Merhaba, zamanda yolculuk mümkün mü sizce desem havada kalıyor, kendimi açıklayıp öyle sorayım soruyu. Bir kader anlatımında 3 kitabi yanyana dusunun soldaki gecmis ortadaki simdiki zaman sagdaki gelecek ve bir ayna dusunun ortadaki kitaptan sadece 3 cm yukarida tutun bu bizim görüşümuzdur o yuzden sadece simdiki zamani algilariz. Peki aynayi yukari dogru cikarirsaniz ama olabildigince yukari cikarirsaniz 3 kitabin tamamini görürsünüz bu da Allah'in gorus acisidir. Yani onun icin dun bugun yarin gibi kavramlar yoktur. Herseyi ayni anda gorur ve zaman kavramida ortadan kalkar seklinde acikliyordu. Yani anlar yiginindan baska birsey yoktur. Bu durumda soylenen cok imkansiz degil gibi görünüyor. Bir makinemiz olsaydi hersey hazir olsaydi gecmise gidilebilir miydi? Yani gidilecek bir gecmis var midir? Orada akip gecen bir hayat var midir? Suan Fatih Sultan Mehmet vefat etmistir ama yapilabilse bile 1453te mayis ayinda hala orada kusatmada mi buluruz onu? An devam mi ediyor? Eger oyle ise bizde birilerinin gecmisi olabilir miyiz?? Herkesin anı kendisine gercek olabilir biraz karışık oldu ama idare edin, konu karışık...
Zaman neyden oluşur ve zamanda geri ve ileri gitmek mümkün mü?
Merve Captain
M
0 kişi takip ediyor.
Paylaş:
Arkadaşlar, her birinizin yorumu için ayrı ayrı teşekkür ederim. Yalnız bir konuya açıklık getirelim. Kuantum fiziği, sicim teorisi, ışınlanma, atomlar, notronlar, protonlar, gece, gündüz, organların çalışma şekli, hastalık, sağlık, dünyada yada uzayda aklımıza gelebilecek herşey Allah tarafından yaratılmıştır. (Kabul edenler için). Şimdi hal böyle iken bizim bilim dediğimiz, ilim dediğimiz herşey sadece yaratılanı anlamaya çalışmamız iken, birseylere imkansiz demek sizce de biraz nahos bir yaklaşım olmuyor mu? Yani fiziğin açıklamakta zorlandığı bir konuyu cozmek için kuantum fiziği bulunmuş ve onlar çalışmalarına devam ediyorlar. Oysaki bunu bir de yaratan var zaten tüm bu sayımlarımızı var eden... Biz ancak kuantum fiziğini geliştirip henüz çalışmalarını yapiyoruz insanlik olarak bunun ustunde henuz bulamadığımız, anlayamadığımız ne bilgiler var. O bilgilere ulaşıldığında benim bu bahsettiğim konu devede kulak kalacak. Zaten yapılıyor olacak... Görüs açımızı çok ama çok geniş tutmalıyız, şuan bildiklerimizden yola cikarak bir mantığa oturtmaya calismak biraz yavan kalıyor. Şundan bahsediyorum biz atomu bilmezken notronlar protonlar yok muydu? Hücreyi bilmezken endoplazmik retikulum gorevini yapmıyor muydu? Sadece biz yetersisiz... Amacim bu olur, olmak zorunda fln değil. Bu yaziyi zaten bunu tartismak için yazdım. Şimdi
“Güneşi ışıklı, ayı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona (aya) birtakım menziller takdir eden O’dur. Allah bunları, ancak bir hikmete binaen yaratmıştır. O, bilen bir kavme ayetlerini açıklamaktadır.”(10 Yunus 5) ayette açıkça belirtilmiştir ki bizim vaktin hesabini yapabilmemiz icin var edilmiştir gece, gündüz ve bizim zaman dediğimiz kavram. Sonrasında
