Bir maymunun daktilo başından ''AT'' yazma ihtimali 841 de 1 dir. Aynı maymunun ''TESADÜF'' yazma ihtimali: 17.249.876.309 da 1 ihtimaldir. 3.5 milyar harf genetik bilgi içeren DNA 'nın ''TESADÜFEN'' oluşma ihtimali nedir ?
En büyük yanlışta inançların kanıtlarla desteklenmesidir. Bu tartışmayı sulandırmaya sebep olur. Ben bu konuyu ben inanıyorum, İnanmayan kendi bilir şeklinde bir yaklaşımla kapatıyorum. Ama siz tüm bilimsel konuları bu çerçevede ele alırsanız hiç bir bilimsel konuda derinlemesine sorgulama yapamazsınız. Unutmayınız ki; olayları anlamaya çalışmak, inancı sorgulamak değildir. Ve bilim olayları sorgularken, sadece anlamaya çalışır
Benim bilime olan yaklaşımımı bilmiyorsunuz gereksiz akıl yürütme yapmayın. Bilim, insanın yaşadığı çevreyi 5 duyuya dayalı gözlemleriyle anlamlandırmasıdır. Bilimin amacı gerçeği aramaktır. Gerçeği inkar etmek değil.
Size bişey sorabilir miyim peki? İçinden çıkamayınca , " çok düşünme delirirsin" diyenle, işin içinden çıkamayınca " tesadüf" diyenin arasında ne fark var.,? Tesadüf diyip geçmek konuyu kapatmaktır. Az önce dediğiniz gibi konuyu kapatmak gerçeği sorgulamaya devam etmemek körü körüne cehalete sebep olur. Gerçeği bulup bulmadığımı bilmiyorum ama aramaya devam ettiğimi biliyorum. Siz de aramaya devam edin. Tesadüf diyip konuyu kapatmayın .
Bakın gerçek beni korkutmuyor. Eğer yaratıcının varlığını ya da yokluğunu sorgulamıyorsak tesadüf demek konuyu kapatmak değildir. Ama konu yaratıcının varlığı ise demin dediğim gibi ben inanıyorum demek de tesadüf demekte konuyu kapatmaktır. Ben inancın sorgulanması ve ya tartışılmasına karşıyım. Ve bu konuyu tartışmam. Ama diğer doğa olaylarını"Allah böyle yaratmış" diyen mantığı da kabul etmiyorum. İnsanlığın gelişmesi için bu doğa olaylarının nasıl olduğunu anlamak gerekir. Unutmayın ki insanlık yıllarca volkanik felaketlere, depremlere tanrıların öfkesi dedi. Ama şimdi nasıl olduğunu biliyoruz. İşte tesadüf de siz kabul etmesenizde reel bir gerçektir. Ha sebebi Allahtır değildir bilemem ama evrensel bir gerçektir. Bu gerçeği kabul etmemek gelişmeye karşı çıkmaktır. Eğer tartışmayı kapatmak istediğinizi söylemeseydiniz size tesadüf gerçeğini basit bir örnekle açıklayacaktım.
Yukarıda yazdığım gibi her mili saniyenin bile hesaplandığına inanıyorum. İnancı bu olan birine tesadüfü anlatmaya çalışmanız beyhude olur. Tesadüfün somut kanıtı yoktur. Biz tesadüf diyoruz. Bizim tesadüf dememiz onun gerçek olduğunun ispatı değildir. (Bu arada matematiği ve olasılık hesaplamalarını biliyorum)
Evrenin oluşması ayrı dünyamızda canlı hayatın başlaması ayrı bir konu bilşyorsunuz. Dünyanın yaşı 4.7 milyar yıl. Bahsetiğimşz olaylar dünya da ve 4.7 milyar yıllık bşr zaman diliminde olan olaylar. Önce bu zamanın ne kadar büyük bir süre olduğunu anlamak gerekir. Deminde dediğim gibi tesadüfler günlük yaşantımızda nasıl karşımıza çıkıyor önce bunu çok basit bir örnekle açıklayalım isterseniz.
