Bir maymunun daktilo başından ''AT'' yazma ihtimali 841 de 1 dir. Aynı maymunun ''TESADÜF'' yazma ihtimali: 17.249.876.309 da 1 ihtimaldir. 3.5 milyar harf genetik bilgi içeren DNA 'nın ''TESADÜFEN'' oluşma ihtimali nedir ?
Dnada atomda hücrede ve tüm evrende, her yerde üstün bir akıl ve olağanüstü bir düzen var. Her şey ölçülü, tesadüfe hiç yer yok. Her şeyin üstün bir yaratıcının bir tasarımı olduğu apaçık inşaAllah.
Oluşum aşamasında ne kadar süre geçtiği net olarak bilinemez. Bildiğimiz süre oluşum başladıktan sonraki süredir. Bundan önce meydana gelen kombinasyonların sayısı sizin yukarıda bahsettiğiniz o kalabalık rakamlardan fazla olabilir ama bu rakamlardan hemen sonra meydana gelen oluşum doğru kombinasyonu oluşturdu ve böylece canlı yaşam meydana geldi. İnsan ırkının Adem ve Havvadan gelmediği kesinleşmiştir. İnsan ırkları arasında biyolojik anlamda kesin çizgiler vardır. Mesela siyah ırkla beyaz ırkın ilk olarak ortaya çıktıkları yerler bile farklıdır. Bu konular burada tartışılamayacak kadar karmaşık ve kapsamlıdır. O sebeple özet olarak bu kadarı yeterli sanırım.
Bence sizde iyi arastırmalisiniz dna sarmalında belirli bir yer tüm insanlarda aynıdır ve kesismektedir. Bununda ademin dnası olduğu kabul edilmektedir ve cikış noktasi afrika görunmektedir. Referans suan icin veremeyecegim ama boş bir zamanimda kaynak verebilirim. Sonradan asimile olmuşsa insanlik ademden geldigimizi kabul etmemek yerine bunu farkli bir seye yorabiliriz.
Ali Sangu Genetik materyalde sadece insanların birbiriyle değil bitkiler ve hayvanlarla da benzerliği vardır. Bu bir ıspat olamaz. Ben bitki biyoteknolojisi ve genetik mühendisiyim. Bu konular üzerinde yüzyıllardır yapılan çalışmalarda hiç tahmin bile edemeyeceğiniz kadar farklı canlıların gen dizilimlerinde büyük benzerlikler oldugu görüldü. O zaman sizin mantığınızla düşünürsek bütün canlılar Adamle Havvaden türediler. Bitkiler ve hayvanlar da dahil. Bu tutarlı bir sav değil bence. Tıpkı insan ırkının adamle havvadan çoğalmasının mantıksız olması gibi.
Bunu en basit şekilde anlatmaya çalışayım. Eğer bütün insanların kökeni ademle havva olsaydı şimdiye kadar yeryüzünde yaşayan insan kalmazdı. Çünkü genler sürekli olarak tekrarlandığından zamanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir genetik hastalık ondan sonra oluşan bütün kuşaklara da aktarılır ve insan nesli biterdi. Hastalık başlamadan önce varolanlar da yaşlılıktan ölürdü ve bu son kaçınılöaz olurdu. Bunun yanında anne baba ve kardeşlerimizle ortak genleriniz mevcuttur. DNA testlerinde bir aileye mensup olup olmadığınız bu yöntemle bulunur. Eğer ortak ata ademle havva olsaydı bütün insan ırkının genleri ortak olurdu ki bu da zaten yukarıda bahsettiğim genetik hastalıklara sebep olurdu. Eğer hala insan ırkı varsa bunun sebebi ademle havva hikayesinin doğru olmamasıdır.
Sonsuz bilgiye sahip bir güç icin en ufak olasiliklar bile gerceklestirilebilir olasılık demek belli kosullarla beraber gerceklesebilir demek analiz yapildigi için olasılık vardır evren olasılıkların birlesimidir ve cok ufak olasiliklar evreni olusturmustur bunu ancak sonsuz bilg sahibi yapabilir
İnsanoğluna sunulan dünya tam ihtiyacı olan nispettedir. Demir bakıe altın su vs... Her şey muazzam bir dengededir. İnsandan akıllı varlıklar olabilirdi. Kaos çıkardı. Burada imtihan oluyoruz. İrademiz var. Fitnelik pislik yapan insanda var. Sabırlı olup sürekli iyilik peşinde olanda. Ölümden öte farklı bir boyut olarak dünyada yaptıklarımızın neticesini yaşacağız. O nedenle ateist olmak her oynayışta 6 tutturmak gibi.
Adaptasyon diye bir konu vardır. Değişmeye elverişli olan her canlı değişmeyen herşey karşısında hayatta kalabilmek için değişime uğramak zorundadır. Sizin o bahsettiğiniz demir bakır vs canlı yaşamından önce oluşmuş elementlerdir. İnsan oluştuktan sonra bütün bu elementleri kendi yararına kullanmayı öğrendi. Yani aslında insan ırkı başka bir gezegende yaşasaydı bu seferde o gezegenin yaşam koşullarına uyum sağlayacaktı. Değiştiremediğin koşullar karşısında değişirsin. Bu bir kanundur.
Mutasyon la yaratılışı birbirine karıştırmamak gerekir. Yoktan varolmak ve varolduktan sonraki değişim. Bizi dünya ortamına gönderen Yüce Yaratan her şeyi bir ölçü dahilinde yaratmıştır. Kainatı dahi sadece dünya değil
İnsan ormanda gezerken bir cep telefonu, makas, bir kalem yada bir televizyon gördüğünde onu bir insanın yaptığından neredeyse emin olur. Çünkü telefonu yada makası yapanla aynı bilinç seviyesindedir.
Fakat bir çiçeği bir kelebeği yada bir ağacı gördüğünde onu mutlaka biri yapmıştır diye düşünmez çünkü onu yapabilecek güç ile aynı bilinç seviyesinde değildir. Bunu ancak üzerinde "düşünerek "bulabilir. (Tefekkür)
Allah nerden oldu? Yine cevabı kendisi verir, O doğmamış ve doğurulmamıştır. Bu şuna benzer: -Ben asla yalan söylemem -Nerden bilelim? -Ben söylüyorum.
Cevap yine aynı. Varoluş temelleri bir güce dayanan varlıklar olduğumuz için yaratıcının var oluşunun da ondan üstün bir güce dayanması gerektiğini düşünüyoruz. Sonlu varlıklar olarak sonsuzluğu anlayamadığımız gibi.
Bu yorumunuzun posttaki paylaşımla ne ilgisi var? Ayrıca Allah sonradan olmadı çünkü hep vardı, Allah zamandan münezzehtir. Zaman konusundaki bilimsel gelişmeleri ve big bangi araştırın.
Bu durumda onun da tek olması beklenemez. Yani yokluktan meydana geldik dediğimizde bize inanmıyorsunuz ama tanrının yokluktan meydana geldiğine inanıyorsunuz. Bu tam bir çelişkidir.
Fatih Lis Bilimle ilgili de sizin sıkıntılarınız var. Bir bitki biyoteknolojisi ve genetik mühendisi olarak ben de bunu söyleyebilirim. Nasıl öğretmen oldugunuzu merak ediyorum.