Kıyamet saatinde, kendisiyle vaktin hesabının yapıldığı güneş ve ay dürülür, yol gösterici olan yıldızlar dökülür.( 77 Mürselât 8, 82 İnfitar 2). Zamanla kayıtlı olan varlıkların da, artık dünya hayatlarının sonu gelmiştir. “Zaman”ın sona erdiği o gün, suçlulara dünyadaki hayatları “bir saat”miş gibi gelir. (46 Ahkâf 35, 20 Taha 102-104, 23 Mü’minun 112-114): “Kendinizi o kadar kaptırdınız ki zevk ü sefa içerisinde, vaktin hesabını yapmadığınız için nasıl geçtiğini anlayamadınız.” Allah’ın indinde ise bir gün 1000 yıl (32 Secde 5, 22 Hac 47) hatta 50000 yıl (70 Mearic 4) gibidir: “Sizin 50000 yılınız O’na bir andır.” yani zaman izafidir. Zaman dürülür, bükülür kaldirilir çünkü kiyametten sonra zaman diye bir kavrama insanda ihtiyac duymayacaktir. 50000 senenin 1 an olmasindan bahsediyoruz. 7 saniyelik bir ruyanin saatlerce sürmesinden, Peygamberimiz Mirac'a çıktığında tüm varliklarla karsilasip cenneti, cehennemi görüp, Rabbimle konusup geri geldiginde yataginin sicak olmasindan. Ve bir ayette "Bizim bir günümüz sizin bin yılınıza" (Hac, 22/47 ve Secde, 32/5), başka bir ayette de "Bizim bir günümüz sizin elli bin yılınıza denktir." (Mearic, 70/4), denmektedir, yani bizim zaman dedigimiz olgu suan bu fikre dusunmeden karsi cikma sebebimiz o kadar. Bu zamandan siyrilabilir mi insan onu ancak Allah bilir. Ama bu bilgiler isiginda (ki bu yazdiklarim cok cok az) zamanda yolculugun yapilabilecegini dusunduruyor
Yuvarlak bir top a hangi açıdan bakar isek bakalım. Her yerini göremeyiz. Dünya da öyledir. Herşeyi gören her yerde dir. Onu görmek için. Beyaz bir katır ile, yedi semaya gitmek ve la mekan olana mekan mı belirtmek mi? Lazım. O herşeyi gören ve bilen değildir o herşeyin ta kendisidir. Bir yerde değil her yerde dir. Her yerde olana. Bir katıra binip de gidilmez. Ve ona mekan belirtilmek. O mekandan Münezzehtir der. Miraç ile la mekan çalışmaz mı?
Simdi 1.si inancinizi bilmiyorum fakat benimkine saygi duymanizi isteyeceğim, sizin katır dediğiniz cennetten gelmiş Buğra atıdır. Andolsun ki, onu (Cebrail'i), bir başka inişte daha (Miraç'tan dönüşte) Sidretü'l-Münteha'nın (yedinci göğün) yanında görmüştü. Necm suresi 14. Buyrun Kur-an'ı Kerim'de sorduğunuz sorunun cevabı. Allah kendisi söylüyor, inişte diyor. Sidre-i Münteha Peygamberimizden nakledilenle 7 kat göğün üzerinde Kabe'nin tam üstüne denk gelen alandadir. Ve kendisi Allah-u Teala ile orada görüşmüştür. Bu konuda bir supheniz var ise Necm suresini ve Isra suresini okumanizi tavsiye ederim. Mekan sizin, bizim anladığımız gibi degil aynen zaman gibi bir konu. Yani bizim gibi aciz bir topluluğun vakti anlamasi icin zaman kavramini öğreten ve onu bize yaşatan Allah, Son Peygamberine dinimi seninle tamamladim dediği peygamberine orada mekan varmis gibi gosterememis midir? Biz neyi sorguluyoruz ki? Benim en bastan beri savundugum konu bu zaten bizim mantığımız, anladığınızı sandığımız cok güvendiğimiz zekamiz hep kendine sınır arıyor. Karşımızdaki gücün sınırsızlığını kabullenemiyoruz
Allah a mekan belirtmeyin. Kabe allahın evidir. Yedi semaya çıkıp allah ile konuştu diyenler. Aynı kişiler. Burada çelişki var mı? Katır sözcüsü için de özür dilerim. At ve emek arası bir binek okumuştum. Burak aklıma geldi.