bu hesaplamaların hiç bir anlamı yok. Ne olasılık denilen bir şey var nede tesadüf. Bunu bir örnekle açıklarsam anlayacağınızı umuyorum . Yazı tura attığımızda algısı kısıtlı biz insanlar için olasılık yüzde ellidir. Fakat paranın atış hızını, açısını, havaya sürtünme hızını, rüzgarı vs vs vs tüm detayları hesaplayabilecek bir bilinç için olasılık yoktur. Yazı gelip gelmeyeceğini bilir o seviyede ne tesadüf vardır nede başka bir şey. Onun için olasılıklar ve tesadüfler düşük bilinçlerde vardır. Herşeyin hesaplanabildiği bilinç seviyesinde yoktur. Tesadüfü ne hesaplayabilirsiniz nede ispat edebilirsiniz. Çünkü yoktur sadece bir ilüzyondur
Yazı yada tura gelmesine sebep olacak tüm etkenleri hesapladığımız gün ne geleceğini hesaplamış yani bilmiş olucaz. Olasılık ve tesadüf kelimeleri ortadan kalkacak tarihin karanlık sayfalarına gömülecek kahrolsun te sa düf kahrolsun tesadüüf
Eğer bu kadar deneme yapma şansınız varsa benim yaptığım dizilişi mutlak surette bulursunuz. Ama bu kadar deneme yapma imkanınız yoksa işiniz tesadüfe kalır. İşte tesadüf gerçeği bu kadar basit.
Mesela destede 3 kağıt olsaydı yapmanız gereken deneme sayısı 52! değil 3! olacaktı. 2x3 eşittir 6 deneme olurdu ve yaptığım dizilişi kolaylıkla bulurdunuz ve bu durum tesadüf gerçeğini algılayamamanıza sebep olurdu. Ama evrende olaylar 3 adet kağıt gibi değil. Çok daha karmaşık ve çok daha fazla argüman gerektiriyor.
En büyük yanlışta inançların kanıtlarla desteklenmesidir. Bu tartışmayı sulandırmaya sebep olur. Ben bu konuyu ben inanıyorum, İnanmayan kendi bilir şeklinde bir yaklaşımla kapatıyorum. Ama siz tüm bilimsel konuları bu çerçevede ele alırsanız hiç bir bilimsel konuda derinlemesine sorgulama yapamazsınız. Unutmayınız ki; olayları anlamaya çalışmak, inancı sorgulamak değildir. Ve bilim olayları sorgularken, sadece anlamaya çalışır
Benim bilime olan yaklaşımımı bilmiyorsunuz gereksiz akıl yürütme yapmayın. Bilim, insanın yaşadığı çevreyi 5 duyuya dayalı gözlemleriyle anlamlandırmasıdır. Bilimin amacı gerçeği aramaktır. Gerçeği inkar etmek değil.
Neyse, kendi gerçeğinizle mutlu olun. Umarım gerçekleriniz doğru çıkar. Hoşça kalın.
Size bişey sorabilir miyim peki? İçinden çıkamayınca , " çok düşünme delirirsin" diyenle, işin içinden çıkamayınca " tesadüf" diyenin arasında ne fark var.,? Tesadüf diyip geçmek konuyu kapatmaktır. Az önce dediğiniz gibi konuyu kapatmak gerçeği sorgulamaya devam etmemek körü körüne cehalete sebep olur. Gerçeği bulup bulmadığımı bilmiyorum ama aramaya devam ettiğimi biliyorum. Siz de aramaya devam edin. Tesadüf diyip konuyu kapatmayın .
Bakın gerçek beni korkutmuyor. Eğer yaratıcının varlığını ya da yokluğunu sorgulamıyorsak tesadüf demek konuyu kapatmak değildir. Ama konu yaratıcının varlığı ise demin dediğim gibi ben inanıyorum demek de tesadüf demekte konuyu kapatmaktır. Ben inancın sorgulanması ve ya tartışılmasına karşıyım. Ve bu konuyu tartışmam. Ama diğer doğa olaylarını"Allah böyle yaratmış" diyen mantığı da kabul etmiyorum. İnsanlığın gelişmesi için bu doğa olaylarının nasıl olduğunu anlamak gerekir. Unutmayın ki insanlık yıllarca volkanik felaketlere, depremlere tanrıların öfkesi dedi. Ama şimdi nasıl olduğunu biliyoruz. İşte tesadüf de siz kabul etmesenizde reel bir gerçektir. Ha sebebi Allahtır değildir bilemem ama evrensel bir gerçektir. Bu gerçeği kabul etmemek gelişmeye karşı çıkmaktır. Eğer tartışmayı kapatmak istediğinizi söylemeseydiniz size tesadüf gerçeğini basit bir örnekle açıklayacaktım.
Yukarıda yazdığım gibi her mili saniyenin bile hesaplandığına inanıyorum. İnancı bu olan birine tesadüfü anlatmaya çalışmanız beyhude olur. Tesadüfün somut kanıtı yoktur. Biz tesadüf diyoruz. Bizim tesadüf dememiz onun gerçek olduğunun ispatı değildir. (Bu arada matematiği ve olasılık hesaplamalarını biliyorum)
Matematik ve olasılık hesaplamalarını biliyorsanız soracağım bir soruya cevap verebilirsiniz o zaman. Öyle mi?