Fatih Lis eğer biraz aklınız varsa, postun anafikri belli, nereye varmak istediği de belli... Ve sizin cevabınız da benim yorumumu destekliyor. İçinden çıkamayınca, " O hep vardı." Kim söylüyor? Kendisi...
Hiç bir şey ve var olan yaşanan an asla tesadüf değildir yüce yaradan kudretiyle her şeyi hesaplanmış tir ve allah ol dediği an her şey rayında tıkır tıkır işlemiştir öyleki ateistler bile neye nasıl inanacagini şaşırıp kendileriyle çelişkiye dusmuslerdir uzayın varlığı ve karınca ve arıların görevlerini yerine getirirken hangi zekayı kullanırlar çelişkiye düşenler iyi düşünün derler
Biz tüm her şeyi Allah yarattı diyoruz ve öylede. Ateizm sadece bir milyon böcek türünden dahi birinden başlayabilir sonrada memelilere ömrü yeterse devam etsin
Illa her olguya ilahi bir anlam yukleriz. Belkide baska seyler olusurken insanlik bir tepkime sonucu hata olarak kendiliginden gelisti. Neden bunu kimse dusunmez? Sebebi soyleyim hemen cunki dogadaki en kendini begenmis yaratik insandir. İlla kutsalligi savunup kendini de ustun gostermesi lazim))
Evreni anlayabilen fizik kimya ve biyolojiyle deneyler yaparak bir oluşumu arastıran veya metaya hükmedebilen başka bir varlık varmı? Var ise insan üstün değildir.
Duyduğum en vasat düşünce. İnsanlarin herşeyi araştırması fikir yürütmesi yada birşeyleri anlamlandırmaya çalışması güzel de; insanın kendi oluşumunu yada mevcudiyetini bir hata sonucu ve yanlışlikla oluştuğunu düsünmek ve yorumlamak kritik bir durum bence. Daha neler duyacağız kim bilir.
Dna zinciri, beyin, göz, sindirim sistemi, kalp hataen oluşmasına bebekler dahi gülerde. Beyin çalışmaya başladıktan sonra kötüyü iyiyi seçmesi kendi iradesidir. Buda sınav gereğidir.
Geçenlerde öyle bir sayfaya girdim merak ettim nedir düşünceleri diye inanın bizden çok araştırıyorlar merak ediyorlar öyle açlar ki hakikate... Onlar işin kolayını bulmuşlar sonra düşündüm ki iyi ki inanıyorum çünkü düşünseniz e namaz yok oruç yok iman yok peygamber şefaati yok... Ayy çok boş olurdu hayatım dedim. İnandiklari şey de bilimin geliştiği ülkelerde daha çok inanmıyorlar neden ispatlamışlar çünkü diye düşünüyorlar. Bizim dinimizi aşağılamayı seviyorlar okurken felç geçirecektim... Biz bile bugün başka dine böyle eleştirmiyoruz ve sordum ki onlara.. İnsan inanmadığı biseyi hayatına sokmayacagi gibi neden merak eder araştırır ben müslümanım misal budizm ı merak etmediğim için araştırmam eleştirmem dedim.. Cevaplar çiğ gibi geldi ve atıldım sonra öyle uzuldum ki kendimi anlatamadığım için. O gün anladim peygamberimin ici nasıl acımış. İnsan hakikati anlatamayınca hayattan soğuyor.
Onlar işin kolayına kaçanlar inanmıyorsun anladım ama neden illa muslumanligi karaliyorsun çünkü amac kötü diyelim karaliyalim inanmiyalim haklı olalım mantigi var
Sorun olan İslam değil müslümanım diyenlerde. İlim Çinde dahi olsa gidip öğreniniz yerine içine kapanmış ve ruhanilik pozisyonu almış. Siyaset olmasın lakin erbakan hoca nın 1969 da yaptığı pancar motoru. 1985 yıllarda planını yaptığı leopard tankı, ağır sanayi hamlesi sürekli siyonist medya tarafından dalga konusu yapıldı. Onlar istiyorki islam dini ruhani olsun. Namaz kılsınlar örtünsünler hacıya gitsinler ama ilimle fenle uğraşmasınlar. Hatta devlet işine hiç bulaşmasınlar. İslam evrensel bir hakikattir. Doğru anlamak ve doğru yolun mutlak çizgisidir. Bunu siyonistler dahi iyi bilir.
Evrim teorisinin doğruluğunu kanıtlayan tek bir bilimsel delil yoktur. Ama yaklasik 700 milyon adet fosil evrimin hiçbir zaman yaşanmadığını kanıtlıyor.
Bu mantikla yola çıkarsan tam aksi tesadufu kanıtlamış olursun. Evren bir saniyede mi oluştu? Sen yüzdelik pay uzerinden gidiyorsun ama bu evrenin oluşumunun zaman dilimine bölündüğü zaman hiç te zor gibi değil? Her şey bir anda olmuyor. Olmuş olan bir şeyin üstüne yenisi ekleniyor. Senin maymun belki 1 kere de tutturamaz istediğini. Belki milyarlarca kezi bırak trilyonlarca kez denese de tutturamaz. Ama bunu her saniye boyunca milyarlarca yil denedigini dusunsek. Ve parçalara bolerek tutturdugunu düşünsek. Iste O zaman olur. Orana ve zamana vurdugun zaman hiç bir şey imkansız ve anlamasi o kadar da zor değil. Beyninizin sınırlarını zorlayamıyorsunuz. Duz Mantik ile delil sunmaktan vazgecin. Çünkü komik oluyor.
Anladık anladık da. Bunlar durduk yerde kendi kendine mi oluyor? Diyelim kendi kendine oldu. Neden! Niçin! Nasıl? Sebep?..... Nar tanesi, nur tanesi. Hani bunun bir tanesi?
Bu resimden ne sonuç çıkarmalıyız. Ve ya o insan kolunun tesadüf olduğunu iddia eden bir teori mi ortaya atıldı yoksa sen evrim teorisini yanlış mı biliyorsun?
Evrim teorisi yaratıcının olup olmadığı konusu ile ilgilenmez. Evrim teorisi canlı hayatın nasıl başladığı ve nasıl geliştiğini anlamaya çalışır. Burada olayı tam olarak algılagığınızda tesadüf kavramını daha doğru anlayabilirsiniz. Evrim teorisinin canlı hayatın sularda başlayıp karalara geçtiğini söylemesi yaratıcının varlığı ve ya yokluğu ile ilgili değildir. Unutmamak gerekir ki Kur'anda yaradılışta tekamül vardır. Ha bu sözümden sakın Kur'anda evrim teorisi vardır anlamı çıkmasın Yaradılışta bşr tekamülün olduğu vardır.
