlet olmaya.
Ahmet abi kaynaklarınız kartlarla ilgili genelde neresi yani nerelerden biz de bilgi edinebilir bi de o kaynaklarin güvenilirliği ne derece doğru. Mesela gerçekleşen kartlar belki de dünyada bu kadar olay kişi toplum vs. Varken bu kartlardan biri illaki dunyadaki bi göruntüye benzetilmek istenmis ve kasıtlı şekilde bu kartın karttaki olaya benzetildiği söylenmis de olabilir. Mesela diyelim ki bi kartta atıyorum denizin üstunde uçan bi kuş resmi var. E herhangi bi zamanda denizin üstünde bi uçan kuşun fotosunu çekip bu kart bu olaya tekabül ediyor diyip insanları kandirabiliriz. Yani demek istediğim hem biraz inanıyorum hem de bunu düşününce inanasım pek gelmiyor. Umarım anlatabilmişimdir:)
Kartlar çıkalı yıllar oluyor Olaylar kartlardan sonra Ve daha gerçekleşmeyen beklenen kartlar var
Ben kartlari daha sonra öğrendim. Kaynağım farklı ve de bir gün uygun bir zamanda belki açıklarım. . Fizik bilimi şu an bilmediğimiz bazı alanlarda ciddi mesafe kaydetti. özellikle zaman boyutu ile alakalı konuda falan. . Şu an belli bir bölgenin zamansal titreşimi değiştirilerek farklı bir uzay bolgesine geçmesi sağlanabiliyor. Oradan geri dönerken de. Bizim evrenimizin farklı bir zaman noktasına dönüş yapıyor. Aslında zamanda yolculuk etmiyor ama sonuçta farklı bir zaman noktasıyla temas sağlamış oluyor. . Işin püf noktası. Big bang ile tek bir evren degil. Ic ice 7 evren patladı. Bunlar ic ice olmasina rağmen bir biri ile temas etmiyor. Zaman akış hızları farkli çünkü. . Kabin boyutunda bir şeyin rezonansini degistirince diğer evrenlerden birinde varolup bizim evrenden çıkıyor. Tekrar geri döndüğünde ise başka bir zaman noktasindan giriş yapiyor kendi evrenimize.
Daha derin açıklamanızı merakla beklicem
Zaman belirsizdir, olasılık bulutundan ibarettir. Sadece küçük bir parçacık bile bir saniyede maksimum 300 bin km gidebilir (ışık hızında alırsak), bu parçacığın zamanda aldığı yolu gösteren bir koni vardır. Yani sadece bir parçacık bile bunca ihtimal içeriyorken, sayılarla ifade edemeyeceğim kadar çok parçacığın geleceği tam bir muammadır. Yani gelecekten görsel elde etmek filan imkansıza dönüşüyor böylece. Bu konuyu nasıl açıklıyorsunuz?
Yani daha açık konuşmaya çalışayım, bildiğimiz maddenin en küçük boyutunda, artık parçacıkları da (ses gibi ışık gibi) dalga formunda ifade ediyorlar. Bir olasılık toplamına dönüşüyor artık parçacık. Gelecek kararlı değil, geçmiş bile kararlı bir halde değil.
Gelecek veya geçmiş bize göre var. . Bize göre gelecek henüz bilinmeyen ve varolmayan bir şey. . Ancak gerçekte bütün zamanlar çoktan yaratıldı ve bitti. . Zaman boyutunun bir üstüne çıkılırsa geçmiş gelecek diye ayrimlarin anlami kalmaz. . Bir film cdsi gibi görünür evren. Istediğimiz saniyeden itibaren seyredebiliriz.
Evren bir film cdsi gibidir. . Filmin içindekiler o an canlı olsa ve baştan başlayan filmi saniye saniye yaşıyor olsalar. Onlara göre gelecek bir muamma olurdu. . Filmin finalini falan bilemezlerdi.
Filmin içinde olup filmi yaşayan degil. Filmin dışında bir göz yani biz seyirci içinse. . Film her saniyesi ile elimizin altında ve ulaşılabilir. . Diler yarısından başlarız. Diler direkt sonunu seyrederiz. Istedigimiz saniyesine tıklayıp o saniyeye vakıf olabiliriz
Bu bir misal. Gerçekte işler daha karmaşık. Ancak aynen bu misalde olduğu gibi. Bize göre gelecek olan durumlar. Çoktan varlar. Tıpkı mekan boyutunda bir noktaya gidip gelmek gibi. Zaman boyutunda da istenilen bir noktaya gidip gelmek mümkün.
Bunun modern fizik biliminde bir karşılığı var mı, yoksa inanışınız mı bu yönde?
fiziği baz alarak konuşuyorum.... İnandığım şeyleri baz alsam; bunlar basit kalıyor.
Zaman hep aynı yani zaman geçmiyor Zamanın içinden biz geçiyoruz.. Fark mekan değişikliği 1500 yıl öncesinin aynısını yaşıyoruz mekan farkıyla
Her gün cuma olsa ne olur ?? Hergün güneş aynı yerden doğmuyormu ?? Bu sabahın dün sabahdan farkı ne dir ??(sadece adı cuma) 4 mevsim 12 ay 24 saat Varoluşdan buyana aynı döngüdedir.. Zamanı değiştiren mekan (medeniyet) dir Zamanı kovalarken içinden koşarak biz geceriz 46 yaşındayım ömrümü 46 dkk da anlatamam , Dün evlendim gibi ama 25 yıl geçti Rüzgar gibi uçup gitmiş Varolan zaman nerde ?? AN var birde AN'da yakaladıkların
Zamanın geçtiğini anca yaşlanmayla anlarız.
Hayır, oda bizim döngümüz Belli bir ölçüde bizde döneriz
Yaşamını uzattığım kişilerin gelişiminini geriye çeviririz,, ayet yazar Ayzaymır buna örnek Bu hastalık emeklemeye, altını beklemeye, mama yemeye kadar yaşamı geriletir
O da doğru:)