Evrenin ve canlılığın oluşmasının olasılık hesabını yaparsanız ve rakamsal olarak yazarsanız neden olmasın.
olasılığı hesaplayamıyoruz bile. İsterseniz deneyelim. Yazı tura atalım yazı gelme olasılığı nedir?
Evrenin oluşması ayrı dünyamızda canlı hayatın başlaması ayrı bir konu bilşyorsunuz. Dünyanın yaşı 4.7 milyar yıl. Bahsetiğimşz olaylar dünya da ve 4.7 milyar yıllık bşr zaman diliminde olan olaylar. Önce bu zamanın ne kadar büyük bir süre olduğunu anlamak gerekir. Deminde dediğim gibi tesadüfler günlük yaşantımızda nasıl karşımıza çıkıyor önce bunu çok basit bir örnekle açıklayalım isterseniz.
Olasılık hesabını biliyorsunuz. 52 kağıttan oluşan bir iskambil destesinin kağıtlarını size göstermeden kafama göre dizip sonra kağıtları karıştırıp desteyi. Size versem yaptığım dizilişi bulma olasılığınız nedir?
Ayrıca belirteyim amacım sizi imtihan etmek falan da değil. Bu soru ve cevabı ile konuyu çok basit bir şekilde açıklayacağız.
bu hesaplamaların hiç bir anlamı yok. Ne olasılık denilen bir şey var nede tesadüf. Bunu bir örnekle açıklarsam anlayacağınızı umuyorum . Yazı tura attığımızda algısı kısıtlı biz insanlar için olasılık yüzde ellidir. Fakat paranın atış hızını, açısını, havaya sürtünme hızını, rüzgarı vs vs vs tüm detayları hesaplayabilecek bir bilinç için olasılık yoktur. Yazı gelip gelmeyeceğini bilir o seviyede ne tesadüf vardır nede başka bir şey. Onun için olasılıklar ve tesadüfler düşük bilinçlerde vardır. Herşeyin hesaplanabildiği bilinç seviyesinde yoktur. Tesadüfü ne hesaplayabilirsiniz nede ispat edebilirsiniz. Çünkü yoktur sadece bir ilüzyondur
Yazı yada tura gelmesine sebep olacak tüm etkenleri hesapladığımız gün ne geleceğini hesaplamış yani bilmiş olucaz. Olasılık ve tesadüf kelimeleri ortadan kalkacak tarihin karanlık sayfalarına gömülecek kahrolsun te sa düf kahrolsun tesadüüf
Soruma cevap vermemeniz gerçekle yüzleşmekten bir kaçış olabilir mi?
Gerçeği anlattım. Şartları oluşturacak tüm etkenlerin hesaplandığı yerde olasılık yoktur. Salt gerçekler mutlak sonuçlar vardır. Kahrolsun te sa düf
Şartları oluşturacak tüm etkenleri hesaplama şansımızın olmadığı durumlarda olasılık hesabı yaparak kesinliğe ulaşmanın en kısa yolunu hesaplıyoruz.
Size sorduğum soruda benim dizilişimi bulmak için yapmanız gereken deneme sayısın! Kadardır
Eğer bu kadar deneme yapma şansınız varsa benim yaptığım dizilişi mutlak surette bulursunuz. Ama bu kadar deneme yapma imkanınız yoksa işiniz tesadüfe kalır. İşte tesadüf gerçeği bu kadar basit.
Burada önemli bir konuda gözlemcidir. Olayın tesadüf mü kesinlikmi olduğuna kesin olarak karae vermenin tek yolu denemelerin gözlenebilmesidir.
İşte bu açıkalamdan sonra ilk aminoasit okuşumunu düşüne bilirsiniz.
Bilim böyle çalışır.
Hesaplayamadığımız noktada işimiz tesadüflere kalmıyor siz tesadüflere kaldığına inanmayı seçiyorsunuz
Eğer n!-1 denemede dahi dizilişimi bulursanız bu kesinlikle tesadüftür. Aman! İnci deneme mutlak kesinliktir.
İşimiz çoğu zaman tesadüfe kalmaya bilir. Ama bu durum tesadüf gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Mesela destede 3 kağıt olsaydı yapmanız gereken deneme sayısı 52! değil 3! olacaktı. 2x3 eşittir 6 deneme olurdu ve yaptığım dizilişi kolaylıkla bulurdunuz ve bu durum tesadüf gerçeğini algılayamamanıza sebep olurdu. Ama evrende olaylar 3 adet kağıt gibi değil. Çok daha karmaşık ve çok daha fazla argüman gerektiriyor.