Ayni taşı aynı hız aynı ivme ve ayni açıyla tamamen aynı sartlarda aynı cama atarsan yine aynı şekil olusur... Aynı şeyi 100.000.000 kere denesen yine aynı şekil olusur.... Sonsuz da 1 ihtimal ama 100.000.000 kere de 100.000.000 kere gerceklesti... Ancak bu onun oludabilme ihtimalini arttrmadi
Bu mümkün olabilirdi ama maalesef evrensel bir gerçeklik olarak, attğınız taşın her attığında bir önceki taştan farklı bir taş olacağından ötürü mümkün değil. Aynı taşı iki kere bile üst üste atma şansınız yok. Taştaki minimal olan bu değişimi tabiki fark edemeyiz. Bu nedenle her seferinde aynı taşı attığımızı sanırız. Bu normal. Ama bu işi 100.000.000 kere veya milyarlarca yıl yaparsanız, taştaki bu değişim minimal olmaktan çıkar. İşte anlaşılamayan husus budur.
daha etkin bi örnekle açıklayım.. Pes oyununu biliyosun oyunda random tuşu var basiyosun rastgele bi takım veriyor oynuyosun.. Oyunda yaklask 250 takım var.. Yani herhangi bir takımın gelme ihtimali 250 de 1 ... Ben bunu yaptım ve 3 kere üst üste aynı takım geldi bunun da ihtimali 1/250×1/250×1/250=1/15.625.000 yani 15.625.000 de 1 ihtimalin gerçekleştiğini gözlerime görmüş bi adamim ben sen bna ne anlatyon
O bir grupta rastgele olmuyor muydu daha az takım arasından bana da aynıları çıktığı oluyor yani bu sürekli denemeyi yapan ne olmuş olabilir sebepler sürtünme kuvveti azala azala giden bir başlangıçtaki attığımız taş falan filan mı yani yukarıdaki yorumları da dikkate alırsak
devam edeyim örneklere... Herhangi bir insanin sayısal lotoyu tutturma ihtimali 49×48×47×46×45×44 te 1 dir bu da 10,068,347,520 de 1 eder ama hemen hemen her hafta gerçekleşiyor
Tesadüf kavramı insanlığa atılmış en büyük gollerden biri. Evrende tesadüf yoktur hiç bir zaman da olmayacak. Her mili saniyede sonsuz olasılıklar hesaplanır bu sonsuz olasılıklar içinde yaşanması en uygun olanlar yaşanır. Bildiğimiz matematiğin çok daha üstün versiyonudur bu. Günümüzdeki bilim adamları üst boyutların varlığını matematiksel olarak hesaplıyor . Fakat bu gerçekliği görmemizi engelleyen manipülasyonlar var. Dinlerde buna yalancı şeytan spiritüel çevrelerde kabal yada sürüngen ırk olarak biliniyor bu negatif kutuplar.
Bu manipülasyonlar bazen sahtekar din adamları tarafından bazende sahtekar bilim adamları tarafından yönetiliyor. Kitlesel olarak insanlığı kandırmayı en güvenilir kurumları kullanarak gerçekleştirebilirsiniz zaten. Benim söylediğime kim inanır ki. Ama ben yüzyılın bilim adamı olarak tanıtılsam yada yüzyılın din alimi olarak tanınsam söylediklerim kitleleri yönlendirir.
Burda devreye akıl süzgeci girer. Herkes kendi gerçekliğini aramalı. Aramayı bırakıp, başkası benim yerime bilim yapsın ben de ona inanayım yada dini başkası yorumlasın ben de inanayım dersek sıkıntıların başladığı noktadayız demektir.
Herkes gibi kendi fikirlerimi belirttim tartışmaya girmek gibi bir niyetim yok.
Hiç bir mili saniyenin yada hiç bir kuarkın tesadüf eseri oluşmadığına inanan biri ile herşeyin tesadüf eseri oluştuğuna inanan birinin tartışmaya girmesi akıl dışı olur. Sizin inancınız size benimkisi bana.
Umarım inancınız sizi hiçliğe değil de mutlak gerçekliğe ulaştırır iyi günler diliyorum
Tartışmaya girmemek ön yargılarınızı sabit fikirlere dönüştürecektir. Unutmayınız ki cehalet sadece okumamaktan be ya araştırmamaktan değil, tek kaynaktan bilgi edinmekten ötürü vardır. Karşı tarafın ya da da sizinle aynı düşünmeyenkeri dinlemeden doğrularınızı teyit edemezsiniz. Neyse ben de fikrimi söyledim. Sadece şunu bilin en azından bu mesele yaratıcının vatlığı ya da yokluğu konusu değildir. Konu, insanları bu düşüncede tutmak için kasıtlı olarak bu mecraya çekilmektedir.
Her konuyu tartışırım ben hem de gerektiğinde sonuna kadar uzatır ve tartışırım .
Sadece inanç konusunu ARTIK tartışmıyorum. İnanırsın yada inanmazsın. Her iki tarafın elinde de somut kanıtlar yok ne siz beni ikna edebilirsiniz nede ben sizi
İnanç konusu tartışılacak bir konu değildir. Adı üstünde; "inanç". İnsan zekası neden sonuç ilişkisine dayalı olarak çalışır. Bu sistemde çalışan bir zeka ile inancı tartışmak ütopik bir yaklaşımdır.
En büyük yanlışta inançların kanıtlarla desteklenmesidir. Bu tartışmayı sulandırmaya sebep olur. Ben bu konuyu ben inanıyorum, İnanmayan kendi bilir şeklinde bir yaklaşımla kapatıyorum. Ama siz tüm bilimsel konuları bu çerçevede ele alırsanız hiç bir bilimsel konuda derinlemesine sorgulama yapamazsınız. Unutmayınız ki; olayları anlamaya çalışmak, inancı sorgulamak değildir. Ve bilim olayları sorgularken, sadece anlamaya çalışır
Benim bilime olan yaklaşımımı bilmiyorsunuz gereksiz akıl yürütme yapmayın. Bilim, insanın yaşadığı çevreyi 5 duyuya dayalı gözlemleriyle anlamlandırmasıdır. Bilimin amacı gerçeği aramaktır. Gerçeği inkar etmek değil.
Size bişey sorabilir miyim peki? İçinden çıkamayınca , " çok düşünme delirirsin" diyenle, işin içinden çıkamayınca " tesadüf" diyenin arasında ne fark var.,? Tesadüf diyip geçmek konuyu kapatmaktır. Az önce dediğiniz gibi konuyu kapatmak gerçeği sorgulamaya devam etmemek körü körüne cehalete sebep olur. Gerçeği bulup bulmadığımı bilmiyorum ama aramaya devam ettiğimi biliyorum. Siz de aramaya devam edin. Tesadüf diyip konuyu kapatmayın .
Bakın gerçek beni korkutmuyor. Eğer yaratıcının varlığını ya da yokluğunu sorgulamıyorsak tesadüf demek konuyu kapatmak değildir. Ama konu yaratıcının varlığı ise demin dediğim gibi ben inanıyorum demek de tesadüf demekte konuyu kapatmaktır. Ben inancın sorgulanması ve ya tartışılmasına karşıyım. Ve bu konuyu tartışmam. Ama diğer doğa olaylarını"Allah böyle yaratmış" diyen mantığı da kabul etmiyorum. İnsanlığın gelişmesi için bu doğa olaylarının nasıl olduğunu anlamak gerekir. Unutmayın ki insanlık yıllarca volkanik felaketlere, depremlere tanrıların öfkesi dedi. Ama şimdi nasıl olduğunu biliyoruz. İşte tesadüf de siz kabul etmesenizde reel bir gerçektir. Ha sebebi Allahtır değildir bilemem ama evrensel bir gerçektir. Bu gerçeği kabul etmemek gelişmeye karşı çıkmaktır. Eğer tartışmayı kapatmak istediğinizi söylemeseydiniz size tesadüf gerçeğini basit bir örnekle açıklayacaktım.