Bir yaratıcının varlığını her yerde. Kainatın kitabında görürsünüz zaten. Siz yaratıcıyı kurana hapsediyorsunuz. Bir insanın gözü kör ve kulağı sağır ise. Ne kuranı okuya bilir ne de duya bir. Okuyamıyor ve duyamıyor ise. Kur_an yok ve kuranın anlattığı Tanrı da yoktur. Olay bu kadar basit ve evren bu kadar sahipsiz midir? Sizin tarif ettiğiniz Allah İsrail'in tanrısı olabilir mi? Kainatı yaratan ile sizin tarif ettiğiniz israiloğullarnın Rabbi başka galiba. Kavmin Allahı yani.
Israilogullarinin Allah'i ve kitabi dediginiz zaten bizden onceki henuz tamamlanmamis olan Islam'in kitabi ve Allah ayni Allah!!! Sonradan sapitip degistirilenlerle Allah'in gonderdigi kusursuz olani bir mi tutuyorsunuz?? Bir insan kör ve sağır olduğunda okuyamıyor mu? Suanki teknoloji olmadan da onlari o sekilde yaratan Allah kendisini bulmalarini saglayamamis midir? Siz Allah'a acziyet mi atfediyorsunuz? Kuran Allah'in sözleridir inanirsiniz yada inanmazsiniz bu boyledir siz inanmadiniz diye gerçek olmaktan cikacak değil! Kainatin kitabi konusuna gelince konumuz ateizm yada Allah'in varligini ispat etmek yada Kuran'i Kerim'in Allah'in sozleri oldugunu ispat etmek yada 7 kat gök olduğunu Allah'in bu semalarin üzerinde olduğunu ispat etmek olmasa da israrla ayni konuya gelmemizde bi hikmet ariyorum. Oncelikle haklisiniz Tanrı yoktur!! ALLAH vardır ve eğer dilerseniz 99 isminden biriyle hitap edebilirsiniz. En guzel isimler ona aittir. Simdi o okunmasa da olur demeye getirdiginiz Kuran'da bu konularin hepsi belirtiliyor. Israrla Kuran diyorum çünkü onun kendi korumasinda olduğunu ve asla degistirilemeyecegini söylüyor Allah. En guvenilir kaynak o dur. Amiyane bir ornek olacak ama yeni bir esya aldiginizda nasil ki kullanim kilavuzuna bakiyorsunuz, nerde uretilmis, amaci ne imis, ne sekilde kullanilirsa ne yaparmis, bazi hareketlerde tehlike olusturmus, patlamamasi icin neyi yapmamak gerekirmis. Kuran'i actiginizda tum yaratilmislarla ilgili bilgi buluyorsunuz ve en onemli kismi kendi kullanma kilavuzunuzu, ahirette sizi cennete ulastiracak navigasyonu calistiriyorsunuz bir nevi bizim suanki durumla anlayabilecegimiz haliyle. Benim tanidigim Allah ne Hristiyanlarin suanki durumlarindaki Allah ne de Yahudilerin, benim tanidigim Allah Kuran'da kendini anlatan Allah. Yani Alemlerin Rabbi! Ayrica son olarak oku dendiğinde ilk ayette sadece Kuran'i okuyu anlamamaniz gerekiyor zaten bakin bir kaç ayet sonrasında ne diyor ve 6666 ayette ayni seyi bu sorulara karsi acikliyor. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle. 1- Yaratan Rabbinin adıyla oku! 2- İnsanı bir kan pıhtısından yarattı! 3- Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. 4- O Rab ki kalemle yazmayı öğretti. 5- İnsana bilmediği şeyleri öğretti. 6- Hayır! Doğrusu (kâfir) insan azgınlık eder. 7- Kendisinin muhtaç olmadığını zannettiği için. 8- Muhakkak ki dönüş mutlaka Rabbinedir. --Insana bilmedigi herseyi ogretti.--
Tevrat a baktığımızda tanrıyı da Yahudi sanıyoruz. Akit yapan söz veren. Hz Yakup ile güreş tutan ve o güreşte hz yakup a yenilen. İsrailoğullarına nimetler sunan ve toprak vaad eden bir tanrı. Bu israiloğullarının tanrısı değil mi? Abartıyor muyum?