Yukarıda yazdığım gibi her mili saniyenin bile hesaplandığına inanıyorum. İnancı bu olan birine tesadüfü anlatmaya çalışmanız beyhude olur. Tesadüfün somut kanıtı yoktur. Biz tesadüf diyoruz. Bizim tesadüf dememiz onun gerçek olduğunun ispatı değildir. (Bu arada matematiği ve olasılık hesaplamalarını biliyorum)
İnsanın yaratılmasını işte katiriyonda bir hadi anladık diyelim bunun havası var suyu ona göre atmosferi birde döngüsel fotosentezi daha neler neler bu gün teknolojinin temel elementi silisyum elementi ve sinyalleri taşıyan iyonosfer tabakası .....
ben tesadüflere inanmam maymunlar da insanlar gibi basit hareketleri yapabildikleri (yürümek, elleriyle yemek yemek, tırmanmak, koşmak gibi ) için dna larında insanlara benzemesi normaldir
Genetik kod bilincli bir tasarim disinda aciklanamaz. Ayrica insan genomunda sıkıştırılmış bir gen bukunmaktadir. Bu gen hicbir sozum ona evrimsel surecle olusamayacak yapidadir. Ve bizi insan yapan gendir. İnsani insan yapan evrimsel birbsurec degil tasarim dir.
Din ile sorun yaşayan kişilerin bilim e de uzak olduğunu görüyoruz. Böyle kişilerin sorunu kendisiyle çünkü Araştırıp kendini geliştirmek yerine yargılayıp ego hapsini tercih ediyorlar. Belki de bilimi gerçekten anlamaya başladıklarında iman edeceklerini bildiklerinden Bu nedenle kendi masal dünyalarında kalmak onlara yetiyor olmali...
Her şey hesaplanabildiginde tesadüf olmaz. Tamam bu mantıklı da her şeyi hesaplayabilen bilincin olma ihtimali nedir ki tesadüf /rastlantı kavramı mantıksız olsun.
Her şeyi hesaplayabilmemiz şartlara bağlıdır. Eğer uygun şartlar olması gerektiği sayıda bir araya gelmemişse sonuca sadece rastlantı ile ulaşabilirsiniz. Örneğin bir genetik çaprazlamanın sonucunda 12 çocuktan 3 sarışın çıkıyorsa 11 çocuk sayında 3 sarışın çocuk doğması tesadüftür. Tesadüfün ortadan kalkması için 12 çocuğa ulaşılmış olması şarttır.
Adam fawer olasılıksız kitabını okuyun. Bahsettiğiniz tez 3. Boyut canlılar için geçerlidir. 10. Boyuta kadar olan boyutların varlığını hesaplıyoruz. Yaptığınız hesap bizim boyutumuzdaki matematik için geçerli. Kuantumda bile 2+2 her zaman 4 etmiyor. Yukarıda yazdığınız tezi çürütürüm ama çok uzun sürer beyhude olmadığını bilsem üşenmem yazarım uzun uzun. Youtube a üst boyutları anlamak yazabilirsiniz.
4. Boyutta bile olasılık yoktur. Zaman boyutludur. Bizim gibi sadece ileriye dönük bir tünel değildir. 4. Boyutta bile olmayan olasılık 10. Boyutta saçmalıktan başka bişey değildir. Alt boyutlara ait bir ilüzyondur
Kuantum sonsuz olasılıkların olma ihtimali desem saçmalamış mı olurum. Einstein tanrı zar atmaz demişti fakat sonradan yanıldığını kendine itiraf etmişti yanılmıyorsam kuantum teorisinı onemsemediginden
Mademki hayatta herşey tesadüflere neden insanlar tesadüfen hastalıklara yakalanıyor veya tesadüfen yaslanmaktan kurtulamıyor daha önemlisi ölümden kurtulamıyor yada tesadüfen başka boyutdaki nesneleri göremiyor tesadüfen başka bir nesneye dönüşemiyor acaba yada tesadüfen kazalardan kurtulamıyor. Neden tüm varlıklar tesadüfen durduk yere boyut veya mekan değiştiremiyor.
Nükleotidlerin tesadüfen biraraya gelerek DNA ve RNA’yı oluşturmalarının imkansızlığını, evrimci bilimadamı Paul Auger şöyle ifade etmiştir: Rastgele kimyasal olaylar sayesinde nükleotidler gibi karmaşık moleküllerin ortaya çıkışı konusunda bence iki aşamayı net bir biçimde birbirinden ayırmamız gerekir; tek tek nükleotidlerin üretilmesi –ki bu belki mümkün olabilir- ve bunların çok özel seriler halinde birbirine bağlanması. İşte bu ikincisi, olanaksızdır. (Paul Auger, De La Physique Theorique a la
Dünyanın yaşı ve bu zaman zarfında gelişebilecek olaylar bu ihtimali mümkün kılmaktadır. Tek sorun olayı yaradılıla bağlayıp bu ihtimallerin yaradılışı inkar kabul eden anlayıştır. Evrim teorisi bunun nasıl olduğunu anlamaya çalışır kimin yaptığını bulmaya değil.
Sıfırdır
Waaay tam 12 den
Ateistlerden açıklama bekliyoruz. Budami gol degil beeee
At yazma ihtimalini nasıl bulduk ?
28!×2!= at
Küçük bir oran
100/50 dir ya olusur yada olusmax bu kadar basit
Hani bir de devamı olur ya onun da tekrar yüzdesi yüzdesi derken bayağı bir azalir
Bu soruyu yanlış sormusun kardes tekrar düzeltte sor
Dnada atomda hücrede ve tüm evrende, her yerde üstün bir akıl ve olağanüstü bir düzen var. Her şey ölçülü, tesadüfe hiç yer yok. Her şeyin üstün bir yaratıcının bir tasarımı olduğu apaçık inşaAllah.
Benzetmeye hayran kaldim. Yok boyle birsey
Kabul etsenizde etmesenizde yaratıcı var herşey yaratıcıyı işaret ediyor
Oluşum aşamasında ne kadar süre geçtiği net olarak bilinemez. Bildiğimiz süre oluşum başladıktan sonraki süredir. Bundan önce meydana gelen kombinasyonların sayısı sizin yukarıda bahsettiğiniz o kalabalık rakamlardan fazla olabilir ama bu rakamlardan hemen sonra meydana gelen oluşum doğru kombinasyonu oluşturdu ve böylece canlı yaşam meydana geldi. İnsan ırkının Adem ve Havvadan gelmediği kesinleşmiştir. İnsan ırkları arasında biyolojik anlamda kesin çizgiler vardır. Mesela siyah ırkla beyaz ırkın ilk olarak ortaya çıktıkları yerler bile farklıdır. Bu konular burada tartışılamayacak kadar karmaşık ve kapsamlıdır. O sebeple özet olarak bu kadarı yeterli sanırım.
Bence sizde iyi arastırmalisiniz dna sarmalında belirli bir yer tüm insanlarda aynıdır ve kesismektedir. Bununda ademin dnası olduğu kabul edilmektedir ve cikış noktasi afrika görunmektedir. Referans suan icin veremeyecegim ama boş bir zamanimda kaynak verebilirim. Sonradan asimile olmuşsa insanlik ademden geldigimizi kabul etmemek yerine bunu farkli bir seye yorabiliriz.
Ali Sangu Genetik materyalde sadece insanların birbiriyle değil bitkiler ve hayvanlarla da benzerliği vardır. Bu bir ıspat olamaz. Ben bitki biyoteknolojisi ve genetik mühendisiyim. Bu konular üzerinde yüzyıllardır yapılan çalışmalarda hiç tahmin bile edemeyeceğiniz kadar farklı canlıların gen dizilimlerinde büyük benzerlikler oldugu görüldü. O zaman sizin mantığınızla düşünürsek bütün canlılar Adamle Havvaden türediler. Bitkiler ve hayvanlar da dahil. Bu tutarlı bir sav değil bence. Tıpkı insan ırkının adamle havvadan çoğalmasının mantıksız olması gibi.
Adem ve Havvadan gelmedigin nasıl kesinleşti?
Bunu en basit şekilde anlatmaya çalışayım. Eğer bütün insanların kökeni ademle havva olsaydı şimdiye kadar yeryüzünde yaşayan insan kalmazdı. Çünkü genler sürekli olarak tekrarlandığından zamanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir genetik hastalık ondan sonra oluşan bütün kuşaklara da aktarılır ve insan nesli biterdi. Hastalık başlamadan önce varolanlar da yaşlılıktan ölürdü ve bu son kaçınılöaz olurdu. Bunun yanında anne baba ve kardeşlerimizle ortak genleriniz mevcuttur. DNA testlerinde bir aileye mensup olup olmadığınız bu yöntemle bulunur. Eğer ortak ata ademle havva olsaydı bütün insan ırkının genleri ortak olurdu ki bu da zaten yukarıda bahsettiğim genetik hastalıklara sebep olurdu. Eğer hala insan ırkı varsa bunun sebebi ademle havva hikayesinin doğru olmamasıdır.
Allah var.
Sonsuz bilgiye sahip bir güç icin en ufak olasiliklar bile gerceklestirilebilir olasılık demek belli kosullarla beraber gerceklesebilir demek analiz yapildigi için olasılık vardır evren olasılıkların birlesimidir ve cok ufak olasiliklar evreni olusturmustur bunu ancak sonsuz bilg sahibi yapabilir
Sayısal lotonun 6 tutma olasılığı nedir?
13 milyonda bir yaklaşık
Bu kadar mükemmelse niye, 4000 çeşit hastalığa acik
Acziyetini goresin diye
Oyunun kurallari var. Fizik kimya biyoloji oyunun bir parcası bizde tabiki oyuncu
Hicbirzaman bu olasılık sorularını cozemedim kahretsin ama bunun cevabını biliyorum oleyyy
İnsanoğluna sunulan dünya tam ihtiyacı olan nispettedir. Demir bakıe altın su vs... Her şey muazzam bir dengededir. İnsandan akıllı varlıklar olabilirdi. Kaos çıkardı. Burada imtihan oluyoruz. İrademiz var. Fitnelik pislik yapan insanda var. Sabırlı olup sürekli iyilik peşinde olanda. Ölümden öte farklı bir boyut olarak dünyada yaptıklarımızın neticesini yaşacağız. O nedenle ateist olmak her oynayışta 6 tutturmak gibi.
Adaptasyon diye bir konu vardır. Değişmeye elverişli olan her canlı değişmeyen herşey karşısında hayatta kalabilmek için değişime uğramak zorundadır. Sizin o bahsettiğiniz demir bakır vs canlı yaşamından önce oluşmuş elementlerdir. İnsan oluştuktan sonra bütün bu elementleri kendi yararına kullanmayı öğrendi. Yani aslında insan ırkı başka bir gezegende yaşasaydı bu seferde o gezegenin yaşam koşullarına uyum sağlayacaktı. Değiştiremediğin koşullar karşısında değişirsin. Bu bir kanundur.
Mutasyon la yaratılışı birbirine karıştırmamak gerekir. Yoktan varolmak ve varolduktan sonraki değişim. Bizi dünya ortamına gönderen Yüce Yaratan her şeyi bir ölçü dahilinde yaratmıştır. Kainatı dahi sadece dünya değil
İnsan ormanda gezerken bir cep telefonu, makas, bir kalem yada bir televizyon gördüğünde onu bir insanın yaptığından neredeyse emin olur. Çünkü telefonu yada makası yapanla aynı bilinç seviyesindedir.
Fakat bir çiçeği bir kelebeği yada bir ağacı gördüğünde onu mutlaka biri yapmıştır diye düşünmez çünkü onu yapabilecek güç ile aynı bilinç seviyesinde değildir. Bunu ancak üzerinde "düşünerek "bulabilir. (Tefekkür)
Allah nerden oldu? Yine cevabı kendisi verir, O doğmamış ve doğurulmamıştır. Bu şuna benzer:
-Ben asla yalan söylemem
-Nerden bilelim?
-Ben söylüyorum.
Cevap yine aynı. Varoluş temelleri bir güce dayanan varlıklar olduğumuz için yaratıcının var oluşunun da ondan üstün bir güce dayanması gerektiğini düşünüyoruz. Sonlu varlıklar olarak sonsuzluğu anlayamadığımız gibi.
Bu yorumunuzun posttaki paylaşımla ne ilgisi var? Ayrıca Allah sonradan olmadı çünkü hep vardı, Allah zamandan münezzehtir. Zaman konusundaki bilimsel gelişmeleri ve big bangi araştırın.
Bu durumda onun da tek olması beklenemez. Yani yokluktan meydana geldik dediğimizde bize inanmıyorsunuz ama tanrının yokluktan meydana geldiğine inanıyorsunuz. Bu tam bir çelişkidir.
Fatih Lis Bilimle ilgili de sizin sıkıntılarınız var. Bir bitki biyoteknolojisi ve genetik mühendisi olarak ben de bunu söyleyebilirim. Nasıl öğretmen oldugunuzu merak ediyorum.
Fatih Lis eğer biraz aklınız varsa, postun anafikri belli, nereye varmak istediği de belli... Ve sizin cevabınız da benim yorumumu destekliyor. İçinden çıkamayınca, " O hep vardı." Kim söylüyor? Kendisi...
Zormuş
Hiç bir şey ve var olan yaşanan an asla tesadüf değildir yüce yaradan kudretiyle her şeyi hesaplanmış tir ve allah ol dediği an her şey rayında tıkır tıkır işlemiştir öyleki ateistler bile neye nasıl inanacagini şaşırıp kendileriyle çelişkiye dusmuslerdir uzayın varlığı ve karınca ve arıların görevlerini yerine getirirken hangi zekayı kullanırlar çelişkiye düşenler iyi düşünün derler
BİZE BÖYLE KOLAY SORULARLA GELME
SORACAKSAN AZ ZOR OLSUN
Biz tüm her şeyi Allah yarattı diyoruz ve öylede. Ateizm sadece bir milyon böcek türünden dahi birinden başlayabilir sonrada memelilere ömrü yeterse devam etsin
Illa her olguya ilahi bir anlam yukleriz. Belkide baska seyler olusurken insanlik bir tepkime sonucu hata olarak kendiliginden gelisti. Neden bunu kimse dusunmez? Sebebi soyleyim hemen cunki dogadaki en kendini begenmis yaratik insandir. İlla kutsalligi savunup kendini de ustun gostermesi lazim))
Bence egosu ile kendini üstün görüp başka varlığı üstün görmez kutsallığı savunmak kendini bilmek acziyetini anlamaktır
Çabuk Mengel size katılıyorum.