Hangi tevrata baktiginiza gore değişir. Değiştirilmiş kitaplari okuyup kul yazisina ilahi manalar yuklememi beklemeyin benden. Tevrat ve Incil değiştirilmiştir. Hatta Incil kisilerin keyfine göre en cok tutulanlari Matta, Luka, Marcos ve Yuhanna olarak 4 sekilde revaçtadır. Neyine cevap verelim? Onlar indirildiği haliyle kalsa suan bu sorulari soramazdiniz zaten. Anlar arasi geçişten Allah'in nasil olduğuna gelmis olmamizda ekstra düşündürücü bence bununla ilgili bir paylasim yapin onun altinda herkesin görüşlerini paylasmasina ortam hazirlayin. Nacizane tavsiyem.
Tevrat ve İncil in değiştiğine dair, kanıtınız nedir.?
KURAN!!!! 71. Ey ehl-i kitap! Neden doğruyu eğriye karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz? Nisa suresi… 46. Yahudilerden bir kısmı kelimeleri yerlerinden değiştirirler, dillerini eğerek, bükerek ve dine saldırarak (Peygambere karşı) “İşittik ve karşı geldik”, “dinle, dinlemez olası”, “râinâ” derler. Eğer onlar “İşittik, itaat ettik, dinle ve bizi gözet” deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olacaktı; fakat küfürleri (gerçeği kabul etmemeleri) sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Artık pek az inanırlar. Maide suresi… 13. Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler). Kendilerine öğretilen ahkâmın (Tevrat’ın) önemli bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever. 41. Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle “inandık” diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. “Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!” derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah’a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah’ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır.
Bu yazıları okuduğum zaman kaybettiğim zamanlara üzüldüm
Tevrat ı değil de Yahudi yi eleştiriyor san ki! Ne dersiniz.. Ayrıca imanın üçüncü şartı nedir? 5:43 - İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında dururken seni nasıl hakem yapıyorlar da ondan sonra da dönüveriyorlar? Onlar inanıcı değillerdir
3:50 - "Önümdeki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak için (geldim) ve Rabbiniz tarafından size bir mucize getirdim. Artık Allah'tan korkun da bana uyun
2. 41 - Yanınızdakini (Tevrat'ı) tasdik edici olarak indirdiğim (Kur'ân)a iman edin, O'nu, inkar edenlerin ilki siz olmayın, benim âyetlerimi birkaç paraya değişmeyin. Ancak benden korkun.
5:46 - O peygamberlerin ardından, yanlarındaki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak Meryemoğlu İsa'yı gönderdik ve ona içinde hidayet ve nur olan, kendinden önceki Tevrat'ı tasdik eden ve Allah'dan korkanlar için bir hidayet rehberi ve bir öğüt olan İncil'i verdik
Kur-an Tevrat doğrularken. Müslüman neden yalanlıyor.?. Şundan olabilir mi? Bir Vahy dini, bir de hadis dini. Yani indirilen ile uydurulan?
Allah'ın sözlerini değiştirebilecek hiçbir kuvvet yoktur."(Enam, 6/34
Hakliymissiniz ikna oldum. En iyisi siz tevrata iman edin. Hayirli gunler
Bence hepsine iman edin. İmanın şartı dır kitaplara inanmak. Sohbetiniz için teşekkürler. Size de İyi günler