Evreni anlayabilen fizik kimya ve biyolojiyle deneyler yaparak bir oluşumu arastıran veya metaya hükmedebilen başka bir varlık varmı? Var ise insan üstün değildir.
Duyduğum en vasat düşünce. İnsanlarin herşeyi araştırması fikir yürütmesi yada birşeyleri anlamlandırmaya çalışması güzel de; insanın kendi oluşumunu yada mevcudiyetini bir hata sonucu ve yanlışlikla oluştuğunu düsünmek ve yorumlamak kritik bir durum bence. Daha neler duyacağız kim bilir.
Kün ve yekün bu kadar basit
Ve değil fe olacak Fatih Birişçi bey
Dna zinciri, beyin, göz, sindirim sistemi, kalp hataen oluşmasına bebekler dahi gülerde. Beyin çalışmaya başladıktan sonra kötüyü iyiyi seçmesi kendi iradesidir. Buda sınav gereğidir.
Geçenlerde öyle bir sayfaya girdim merak ettim nedir düşünceleri diye inanın bizden çok araştırıyorlar merak ediyorlar öyle açlar ki hakikate... Onlar işin kolayını bulmuşlar sonra düşündüm ki iyi ki inanıyorum çünkü düşünseniz e namaz yok oruç yok iman yok peygamber şefaati yok... Ayy çok boş olurdu hayatım dedim. İnandiklari şey de bilimin geliştiği ülkelerde daha çok inanmıyorlar neden ispatlamışlar çünkü diye düşünüyorlar. Bizim dinimizi aşağılamayı seviyorlar okurken felç geçirecektim... Biz bile bugün başka dine böyle eleştirmiyoruz ve sordum ki onlara.. İnsan inanmadığı biseyi hayatına sokmayacagi gibi neden merak eder araştırır ben müslümanım misal budizm ı merak etmediğim için araştırmam eleştirmem dedim.. Cevaplar çiğ gibi geldi ve atıldım sonra öyle uzuldum ki kendimi anlatamadığım için. O gün anladim peygamberimin ici nasıl acımış. İnsan hakikati anlatamayınca hayattan soğuyor.
Allah hidayeti dilediğine verir. Kiminin de gözleri var görmez.
Onlar işin kolayına kaçanlar inanmıyorsun anladım ama neden illa muslumanligi karaliyorsun çünkü amac kötü diyelim karaliyalim inanmiyalim haklı olalım mantigi var
Sorun olan İslam değil müslümanım diyenlerde. İlim Çinde dahi olsa gidip öğreniniz yerine içine kapanmış ve ruhanilik pozisyonu almış. Siyaset olmasın lakin erbakan hoca nın 1969 da yaptığı pancar motoru. 1985 yıllarda planını yaptığı leopard tankı, ağır sanayi hamlesi sürekli siyonist medya tarafından dalga konusu yapıldı. Onlar istiyorki islam dini ruhani olsun. Namaz kılsınlar örtünsünler hacıya gitsinler ama ilimle fenle uğraşmasınlar. Hatta devlet işine hiç bulaşmasınlar. İslam evrensel bir hakikattir. Doğru anlamak ve doğru yolun mutlak çizgisidir. Bunu siyonistler dahi iyi bilir.
Evrim teorisinin doğruluğunu kanıtlayan tek bir bilimsel delil yoktur. Ama yaklasik 700 milyon adet fosil evrimin hiçbir zaman yaşanmadığını kanıtlıyor.
Bu mantikla yola çıkarsan tam aksi tesadufu kanıtlamış olursun. Evren bir saniyede mi oluştu? Sen yüzdelik pay uzerinden gidiyorsun ama bu evrenin oluşumunun zaman dilimine bölündüğü zaman hiç te zor gibi değil? Her şey bir anda olmuyor. Olmuş olan bir şeyin üstüne yenisi ekleniyor. Senin maymun belki 1 kere de tutturamaz istediğini. Belki milyarlarca kezi bırak trilyonlarca kez denese de tutturamaz. Ama bunu her saniye boyunca milyarlarca yil denedigini dusunsek. Ve parçalara bolerek tutturdugunu düşünsek. Iste O zaman olur. Orana ve zamana vurdugun zaman hiç bir şey imkansız ve anlamasi o kadar da zor değil. Beyninizin sınırlarını zorlayamıyorsunuz. Duz Mantik ile delil sunmaktan vazgecin. Çünkü komik oluyor.
İnsanın egosu burda da devreye giriyor bence inançlı olmayanların yani
Anladık anladık da. Bunlar durduk yerde kendi kendine mi oluyor? Diyelim kendi kendine oldu. Neden! Niçin! Nasıl? Sebep?..... Nar tanesi, nur tanesi. Hani bunun bir tanesi?
Harf başı 1 milyar koysan baya ediyo
0
görsel materyalKimine var kimine yok. Isinize bakin bence.
Bu resimden ne sonuç çıkarmalıyız. Ve ya o insan kolunun tesadüf olduğunu iddia eden bir teori mi ortaya atıldı yoksa sen evrim teorisini yanlış mı biliyorsun?
Evrim teorisi de sonuçta yaratıcıya dayanıyorsa problem yok
Evrim teorisi yaratıcının olup olmadığı konusu ile ilgilenmez. Evrim teorisi canlı hayatın nasıl başladığı ve nasıl geliştiğini anlamaya çalışır. Burada olayı tam olarak algılagığınızda tesadüf kavramını daha doğru anlayabilirsiniz. Evrim teorisinin canlı hayatın sularda başlayıp karalara geçtiğini söylemesi yaratıcının varlığı ve ya yokluğu ile ilgili değildir. Unutmamak gerekir ki Kur'anda yaradılışta tekamül vardır. Ha bu sözümden sakın Kur'anda evrim teorisi vardır anlamı çıkmasın Yaradılışta bşr tekamülün olduğu vardır.
https://www.youtube.com/watch?v=j1wkA_IK7qQ
tabi tesaduf degil de, tesadufu o kadar abartmayin isterseniz
Yoktur...
Tesadüf nedir? Hangi alamda kullanılır, ne zaman tesadüf ne zaman kesinlik dir bilmek gerekir. Olayı gereksiz ve anlamsız ikilemlerle çözemezsiniz.
14.507.145.975.869 da 1
Öğrendiğin zaman bize de anlatırsın..
Bu bilgi asla kendiliğinden olamaz. İnsan ögren dikce inancı attagacagına kendini ilahlaştırma peşinde sonrası tufan
Herhangi bir cama bi taş attgnda olusabilecek kırık şekilleri sonsuzdur yani her bir şeklin olusma ihtimali sonsuzda bir dir ama illaki biri oluşur
Ayni taşı aynı hız aynı ivme ve ayni açıyla tamamen aynı sartlarda aynı cama atarsan yine aynı şekil olusur... Aynı şeyi 100.000.000 kere denesen yine aynı şekil olusur.... Sonsuz da 1 ihtimal ama 100.000.000 kere de 100.000.000 kere gerceklesti... Ancak bu onun oludabilme ihtimalini arttrmadi
Çok güzel acıklamıssın ya
Bu mümkün olabilirdi ama maalesef evrensel bir gerçeklik olarak, attğınız taşın her attığında bir önceki taştan farklı bir taş olacağından ötürü mümkün değil. Aynı taşı iki kere bile üst üste atma şansınız yok. Taştaki minimal olan bu değişimi tabiki fark edemeyiz. Bu nedenle her seferinde aynı taşı attığımızı sanırız. Bu normal. Ama bu işi 100.000.000 kere veya milyarlarca yıl yaparsanız, taştaki bu değişim minimal olmaktan çıkar. İşte anlaşılamayan husus budur.
Erdal Dirlik dur dahi aynı şartlar altında aynı nedenlerin aynı sonuçları doguracagini anlatalım sonra o kısma gececez
Ama entropi gerçeği, bu tür olaylarda karşımıza tersinmezlik olarak çıkıyor.
Ayni taş derken zaten aynı o tastan bahsetmiyorum bu arada aynı şartları sağlayan bi baska taşta olabilir
ayrıca tesadüf değil rastgelelik
daha etkin bi örnekle açıklayım.. Pes oyununu biliyosun oyunda random tuşu var basiyosun rastgele bi takım veriyor oynuyosun.. Oyunda yaklask 250 takım var.. Yani herhangi bir takımın gelme ihtimali 250 de 1 ... Ben bunu yaptım ve 3 kere üst üste aynı takım geldi bunun da ihtimali 1/250×1/250×1/250=1/15.625.000 yani 15.625.000 de 1 ihtimalin gerçekleştiğini gözlerime görmüş bi adamim ben sen bna ne anlatyon
O bir grupta rastgele olmuyor muydu daha az takım arasından bana da aynıları çıktığı oluyor yani bu sürekli denemeyi yapan ne olmuş olabilir sebepler sürtünme kuvveti azala azala giden bir başlangıçtaki attığımız taş falan filan mı yani yukarıdaki yorumları da dikkate alırsak
hayr en dışta yaparsan bütün takmlar arasnda rastgele veriyor
devam edeyim örneklere... Herhangi bir insanin sayısal lotoyu tutturma ihtimali 49×48×47×46×45×44 te 1 dir bu da
10,068,347,520 de 1 eder ama hemen hemen her hafta gerçekleşiyor
Tesadüf kavramı insanlığa atılmış en büyük gollerden biri. Evrende tesadüf yoktur hiç bir zaman da olmayacak. Her mili saniyede sonsuz olasılıklar hesaplanır bu sonsuz olasılıklar içinde yaşanması en uygun olanlar yaşanır. Bildiğimiz matematiğin çok daha üstün versiyonudur bu.
Günümüzdeki bilim adamları üst boyutların varlığını matematiksel olarak hesaplıyor .
Fakat bu gerçekliği görmemizi engelleyen manipülasyonlar var. Dinlerde buna yalancı şeytan spiritüel çevrelerde kabal yada sürüngen ırk olarak biliniyor bu negatif kutuplar.
Bu manipülasyonlar bazen sahtekar din adamları tarafından bazende sahtekar bilim adamları tarafından yönetiliyor. Kitlesel olarak insanlığı kandırmayı en güvenilir kurumları kullanarak gerçekleştirebilirsiniz zaten.
Benim söylediğime kim inanır ki. Ama ben yüzyılın bilim adamı olarak tanıtılsam yada yüzyılın din alimi olarak tanınsam söylediklerim kitleleri yönlendirir.
Burda devreye akıl süzgeci girer. Herkes kendi gerçekliğini aramalı. Aramayı bırakıp, başkası benim yerime bilim yapsın ben de ona inanayım yada dini başkası yorumlasın ben de inanayım dersek sıkıntıların başladığı noktadayız demektir.
Tesadüfle veya rastlantı ile kaçınılmazlığın ilişkisini anlayamamışsınız.
Paylaştığınız metinde bile rastlantılar var.
Herkes gibi kendi fikirlerimi belirttim tartışmaya girmek gibi bir niyetim yok.
Hiç bir mili saniyenin yada hiç bir kuarkın tesadüf eseri oluşmadığına inanan biri ile herşeyin tesadüf eseri oluştuğuna inanan birinin tartışmaya girmesi akıl dışı olur. Sizin inancınız size benimkisi bana.
Umarım inancınız sizi hiçliğe değil de mutlak gerçekliğe ulaştırır iyi günler diliyorum
Tartışmaya girmemek ön yargılarınızı sabit fikirlere dönüştürecektir. Unutmayınız ki cehalet sadece okumamaktan be ya araştırmamaktan değil, tek kaynaktan bilgi edinmekten ötürü vardır. Karşı tarafın ya da da sizinle aynı düşünmeyenkeri dinlemeden doğrularınızı teyit edemezsiniz. Neyse ben de fikrimi söyledim. Sadece şunu bilin en azından bu mesele yaratıcının vatlığı ya da yokluğu konusu değildir. Konu, insanları bu düşüncede tutmak için kasıtlı olarak bu mecraya çekilmektedir.
Her konuyu tartışırım ben hem de gerektiğinde sonuna kadar uzatır ve tartışırım .
Sadece inanç konusunu ARTIK tartışmıyorum. İnanırsın yada inanmazsın. Her iki tarafın elinde de somut kanıtlar yok ne siz beni ikna edebilirsiniz nede ben sizi
Benim heryerde gördüğüm imzayı ve kanıtları siz göremiyorsanız neyi nasıl tartışabiliriz ki
İnanç konusu tartışılacak bir konu değildir. Adı üstünde; "inanç". İnsan zekası neden sonuç ilişkisine dayalı olarak çalışır. Bu sistemde çalışan bir zeka ile inancı tartışmak ütopik bir yaklaşımdır.
En büyük yanlışta inançların kanıtlarla desteklenmesidir. Bu tartışmayı sulandırmaya sebep olur. Ben bu konuyu ben inanıyorum, İnanmayan kendi bilir şeklinde bir yaklaşımla kapatıyorum. Ama siz tüm bilimsel konuları bu çerçevede ele alırsanız hiç bir bilimsel konuda derinlemesine sorgulama yapamazsınız. Unutmayınız ki; olayları anlamaya çalışmak, inancı sorgulamak değildir. Ve bilim olayları sorgularken, sadece anlamaya çalışır
Benim bilime olan yaklaşımımı bilmiyorsunuz gereksiz akıl yürütme yapmayın. Bilim, insanın yaşadığı çevreyi 5 duyuya dayalı gözlemleriyle anlamlandırmasıdır. Bilimin amacı gerçeği aramaktır. Gerçeği inkar etmek değil.
Neyse, kendi gerçeğinizle mutlu olun. Umarım gerçekleriniz doğru çıkar. Hoşça kalın.
Size bişey sorabilir miyim peki? İçinden çıkamayınca , " çok düşünme delirirsin" diyenle, işin içinden çıkamayınca " tesadüf" diyenin arasında ne fark var.,? Tesadüf diyip geçmek konuyu kapatmaktır. Az önce dediğiniz gibi konuyu kapatmak gerçeği sorgulamaya devam etmemek körü körüne cehalete sebep olur. Gerçeği bulup bulmadığımı bilmiyorum ama aramaya devam ettiğimi biliyorum. Siz de aramaya devam edin. Tesadüf diyip konuyu kapatmayın .
Bakın gerçek beni korkutmuyor. Eğer yaratıcının varlığını ya da yokluğunu sorgulamıyorsak tesadüf demek konuyu kapatmak değildir. Ama konu yaratıcının varlığı ise demin dediğim gibi ben inanıyorum demek de tesadüf demekte konuyu kapatmaktır. Ben inancın sorgulanması ve ya tartışılmasına karşıyım. Ve bu konuyu tartışmam. Ama diğer doğa olaylarını"Allah böyle yaratmış" diyen mantığı da kabul etmiyorum. İnsanlığın gelişmesi için bu doğa olaylarının nasıl olduğunu anlamak gerekir. Unutmayın ki insanlık yıllarca volkanik felaketlere, depremlere tanrıların öfkesi dedi. Ama şimdi nasıl olduğunu biliyoruz. İşte tesadüf de siz kabul etmesenizde reel bir gerçektir. Ha sebebi Allahtır değildir bilemem ama evrensel bir gerçektir. Bu gerçeği kabul etmemek gelişmeye karşı çıkmaktır. Eğer tartışmayı kapatmak istediğinizi söylemeseydiniz size tesadüf gerçeğini basit bir örnekle açıklayacaktım.
Yukarıda yazdığım gibi her mili saniyenin bile hesaplandığına inanıyorum. İnancı bu olan birine tesadüfü anlatmaya çalışmanız beyhude olur. Tesadüfün somut kanıtı yoktur. Biz tesadüf diyoruz. Bizim tesadüf dememiz onun gerçek olduğunun ispatı değildir. (Bu arada matematiği ve olasılık hesaplamalarını biliyorum)
İnsanın yaratılmasını işte katiriyonda bir hadi anladık diyelim bunun havası var suyu ona göre atmosferi birde döngüsel fotosentezi daha neler neler bu gün teknolojinin temel elementi silisyum elementi ve sinyalleri taşıyan iyonosfer tabakası .....
ben tesadüflere inanmam maymunlar da insanlar gibi basit hareketleri yapabildikleri (yürümek, elleriyle yemek yemek, tırmanmak, koşmak gibi ) için dna larında insanlara benzemesi normaldir
Hiç sorma
Evrim teorisinin insanın maymundan geldiğini söylediğini düşünmüyorsunuzdur umarım.
Malesef öyle düşünüyorlar.
Ama teoride böyle bir iddia yok.
Genetik kod bilincli bir tasarim disinda aciklanamaz. Ayrica insan genomunda sıkıştırılmış bir gen bukunmaktadir. Bu gen hicbir sozum ona evrimsel surecle olusamayacak yapidadir. Ve bizi insan yapan gendir. İnsani insan yapan evrimsel birbsurec degil tasarim dir.
hangi gen miş o Ersal Gsf
Bir sürü masala inanıyorsunuz da evrime mi inanmıyorsunuz
Din ile sorun yaşayan kişilerin bilim e de uzak olduğunu görüyoruz. Böyle kişilerin sorunu kendisiyle çünkü Araştırıp kendini geliştirmek yerine yargılayıp ego hapsini tercih ediyorlar. Belki de bilimi gerçekten anlamaya başladıklarında iman edeceklerini bildiklerinden Bu nedenle kendi masal dünyalarında kalmak onlara yetiyor olmali...
Her şey hesaplanabildiginde tesadüf olmaz.
Tamam bu mantıklı da her şeyi hesaplayabilen bilincin olma ihtimali nedir ki tesadüf /rastlantı kavramı mantıksız olsun.
Her şeyi hesaplayabilmemiz şartlara bağlıdır. Eğer uygun şartlar olması gerektiği sayıda bir araya gelmemişse sonuca sadece rastlantı ile ulaşabilirsiniz. Örneğin bir genetik çaprazlamanın sonucunda 12 çocuktan 3 sarışın çıkıyorsa 11 çocuk sayında 3 sarışın çocuk doğması tesadüftür. Tesadüfün ortadan kalkması için 12 çocuğa ulaşılmış olması şarttır.
Adam fawer olasılıksız kitabını okuyun. Bahsettiğiniz tez 3. Boyut canlılar için geçerlidir. 10. Boyuta kadar olan boyutların varlığını hesaplıyoruz. Yaptığınız hesap bizim boyutumuzdaki matematik için geçerli. Kuantumda bile 2+2 her zaman 4 etmiyor. Yukarıda yazdığınız tezi çürütürüm ama çok uzun sürer beyhude olmadığını bilsem üşenmem yazarım uzun uzun. Youtube a üst boyutları anlamak yazabilirsiniz.
4. Boyutta bile olasılık yoktur. Zaman boyutludur. Bizim gibi sadece ileriye dönük bir tünel değildir. 4. Boyutta bile olmayan olasılık 10. Boyutta saçmalıktan başka bişey değildir. Alt boyutlara ait bir ilüzyondur
Adam fawer olasılıksız kitabında kaynaklarıyla beraber aradığınız cevabı bulucaksınız. Kuantumu araştırarak taşlar yerine oturucak
Her şey olasılık dışındaysa bunun anlamı nedir?
Kuantum sonsuz olasılıkların olma ihtimali desem saçmalamış mı olurum.
Einstein tanrı zar atmaz demişti fakat sonradan yanıldığını kendine itiraf etmişti yanılmıyorsam kuantum teorisinı onemsemediginden
Bahsettiğim kitabı okuyun tüm sorulara cevap vermese de bir başlangıç olucak bakış açısı yakalamanızı sağlayacak
Mademki hayatta herşey tesadüflere neden insanlar tesadüfen hastalıklara yakalanıyor veya tesadüfen yaslanmaktan kurtulamıyor daha önemlisi ölümden kurtulamıyor yada tesadüfen başka boyutdaki nesneleri göremiyor tesadüfen başka bir nesneye dönüşemiyor acaba yada tesadüfen kazalardan kurtulamıyor. Neden tüm varlıklar tesadüfen durduk yere boyut veya mekan değiştiremiyor.
Nükleotidlerin tesadüfen biraraya gelerek DNA ve RNA’yı oluşturmalarının imkansızlığını, evrimci bilimadamı Paul Auger şöyle ifade etmiştir:
Rastgele kimyasal olaylar sayesinde nükleotidler gibi karmaşık moleküllerin ortaya çıkışı konusunda bence iki aşamayı net bir biçimde birbirinden ayırmamız gerekir; tek tek nükleotidlerin üretilmesi –ki bu belki mümkün olabilir- ve bunların çok özel seriler halinde birbirine bağlanması. İşte bu ikincisi, olanaksızdır. (Paul Auger, De La Physique Theorique a la
Dünyanın yaşı ve bu zaman zarfında gelişebilecek olaylar bu ihtimali mümkün kılmaktadır. Tek sorun olayı yaradılıla bağlayıp bu ihtimallerin yaradılışı inkar kabul eden anlayıştır. Evrim teorisi bunun nasıl olduğunu anlamaya çalışır kimin yaptığını bulmaya değil.
29-9 = 20 × 3.5 000 000 000 = 70 000 000 000 da bir " TESADÜFEN " i tesadüfen yazar...